Sayın Başkanımız İskender Tuğsuz ve saygıdeğer yönetim kurulu futbol takımımızı üçüncü senede de düşürmek için elinden geleni yapıyor gözüküyor. Eldeki iyi futbolcular gitti. Yeni Asır ya da Göztepe AŞ yönetimi olarak2 senede 800 milyarlık borca çare bulunamadı. 2 sene öncesine göre iyi olan hiçbirşey yok, pardon olası bir spor salonumuz devlet trafından yapılıyor. Voleybol takımımız da birinci ligde ve düşme hattında 9da 0 çektiler. Ve de hentbol takımımız ikinci ligde ve onlar da oldukça zor durumda. Divan kurulu kuruldu sonra beğenilmedi sonmrad a kendini yok etti.


Takım süperligdeydi ve üçüncü ligdeyiz pardon 2. lig B kategorisi...

Basketbol takımı birinci ligdeydi ikinci ligde sefilleri oynuyor.

Kredi kartı ve dergi gitti.

Divan kurulu kuruldu sonra kendi kendini lağvetti.

Burak İkizoğlu geldi gitti. Gelmesinde de, olanlarda da suçlu bence yönetim kuruludur.

Sn. Türkmenin bulduğu sponsor kaale bile alınmamış.

600ün üzerinde spor okulu öğrencisi vardı 100 civarında kaldı.



Bir parantez açmak gerekirse Sayın Tuğsuz divan kurulunun sözünü seçildiği gün vermişti,
1,5. senede ancak kurdu ama muhtemelen başına gelenlerden hoşlanmadı ki böyle kendi kendini lağvetme gibi birşey çıkardılar. Tüzüğe göre böyle bir hakkı yok ne divan ne de yönetim kurulunun. Divan kurulu nasıl hareket etti bilmiyorum ama ne yazık ki tek ses olamadılar. Göztepenin bu kuruma ihtiyacı var.


Tüzüğümüzde divan kurulu için şu hükümler var:
Divan Kurulu :

Madde 27

Divan Kurulu; en az 2 yıl görev yapmış Yönetim Kurulu Eski Başkanları ve Yönetim Kurulunda en az 3 tam yıl görev
yapmış üyeler ile yükümlülüklerini aksatmadan yerirıe getirmiş en az 10 yıllık Etkin Üyeler arasından 7 asil ve 7 yedek üye olmak üzere Yönetim Kurulu tarafından seçilerek kendilerine duyurulur.
Yönetim ve Denetleme Kurulu üyeliklerine seçilmiş bulunan Divan Kurulu üyeleri. seçildikleri görev süresince. Divan Kurulundan ayrılmış sayılırlar.

Divan Kurulu Mart-Temmuz ve Kasım aylarında olağan olarak toplanır ve gereğinde olağanüstü toplantı yapabilir. Toplantı ve karar yeter sayısı yarıdan bir fazladır.

Divan Kurulu ilk toplantısında bir Başkan. bir Başkan Yardımcısı ve bir Sekreter seçer.

Divan Kurulu,. Başkanı ya da Yönetim Kurulu Başkanı tarafından düzenlenmiş gündem gereğince toplantıya çağrılır ve toplantı karar tutanağının bir örneği Yönetim Kuruluna gönderilir.


Divan Kurulunun Görev ve Yetkileri :

Madde 28

Divan Kurulunun görev ve yetkileri aşağıda gösterilmiştir.
28.1 Dernek amaç ve çalışma konuları ile üyeler arasında sevgi. saygı ve anlayışı içcren düşünce. yöntem ve kurallar üzerinde çalışmalar yaparak Yönetim Kurulu ile Genel Kurula öneri, öğüt ve dileklerde bulunmak,

28.2)Dernek lokal. eğitim merkezi ve tesislcri ile ilgili projeler , değişiklikler ve tasarımlar hakkında görüşlerini belirtmek,

28.3 )Dernek Kurucu Üyeleri ve Derneğe büyük hizmetleri geçmiş üyeler ile büyük sporcuların anısına toplantılar düzenlemek,

28.4)Bir çalışma dönemine ilişkin çalışmaları ve önerilerini Genel Kurula sunmak.

28.5)Yönetim Kurulu ve Genel Kurulun diger konulardaki isttek ve kanılarını belirtmek.


Ortada son yılların en büyük rezalet durumlarından biri var. Takım düşmeye gidiyor. Divan kurulu ses çıkardı diye lağvediyor kendini ya da etmek zorunda kalıyor. Divan kurulu icraat yapamayacağınu bugün mü öğrendi? Bence talihsiz bir geri adım. Bizler dışında kimse tepki vermiyorken verdiler ve biz de çok mutlu olduk. Şimdi de lağvediyorlar kendilerini. Kendilerini lağvedebilirler diye madde yok ancak istifa ederler başkan ve yönetim kurulu da yenilerini atar.


Ben Sayın Tuğsuzun yerinde olsaydım istifa ederdim. bana göre ve pekçok Göztepeliye göre kendini lağvetmesi gereken bir kurum varsa da o kurum divan kurulu değil. Şu anda sitede yürümekte olan iki anketin sonuçları çok düşündürücü. %90ın üzerinde (89/98) katılımcı olağanüstü kongre diyor, olağan ya da olağanüstü kongrede kimi başkan olarak görmek istiyorsunuz sorusuna İskender Tuğsuz diyenler ise %5den az (2/102). Sn. Başkan ve yönetim kurulu iyi niyetli olabilir ama iyi niyet bizi gerçek 3. lige doğru götürüyor. Deniz bitiyor.

www.geocities.com/sipahior

var site="sm4goztepelist" <a href="http://sm4.sitemeter.com/stats.asp?site=sm4goztepelist" target=_top> img src="http://sm4.sitemeter.com/meter.asp?site=sm4goztepelist" title="Site Meter" border=0></a>

İlginç bir şekilde Ahmet Priştinayı anmak için birileri tarafından bir maç düzenleniyor ve bu maç İzmir karması-Fb ile planlanırken ardından bir de Juventus çıkıyor. Juventus-Fb ve İzmir Karması-Fb maçları ile Ahmet Priştina anılacak.


Ahmet Priştinanın anılmasına karşı olmamakla beraber bunun bu şekilde anılmasını mantıklı bulmuyorum ve protesto ediyorum.


Ahmet Priştinanın şüphesiz ki İzmir kulüplerine faydası olmuştur. Göztepeye olan yardımı ise ortanca değer kadardır diye tahmin ediyorum. Teşekkür etmek ve Allahtan rahmet diemekle birlikte kendisinin hiçbir kulübe sürekli gelir kaynağı
yaratmadığı kulüpleri kötü yönetimlerinin kolaycılığı ile birlikte belediyeye bağımlı hale getirdiği unutulmamalıdır. Ek olarak Fb kongre üyesi olması İzmirin hali açısından ibret vericidir.


Bu üç İstanbul takımı Türk futbolundaki rantın %50sine yakınını sömürmekte bununla yetinmeyip daha fazlasını istemektedir. Basketbolda düştüğümüz sene %75 naklen yayın gelirini sömürmüşlerdir. Bu sömürü gücü o kadar büyüktür ki Efes Pilsen ve Ülker bile karşı çıkamamıştır. Bu olaya da bizim dışımızda da neredeyse hiçkimse ses çıkarmamıştır.


Bu tekelci Bizansın kahpe zihniyeti bunlarla da yetinmeyerek İzmirin ve yurdun heryerini yaş ağaçların beyinlerini genç yaşta yıkamak ve para kazanmak için spor okulları ile doldurmakta ve medyanın ve paranın gücü ve oralardaki ve bizim kulübümüzdeki gibi basiretsiz yöneticilik örneklerinin sonucunda kendilerine yeni pazarlar açmaktadırlar.


Ahmet Priştina çok daha farklı şekillerde de anılabilirdi.


İzmiri Bizansa peşkeş çekmeden de anılabilirdi.


Kendi şehrini teslim almaya çalışan Bizansa spor okullarına tek tepki veremeyenler böyle bir maça nasıl da oyuncu veriyorlar anlaşılır şey değil. Nasıl böyle bir maç organize edebiliyorlar?


İzmiri aşağılayan izmir karması-Fb maçı gibi bir fikri yaratanları İzmiri Bizansa peşkeş çekenleri kınıyorum. Buraya İzmir karmasına Ahmet Taşpınar başkanlığında Rıdvan Dilmen teknik direktörlüğündeki İzmir Karmasına futbolcu verenleri de kınıyorum. İnsanın aklına şu söz geliyor "Hakettiğiniz gibi yönetilirsiniz."
Fakat bir de şu söz var "Değişmeyen tek şey
değişimdir." Bir de şu fi tarihinde H. Uluçun köşesinde okumuştum eski bir İngiliz atasözü "Mezarlıklar kendilerini vazgeçilmez sanan kişilerle doludur."

Ünlü heccav Neyzen Tevfikin bir beyti, birilerine bayağı kızdıktan sonra yazmış olsa gerek:

Şu boka bok deme boklar duyarak ar eyler

Boka bir zerresi dokunsa boku murdar eyler.

www.geocities.com/sipahior

var site="sm4goztepelist" <a href="http://sm4.sitemeter.com/stats.asp?site=sm4goztepelist" target=_top> img src="http://sm4.sitemeter.com/meter.asp?site=sm4goztepelist" title="Site Meter" border=0></a>

Ülkemizin üçlü oligarşi için kurulmuş futbol ve spor düzeninin futbol kısmının yılmaz bekçisi anlı şanlı ulusal futbol federasyonumuz ve PFDK'sı Göztepe-Ksk maçında olanlar için ki o maçta bir grup Kskli kendi taraftarlarından birini öldürmüştü ve Göztepe tribünleri için 2 Ksk tribünleri için 4 anons yaptırmıştı hakem, her iki takım için de PFDK 3'er maç ceza vermişti. Yani yapılanları eşit bulmuştu. Malumunuz Trabzon-Fb maçından sonra da Fb'ye 1 maç ceza verilmiş ama Tahkim kurulu cezanın adaletsiz olduğu gerekçesiyle iptal etmişti. Bize verilen ve Ksk'ye verilen cezalar ise gayet adil bulunarak onaylanmıştı.

Bu üçlü oligarşi düzeninin yılmaz bekçisi ulusal futbol federasyonunun ve ona ait PFDK ve Tahkim kurullarının ne ilk ne son adaletsizliği tabii ki. İki sene önce bize Ankaragücü ve Fb maçları için verilen ama üçlü oligarşinin kendi arasında yaptığı maçlar için verilmeyen cezalar hala çoğumuzun hatırında. Yayın gelirlerinin %50'sini üçlü oligarşi+Trabzonspor'a veren federasyon düzenin bozulmaması için adaletsizlik dağıtmayı, gereken her durumda sevmediklerini ya da düzene ayak uydurmak istemeyenleri uyarmak amacıyla kullanmayı hiç bırakmadı.

Artık öyle bir durum ortaya çıktı ki ya oligarşi ya oligarşi. İstemeyosan gidersin.

Başbakan da bu adaletsizliğe ki başkanı olduğu partinin adı "Adalet ve Kalkınma Partisi" el atmayı ıskalamadı ve yorumunu yaptı gerekeni yaptı takımı için.

Bütün bu girişimlerle İzmirlilere gereken darbe vurulurken yaklaşık 500 milyar TL hasılattan da edilerek bir ihtimal bile olsa varolan çıkma ihtimalleri de bitirilmeye çalışıldı.


Bu dümbük-adalet(siz)-oligarşi yanlısı ve İzmir düşmanı kararlarda emeği olan herkesi kınıyorum. Ve Kazak Abdal'ın (16. yüzyılda yaşadığı tahmin ediliyor, Romanya Türklerinden olduğunu ve mezarının da Denizli'de olduğunu okudum çeşitli kaynaklardan.), günümüze kadar kalmış iki üç şiirinden biri olan ve pekçok sanatçı ve grup tarafından çeşitli şekillerde yorumlanmış olan aşağıdaki dizeleri kendilerine adıyorum.

Esegi saldim çayira
Otlaya karnin doyura
Gördügü düsü hayira
Yoranin da avradini

Münkir münafikin soyu
Yikti harap etti köyü
Mezarina bir tas suyu
Dökenin de avradini

Derince kazin kuyusun
Inim inim inilesin
Kefen dikmeye ignesin
Verenin de avradini

Dagdan tahta indirenin
Iskatina oturanin
Hizmetini bitirenin
Imamin da avradini

Müfsidin bir de gammazin
Mali vardir da yemezin
Ikisin meyyid namazin
Kilanin da avradini

Kazak Abdal söz söyledi
Cümle halki dahleyledi
Sorarlarsa kim söyledi
Soranin da avradini

KAZAK ABDAL

www.geocities.com/sipahior

var site="sm4goztepelist" <a href="http://sm4.sitemeter.com/stats.asp?site=sm4goztepelist" target=_top> img src="http://sm4.sitemeter.com/meter.asp?site=sm4goztepelist" title="Site Meter" border=0></a>

Bundan 7-8 yıl önce önüne gelen takımdan 3-5 yiyen bir takımla başlamıştık lige. Başlarken yine klasik Göztepeyi Avrupaya taşıyacağım" sözleriyle Kamil Uçar. Fantastik transferler yapmış ama fantastik transferler elimizde patlamıştı.

Yeni TVde kurtarma toplantıları tekrarlanıyordu zaten son birkaç sezondur ucundan yırtıyorduk. Durum 1970lerde düşmememizden
şu ünlü kol kestiren düşmemizden pek de farklı değildi. (Ben o sıralarda çok küçüktüm ama sonradan puan durumlarını incelediğimde...) Derken yanardöner yerel gazetemiz bir sabah enteresan bir başlık atmış diye gördük. Her sabah olduğu gibi bizim hastanenin gazetecisinin önünde başlıklarda ne var diye beleşçi gözatmalarımdan birini yaşarken görmüştüm. Başka talipli yoksa biz talibiz deniyordu. Daha önce de Uzanların talip olduğunu duymuştum o zaman Uzanlar İzmirli değil diye olumsuz bakılmıştı. Fakat bu sefer olumsuz bakacak halimiz var mıydı? O da soru işareti herhelde. Yeni Asır ve Yeni TV ilk kongrede çoğunluk yakalansın diye bayağı uğraşmıştı benim de katıldığım ilk kongrede çoğunluk yakalanamadı ama ikinci kongrede iş tamamdı. Hem de oy birliğiyle...Camianın yıpranmış üyeleri muhtemelen bir oh çekmişlerdi.

Aydın Bilginin ilk demeçleri de tüm başkanlar gibi UEFA kupası, tesisleşme ve kurumsallaşmadan bahsediyor, Göztepenin büyük
taraftarına hamasi söylemler döşeniyordu. Yeni Asırın en çok yaptığı iş buydu zaten. O sene ligde çok zor kaldık, bir dünya futbolcu transfer edilmesine rağmen. Ertesi sene ise Antalya üzerinden aktarmayla bizim jenerasyonun görmediği kaf dağının ardını görmeyi başardık. 1,5 sene geçmiş kurumsallaşma adına tek adım atılmamıştı. hala tek metrekare tesisimiz yoktu. Promosyon malları için cılız bir girişim vardı o kadar. Rüzgarın en hızlı olduğu zamanda bile Aydın Bilgin yönetimi kombine bilet satmayı bile akıl edemedi. nasıl olsa para vardı herhalde...ya da yıllar sonra yaptığımız röportajda da belirttiği gibi "Göztepenin kurumsallaşma gibi bir hedefi hiç
olmadı ki" Ya da kombine bilet ile kim uğraşacaktı.

Neyse Kaf Dağını görmek bize ne yazık ki yaramadı. Düşüverdik... 3-4 hoca değiştirilmiş yaklaşık 30 futbolcu gelmiş gitmiş bir dünya yabancı futbolcu harcanmıştı. Aklımızda bir tek deplasmandaki FB
galibiyeti kalmıştı. Bir de milletin özlemle tribünlere gelmesinden gelen yaklaşık 17.000 kişilik sezon boyu seyirci ortalaması. UEFA şampiyonu GS ortalamamızı son maçta geçebilmişti. Hala tek metrekare arazimiz yoktu. tek kuruş sürekli
geliri de yoktu AŞnin. Nasıl olsa para vardı ve geliyordu ve hiç bitmeyecekti herhalde...

Derken Aydın Bilgin bir anda Yeni Asırdan ve Medya Holdingten uzaklaştırıldı. AŞ bırakacak söylentileri arasında ki ne gariptir bu söylentiler her sene tekrarlanırdı Hamdi Türkmen geldi AŞnin başına. Hamdi Türkmen daha enteresan bir lider tipiydi oldukça hırslı bir izlenim veriyordu. Aydın Bilgin pek ortalarda gözükmezdi. Hamdi Türkmen ise hiç geri planda durmadı.Bize bir şampiyonluk ki o sene kış aylarında Dinç Bilginin malarına el konmasına rağmen bir şampiyonluk yaşattı. Ertesi sene de lig yedinciliği. Yeni Asırı oldukça pervasıza Göztepe için kullandı.O da ardında yedi dedikoduları bırakarak uzaklaştırıldı Yeni Asır ve Göztepenin başından. 3,5 sene geçmişti. İki şampiyonluk yaşanmıştı. Bir küme düşme. Takım UEFAya gidememişti. Kurumsallaşma adına spor okullarındaki ulaşılan 800 kişilik öğrenci ordusu dışında bir ilerleme yoku. O da altyapı derneğinin eseriydi. Promosyon mallarıyla uğraşılmamıştı. Kredi kartı ile de.... Göztepe marşı ortaya çıkmıştı. ama pek tutmadı. Tek metrekare arazi hala yoktu. Tabii bir de hem Hamdi Türkmen dönemindeki ilk şampiyonlukta hem de ertesi senenin yazında satılan kombine biletler. Bu iki kombine bilet kampanyasında da
taraftarın ve GöztepeLISTin büyük katkısının olduğunu belirtmekte fayda da var. Göztepe marşı için, play-offta kombine satışı ve taksitle kombine satışı için oldukça bastırdık. Ve aldık. Ertesi sene de gazete kuponu ile kombine satışını ortaya
atan da taraftardı. Biz de bu güzide fikrin sahibi Serhana destek vermiştik. Şaka maka 4000 civarı kombine satıldı o sene.

Ama hala tek metrekare arazi yoktu. Tabii bir de o sene Avrupaya giden ama düşen voleybol takımımız. Nedense Türkmen voleybolu sevmiyordu herhalde. Bir de basketbol takımızın birinci lige çıkışı. Hamdi Türkmen döneminin son demlerinde lig
7.liği, basketbolda birinci lig, voleybolda ikinci lig takımı vardı ve bir de sürpriz gelişme gitmeden birkaç gün önce Urlada bilmem kaç dönüm arazi için anlaşma yapılıyordu. Yine Türkmen döneminde yarı profesyonel yöneticilik ile promosyon malları özelleştiriliyordu. Online satış sitesi de açılıyor ama süreklilik ne yazık ki sağlanamıyor hepsi bir sene bile sürmüyordu. Bu iki senede de tek teknik hoca ile kapatılamadı, çıktığımız sene de ertesi sene de kadro dağıtıldı. oranın belediyesi ile. Daha önce de bu tip şeyler imzalanmıştı benim hatırladığım Hıfzısıhhada bir yer vardı orası da ne olmuştu ki?

Vaziyet böyleydi tabii bir de AŞ bırakıyor söylentilerin yaz aylarının en popüler söylemlerindendi. Unutmadan Hamdi Türkmen döneminin ikinci senesinde Aralık ayında Göztepe tarihinin benim bildiğim ikinci dergi girişimi başladı. Kurumsallaşma adına bir kıpırdanma olarak adlandırılabileck fakat onu da bizim dışımızda tanıtan olmadı. Neyse bir sabah bizim sponsorun gazetesini açtık baktık enel hak başkanımız ki bence o sırada İzmirin en
güçlü adamıydı hatta dedikodulara rağmen bence en başarılı başkandı eksiklerine rağmen, bir anda alaşağı edilmişti. Neden? Açıklama yoktu...Aynı Aydın Bilgin gibi yedi dedikodularıyla elveda bile diyemeden gitti. Bu arada kimse de bu yedi iddialarını doğrulayamadı belki de iddiaları atanlar yemişti. Kimbilir...

Yerine Feyyaz Gülmen geldi. Ümit Kayıhan ile ki kendisi Türkmen döneminin yıldızıydı anlaşıldı sonra anlaşma bıozuldu. Bizim taraftarın hiç sevemediği Ali Osman Renklibay ile anlaşıldı. Kredi kartı girişimi ki Göztepe tarihinin ilk kredi kartı girişimiydi o başladı ama derneğin yaptığı ki o sırada ben de dernek yönetim kurulunda üyeydim her iş gibi iyi tanıtılmadı. Saçma ama muhtemelen gerçek şu ki zaten dernek ve aş yönetimlri belki de hiç barışamadı. O sene kombineler de dahil pek birşey başarılamadı. Kurumsallaşma ve sabit gelir elde etme çabaları sürümcemede kaldı. Pardon tek olumlu şey vardı o da dernek binasının yeniden işlev kazanması. Onda da Sn. Muhlis Dalçamın büyük çabası... Bir dünya hoca değiştirildi ve ağlaya ağlaya düştük ya da kimilerinin söylediği gibi düşürüldük. Feyyaz Gülmen de gitti. AŞye başkan atanmadı söylencelere göre çekilmek istiyorlardı ama.... AŞnin başına dernek başkanlığını belki de politikayı uzun süredir isteyen ve Martta ulaşan başkan İskender Tuğsuz geldi. Bence AŞnin yönetimini almaları hataydı. Parasızlıktan ve kronik yönetememe sorunundan dolayı takım yine düştü düşüren de camiamız oldu.

Harcanan çabaları gözardı etmemek gerektiğine inanmakla beraber sonucun değişmediğini belirtmekte fayda görüyorum. Bu arada voleybol ve hentbolde başarılı oundu ama umarım kalıcı olur. Oralarda emeği geçen herkese teşekkür ederim.

AŞnin yedi senesinde Hamdi Türkmen ve İskender Tuğsuzun bu seneki girişimi dışında kobine bilet organizasyonu yoktu ya da çok kötüydü.

Bir metrekare arazi yoktu. Urla da olmadı.

Süekli gelir elde etmekle zaten uğraşılmadı. Futbol spor okulu altyapı derneğinin elinden alınıncaya kadar 800 öğenci civarındaydı alınınca o da battı. Halen Güzelyalıda 150-200 civarında öğrenci var Aralık ayında sponsor olduğumuz ve Sn. Sedat Yazıcının büyük emek verdiği bizim de yardımcı olmaya çalıştığımız Bornova Spor
Okulunda ise 65.

Kredi kartı, dergi, spor okulları, bina ile Levent Ürkmez yönetimi esnasında girişimler yapıldı doğru düzgün tanıtılamadı.

Promosyon malları ile ilgili olarak Aydın Bilgin dönemindeki cılız titremeler dışında bu sene İskender Tuğsuz yönetiminin kendilerinin pek payı olmadan başardıkları başarırken derneği de hisse açısımndan dışladıkları GöztepeLIST içinden kopup Uniforceu kuran arkadaşlarımızın kurduğu şirket dışında gelişim olmadı.

Kulübün üye sayısındaki artış ise 7 senede 200 civarında. Bunun %75i de bizim bu listeden yaptığımız sürekli propagandalar sayesinde oldu.

Son iki senedir yaşadığımız büyük bozgunların biri de politika ve onun etkileri oldu. Başkanımız AKPden aday oldu. Kaybetti. Bu sayede Ksk maçında yaşananlar 3 maç ceza düşmemizde Ksk maçının büyük payı oldu.

İki senede takımı iki kez düşüren yönetim bir sabah sürpriz yaptı malum gazetenin sütunlarında. Sponsor bulduk anlaşma şu tarihte diye.

Burak İkizoğlu çıktı herkes Ülker mi Gazi mi derken. Bizim için de sürpriz olmuştu.

İkizoğlu da bize Kamil Uçardan ya da Yeni Asırdan farklı iddialarla gelmiyor. 30 senelik hayal okul ve hastane, şimdi de biraz daha ek olarak Atatürk Stadını almak, UEFA kupası şampiyonlar ligi...
Nasıl yapacak sponsorlar var diyor. İnanalım mı? Başka çare? Ama bu sefer de Dinç Bilgin vermiyor... mu acaba?

Bu senelerin yaklaşık dördünde GöztepeLIST içşinde bu gelişmelerin çoğunu yaşadık. Bir kısmında bu listenin ğyeleri aktif rol aldı bir kısmı yarattığımız kamuoyu ile oldu. Güç kavgaları kin ve hırsın iinde bulduk kendimizi bazen de tepişmelerin arasında. İki sene önce rakiplerimizin bulundugu yerlerle dalga gecerken simdi yer değiştirdik onlarla.

7 sene boyunca ya da 78 sene boyunca yapılan hatalarla olduğumuz yerdeyiz. Göztepe bu ülkenin en popüler kulüplerinden biri olmayı devam ettiriyor. UEFA şampiyonu da olabilir katılmanın ötesinde ya da şampiyonlar ligi şampiyonu. Bunun yolu paradan
paranın yolu da kurumsallaşmadan. Kurumsallaşma ise profesyonel yöneticilikten tek adamlıktan çok adamlığa geçş ile ya da istikrar ile

Göztepe bir dergi çıkaramaz mı kolayca çıkarabilir.

Kredi kartı çıkaramaz mı?

Kendine yatırım yapamaz mı?

Spor okullarını genişletemez mi? Bunu da mı yapmaz Kendi kendine?

Üye sayısını arttıramaz mı? Tabii bu kadar ayak oyunun olduğu bir yere insanların gelmeye korkmasının normal karşılanması
gerek ama ayak oyunlarına rağmen burası Göztepe. lütfen üye olun kulübünüze. Başka Göztepe de yok.

Göztepe kendi kendine tesis yapamaz mı?

Halı saha da mı yapamaz?

Göztepenin tek metrekare arazisi de mı olmaz?

Göztepe amatör takımın tesislerinde kamp yapacak diye övünenler Göztepenin neden tek metrekare arazisi yok? Umarım iki sene sonra o amatör takımla oynuyor omayız.

Bu soruyu hergün sorun. Göztepe heryıl cepten 2 milyon usd koymakla ya da Göztepeyi
her yıl 2 milyon dolar daha borçlandırmakla gitmez. Göztepeyi kendi kendine 1 milyon usd üretir hale getirirseniz yaşar.

Göztepe 2 senedir düşüyor. İlk kez 3.lige düştük. Biraz içgörü sahibi biri varsa düşünmeli. Çok düşünmeli sorunları. Neden diye sormalı sonra da düzeltmeli.

Bütün bu yazdıklarımdan bazı dostlar alınabilirler ya da sıkıysa kendin yönet diyebilirler. Öyle bir niyetim yok Göztepe için yeterince şey yaptım halen de o kadar yaşadığım yaşattırıldığım komik şeylere rağmen yapıyorum arkadaşlarımla. Göztepeyi
yönetenlerin geçen sene Mart ayındaki gazetelerdeki demeçleri malum... Şu anki halimiz malum. Yönetenlerden yönetmelerini istiyorum. Çok şey mi istiyorum.

Ne yazık ki gemiyi batıdılar? Nedenine bakmaz tarih kitapları sonuca bakar. Göztepe üçüncü
ligi de gördü.

Sn. Burak İkizoğlunun söylediği herşey yapılabilir. Dediği gibi kendi başına yapamaz ekiple yapabilir. Yaparsa İzmirin Türkiyenin en sevilen kişilerinden biri olur. yapamazsa Göztepe tarihinin hamasi söylemcilerinden biri daha Burak İkizoğluydu diye anılır.

Kendisine tavsiyem öncelikle Göztepe tarihini iyice incelemesi. Sonra da AŞ tarihini. Hataları görürse tekrarlamayabilir. Para akışını denetlemesi olası kan emicilerden uzak durması, kurumsallaşmayı lafta değil işlevde yaratması. Halen dağılmış olan sistemin öğelerini biraraya getirmeye çaılşması. AŞ döneminin en büyük hatalarından taraftar besleme huyundan uzak durması. Kendisi öldükten sonra da işleyebilecek bir sistem yaratması kişiye bağlı değil. Göztepeyi kendisi için seviyorsa derneğin iş başına
düştüğünde yapabileceği kadar kaynağı olmasını sağlması. Göztepe ikiden fazla hoca ile geçtiği senelerde düştü AŞ döneminde ve hiç tek hoca ile bitiremedi bir seneyi. AŞ dönemindeki tüm şampiyonluklar ise iki hoca ile geldi. 2<4. Hiç kadro korunmadı azıcık korunduğu sene 7. olduk. Diğerindeyse parasızlıktan koruduk paralarını ödeyemedikleri için de düştük.

Yine uçı,uk gelebilecek bir öneri Hamdi Türkmenden yararlanması profesyonel yönetici olarak. Olumsuz tarafları da çok olmasına rağmen en vizyonlu ve başarılı yönetici kendisiydi ve de çok bahsedilen parasal problemler mali yönden iyi bir şekilde denetlenebilirse oldukça faydalı olabilir.

Göztepe şampiyonlar ligi şampiyonu da olabilir yok da olabilir. Lakin bir on seneyi daha kurumsallaşmadan geçiremeyiz.

Gelecek günler neler getirir hep beraber göreceğiz. Aşyi alabilecek mi alamayacak mı? Dediklerini yapabilecek mi? Göreceğiz.

Görelim bakalım...

Herşey sadece Göztepemiz için.

www.geocities.com/sipahior

var site="sm4goztepelist" <a href="http://sm4.sitemeter.com/stats.asp?site=sm4goztepelist" target=_top> img src="http://sm4.sitemeter.com/meter.asp?site=sm4goztepelist" title="Site Meter" border=0></a>

Eski zamanlarda Anadolu'da bir derenin iki kenarına kurulmuş bir köy varmış. Derenin üzerinde bir köprü. Köprünün altında da bir şeytan varmış. Þeytan köprüden karşıdan karşıya geçmekte olanlara kötülük yapar onları döver, tecavüz edermiş. Birgün o köye bir Arap Bacı gelmiş. Köy halkı Anadolu misafirperverliğiyle onu bir güzel ağırlamış yedirmiş içirmiş. Köyden memnuniyetle ayrılmak üzereyken onlara sormuş "Siz beni gayet güzel ağırladınız ben de size bir iyilikte bulunayım ne istersiniz benden?" demiş. Köy halkı hemen "Bizi Þeytan'dan kurtar sana minnettar kalırız" demiş. Arap Bacı "Yeter ki isteyin tamam oldu bu iş." demiş. Köy halkı nasıl olacağını anlamamış ama Arap Bacı'ya şeytanın yerini tarif etmiş. Arap Bacı köprüye vardığında Þeytan birşeylerle uğraşıyormuş. Kafasını kaldırmış Arap Bacı'ya bakmış alıcı gözle. Tam saldıracakken Arap Bacı "Dur" demiş. "Bama sahip olmak ister misin" Gözleri parlayan Þeytan'ın gözleri parlamış. "Evet" demiş. Arap Bacı "Olur" demiş ama "Bir şartım var" Þeytan şartını sormuş. Arap Bacı eteğinin içine elini atmış ve orasından bir kıl çıkarmış. "Eğer bu kılı düzeltebilirsen ben seninim." Þeytan "Tamam" demiş. Başlamış uğraşöaya. 20-25 sene sonra Arap Bacı tekrar aynı köye uğramış. Eski zamanlarda Anadolu'da bir derenin iki kenarına kurulmuş bir köy varmış. Derenin üzerinde bir köprü. Köprünün altında da bir şeytan varmış. Şeytan köprüden karşıdan karşıya geçmekte olanlara kötülük yapar onları döver, tecavüz edermiş. Birgün o köye bir Arap Bacı gelmiş. Köy halkı Anadolu misafirperverliğiyle onu bir güzel ağırlamış yedirmiş içirmiş. Köyden memnuniyetle ayrılmak üzereyken onlara sormuş "Siz beni gayet güzel ağırladınız ben de size bir iyilikte bulunayım ne istersiniz benden?" demiş. Köy halkı hemen "Bizi Şeytan'dan kurtar sana minnettar kalırız" demiş. Arap Bacı "Yeter ki isteyin tamam oldu bu iş." demiş. Köy halkı nasıl olacağını anlamamış ama Arap Bacı'ya şeytanın yerini tarif etmiş. Arap Bacı köprüye vardığında Şeytan birşeylerle uğraşıyormuş. Kafasını kaldırmış Arap Bacı'ya bakmış alıcı gözle. Tam saldıracakken Arap Bacı "Dur" demiş. "Bama sahip olmak ister misin" Gözleri parlayan Şeytan'ın gözleri parlamış. "Evet" demiş. Arap Bacı "Olur" demiş ama "Bir şartım var" Şeytan şartını sormuş. Arap Bacı eteğinin içine elini atmış ve orasından bir kıl çıkarmış. "Eğer bu kılı düzeltebilirsen ben seninim." Şeytan "Tamam" demiş. Başlamış uğraşöaya. 20-25 sene sonra Arap Bacı tekrar aynı köye uğramış. Sormuş halka "Şeytan bir daha sizinle uğraştı mı?" Köy halkı "Allah senden razı olsun gittin gideli kimseye bulaşmadı kurtardın bizi ondan." demiş. Arap Bacı gülümseyerek derenin başına varmış yine. Bakmış Şeytan'a hala uğraşıyor. Şeytan'a sormuş "hala olmadı mı?" Şeytan ümitsiz gözlerle bakmış "Olmadı ne yazık ki ama sabret " demiş. Arap Bacı Şeytan'a gülerek orasını iç çamaşırının kenarından göstermiş "Sen uğraşadur bak burada daha çok var"

Evet sevgili Göztepeliler. Fıkrayı yaklaşık iki sene önce Sn. Çetin Altan'ın bir köşe yazısında okuuştum. Sn. Çetin Altan konuyu bizim Avrupa Birliği'ne girme sürecimize bağladı. Ben de kulübün şu anki durumuna uyduğu için sizinle paylaşayım istedim.

Bildiğiniz gibi Göztepe aş ki 55 MİLYON USD HARCAYARAK takımımızı aldığı yerde yani ikinci ligde ve 5-10 trilyon arasına değiştiği söylenen bir borçla bırakmak istiyor. Ama istemekle olmadığından borçları ödeyemediğinden bırakamıyor. Göstermelik şekilde davranıyorlar. Dernek yönetimi de kahramanca bir şekilde el attığı takımımızı lige başlatmayı başardı ama ilk mağlubiyetle birlikte gelen moral bozukluğuyla ve yalnızlığın verdiği depresyonla isyan etti sonunda ve "Biz de oynamıyoruz" dediler. Aş başkanı kim belli değil? Yk ?

Daha önce de belirttiğm gibi şahsi fikrimce dernek yönetimi hiç bu işlerle uğraşmayıp eldeki kaynakları yatırıma yönlendirmeliydi. Takım PAFla mı çıkardı? AŞ buna cesaret edebilir miydi? Buna cesaret etti diyeceksiniz ama şu ana kadar yani son günlere kadar çok tepki gelmedi. Ama son günlerde camia 4 koldan veryansın ediyor. Fakat muhattabımızdan borçlar hakkında hiç açıklama yok. Derneğin savı borçsuz teslim alırız. AŞ ise borçlar hakkında yorum yapmadan hukuki ve maddi olarak destek verecek güçleri olmadığını söylüyor. Fakat deha yöneticilerinin yarattığı borçlarının ne olacağı konusunda yorum yapamıyor.

Biz de kafayı yemiş bir şekilde bekliyoruz ne olacak Göztepemize diye.

Bütün bu uğraşlardan ve başkasına bağlı olma hastalığından kurtulmadıkça bu sorun çözülse de kalbimizdeki yerlere gelmemiz zor gözüküyor.

Bağımsızlığın yolu da senede 1 milyon usd civarı bir parayı kaynaklarımızla yaratabilmekten geçiyor.

Bu da nasıl olacak derseniz? Üye sayımızın arttırılması ve aidatın da. Yani her Göztepeliyim diyenin kulübüne üye olması. Aidatını ödemeyenlerin atılması ve en az 5000 üyeye ulaşmak.

Göztepe'ye taşınmaz ve taşınırlarla para kazandırmak. (halı sahalar, taşımacılık, okul(18 derslikli ve spor salonlu bir okul yaklaşık 1 trilyona filan geliyor o olmazsa anaokulu)

Kredi kartı; bakın Ksk de çıkardı en snunda bakalım camiamız hareketlenecek mi artık?

Spor okulları (3000 öğrenci)

Logolu ürünler

Fuarlara katılım

Parazitlerden kurtulmak ve tribün terörünü ve profesyonel taraftarlık müessesini beslemeyi bitirip kendisine 3 senede 6-7 maç ceza ve yaklaşık 1 trilyona ve belki de UEFA'ya ve dolayısıyla çok daha fazlasına mal olanları uyarmak olmuyorsa söküp atmak.

gibi yöntemlerle olur bunlar da mert ve sözünün eri Göztepe'yi bir kurum gibi yöneten amatör yöneticilerin altında oluşturulacak profesyonellerle olur. (Amatörlerle olmayacağı bunca senelik deneyimle ortaya çıktı.)

Öyle veya böyle kendi kendimize 1 milyon usdlik gelir üretir hale gelmedikçe borçlar ödense de biz çocuğu bırakmak için başka bir cami arayacağız veya Arap bacı'nın kıllarını teker teker düzeltmek için uğraşmaya devam edeceğiz.

var site="sm4goztepelist" <a href="http://sm4.sitemeter.com/stats.asp?site=sm4goztepelist" target=_top> img src="http://sm4.sitemeter.com/meter.asp?site=sm4goztepelist" title="Site Meter" border=0></a>

KÖŞE YAZILARI

  • İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var? İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
    Written by Oguz Resat Sipahi 10 May 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
  • Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
    Written by Oguz Resat Sipahi 12 Nisan 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
  • Gözyaşları... Gözyaşları...
    Written by Oguz Resat Sipahi 21 Nisan 2019
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
  • Göztepe TEK Büyüktür. Göztepe TEK Büyüktür.
    Written by Özkan Cengiz 28 Nisan 2018
    Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar:

Diğer başlıklar

Twitter