Bundan bir süre önce yapılan taraftar-yönetim toplantısına katılanlar burada sağladığımız demokratik ortamın ne kadar başarılı olduğunu anlamışlardır kanaatindeyim.


Kendim de Göztepe Spor Kulübü Derneği'nin yönetim kurulu üyelerinden biriyim.


Herşey ile değil ama pekçok şeyle direk karşı karşıya durumdayım. Göztepe AŞ yönetim kurulu üyelerinin çoğu da Göztepe Spor Kulübü Derneği'nin yönetim kurulu üyesi. Kendileriyle aynı çatı altında olduğumda da yapıcı üslupta eleştirilerimi yapmaya çalışırım.


Ben kişisel olarak farklı üsluplarda eleştirmeye çalışıyorum bu benim stilim. O kurula girmeden önce de eleştiriyordum-sonra da eleştiriyorum ve hep benzeri biçimlerde. Bir lafı söylemenin 100 çeşit yolu vardır.


Köşe yazarlarının fikirleri kendilerini bağlar-ayrıca oradaki yüze yakın köşe yazısının hepsi okunduğunda-pekçok yazının benimkiler dahil kimsenin dokunmadığı kadar sert üsluplar ve konular içerdiğini göreceksiniz.


Buraya 1200 köşe yazarı konması pratikte imkansızdır ama ben listeyi 1200 yazarlı bir gazete olarak görmüşümdür. Her ay en iyi yazıların seçilmesini oturtabilirsek diğer kişilerin de yazılarının o ortama çekilmesini sağlayabileceğiz. Orada yazar olarak yazanlar da bu oluşum henüz 2-300 kişi iken bu olaya gönül vermiş arkadaşlarımızdır.


Sözün özü burada kendi adıma duran yaklaşık 40 yazıyı cut-copy-paste biçiminde önünüze dökemeyeceğim fakat herbiri pekçok mesaj içermektedir. (arzulayanlar dökümüne editörün diğer yazıları linkine tılklayarak ulaşabilirler) Savaş Cucum'un yazısı üzerine kendimden şüphe ettim ve hepsini teker teker okudum. Ben kişisel olarak herkesten çok eleştiririm kendimi ve doğrusu hiç aynı fikirde değilim.

Kendi felsefem yıkıcı değil-yapıcı olmaktır. Eleştirirken de yapıcı olmaktır. Bu benim stilimdir-beni bağlar ne bu listeyi hiçbir zaman benim dediğim en doğrudur hezeyanı içinde olmadım-ne yönetimi ne de başkasını ve o yazıların altında da benim ismim bulunmaktadır başkasının değil.


Hayat ne beyazdır ne de siyah grinin tonlarında gezinir benim ve diğer arkadaşların yazıları da öyledir.


Ve tekrarlamak gerekirse son taraftar toplantısı demokrasi açısından moderatörlerin başarısını ortaya koymaktadır.


Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da kendi stilimizde eleştirmeye devam edeceğimize emin olabilirsiniz.

var site="sm4goztepelist" <a href="http://sm4.sitemeter.com/stats.asp?site=sm4goztepelist" target=_top> img src="http://sm4.sitemeter.com/meter.asp?site=sm4goztepelist" title="Site Meter" border=0></a>

Futbol şubemiz 17 sene tüm camianın tüm uğraşlarına rağmen 1. lige çıkaramaması üzerine yönetimin en son Uçar'a geçmesi ve 1 puanla ligin dibine çöreklenmesi üzerine kimsenin ortada olmadığı dönemde mucizevi bir şekilde Yeni Asır'ın takıma sahip çıkma teklifi ile her türlü alacağı vereceği ile Göztepe AŞ'ye ya da Sayın Dinç Bilgin'e satılmıştır. Yani çık şekilde sahibidirler futbol şubesinin. Dinç Bilgin'in atadığı Aydın Bilgin ve Hamdi Türkmen de 5 senedir kendi oluşturdukları yönetimle futbol şubesine yön vermişler-mektedirler. Yine basketbol ve voleyboldaki hamleler de kendileri tarafından başlatılmıştır. 5 yılın ikisi süperligde geçmiştir.


Sayın Türkmen ve ekibi bu sene kendilerine verilen bütçe ve şartlar gözönünde bulundurulursa ve kriter olarak ligde kalmayı belirlersek başarılıdır. Duygusal açıdan baktığımızda hiçbir Göztepeli için ligde kalmak başarı değildir, fakat
gerçekler bunu başarı olarak kabul etmemizi gerektirmektedir. FB maçındaki inanılmaz defans hatalarıysa "Ne kadar ekmek, o kadar köfte" lafını
hatırlatmaktadır.


AŞ yönetimi 5 yıllık yönetimleri tarzında pekçok olumlu ve olumsuz iş yapmıştır. En büyük eksiklikleri kalıcı yatırım olarak değerlendirilebilse de, o alanda yaptıkları bile camianın 75 yılda yaptığından daha az değildir.


400 milyon USD'ye yakın borç ödemek durumunda olan bir kurumun sponsorluğa devam etmesi bile büyük bir olaydır. Eminim ki onlar da UEFA kupasını yakalamak isterlerdi ama olmadı.


FBnin bize 25.000.000 TLlik bilet satmasından doğal birşey olamaz. Biz onlara ne yaptıysak onlar da aynısını yaptılar. Biz onları kapalı fiyatına kale arkasında oturttuk onlar da aynısını yaptılar. İlgi konusundaysa tamamıyla katılıyorum.


Yönetimden biletleri sübvansiye etmelerini istemek te bana ters geliyor. 1000 bilet 25 milyar eder. Arkadaşlar hangi açığın nasıl kapatılacağının tüm günün tartışma konusu olduğu bir ortamda bu çok ağır. Ki yine 50 bilet alınmış. Otobüs ve bilet konusunda sizinle aynı fikirde değilim-ama yalnız kalınmasına ve ilgisizliğe üzüldüm. Burada dağılımda sorun varmış gibi gözüküyor.


Gemi gerçekten zor yürüyor ve bu takımın bu haliyle ligde kalması gerçek bir mucize.


Bizleri taraftar olarak yapmamız gereken almaya değil-vermeye çalışmaktır. Profesyonel değil-amatör taraftarlık.


Aktif olma durumuna gelince bizler amatör olarak kendi işlerimizden vakit buldukça elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz. Kulübümüzün yapılanmasına yardımcı olmaya çalışıyoruz-yeni gelir kaynakları yaratmaya
çalışıyoruz. Burada savunulacak nokta bu olayların tamamıyla profesyonel ekiplerce yapılması gerekliliğidir. Hem TV-radyo yönetmek-fabrika yönetmek ya da tam mesai gerektiren bir başka meslekle uğraşıp hem de kulüp yönetmek- çok
zor hatta imkansızdır. Bunu herhangibir amatör yöneticinin yapması imkansızdır.


Bana göre camiamız içinde bu takımı bu seviyede bile tutacak sistem ve güç ne yazık ama henüz yok.


Bizler halen yaptığımız gibi bundan sonra da takımımıza-AŞ'ye yeni kaynaklar yaratmaya çalışarak kendi gücümüzde destek olmaya devam etmeye çalışacağız.


Bardağın yarısı boş diğer yarısı dolu.


Ve bu haftasonu ya da 5 gün sonra olağanüstü önemli bir maça çıkacağız.


Ne kadar ekmek o kadar köfte-ne kadar destek o kadar başarı.

var site="sm4goztepelist" <a href="http://sm4.sitemeter.com/stats.asp?site=sm4goztepelist" target=_top> img src="http://sm4.sitemeter.com/meter.asp?site=sm4goztepelist" title="Site Meter" border=0></a>

iste ve site kurulduğundan beri polis-spor-taraftar ilişkisi çokça işlendi.



Türk futbol tarihine kara bir leke olarak geçen Göztepe-Erzurumspor deneyimini hep beraber yaşadık.



Bu seneki FB maçının son dakikaları da hoş bir anı değildi.


GS maçında polislerin her birinin 3-4 kişiyi bedava olarak içeri almayı kendi özlük haklarıymış gibi gördüğünü yaşadık ki bu benim fikrimce polisin esas görevi olan ve korumaları gereken asayişin bizzat kendilerince bozulmasıdır. Polisevine gidip yiyip içip sonra da bana eyvallah deyip kalkmak-hangi babayiğidin harcıdır-kendileri bunu yapabilmekte midirler-yapanlara ne yapmaktadırlar? Ortada bir gösteri vardır. Bu gösterinin bir bedeli vardır ve herkes bu gösteriyi bu bedeli ödeyerek izlemektedir. Orada polisin tek bir görevi vardır o da asayişi korumak.


Benim bahsetmek istediğim konu ise 75. Yıl maçı. Şu kaybettiğimiz her sette defalarca set sayısı atmamıza rağmen tanrıların buyruğu üzerine 3-1 mağlup olduğumuz ve düşmemize vesile olan 75.Yıl maçı.


Konu o maç öncesinde takımı yüzüstü bırakarak güzellik yarışmasına katılan oyuncu da değil.


Konu İzmir polisi.


O maçı şeref tribününün karşısındaki tribünde bir grup arkadaş ile izledik.


Arkamızda bir grup polis vardı.


Normal olacak tabii değil mi asayişi koruyacak ya...


Evet... Arkamızda bir grup polis vardı.



Polisin sizce orada olmasının nedeni nedir?


Güvenliği sağlamak mı yoksa takım desteklemek mi?


Güvenlik değil mi?


Bilemediniz.


“Takım mı destekliyordu, emin misin?”diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Evet takım destekliyordu, 75.Yıl’ı.


Rakip sayı aldıkça arkamdaki bir memur ki oradakilerin üstü gibi duruyordu birbirleriyle “çakıyorlardı”. Evet “bravo” deyip-alkışlıyarak “çakıyorlardı”.


Arkadaşlarla beraber başları gibi duran memuru birkaç defa uyardık kendisi ise tam bir polis gibi davranarak üste çıktı.


Polis takım destekleyemez mi?


Tabii ki detekler.


Fakat polis eğer bir takım tutacaksa formasını çıkarır istediği takımı tutar. İstediği şekilde destekler takımını.


Bunca kelamdan sonra böyle bir maçta oraya tribüne güvenllik amacıyla gidip-bu şekilde davranmayı provokasyon olarak tanımlarsak pek de ağır konuşmuş olmayız kanaatindeyim. Polisin görev sınırları dahilinde taraftarın provokasyonu yok sanırım.


Şahsi düşüncem ve kendi mantığıma göre orada güvenlik için bulunan polis yalnızca görevini yapmalıdır iki takım hakkında da yorumda bulunmamalıdır diye düşünüyorum. Bilmiyorum çok şey mi istiyorum ya da saçmalıyor muyum?


Polisin Göztepe taraftarından hoşlanmamasını normal karşılıyorum. Çokuz, destekçiyiz ve hatta bazen aşırıyız. Onların işi de kolay değil-sabahtan beri oradalar o da tamam.


Fakat nasıl diğer meslek grupları doktorlar, öğretmenler, savcılar, gazeteciler vs işini ne olursa olsun yapıyorlarsa-onlar da o şekilde yapmak zorundalar.


Polis yukarıda anlatmaya çalıştığım ve canlı tanığı olduğum davranışları gösterdikten sonra “Neden halk bizi sevmiyor?” “Acaba bizim hiç mi suçumuz yok?” sorularını aklına ciddi bir şekilde getirip-cevaplarını aramalıdır.


Ve bu soruna en kısa sürede bir çözüm bulmalıdır.

var site="sm4goztepelist" <a href="http://sm4.sitemeter.com/stats.asp?site=sm4goztepelist" target=_top> img src="http://sm4.sitemeter.com/meter.asp?site=sm4goztepelist" title="Site Meter" border=0></a>

*İki sene önce bir kredi kartımız yoktu birkaç hafta içinde olacak.
*İki sene önce bir internetten satış sitemiz yoktu bu sene var ve birkaç gün içinde tekrar açılacak.
*İki sene önce bir dergimiz yoktu bu sene var.
*İki sene önce bir spor salonumuz yoktu bu sene var.
*İki sene önce Gözcard yoktu bu sene oldu.
*İki sene önce satılan kombine bilet sayısı çok cüzi miktardaydı bu sene 2.500 civarında bilet satıldı.
*İki sene üçlü oligarşi takımlarının hepsine karşı seyirci üstünlüğü sağlanamaıştı bu sene sağlandı.
*İki sene önce tek antrenman sahamız varken şu anda iki tane var.(Fakat ihtiyaç en az 4-5)
*İki sene önce de şimdi de kendimize ait bir stadyumumuz yok.
*İki sene önce de kulüp binamız kötü haldeydi-şu anda da. Fakat umarım ve dilerim Mayıs ayı gibi düzelmiş olacak.
*İki sene önce hediyelik eşyalarımızı satacak bir yerimiz yoktu şu anda iki tane var.
*İki sene önce 180 kişi idik şu anda 1200.
*İki sene önce basketbol şubemiz yoktu bu sene var.
*İki sene öncesinde voleybolcularımız Avrupa konfederasyon Kupası’na gitme şansı bulmuştu. Belki bu sene de Avrupa şansı yakalayacağız ama ne yazık ki küme düştük.
*İki sene önce saha kapatma cezası almamıştık, bu sene basketbol dahil üç kere aldık.
*İki sene önce Türkiye'de henüz bir sivil anayasa oluşturulmamıştı bu sene Göztepe taraftarları bu işi başardılar.
Saygılarımla,
Oğuz Reşat Sipahi

var site="sm4goztepelist" <a href="http://sm4.sitemeter.com/stats.asp?site=sm4goztepelist" target=_top> img src="http://sm4.sitemeter.com/meter.asp?site=sm4goztepelist" title="Site Meter" border=0></a>

GöztepeLIST tribünde ne kadar çeşit insan varsa o kadar çeşitlilikte insanlardan oluşan bir grup. Toplumda ne kadar tabaka varsa hepsi.

Tek bir çeşit insan olmadığı gibi, tek bir çeşit Göztepeli de yok. Kimse kimseden daha Göztepeli değil.

Burada önemli olan fikirlere saygı duymak.

Gerçekten sormak lazım kim kazandı?

Tribünde çok olmakla puan alınsaydı liderdik şimdi...

Bu kavga kime ne kazandırdı ki?

KSKliler hepimize anaavrat gitti, bizim tribün aynı şekilde yanıt verdi. Herkes dışarı gitti. 2200 kişi. Yazık değil mi?

KSKliler sizin hiç Göztepeli yakınınız yok mu, arkadaşlar sizin hiç KSKli yakınınız yok mu?

Lütfen şapkanızı önünüze alın ve bir düşünün her iki takım taraftarı da düşünsün tüm bu küfürleşmelerden ulusal medya rezil olmak dışında ne kazandık? Leş kargaları bekledikleri malzemeyi buldular ve kullandılar. Bizim yaptığımız meşale gösterisini diğer takımın attığı gol esnasında gösterecek kadar düzeysiz ve aşağılık olabilenlere koz vermekten ve rezil olmaktan başka ve kızların ellerini ayaklarına dolaştırmak dışında neye yaradı?
Efendim?
Duyamadım.

Egolarımızı tatmin etmeye mi?

Oğuz Reşat Sipahi
http://www.geocities.com/sipahior

KÖŞE YAZILARI

  • İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var? İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
    Written by Oguz Resat Sipahi 10 May 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
  • Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
    Written by Oguz Resat Sipahi 12 Nisan 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
  • Gözyaşları... Gözyaşları...
    Written by Oguz Resat Sipahi 21 Nisan 2019
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
  • Göztepe TEK Büyüktür. Göztepe TEK Büyüktür.
    Written by Özkan Cengiz 28 Nisan 2018
    Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar:

Diğer başlıklar

Twitter