Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk 

Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumundan 3. derece sit alanına çevirilmesi ile ilgili imar planının onaylanmasına yönelik açılan

https://www.change.org/p/olympos-a-dokunma-olymposadokunma-csbgovtr-tcbestepe?recruiter=false&utm_source=share_petition&utm_campaign=psf_combo_share_initial&utm_medium=whatsapp&recruited_by_id=83c1d660-91dd-11ea-b132-2f19f0ff15f3&utm_content=washarecopy_22037247_tr-TR%3Av3 

adresindeki imza kampanyasına Göztepelist instagram sayfası üzerinden reklam oluşturur iken kendimce bir şey keşfettim. Bu arada her yer bitti Olimpos kaldı muhtemelen umarım orayı rahat bırakırlar ve o güzellikler site vs ile dolmaz... 

***
İnstoş (çocuklarımın deyimiyle) reklamları yönlendirebilmeniz adına size erkek kadın ilgi alanı ve yaş aralığına göre hedef belirleme opsiyonu sunuyor.
***
Buna göre bugün 10 Mayıs 2020 itibariyle Türkiye’de 18-65 yaş arasında 52 milyon İnstoş kullanıcısı var. Daha genç ya da yaşlıları göstemiyor anladığım kadarıyla...
***
52 milyon içinden ilgi alanına göre de alt grup seçebiliyorsunuz reklam bunlara gitsin diye...
***
O esnada ilgi alanı olarak Göztepe SK seçtiğimde rakamı 4.2 milyon olarak gösterdi. Benim beklentim 2.5-3.5 milyon arası bir rakamdı olarak kabul edersem benim bile beklentimin üstünde çıktı. Bunun üzerine diğer merak ettiğim takımlara da baktım ve aşağıdaki tabloyu oluşturdum ve tarihe bir not olması adına da sizlerle paylaşmaya karar verdim. Bakış açıma göre başlıca tüm takımları gözden geçirdim.
***
İnstagramda kayıtlı 18-65 yaş arası erkek-kadın 52 milyon kişi örneklemini baz alarak aşağıdaki liste oluştu:
Göztepe SK 4.2 milyon
 
1) Fenerbahçe SK/Fenerbahçe (futbol takımı)/Fenerbahçe (basketbol takımı) 18 milyon
 
2) Beşiktaş JK 16 milyon
 
3) Galatasaray SK/Galatasaray SK (futbol)/Galatasaray (basket takımı) 12 milyon
 
4)Trabzonspor (futbol takımı) 9.7 milyon
 
6) Bursaapor 3.9 milyon
 
7) Eskişehirspor 2.4 milyon
 
8) Kayserispor 2.1 milyon
 
9) Sakaryaspor 2 milyon
 
10) Ankaragücü 1.8 milyon
 
11)Karşıyaka SK 1.6 milyon
 
12) Sivasspor 1.5 milyon
 
13) Kocaelispor 1.2 milyon
 
14) Altay 1.2 milyon
 
15) Adanaspor 1.2 milyon
 
16) Yeni Malatyaspor/Malatyaspor 880000
 
17) Antalyaspor 990000
 
18) Denizlispor 610000
 
19) Diyarbakırspor 550000
 
20) Samsunspor 530000
 
21) Adana Demirspor 270000
 
22) Konyaspor 25000
***
 
Yorumlamak gerekirse.. Konyalılar ve Adana Demirsporlular çok instagram sevmiyorlar anladığım kadarıyla... Hep istediğim şeylerden biri ülkeyi temsil eden bir rastgele örneklemde (seçim anketlerine benzer bir şekilde) net bir taraftar anketi sonucu görmek. Instagram  örnekleminin avantajı 52 milyonluk kaydı temsil etmesiyse dezavantajı internet erişimi olmayanları ve İnstagram hesabı olmayanları temsil etmemesi... Göztepe’miz açısından 52 milyonluk örneklemde 4.2 milyon (%8.1) hiç de fena değil İzmir dışında da önemli bir seveni var takımın öyle gözüküyor. Toplamda Nr 5 gözüküyoruz Göztepe olarak geçmişimizi göze alırsak normal beklenen yerini almış takım benim açımdan...Düşmeden de oyleydi 2003 öncesi genelde nr5 cikardik...
 
***
Teşekkürler Başkan Mehmet Sepil’e ve Göztepe’mize tarihi boyunca emek veren herkese ve de bu aşkın nesilden nesile devamını sağlayan tüm Göztepelilere son olarak da günün anlam ve ehemmiyeti üzerine tüm Göztepeli annelerine, Anneler günleri kutlu olsun... 
***
Umarım gelecekte tarihimizdeki başarıların daha fazlalarını da elde ederiz ve daha yukarıları görürüz...
 
 
Oğuz Reşat Sipahi

*Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
 
*Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor...
 
Yine de arada iyi şeyler de var... İyiler ile bardağın dolu tarafı ile başlayalım...
 
*Salgının başından beri bir önceki güne gore en düşük artış hızı %9.18...Günlük artış hızının 3-5 gün ve daha fazlası daha da azalarak devam etmesi iyi gunlere alamet olabilir... İkinci resimdeki analizde de göreceğiniz gibi 1 Nisan’dan beri %15 civarindan %9.2 civarına indi...
 
 
*Yasak bir tek bize miydi? Bugün (12 Nisan 2020) nasil bu kadar yeni tanı oldu derseniz acil servislere gitmek serbest idi... Bir de illerin yarısından fazlasında yasak yoktu...
 
*İki günlük bile olsa sokağa çıkma yasağı ilan edildi. (lakin son anda ilan edilince sokaklar izdihama döndü)
 
*İlk resimde göreceğiniz gibi beşer günlük aralıklarla olgu rakamları analiz edildiğinde (beş gün covid19 ortalama inkübasyon periyodu) yeni vaka sayısı da süreğen iniş ile bir aşamaya kadar indi, son beş gündür 1.43 kat arttı. Önceki beş günlerde bu rakam 1.49-1.83-4.07-15.38-19.6 idi... Ama 0.5 kat ve altına inmez ise 100-200 binleri kısa orta vadede yakalamamız oldukça yüksek olasılık.
 
Bardağın boş tarafları...
 
*1 Milyon nüfus başına covid19+ hasta sayısı Çinde 60.6 (83982/1.386.000.000 olarak hesapladim) ve hastalık yaklaşık 4 aydır var orada... Bir milyon nüfus başına covid19 infeksiyonu sayısı Türkiye’de 705 (56956/80.810.000 olarak hesapladım) hastalık 32 gündür var. Bir ayda Çinlileri yaklaşık 12’ye katlamak (705/60.6:11.63) büyük bir yönetsel başarı olmasa gerek...
 
*Bu arada bir kritik not bizden bir kaç gün daha önce ilk olgusunu açıklayan Azerbaycan 1000 olguyu yeni geçti ama en baştan beri sokağa çıkma yasağı uyguluyorlar... Demek ki sokağa çıkma yasağı uygularsan hasta sayısı daha az artıyor.
 
*İnfeksiyon hastalıkları, Göğüs hastalıkları-Yoğun Bakımcılar- Acil Servis-Halk sağlığı-Mikrobiyoloji-Birinci basamak sağlık hizmetleri başta olmak üzere tüm sağlık sistemimiz çok zorlanıyor...
 
*Bir ayda ülkemizdeki olgu sayısı 10000 kattan fazla artmış gözüküyor...Ülkemizdeki vaka artış hızı günlük %5 artışın altına düşmez ise 7-10 gün içinde toplamda 100000+ vakaya ulaşma ihtimalimiz oldukça ve çok çok yüksek gözüküyor... Bir ayda da 200.000+...
 
*Ek önlemlerle artış hızı daha da kesilmezse, bir ay sonra hastaneler muhtemelen en az 200.000+ hasta ile boğuşuyor olacak. Tüm hastaneler tüm servislerini covid19 servisi yapsalar bile sığdırmak zor olacak gibi gözüküyor hastaları....Üstüne bu hastalara bakacak sağlıklı doktor bulmak da giderek zorlaşacak...
 
*Bugünkü ölüm raporuna bakarsak toplamda şimdilik ülkemizde 1098 kişiyi kaybettik. Rakam dünyada toplam 108.319... Biz bir küçük ilçemizi, dünya küçük bir şehrini covid19’un kanlı ve mukuslu kırbacında kaybetti... Hepsine Allah rahmet eylesin mekanları cennet oldun...
 
Durum analizi ve önerilere gelirsek...
 
*Hasta sayısının yukarıda belirttiğim artışı için, ne mutlu ülkemize, ne kadar gurur verici bir tablo yöneticilerimiz ve sağlık sistemimiz açısından demesi kolay değil...
 
*Ne kadar evde kalırsak (evlerde toplanmadan) yayılma/artma hızı o kadar yavaş olacak...
 
*Ne zaman ki 3/5/7+ gün üstüste yeni vaka sayısı azalmaya bir önceki günden az çıkmaya devam eder, o zaman süreğen iyiye gidişten bahsedebiliriz (Resim 2)
 
*Alınması gereken olası ek önlemler umarım acilen alınır alınanlara da uyum daha ve daha fazla sağlanır... Yoksa ölümler giderek artmaya devam edecek...
 
*Yukarıdakiler kadar önemlisi bu... Acil bir sebepten de olsa hastalanmamaya dikkat edin... Cuma akşamı sonrası Cavit19 ismini alan :-) hastalığın dışındaki sebeplerden hastanelere yatmak giderek zorlaşıyor.
 
*Futbol ve Göztepe'siz olmaz... Futbol sahası yorumu... Maçları/spor karşılaşmalarını seyircisiz de olsa oynamak toplam vaka sayısı binler civarındayken kesilip, -Haziran’da tekrar başlatılması planlanıyorsa gerçekten- en az 100000+ iken tekrar başlamak da ilginc bir karar olacak gibi duruyor... Ama bence de bu hastalıkla rutin günlük yaşama nasıl dönebiliriz problemini çözmemiz gerek... Bir daha stada ne zaman gidebiliriz bilmiyorum ama futbola ve diğer sporlara, sıkı önlemler eşliğinde başlanabilir.
 
*Evinizde durun...
 
*Rahmetli Çetin Altan'ın dediği gibi "İnsanlık kötüye gitmez...". Her ne kadar ne zaman olacağını şu an ön görmek kolay olmasa da bir ara herşey çok güzel olacak...
 
*Enseyi karartmayın...
 
 
 
Dr. Oğuz Reşat Sipahi
İnfeksiyon Hastalıkları Profesörü
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi
İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ad
Bornova İzmir

Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk

Söz meclisden dışarı eskiden Kulüp Başkanları kulübü borçlandırmak üzere görev yapmazlardı. Başkanlar uzun süre hibe edenler ya da harcadıklarını bağışlarlayanlardandı... Onların tarih sahnesinden yavaş yavaş çekilmesiyle, yerlerine verdiğini geri alanlar geldi... Bunların arasında da vermemesine rağmen vermiş gibi gözüküp üstüne para alanlar vardıysa da... En son aşamada vermeden kulübü borçlandıran üstüne hazirun cetveliyle oynayanlar ki çoğuna göre "hain" olarak adlandırılanların arzı-endam eyleme çağları...

Hibe eden Başkanların son örneği, Göztepe için yapılabilecek fedakarlıkların bilinen belki de en en uç örneği Bülent Özkul Mart ayında vefat etti. Bizim yeni yetme delikanlı gençliğimiz Mustafa Amca (Cücen) ve Bülent Başkan'ı "Yeni TV'deki Göztepe nasıl kurtulur?" açık oturumlarında dinleyerek geçti... Hayat ilginç tesadüflerle dolu... 18 yaşında yine rahmetli Cemil Amca'ya üyelik aidatımızı verebildikten 8-10 sene sonra Göztepelist sürecinde onunla birlikte Göztepemizin yönetim kurulunda aynı ortamda bulunmak da nasip oldu... Gördüğüm en kibar, klas, Göztepe konusunda en gönlü bol, Göztepe aşkı en derin ve güngörmüş insandı. Şunu çok rahat belirtebilirim, ekonomik durumu bozulmasa muhtemelen Göztepe de amatöre düşmezdi... Hayatın diğer alanlarını bilmem ama Göztepe'den ayrılacak kadar depresyona girmesini engelleyememek, anlayamamak ya da fark edememek bütün sevenlerinin sorusu olmaya devam ediyor...

Göztepe camiası yaklaşık üç ay sonra en önemli folklorik değerlerinden birini Nizam Dayı'yı kaybetti. O biz Göztepelilerin sokaklarda yatan suretimiz, çılgın-deli-belki yarım-bazen de birbuçuk porsiyon akıllı yanımızdı... Zaten Göztepeliyim diyen hemen tüm Göztepelileri Göztepe söz konusu olunca bu sıfatların içinde sayabiliriz... Göztepe/Güzelyalı  sakinlerinin ısmarladığı yemeklerle ve alkolik hareket ile beslenip dışarıda orada burada yaşayan bazılarına göre meczup, bazılarına göreyse ilginç bir karakterdi. Biz de ona yemek ısmarlama şerefine erişmiştik günün birinde... Sandalyesinin berisinden geçerken korna ile "Göz Göz" çekmek  de Güzelyalı'da yaşamanın ya da Mustafa Kemal Sahil Bulvarı riitüellerinin en güzellerindendi. Tribünde birbirini yiyenlere "Göztepe hepimizin, hepimiz kardeşimiz, küfretmeyelim..." diyebilecek kadar aklı başında bir sokak insanıydı... Tesadüfen yaşayan Türkler kümesinden, bir trafik kazasının ardından toparlayamayıp vefat ederek-tesadüfen yaşayamayan Türkler kümesine geçti. Bu arada o trafik kazasına neden olan şöför kimdi, neydi, ne oldu merak etsem de...Ya da hata kimdeydi???


Ne yazık ki azımsanmayacak sayıda ölüme yakından şahitlik etmek durumunda kaldık bir kısmına elimizin altında diyebileceğimiz şekilde, pek daha çoğunun gerçekleşmemesine katkıda bulunabilsek de... Ölüm hayat kadar gerçek hepimiz için... Neyse ya da ne yazık ki bilmediğimiz bir tarihte ölmek için programlanmışız bir açıdan baktığımızda... Ve kim ilk kez biraraya getirdi bu kelimeleri bilinmez ama tüm ölümler erken ve üzücü... Bu yazıyı yazabilecek kadar kafayı toplayabilmem, yazarken duygularıma hakim olabilmem biraz zaman aldı. İkisi de af etsin. Diyebileceğim o ki keşke tüm ölümsüz Göztepeliler, Adnan Süveri, Bülent Özkul ve Nizam Dayı da keşke Urla tesilerinin açılışına onlarda şahilik edebilselerdi.

Allah Bülent Başkan'a da, Nizam Dayı'ya da rahmet eylesin... Mekanları cennet olsun... İkisi de ölümlerine engel olamayan Göztepe camiasını af etsinler... Allah geride kalan Göztepelilere uzun ömürler nasip etsin ki onlar birbirlerini koruması hatta sevgi çemberine alması  gereken canlılardır bir bakış açısıyla, ...



Oğuz Reşat Sipahi
Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın, Beton'un ve çocuklarımızın gözyaşlarına kadar...
***
Uzun oldu itiraf etmek gerekirse şimdiden affınıza sığınarak... 
****
1500 günün ardından Başkan Mehmet Sepil başarılı mı? Hem evet hem hayır diyebileceğimiz açılar var... Ama toplamda evet başarılı...
***
Başkan Sepil nasıl çıkarkenki sportif başarıların en temel sebebi idiyse şu anki sportif başarısızlığın da en önemli sebebi... Aslında başarısız olduğu yegane konu pekçoklarına göre A futbol takımı (o da bu sezonun ikinci devresi) ama sorun şu ki sistemin varoluş sebebi futbol takımı.... A takımdaki başarısızlık da aslına bakarsanız göreli. Başkan Sepil futbol takımını 3. ligde aldı Süperlig’e çıkardı. Orada serbest fikstür dezavantajına rağmen (tarih boyunca serbest fikstürü çeken takımlardan bir tek geçen sezonki Göztepe ve Fb düşmedi neymiş ki bu serbest fikstür de ne olaki diyenlere kaynak http://www.hurriyet.com.tr/sporarena/yazarlar/ugur-meleke/fikstur-bizimle-alay-ediyor-40518299 ) teknik direktör Tamer Tuna ve eldeki kadro ile 48 senenin en iyi derecesini lig altıncılığını aldı. Aslında bana göre kulüp üyelikleri sürecini  yönetememesi ya da çözmemesi dışında şu anki futbol başarısızlığı harici sorun yok... Kulüp üyelikleri ise camianın küçük bir kısmının problemi gözüküyor... Futbol başarısızlığı için ise matematiksel olarak hala şansı var... 
***
A takım dışındaki u (genç) takımlar fena değil. Hentbol daha düşük bütçeyle ve Gürsel Aksel Spor Salonu’nun yıkılması gibi olağanüstü büyük bir dezavantaja rağmen (yapılmakta olan stadın bir anda yıkılmasını düşünün) fena gitmiyor. Urla tesisleri Başkan geldiğine göre daha iyi konumda... Menderes tesisleri ilerliyor... Bir süredir stad videosu izlemedim ama o da dursaydı haberi olurdu camianın... Takımın pekçok branşı var ve çoğunda aktf ve madalyalar alınıyor...
***
Ama Futbol A takımı... Tüm lig sonuncusu maçlarını kaybetti kendi Göztepe kişisel tarihini tekrar tekrar tekerrür ettirerek... Ligin ikinci devresinde 11  maçta tek galibiyet aldı ve 5 puan alabildi. Ligin en çok yenilen takımı... Haftalardır gol atamıyor. İlk devreyi 22 puanla bitirip ligden düşen ilk takım olmak için emin adımlarla çalışıyoruz Şanlı Göztepe camiası olarak... Sezon  boyu bitmeyen sakatlıklar artarak devam ediyor (sağlık ekibini ve futbolcuları başarılarından dolayı kutluyorum). Yetmedi Akhisar maçı sonrası iki oyuncuyu taraftarın önüne atan profesyonel yöneticilerimizin sayesinde (o iki adamın Halil ve Alparslan’ın orada tek başlarına ne işi var? Ki Halil Akhisar maçında en çok koşan adamlardan biriydi. 25 yaşında adamlara ana avrat salladığınızda durmasını beklemek ne kadar rasyonel hele ki adam Göztepe'nin çocuğu ise) takıma katkı veren iki oyuncumuzu kaybettik.  Oyuncularımızı kadro dışı bıraktık ama saldıran taraftarlar ne oldu bilmiyoruz. 12 Mayıs 2013’de kulübü yakan insanlara ne ceza verdiyse camiamız ya da affedebildiyse... Bu taraftar 12 Mayıs’da düşen takımın tek oyuncusuna o gün, bu gün Halil ve Alparslan’a yaptığının ne kadarını yaptıysa ya da yapmadıysa... Göztepe’nin çocuğu Halil Akbunar oldu tu kaka Halil Akbunar olmayı hak etmiyor... Güzel bir tören ile tarafları biraraya getirip affedilmeyi helalik almayı hak ediyorlar... 
***
Düne gelince... Metematiksel olarak değil ama psikolojik olarak haftalar önce düştük. 
***
Başkan Sepil’in anlayamadığımız kararları...Geçen sene başında Tamer Tuna’yı getidiğinde kumar oynadı demiştik ama kumar tuttu düşeş attı serbest  fikstüre rağmen düşme stresi yaşamadan ligi altıncı bitirdi. Sezon sonu TV'de milyonlar önünde Kahpe Bizans için “Kahpe Bizans” söylemini kullanabilen ve 48 yılın en iyi sportif derecesini alan Tamer Hoca’yı gönderdi. Yine kumar oynayıp Bayram Bektaş’ı getirdi... Bizim de çok kızdığımız Bjk maçı öncesi söylemler vs. nedeniyle... 
***
Bu kadar yılda öğrendiğimiz birşey varsa bizden yetişmeyen profesyonellerin bu gibi davranışlarda bulunmaması kolay değil. Bizim bu kadar yıllık neredeyse 100 yıllık bir camia olarak içimizden bir teknik direktör adayı çıkaramamamız da işin trajikomik tarafı... Bu gibi davranışlarda bulunmayan kendi çocuklarımıza da biz camia olarak köpek çekiyoruz (örnek Halil Akbunar). Evet bu kadar yılda öğrendiğimiz birşey varsa Kahpe Bizans basını kendisine rakip olabileceğini düşündüğü rakiplerin hepsindeki başarılı teknik direktör ve oyuncuların kafasını karıştırıyor. Başarılı sistemlerin Başkan ve teknik direktörlerinde hatta oyuncularında ego patlaması oluyor (açık konuşmak gerekirse iddaada iki maç sonucu bilen fitbolu çözdüm diyorsa yukarıda anlattıklarımı yapan Başkan’ın ve etrafındaki profesyonellerin bu işi çözdüm düşüncesi oluştu ise bu çok da sürpriz değil lakin en zayıf olduğumuz an kendimize güvenimizin en tepede olduğu an hemen her zaman)... Başkan bir teknik direktör ile başarılı olunca herkesle başarılı olacağını, bir teknik direktör ya da futbolcu bir yerde ya da bizde başarılı olunca her yerde başarılı olacağını düşünmüş olabilir. Ama bizdeki sezon başında takımı aldığında başarılı olan Tamer Tuna Sivas’da tutmadı hatta bizde de sezon ortası kriz yönetiminde şu ana kadar tutmadı. Bir alt lig takımı Ümraniye ve Kasımpaşa’nın başarılı hocaları bizde uzun gitmedi. Kemal Hoca Kasımpaşa’da oynattığı topu bize oynatmaya çalıştı ama takımın yapısına uygun değildi başka bir anekdot çok toplantı yaptırmasının ana sorun olduğunu belirtti bazı  futbolcular ki "Şampiyon yap bizi..." diye bağıran tribünün azımsanmayacak kısmının borcu olduğu Yılmaz Vural’a da aynısını diyordular... Kemal Hoca için de aynısnı duyduk... Yine bu kadar senede öğrendiğimiz birşey var ise oyuncular çok toplantı yapan hoca sevmiyorlar, beyin kullanmayı oyuncuların çoğu (istisnalara saygılar ki onlar futbol hayatı sonrası kendini belli ediyor zaten) pek sevmiyor... Bayram Bektaş da anladığımız oyuncuların kurbanı oldu. Bize yıllar sonra Kahpe Bizans galibiyetleri yaşattığı için kendisine müteşekkiriz. Sırf oyuncuların isteği ile (basına yansıyan kısım yalanlanmadı) teknik direktör değiştirmemiz bile bugünün önemli sebeplerinden...
***
Velhasıl kelam... Biz geçen sezon sonundaki Tamer Tuna, takım gol yediğinde bizim kadar piskopatça bakan Adis Jahovic ve Demba Ba’dan Sabri ve Selcuk’dan hatta hem solbek hem stoper oynayabilen yedekleyebilen Leo’dan, Bizans basın kışkırtması taraftar gaza gelmesi teknik direktör Başkan ego patlamaları ve bunların kombinasyonları gibi sebeplerle ayrı kaldık. Taş yerinde ağır.... Bizdeki başarılı Adis gitti biz Adis’i o da bizi aradı. Leo gitti hala gönlü burada. 48 senenin en iyi derecesini yapan Bizans’a canlı yayında kahpe diyen bence bize gelen en zeki teknik direktörlerden biri olan ailemizin TT'si  bile bu geldiğinde çok daha farklı söylemlerinde ama takım 17. sırada... Başkan ve Tamer Tuna geçen sene düşme hattına girmiş Göztepe yaşatmaması çok büyük başarı idi bu sene bunu başaramadı. Kriz yönetimini çözemedik camia olarak... Düşme hattına girmiş Göztepe ağır sepsisdeki bir hasta gibi; kimyası bozulmuş durumda camianın herkes brbirine sarıyor... İnme (stroke) inmiş eli ayağı tutmaz bir hasta gibi tepki veremez hale geldik..
***
Geldik Başkan’ın sportif karnesinin zayıf tarafının devamına. Bir istatistik Başkan Sepil takımları beş sezonun ilki dışında tüm devre aralarında başarısız idi ve bu sezon dahil son dört sezonun ikinci devrelerinde ilk devreye göre daha az puan aldı... Gördüğümüz belki de en zeki Başkan'ın beş sezonda dokuz teknik direktör ile çalışmış iken hala 3.5 sezonluk anlaşma yapmasını, serbest fikstürün bu sezonki tekrarına rağmen bir sezonu tamamlayabildiği tek Hoca Tamer Tuna’yı, Adis’i Leo’yu Selcuk’u Sabri’yi gondermesini, stoperlerin ve takımın kalanının sürekli sakatlanmasına önlem alınamamasını, bir türlü çukulatalı hale gelemeyen çukulatasız Gofret'in kalmasını, Crillo'yu, sağ ve solbek yedeği olmamasını, hiç anlamadık anlayamadık. Gidenlerin yerlerine aldıkları ise kağıt üstünde iyi olsalar da tutmadı. Dizilere konu oldu forvet meselesi. Cilas Deniz Jerome bir forvet etmedi gol sayısı olarak... Başkan'ın borçlanmama isteğine sonsuz saygı duyuyorum onu transfer yapmadı diye suçlayanlar tek futbolcuyu verdiği parayı hayatı boyunca kazanamayabiliyor, ama harcadığı parayı mesela Serdar yerine forvete verebilirdi takımın tek oyuncu hakkı olsa o kanat mı olmalıydı...
***
Başkan’ın yaptıkları ve yapmadıkları şu anda maçlara bile gelmek istememesine neden olan mevcut duruma neden oldu. Hiç anlayamadığım şey Başkan seviyesindeki bir sermayedarın yıllık 80-120 milyon tlyi bu şekilde riske etmesi... Bunun sebebi siyasi baskı mı, ego patlaması mı (yukarıda anlattığım başarılarından dolayı ego patlaması için yeterince sebebi var takımı aldığı noktadan getirdiği nokta vs) yoksa aslında o kadar parayı reel hayatta riske etmemiş olması mı, maddi durumunun bozulması mı (bir kısım böyle diyor) bunların hepsi birarada mı anlaması zor... Sonuç oluşturduğu değerin değerini büyük oranda kaybetmesine ramak kalması.... Tüm bunların ardından diğer tüm alanlardaki başarılarına rağmen "Hazreti Sepil - Mesih Sepil" oldu "Tu kaka Başkan Sepil Gol Gol Gol"... Türk futbolundaki genel problem sonuca göre yerden yere yerden göğe...
***
Peki herşey bitti mi? Matematiksel olarak değil ama mantıksal olarak evet. Mesleki deformasyon rasyonel tarafım no way out diyor... Duygusal tarafım hem evet hem hayır diyor...Bunu kim değişirebilir? Oyuncular tek başına değiştirebilir... Ama bu kadar haftadır yapamadıklarına göre anca top yekün durumu değiştirme isteği ile belki küçük şansımızı değerlendirebiliriz...Teknik direktör ve oyuncular... Bu takım bana sezon başında işler iyi giderken de şimdi de her sorulduğunda söylediğim gibi herkesi yenebilecek ve herkese yenilebilecek potansiyele sahip. Ne olacağına Başkan Tamer Tuna oyuncular ve taraftar karar verecek... 
***
Başkan başa geçmezse hiç şansımız yok...  
***
Yaşayan Efsane Nevzat Amca'nın (Güzelırmak) dediği gibi savaşta asker terhis edilmez. Halil ve Apo’yu affetmek dışında Taraftarın yapabileceği ek ne var desteği son birkaç maçtaki gibi dk 75’de değil maç bitince kesmek bu takım bu lige uzatmalarda çıktı... Dünkü 45-75 arasındaki bitimeyen tezahurat devam etse ki sahadakiler daha yeni gaza gelir gibiydi farklı olabilir miydi? Tarihte kontrol grubu yok...
***
Tamer Tuna takımın gol  atabilmesini sağlamak zorunda... Biliyoruz ki bizim kanatlar gol atabiliyor ilk devre bu duruma düşmediysek kanatlar sayesinde biyük oranda Yasin-Halil sayesinde düşmedik ana skor katkısını onlar yaptı... Teorik olarak Serdar daha iyi ama Halil kadar skor-gol-asist katkısı yapmadı. Belki altyapıdan gelen iyi santrafor adayı varsa onun denenmesi... Stoperler gol atabilir üç yada dört pırpırlı forvet hattı denenebilir, orta saha atabilir varyasyonlar Hocanın işi tribünden biz atmayacağımıza göre Hoca çözecek...
*** 
Başkan başa geçmeli kamuoyu oluşturmalı siyasilerden destek istenmeli, oy istemeye gelenlerin yerel ve ulusal iktidar sahiplerinin Belediye Başkanlarının milletvekillerinin en azından bir idman ziyareti yapması ya da en kötü yerinde makamlarında ziyaret edilmeleri... Göztepe düşünce İzmir de düşecek.... Taraftarın tehdit değil Alanya maçı öncesi gibi ziyareti, pankartlarla desteği...  Eskişehir maçı play off finali öncesindeki gibi oyuncu yakınlarından videolu düşmeme mesajı... O takımın oyuncularının ve/veya Efsanelerin ya da eski takım kaptanlarının takımı ziyareti... Başkan’ın takıma kendini vermesi...
***
Dün değerli bir kardeşimizin ve maçtan çıkarken gördüğüm çocukların gözyaşları bana 12 Mayıs'ı hatırlattı. 10 gün ağlayamamıştım hasbelkader Tiran’daki bir infeksiyon hastalıkları kongresinde bir akşam gittiğim konserde Çaykovski’nin Piyano Koncertosunda tema Göz Göz Göztepe’ye dönünce 10 dk hönkürerek ağladım ne olduğunu anlayamadı tabii ki etraftaki hiçkimse. Hala ne zaman çalsa ağlarım. Tıpkı Antalya videoları gibi. Penaltılar maç öncesi topçulara yapılan video maç sırasında ve öncesindeki Güzelyalı görüntüleri... Pek kendimi tutamadığım anlar... https://www.youtube.com/watch?v=1hTHFsrYYDs  https://www.youtube.com/watch?v=3yHIj6cq_XU https://www.youtube.com/watch?v=9cxR-5xTO80   https://www.youtube.com/watch?v=oy7LvMBcZe0  https://www.youtube.com/watch?v=EVT5sA1gRsc
***
Bu Süperlig denen yere çıkmak için önce 18 sezon, sonra 14 sezon bekledik... 14 sezon olmadık liglerde saçma sapan takımlarla oynadık... Birileri ardımızdan ezan okuttuğu günlerde bugünler için direndik... 14 sezon sayısız hafta sonunda çok büyük acılar çektik... 
***
Evet 42 senedir iki sezondan fazla kalamıyoruz bu ligde.  Ama şu an top hala ama hala elimizde değerini bilirsek...Sonuçta karar vereceğiz hep beraber. Başkan, teknik direktör, oyuncular, taraftar... Yerimiz burası mı alt ligler mi? Kahpe Bizans deplasmanı mı istiyoruz Altay Altınordu derbisi mi? Karşı kıyıda bekleyen ezeli rakip ebedi dostlarımızın (!!!) ellerini oğuşturarak beklediklerine değecek mi? İzmir Süperlig'de kalacak mı düşecek mi? 
***
Gözyaşımız kan kırmızı... Ağlamayı sevinç ya da üzüntüden kader seçmişiz... Ankaragücü maçında son düdük çaldığında ağlayacağımız kesin de kaldık diye mi ağlıyacağız düştük diye mi ağlayacağız? 
***
O son düdükte ne olursa olsun Başkan'ından Tamer Tuna'sına oyuncusundan taraftarına hepimiz camianın en küçüğünden en büyüğüne elimizden geleni yaptık diyebilmek umuduyla... Karar büyük Göztepe Camiasının... 

Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk

Hafta içinde Gs Atletico Madrid ile bır hazırlık maçı oynadı izmir Atatürk Stadı'nda Soma felaketinden etkilenenler için.

Soma'da bundan bırkaç ay önce gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle gerçekleşen kazada yüzlerce insan öldü. Hepsine Allah'dan Rahmet diliyorum bir kez daha...

Biz de olay sonrasında tam da Atletico Madrid ile bir hazırlık maçı önermiş olsak da o zamanın yetkililerine gerekli desteği bulamadık. Göztepe ve diğer İzmir takımlarının bu işlerle bu düzeyde ilgilenebilmesi için zamana ihtiyaçları var... İzmir takımlarından daha çok kullanıyor Atatürk Stadı'nın avantajını üçlü oligarşi ne yazık ki... Doğa ve kapitalizm boşluk kabul etmez. Bu şehrin en önemli takımı ve digerleri görevini yapmaz/yapamazsa birileri yapar.

Aslında bu senenin bahanesi Soma...Gs İzmir'e yıllık tur atmayı huy edindi.

Bjk-Fb-Gs birbirleyle oluşturdukları rekabet ile geldikleri noktayı ve avantajları kendileri için kullanarak ülkenin üç semirtilmişi haline geldiler.

Bu şehrin takımları ulusal şampiyonluklar aldıkları, Türkiye Kupası finalini aralarında oynadıkları, Avrupa'nın en önde gelen takımlarıyla rekabet edebildikleri günlerden bugünlere gelirken neleri kaçırdılar uzun uzun irdelemeliler....

Ksk ve Altay ise tribünde ve camialarında en büyük beyecanı yaratabildikleri rakipleri Göztepe ile rekabeti Göztepe'yi yok etmek için kullandı. Böyle yok edici bir rekabetin sonunda kendileri ve İzmir şehri dahil herkes kaybetti... Göztepe ise Ksk karşısında oluşturduğu enerji ve kenetlenmeyi ancak üçlü oligarşi karşısında oluşturabildi o da ancak Süperlig'de kalabildiği üç sezonda ve geçen sezonki Türkiye Kupası'ndaki Fb maçında (uçak kaldırma aşamadına bile gelindiydi)...

Neler yapılabilir... İşte çeşitli öneriler...

İzmir takımları kendi aralarında geliri tamamen kendilerine kalacak turnuvalar organize edebilir.

Futbol dünyanın en küresel mevhumu... Bu turnuvalar İstanbul takımları ve/veya önde gelen Avrupa takımları da içeri alınarak organize edilebilir. Organizasyon Belediye Başkanı Aziz Kocaoglu'nun kulakları çınlasın belediye ve şehrin önde gelen şirketlerinin desteği ile ya da sponsorluğunda ve ortaya belli bir ödül de konularak yapılabilir. Bu tip bir turnuva şehrin marka değerine ve yerel takımların rekabet edebilme günlerini hatırlayabilmelerine ve yerel takımların kasasına bir takım girdilere ve şehrin reklamına ve en azından bir takım Süperlig'e çıkıncaya kadar ülke futbolunda kısa süreli söz geçebilmesine neden olacaktır.

Başka bir öneri de diğer bir turnuvanın İzmir ligi şeklinde düzenlenmesi olabilir. Normal ligin dışında yeni bir lig oluşturulur. Adı da Milli Lig dönemindeki gibi İzmir ligi olur. Aslında belirtmek isterim ki benzeri turnuvalar genç takımlar düzeyinde gerçekleşiyor. Takımlar kendi aralarında anlaşarak 4-6-10 takımlı deplasmanlı bir lig oluştururlar. Her hafta çeşitli derbiler oynanır. Takımlar buradan gelen enerjiyi kendilerini kurtarmaya kullanabilirler mi, bilemesem de geleceğe yöneliik sağkalım açısından avantaj sağlayabilir. İzmir Büyükşehir Belediyesi de burada önemli bir organizatör rol oynayabilir. Pekçok İzmir takımı tutan sporsever için de normal liglerdeki rakiplerinden çok daha ilgi çekici sponsorlar için de bir yere kadar çekici olabilecek bir proje olacaktır. Kabul etmek gerekir ki eğer gerçekleşirse bu lig sosyolojik, sosyopolitik ve sportif anlamda ciddi sonuçları olabilecek meydan okuyucu bir eylem olacaktır.

İzmir ve öevresinin futbol takımlarının sporcu kampları açısından çekici hale getirilmesi de önemli küresel futbolu buralara çekmek için diğer önemli bir girişim olabilir.

İzmir'in yönetsel kurumları kulüplere günlük futbolcu ödemeleri için değil ama altyapı, tesis ya da stadyumları için (daha önemli...) desteklerde bulunabilir. Burada kesinlikle varolan stadyum projelerini engellemek için çaba harcamaktan bahsetmiyorum.

Bu kadar yüksek sayıda -yabancı takımlarla önemli maç ya da derb-i bir ceza bombardımanına ve olumsuz etkiye neden olabilir mi... Birbirleriyle oynamadan da birbirlerine yüksek seviyede muhabbet ve sevgi gösteren kitlelerin anlaması gerek ki şu ana kadar yapılan sevgi hareketleri ile varılabilen nokta mevcut takımların bulunduğu liglerdeki noktalarıdır.

Birilerine birşeyleri anlatabilmenizde etkili iki değişken vardır anlatanın anlatabilme yeteneği ve karşınızdakinin anlayabilme kapasitesi... Anlaşılsanız bile erişkinde davranış değişikliği yaratabilmek oldukça zor bir mevhumdur konu ne olursa olsun.

Einstain'a atıfta bulunarak aynı şeyleri ya da aynı yöntemi tekrarlayarak ulaşabileceğimiz nokta/sonuç ise yine benzeri olacaktır. Ve halen olduğu gibi hiçirşey yapmadan ancak hiçbir şey yapmamaya ve statükonun istikrarına devam edebiliriz.

 

 

KÖŞE YAZILARI

  • İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var? İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
    Written by Oguz Resat Sipahi 10 May 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
  • Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
    Written by Oguz Resat Sipahi 12 Nisan 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
  • Gözyaşları... Gözyaşları...
    Written by Oguz Resat Sipahi 21 Nisan 2019
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
  • Göztepe TEK Büyüktür. Göztepe TEK Büyüktür.
    Written by Özkan Cengiz 28 Nisan 2018
    Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar:

Diğer başlıklar

Twitter