Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Kim Kimi Ne Kadar Biliyor ?
Esasında maçtan çıktığımda aklımda olan yazı Türk Futbolunun içinde bulunduğu kokuşmuş yapıdan bahsetmekti..
Maça girerken 10 yaşındaki kız çocuğun anlamsız bakışlarla ayakkabılarını çoraplarını çıkarıp ayaklarını polise göstermesinin oluşturduğu şaşkınlıktan,
alt ve üst tribün bileti satıp sadece üst tribün kapısını açıp 450 kişilik tribüne 850 kişi istiflemelerinden,
hakemin maç boyunca kalktığımız her atakta takımımızı durdurmasından, adeta duran toplardaki etkinliği bilinen rakip takımın kaptanının ayağına göre yere top ne zaman gelse hakemin düdüğü ağzına koyup fırsat kollamasından,
tvler de ne kadar yorumcu varsa hepsinin birden el birliği ile penaltı dediği pozisyonlardan,
iki hafta önce 5 metreye baraj kurduracak kadar gözü karartılmış meslektaşına inat eyyam tarihi yazan hakemin diğeri gibi 2 hafta sonra ödüllendirilip ödüllendirilmeyeceğinden bahsedecektim.
Uzun uzun, detay detay, futbolda hiçbirşeyin zorlama ile olmadığından oraya bir şekilde getirilmiş insanların tribününde oturdukları takım gol atınca değil rakip takımın tribün çoşunca alkışladığını futbol sosyolojisi üzerinden analiz edecektim. VAZGEÇTİM.
Çünkü bunların 10 katını, belki de bizim bile bilmediklerimizi zaten bu kurguyu yapanlar biliyor. Sonra düşündüm bilenlere bildiğini anlatmaya, nefes harcamaya gerek yok. Onlara bilmediklerini anlatayım.
Bakın beyler, futbolumuzun nadide seçkin bireyleri, tüm köşeleri tutmuş emir kulu futbol yöneticileri, koşullu hakemler, bunak yorumcular,
Hani son günlerde bizi görünce bir çırpıda söylediğiniz “Issız kuytu köşelerden döneceğiz dediler döndüler” deyişi var ya işte söylendiği gibi kolay olmuyor. Hani yahu ne güzel beste dediğiniz “Gençliğimin Katilisin Göztepe” dizesi kafiye çok güzel uydu diye o kadar içten haykırılmıyor. O gök gürültüsü gibi yükselen “Her şey den Öte Sevdik Biz Seni Göztepe’miz Sen Çok Yaşa” diye ruhunu teslim edercesine verilen nefes sipariş ile üretilmiş son teknolojik stadyumlarda değil köyler, kasabalar, ilçeler kazalardaki sahalarda içimize çekildi.
Uzun lafın kısası öyle yerlere gittik, öyle yerlerden geçtik ki, Hüseyin Sabancılar, Kuddisi Müftüoğulları’yla yetiştik biz, o yüzden Kardeşler, Palabıyıklar koymaz bize, Utanç koridorlarından, ağır ceza salonlarından geçtik geldik biz. O yüzden ayakkabı çıkarmak, tribüne istif edilmek yaralamaz bizi, Üst üste maç kaybederek değil üst üste lig düşerek yoğrulduk biz o yüzden mağlubiyetler yenilen goller kesmez sesimizi.
Bu futbol aleminde birine bir haksızlık yapıldıysa en büyüğü bize yapıldı, bu futbol aleminde bir kulüp planlı yok edilmek istendiyse en çok biz yok edilmek istendik. Uzatmak kendi kendine güzelleme yapmak istemiyorum ama aklınıza ne geliyorsa işten onların on katı bizim üstümüzde denendi.
Bütün bunlara rağmen işte bugün buradayız. Hep aynı yerdeyiz. Stadyumlar değişiyor rakipler değişiyor, ligler değişiyor, atılan yenilen gol sayıları değişiyor, futbolcular değişiyor, hocalar değişiyor, taktikler değişiyor, formalar değişiyor, aklınıza gelen herkes, her şey değişiyor biz hep aynı yerde haykırmaya devam ediyoruz.
Sonuca gelelim biz sizi çok iyi biliyoruz, yapacağınız tüm kalleşliklere idmanlıyız, Ama siz bizi bilmiyorsunuz. Ne bizi, ne inadımızı, ne sevdamızı, nereye kadar gidebileceğimizi, kısaca hiçbir şeyimizi bilmiyorsunuz. Ama panik yok…
Öğreneceksiniz, Öğreteceğiz, Hepsinin zamanı gelecek hepsini tecrübe edeceksiniz…
Her Zamankinden Daha Güçlü
Alayına İsyan İnadına Göztepe
Her şey Tek Büyük Göztepe için
Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.