Göztepemiz futbolda kümede kalır mı?

Kalırsa nasıl kalır?

Futbolcuların birbirini basın üzerinden eleştirmesiyle mi, teknik heyete müdahalede bulunarak mı, futbolculara alacakları ödenerek mi, tribünü bölerek mi?

Motivasyon toplantıları yeter mi?

AŞ yönetimi degişmeseydi neler olurdu?

Fedai başarılı mı?

Başarılıysa neden bu durumdayız?

Fedai başarılı değilse ne eksik? Neler yapmalı?

Neden 21 puanla sondan ikinci sıradayız?

Kayıhan bu kadroyla da başarılı olur muydu?

Kayıhan takviye ister miydi, isterse neler yapardı?

Fedai daha takviye istedi mi?

Sezon başında takım yeterliydiyse, neden 5 oyuncu (Mkhalele, Tunç, İlhan, Mehmet, Alp) ki neredeyse hepsi ilk onbirde transfer edildi?

Yetersizdiyse neden baştan edilmedi?

Neden kombine biletler sezonu yedinci bitirdiğimizde değil de, sezonun başlamasına birkaç gün kala pazarlandı?

AŞ yönetimi teknik heyetin işlerine karışıyor mu?

Neden çok seslilikten korkuluyor tribünde?

Tribünde çok seslilik çok parasal zarar mı?

Neden Genç Göztepeliler de Göztepe değil?

Neden böyle kritik bir dönemde tribünde böyle bir operasyona girişildi?

78 senedir neden bir tek dikili ağacımız yok, neden elde olanları da kaybetmişiz? (Gürsel Aksel Stadı ve binanın olduğu yer bir zamanlar bizim malımızmış.)

Neden 40 milyon usdye karşın tek bir dikili ağaç yok?

Neden geçen seneki kadro dağıtıldı en iyi futbolcularımız verildi?

Borçlu bir birinci lig takımı mı, borçsuz bir ikinci lig takımı mı?

Neden konu şampiyonluk olunca ikinci lig şampiyonluğundan bahsedebiliyoruz hep, neden birinci lig değil?

Dinç Bilgin olmasaydı Göztepe ne olurdu?

Göztepe olmasaydı Dinç Bilgin ne olurdu?

Göztepe neden kurumsallaşamıyor?

Göztepe AŞ döneminde bile neden yönetimsel, teknik heyet ve futbolcu bazonda istikrarı yakalayamadı?

AŞ şimdi bıraksa ne olur?

AŞ'yi isteyen oldu mu?

Göztepe kredi kartına Göztepeliler neden beklenenin çok altında rağbet etti?

Atatürk te mi oynamalıyız Alsancak'ta mı?

Alsancak'ın zemini oyuncuları etkiliyor mu?

Altay bizden 6 puan almayıp biz onlardan 6 puan alsaydık ne olurdu?

Göksel oynasaydı herşey değişir miydi?

Öyleyse neden önlem alınmadı?

Rachid neden hala kadroda?

Rachid ne yapar sahada, ya geceleri?

Neden profesyonel bir şekilde yönetilmiyor Göztepe?

Göztepe'nin neden bırakın 10 seneyi 2 senelik planı yok?

Türkiye'de hangi futbol takımında 2 kez idman boykotu oldu?

Memlekette parasını zamanında alamayan tek futbolcu grubu Göztepeli futbolculrımız mı?


Neden sezon başında hem futbol hem de basketbol finansman olarak çok zayıf bırakıldı?

Basketbolda bu kadro sezon başında olsaydı şimdi bu galibiyet sayısında mı olurduk?

Basketbolda bile teknik heyetsel sürekliliği sağlayamamızın nedeni nedir?

Düşersek AŞ bırakır mı?

Tartışmak mı iyidir, tartışmamak mı?

Susmak mı iyidir, konuşmak mı?

Biz ne yapabiliriz?

Maç öncesinde tribünlere yapılacak konuşmayı kim yapmalıdır, amigomız mu, yönetimden biri mi, başkan mı?
Bu sualleri kimseyi incitmek için sormadım, bu soruları herkes kendine bir sorsun, muhattapları da. Daha 9 hafta var, bu takım ligde kalabilir, kalması için elimizden geleni yapmalıyız yoksa çok geç olacak.

Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk 

var site="sm4goztepelist" <a href="http://sm4.sitemeter.com/stats.asp?site=sm4goztepelist" target=_top> img src="http://sm4.sitemeter.com/meter.asp?site=sm4goztepelist" title="Site Meter" border=0></a>

Eskileri deyimiyle fitbol enteresan bir oyun. İlk devre Ali Osman Renklibay'ın işini asıl bitiren Adana maçıydı. Şeref tribününe 4'den sonra.edilen küfürler... Sonra ertesi hafta GB maçı ve yeni bir dönem başladı. Ta bugünlere kadar geldik, bu sefer biz adamları yendik. O zaman evine krallar gibi dönen Adana'da bu sefer yönetim istifa sesleri. Rüzgar sert oldu ki hocaları istifa etti...


Futbol enteresan bir oyun gerçekten.


Bir hafta leyla gibi gezen koca bir güruh insan bir anda zindeleşiyor bir galibiyetle...


Haftasonu kazanamazsak ise tam tersi, bu sefer bu listede bile neler yazılacak...


Neden pazara alınmadı diyeceğiz. Neden havaya girildi denecek...Yönetemeyen yönetim, dinazorlar, gidin artık vs vs Geçen haftaki söylemler...


Futbol ilginç bir oyun gerçekten.Bizler de futboldan az ilginç değiliz.


Kazanırsak belki yine bunlar söylenecek ama daha cok methiyeler...


Stres, kan, gözyaşı, sevinç, gol(ler), yönetilenler, hakemler, verilmeyen ya da verilen penaltılar, masa başı oyunları, yönetenler...Amma kazanmamız lazım.

Bir sene daha ligde kalırsak eğer denilenler doğru ise seneye borçsuz başlayacaksak, gelecek paralarla kurumsallaşma şansı, birinci ligde kök salma şansı demek.

O kadar taraftar gelirse stad dolarsa ki Yeni Asir biraz propaganda yapmaya başladı maçı alabiliriz ama baştan sona ciddiyetle oynamak gerek. Saha dışı ve içi şartların lehimize olması gerek. İlk 10-20 dk taraftar bastırırken gol yememek gerek. Atabilirsek ne ala. Ankara'daki GB maçındaki gibi girilen pozisyonları laubalice kaçırmamak gerek. 6lık maçta ilk 30 dkda 3-4 gol atabilirdik.Ayrıca Gençlerbirliği'nin hakettiğinin altında bile olsa belli bir oranda da olsa medyatize edilmesi ve şampiyonlar ligine gitme ihtimalinin doğması bizim lehimize olabilir. Ülkemizde bazıları için başarının, mutlak bir şekilde başarısızlığın açık garantisiı olabilmesi gibi.


Göztepemiz için en güzeli olsun.


Herşey (yalnızca) Göztepemiz icin,

var site="sm4goztepelist" <a href="http://sm4.sitemeter.com/stats.asp?site=sm4goztepelist" target=_top> img src="http://sm4.sitemeter.com/meter.asp?site=sm4goztepelist" title="Site Meter" border=0></a>


Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk

Büyük olmak başarılı olmak mıdır? Hangi branşta başarılı olmaktır? En çok branşta başarılı olmak mıdır? En çok branşta spor yaptırmak mıdır? Yapılamayanı mı yapmaktır? Her sene Avrupa'ya mı gitmektir? Avrupa'ya gidip başarısız mı olmaktır? Şampiyonlar ligine katılmak, kupayı almak, UEFA kupası almak ya da Süper Kupa almak büyük olmaya yeter mi? Ya da ligimizde en çok şampiyon olmak? Ya da Avrupa'da en ileriye gitmiş olmak? Hangi branşta bunları yapmak? Tüm branşlarda mı, en çoğunda mı, katıldığın tüm branşlarda mı?

İzmir BŞB'mi büyük, Fb mi, Gs mi yoksa Bjk mi, Ksk mi yoksa biz mi? Hangi açılardan? Bir takım sporunda ilk kez Avrupa kupası almış olan Efes mi? Gs kupayı alıncaya kadar daha mı büyüktü ya da biz 89'a kadar en büyük müydük? Barcelona mı büyük, İzmir BŞB mi, oligarşi mi hangi açıdan?

Daha çok seveni olmak medyada daha çok yer almak için yeterli midir ya da daha büyük olmak için? Juventus mu büyüktür oligarşi mi ya da Real Madrit mi? Peki daha başarılı olmak? Branşına göre mi? Mesela basketbolda Efes Pilsen ya da Eczacıbaşı mı büyüktür, oligarşi mi? Voleybolda Eczacıbaşı ile oligarşinin başarıları karşılaştırılabilir mi? Eczacıbaşı bayan voleybol takımının final four oynarken bile basında oligarşiyi geçememesi o sırada Avrupa'da çoktan ununu elemiş eleğini asmış takımlarımızdan daha geride kalması mantıklı mı?

Daha çok seveni olanların sevdikleri sevdiklerinin neyini sevmişlerdir? Basındaki yansımalarını mı? Yıldızları mı? Kendilerine vakfdilen anlamsız yakıştırmaları mı? Kaç kişi İstanbul'un adı geçen semtlerini görmüştür, oturup bir çay içmiştir ki? Ya da kaç kişi oturup güneşin batışını izlemiştir? Sözgelimi bir Malatyalının Malatya-Fb maçında Fb lehine bağırması ne kadar mantıklıdır? Nasıl bir güdülenmenin sonucudur? Oligarşi dışı takım tutanlar salak mıdır ya da mazoşist midir ya da Markiz de Sade'ın açtığı yoldan ilerleyen kamçıseverlerden midirler?

Başarı yoksa takım terk mi edilmelidir? Anketlerde ki her sene yenilenirler ve pek katılmasam da temsiliyet gücü yüksek oldukları söylenir bu anketlerdeki kayan taraftarlar, büyüklğü de kaydırmakta mıdır?

Büyükler dilenir mi ya da dilenci gibi gezer mi? En büyük en dilenci midir?

Büyüklük daha çok ve daha kolay para kazanabilmek için, daha çok kar edebilmek, masrafları azaltmak için ülke çapında örgütlenerek spor yayını yapmamak için, statükoyu korumak ve gelişmesini sağlamak için yaratılmış sanal bir kavram mıdır?

Büyüklük 2500 yıllık sorun olan merkeziyetçiliğin 21. yüzyılda spor alanında tezahürü ile ortaya çıkmış kapital ve medyanın ulusal-yerel merkezi İstanbul'un aslında kendine yaptığı gönderme midir?

Büyüklük ülkemizdeki insanların doğumlarından itibaren bomabalandıkları tek yönlü yayınlarla ya da adil olmayan karar ve uygulamalarla gördükleri ya da -mış gibi gösterilen imaja kapılmaları ile genişleyerek büyüyen, güce tapmaya dayalı bir psikolojik yatkınlığın kendini bulduğu bir feneomen midir? Ya da
1453'ten beri gelen İstanbul merkeziyetçiliğinin ve Anadolu'daki padişah ya da güç ve başarı bağımlılığının (ki bunda korkunun da rolü vardır) ve bağlılığının psikolojik etkileriyle, İstanbul'un mali merkezliğinin finansal yardımlarıyla, yerel olup ulusal gibi davranan basın ve medyanın 100 yıllık katkılarıyla, bunların birleşiminden gelen ve gelmemesine zaten imkan olmayan başarılarla gelişip, büyüyüp bu hale gelen semirtilmiş ulusal bir ortak ürün müdür bu üçlü oligarşik yapı.

Dengesiz bir ortamdan dengeli bir yapı ortaya çıkmasını bekleyemezsiniz. Reklam-medyadaki güç-para-başarı-taraftar sayısı-ulusal düzeyde yönetici konumundaki taraftar sayısı; bunlar birbiri içinde birbirini, olduğu zaman pozitif, yoksa da negatif kısır döngü içinde etkileyen kavramlar. Küreselleşmenin global etkilerine benzer etkileri olan ve küreselleşme fenomeniyle aynı mantık ve ilkelerle ilerleyen bu çarpık durumun yıkılması mümkün mü çok zor.

Peki burada Göztepenin ya da biz Göztepelilerin rolü ne olacak? Bunlara pısmak mı, gazetelerde kendi yerel medyamızda daha az yer almayı kabul etmek mi, kümede kalmayı başarı kabul etmek mi, paraların avurduyla semirtilmişlere dağıtılırak daha da semirtilmelerine ses çıkarmamak mı? Bence sonuna kadar hayır. Rolümüz taraftar sayımızı ve düşünen, harekete geçen hereket yapan taraftar sayımızı arttırmak, kendimizi eğitmek, toplumdaki statümüzü arttırarak kulübe daha fazla sahip çıkmak bu arada kulübün yüzyılın gerektirdiği yapılanmaları sağlaması (tüzük değişikliği, kredi kartı gibi sürekli gelir kaynaklarını arttırmak, kombinelere sahip çokmak, spor okullarını geliştirmek) için çaba harcamak, İzmir kimliğine sahip çıkmaya devam etmek ve 77 yıllık sorunumuz olan tesisleşme ve kurumsallaşma sürecini hızlandırmaya çalışmak olmalıdır. Bir yandan eksiklerimizi tamamlamaya çalışırken varlığımızı, haklarımızı ve adaleti savunmak, bunları sonuna kadar savunmak ve biryerlerde birilerinin bu üçlü oligarşiye karşı olduğunun her daim bilinmesini sağlamak olmalıdır. Çoğunluk her zaman haklı değildir.

Immamanuel Kant (1724-1804) "Birşeyi yapmalıysam, yapabilecek durumdayım demektir; üzerime kaçınılmazsa düşen kurma olanaklarımın da içinde olmalıdır" der Fragmanlar'ında. Lütfen yapabileceğimiz herşeyi yapmaya çalışalım.

 

25 Ekim 2002

*Yeni Asır'a ilk geçisimizdeki Düzcespor maçı

*İlk çıktığımız sene ilk etapta Kuşadası maçları ki biri deplasmanı

*İlk çıktığımız sene Rizespor, Sarıyer maçlarıı

*Düştüğümüz sene Fb, Trabzon, Kocaeli, İstanbul, Adana, Denizli maçlarıı

*İkinci çıkışımızdaki BSB, Ksk, Diyarbakır maçları

*Geçen seneki Gs, Fb, Ankaragücü maçları.ı


Aslına bakarsanız düştuğümüz seneden beri düşüş var.


İlk çıkışımız ile ikinci çıkışımız arasinda düşüş var.


Geçen sene ile ilk çıktığımız sene arasında düşüş var. Hem de geçen seneki başarıya rağmen. Buna bir sebep ilk seneki biletleri birara 100.000 olması olabilir ama yeterli değil.


Bunda surekli düşme stresi ve bir kere düşmüş olmak ki düştüğümüzden beri esasında o eski hava (ilk çıkışımızdaki) nadir oluştu, olabilir. Herhalde en etkili nedenler bu.


Bir de şu var bayağı uzun süredir hic 2000 kisiye oynamamıştık, içeride Adanaspor ve Malatya'dan ve ayarındaki takımlardan 4 yememiştik.


Bu sene hiç yeneriz diye maça gidemedik, Elazığ maçını bile çok zor kazandık ve kadronun zayıflığı ki geçen seneki kadroyu bile zayıf buluyorduk bu seneki kadro için yorum sizin..


5 senedir kadro korunmasından bahsediliyor ama beş senedir kadro bozuluyor bu sene kaçan balıkların Denizlideki başarıları kafaları yerden yere vurduruyor mu bilmiyorum. Değişen teknik direktör sayımız hiç te az olmadı. Ne yazık ki yine iki kere aynı hoca ile başlayamadık, bir kere bile tek hoca ile bitiremedik.


Yeni Asır desteğinin bu sene sürekli azalması Yeni Asır'ın mali durumunun çok bozulması, bilerek veya bilmeyerek Göztepe'nin daha az yer alması, elimizde son iki senede en iyi kullanılan kuvvetin pek lehimize değil aleyhimize işlemesine neden olmaya (Trabzon maçının biletinin Göztepe kredi kartıyla %50 inmdirimli olduğunun halka duyurulamaması gibi) başladı. Burada mali durumun esasında son iki senede de bundan farklı olmadığını belirmek lazım. (Yeni Asır'ın gücünü anlaşılması bakımından)


Ayrıca sürekli eski başkanlar hakkında dedikodular çıkarılması ama bunların dedikodu düzeyinde kalması ve hesapların ve rakamların şeffaflıktan uzak olması insanlara güvensizlik aşıladı, aşılamaya devam ediyor. Üç AŞ başkanının farklı çizgileri ve genel bir AŞ politikasından çok başkana göre değişen ve gelişen çizgiler de kulübün büyümesinde ve taraftarın yarınlara bakışında engeller yarattı ve güvensiz bir ortam oluşturdu. Bütün bu olaylar zaten kısıtlı olan ve yok denebilecek kadar küçük camianın da yaralanmasına neden oldu. Göztepe camiası ve buna ek olarak tribünleri bir küskünler topluluğu oldu.


Peki bu andan sonra neler yapılabilir derseniz:

1)En azından bu sene de ligde kalınmasının sağlamak için 500.000 USDlik bir ek kaynağa ihtiyaç var gibi duruyor. Böyle bir kaynak gelecek sene en az 4 milyon USD daha demek. Ayrıca ligde üç sene kalmak bizim kalıcılık şansımızı da arttıracaktır. Yine bu seneki en büyük sorun olan iç saha mağlubiyetlerine de engel olacaktır. Burası açık ki en büyük eleştiriler iç saha mağlubiyetlerinden sonra oluyor. Düşmemizin kimseye bir faydası olmaz Dinç Bilgin dahil. Göztepe hala büyük bir güç tabii kullanmayı bilene.

2)Daha şeffaf olunmaya çalışılması gerekmektedir..

3)Taraftarın kendini önemli hissetmesini sağlamak gerek. Bu Yeni Asır ilk geldiğinde çok güzel yapılmıştı o kadar abartıya gerek yok, cüzi miktarlarla da birşeyler yapılabilir.

4)Yeni Asır kullanılarak ve kişisel ilişkilerle saha dışında daha kuvvetli olmamız, en azından hakkımızın yenmemesi sağlanmalı.

5)Yönetime ve işleyişe profesyonel insanlar alınmalı, insanların birbirini sevmesi, bir grubun yaptığının da, diğer grubun yaptığının da Göztepe için olduğu, herkes birbirini desteklemezse Göztepe'nin yerinde sayacağı, aslolanın Göztepe olduğu unutulmamalı.

6)İşleyiş demokratikleşmeli.

7)Yönetsel politikalarda ve yönetimlerde süreklilik oluşturulmalı ve bu süreklilik içinde geçmiş bugün ve yarın birleştirilmeye çalışılmalı.

8)Dernek olsun AŞ olsun yapılan herşeyin Göztepe için yapıldığı ya da yapılmaya çalışıldığı ikisinin birbirini tamamlayan ve destekleyen iki unsur olması gerektiği unutulmamalıdır.


Göztepe İzmir'in en önemli markasıdır. Bu markanın gelişmesi için ortaya bir politika ve bu politikayla ilişkili bir vizyon konmalı ve bu vizyona uygun uzun dönemli eylemlerle birlik ve beraberlik içinde 75 yıllık eksiklerimizin hızla tamamlanması ve bundan 10 yıl sonra bu andan daha iyi yerlerde olabilmek için + değerler oluşturulmaya çalışılması, Göztepe camiasının birbirinden nefret edenler değil, birbirini seven insanlardan oluşan bir topluluk olmasına çalışılması gerekmektedir.

Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk 

var site="sm4goztepelist" <a href="http://sm4.sitemeter.com/stats.asp?site=sm4goztepelist" target=_top> img src="http://sm4.sitemeter.com/meter.asp?site=sm4goztepelist" title="Site Meter" border=0></a>

Basına yapılan açıklama da gösterdi ki 1/4 lük fark yüzünden taraftarın hocası Ümit Kayıhan olmamış. Arada 150 milyarlık bir fark var yardımcı hocaların ki ile beraber.

Ümit Hoca bu takımı birinci lige çıkardı geçen sene ikinci devre müthiş bir performans gösterdi 7. oldu.

Kulübe müthiş katkıları oldu.

Takım şu anda bu durumdaysa onun da payı inkar edilemez.

Neredeyse herkes onu seviyor.

Fakat şu anda o kadar emek vererek bir yerlere getirdiği takım çok zor durumda.

4te1 yapabildik.

Kendi sayesinde oluşan Alsancak cehennemi bize cehennem olmaya başladı.

Takım paraşütsüz gidici gibi.

Tribünler boşalma eğiliminde.

Ümit Hoca'ya güveniyor herkes.

Eldeki kaynaklar kısıtlı. Evet bunu suçlusu Kayıhan değil gerçekten istediği parayı da hakediyor ama para kısıtlı.

Yönetimde de para yok.

Ancak bu kadar verebiliyorlar.

Ümit Hoca'ya çağrım kendisi de yani Türkiye'de çok nadir görülen tribün-taraftar ilişkisinin mimarı da yönetim de biraz fedakarlık yapsın. Orta yolda buluşulsun. Yoksa Göztepemiz-Göztepesi korkarım...

Sezon sonunda "Gideyoz gideyoz gene aynı yere geleyoz." demeyelim.

Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk

 

var site="sm4goztepelist" <a href="http://sm4.sitemeter.com/stats.asp?site=sm4goztepelist" target=_top> img src="http://sm4.sitemeter.com/meter.asp?site=sm4goztepelist" title="Site Meter" border=0></a>

KÖŞE YAZILARI

  • İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var? İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
    Written by Oguz Resat Sipahi 10 May 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
  • Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
    Written by Oguz Resat Sipahi 12 Nisan 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
  • Gözyaşları... Gözyaşları...
    Written by Oguz Resat Sipahi 21 Nisan 2019
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
  • Göztepe TEK Büyüktür. Göztepe TEK Büyüktür.
    Written by Özkan Cengiz 28 Nisan 2018
    Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar:

Diğer başlıklar

Twitter