Göztepe Perşembe günü tarihinin en önemli maçlarından birine çıkacak...
***
Bu maç üçüncü lige dönebilmek için kazanılması gereken beş maçlık kazan ya da elen maçları serisinin dördüncüsü. Göztepe kazanırsa beşinci maça çıkmaya hak kazanacak. O maçı da kazanırsa, beşinci maça hak kazanacak. Beşinci maçı da kazanırsa üçüncü lige dönecek.
***
Göztepe tarihi boyunca kazandığı Türkiye Þampiyonluğu, Federasyon Kupaları, Cumhurbaşkanlığı Kupası Avrupa Kupaları'nda bir kez çeyrek bir kez yarı final ile İzmir'in gelmiş geçmiş en başarılı futbol kulübü... Yanına bir başka İzmir kulübünün erişebilmesi için önümüzdeki 50 senenin yeterli olacağını sanmıyorum.
***
Göztepe aynı zamanda İzmir'in en çok taraftara sahip kulübü. Taraftarı kulübüne son derece bağlı. İzmir'in ve Türkiye'nin her tarafına dağılmış durumda. 
***
Göztepe İzmir'in simgelerinden biri, İzmir'i futbol uluslararası arenasında en iyi şekilde temsil  etmiş kulüp. Ülkede hep eksikliği çekilen Avrupa başarısı açlığını yarı final düzeyinde gidermeyi başarabilmiş ilk kulüp (ve tüm zamanlarda başarabilmiş iki kulüpten biri).
***
Türkiye'nin neresine giderseniz gidin...Oradaki insanlara İzmir'i sorun...Alacağınız üç yanıttan biri Göztepe olacaktır.
***
Göztepe Türkiye'nin en önemli beş futbol markasından biridir.
***
İşte bu Göztepe yeteneklerini takımı amatör kümeye düşürerek zirveye çıkarmış yönetimleri sayesinde bu noktaya kadar geldi. 
***
Bir kurumu iyi yönetirseniz iyi sonuçlar alısınız. Kötü yönetirseniz haliyle kötü sonuçlar alırsınız.
***
Geçen sene Ağustos'tan beri Göztepe tarihinde yeni bir sayfa yaşıyoruz. Bu sürece ikinci şirket dönemi diyebiliriz. Bu dönemde hem kurumsallaşma yolunda (mağazacılık, profesyonel yöneticilik, spor okulları vs) önemli adımlar atıldı, hem de futbol takımı bir üst lige çıkabilme yolunda son iki maça kadar geldi. Bayan voleybol takımı ise bir üst lige çıktı.
***
Perşembe günü oynanacak maç bu sene verilen tüm çabaların sportif başarı açısından son ürününe yani üçüncü lige ulaşabilmek için futbolcuların ve teknik heyetin önündeki son engel.
***
Futbolcular eleme maçlarında şu ana kadar gösterdikleri üst düzey performans ve hırs ile oldukça başarılı sonuçlar aldılar. Aynı hırsı devam ettirirlerse başarının gelmeme ihtimali yok.
***
Þu ana kadar oynanan üç eleme maçında Göztepe'nin İzmir'in yerel yöneticilerinden yeterli desteği aldığını söylemek zor.
***
Siyasetçilerin de bildiği gibi bu hayatta vermeden almak zor. Futbol dünyadaki ve bu ülkedeki en önemli sosyal faaliyetlerden biri. Ek olarak futbol hiçbir zaman yalnızca futboldan ibaret değil. Genel cümlelere devam edersek, bir de şu gerçek var, doğa boşluk affetmez. Sizin bıraktığınız boşluğu birisi dolduruverir. Bıraktığınız boşluklar (dolayısıyla doğanın kanunları gereği başkalarının doldurduğu alanlar) doldurabildiklerinizden çok olduğunda ise, bir bakmışsınız, altınız boş kalmış. "Neden?" sorusunu o aşamada sormak ise gecikmiş bir zamanlama örneği...
***
Ligler bitti. İzmir'i yönetenlerin İzmir'in değerlerine sahip çıkmasını beklemek abesle iştigal değil ise, Göztepe de bu şehrin bir değeri ise, ilimizin seçilmiş ve atanmış önemli yöneticilerinin ayakta kalan İzmir takımlarına destek vermesini dilersem, çok şey istememiş olacağımı düşünüyorum.
***
Son söz Göztepeli futbolculara... Bu takımı buraya siz getirdiniz. Buradan ötesine de siz
götüreceksiniz. Hırsınız bol, şansınız çok, yolunuz açık olsun.

Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Göztepe'de birbirinden becerikli ve mükemmel yönetimlerin üstün başarıları sayesinde amatör kümeye düşüsün ardından, şirket ve kulübün idaresinin Altınbaş Holding'e geçmesinden sonraki dönemde, profesyonel liglere dönüş için tarihi öneme haiz maçların başlamasına az kala, bayan voleybol takımının ikinci lige çıkışını kutlamak amacıyla YALI grubunun ve derneğinin, GöztepeLIST Organizasyonu'nun, Göztepe'ye Hizmet Derneği'nin, Göztepe Uniforce'un ve Göztepe Bayanlar Kolu'nun birlikte düzenlediği yemek uzun zamandır
gerçekleşmeyen bir birlikteliğe sahne oldu.

Başta başkan İsmail Hakkı Gül olmak üzere çeşitli yöneticilerin, voleybol şubesi
yönetiminin, şampiyon voleybolcuların, yaşayan efsanelerden Nevzat Güzelırmak'ın,
her zaman Göztepe taraftarının yanında olan Çağatay Çağlar'ın ve yaklaşık 200
taraftarın katıldığı yemekte Sanver Süzek ve ALphan Manas'ın nezdinde voleybol
yönetimine  plaket ile teşekkür edildi. Balçova Göztepelilerin tezahüratları ile
inlerken, Alpet'in yaptırdığı taraftar otobüslerine yönelik  "Efsane Göztepe'nin
dönüşü" temalı reklam filmi duygusal Göztepelilerin gözpınarlarını harekete geçirdi.
Restoranın dşında bekleyen karavandaki ürün çeşitliliği ve bu ürünlere taraftarın
ilgisi takdire şayandı. Emeği geçenleri tekrar kutluyorum.

Göztepe'nin yakın tarihi güçleri ayrıştırmanın/bölünmenin ve kendi kendine
yoluşmanın bir faydası olmadığının bariz örnekleri ile dolu. Yaşadığımız bu günler
ise Göztepe'yi seven herkesin (tüm taraftar derneklerinin ve grupların, eski
yönetici ve başkanların, tüm taraftar ve sempatizanların) biraraya gelmesi,
güçbirliği yapması ve bu çukurdan çıkabilmek için elinden gelen desteği vermeye
çalışması zamanıdır.

İzmir'i yönetenlerin bu maçlarda Göztepe'nin yanında olmasını beklemek abesle
iştigal değilse, kendilerini şeref tribününde görmek şüphesiz tüm Göztepelileri
mutlu edecektir.

Pekçok kişi amatör kümeden çıkışı şampiyonlar ligi kadar zor görüyor. Ege grubunda
32 takımdan (bunların hepsi kendi illerindeki gruplarda başarılı olan takımlar)
yalnızca biri üçüncü lige çıkmaya hak kazanacak. Þüphesiz tüm takımlar çıkmak
istiyor. Göztepe'nin bu konudaki arzu ve isteği ise her hangi bir takımla
karşılaştırılabilir konumda değil. Mamafih maçlar sahada oynanıyor ve kazanılıyor. 

Voleybolcuların başarısını futbolda da tekrar edebilmek, "Efsane" Göztepe'yi
profesyonel liglere döndürebilmek ve gelecek nesillere aktarılacak yeni efsaneler
yaratabilmek için futbolcuların olayın ciddiyetine ve hayatiyetine uygun şekilde tüm
güçlerini sahaya yansıtması gerekiyor. Bu maçların telafisi yok ve olay
futbolcuların ayaklarına kalmış durumda.


Umuyor ve diliyorum ki tarihi kulübün 83. kuruluş yıldönümü olan 14 Haziran 2008'de
Göztepe bayan voleybol takımının şampiyonluğunun yanında futbolda profesyonel
liglere dönüş de kutlanıyor olur. Herşey hep birlikte, daha ileriye ve yalnızca
Göztepe için olsun.

Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

 

2007 Ağustos’ta yapılan tarihi ihaleden sonra Göztepe için yeni bir dönem başladı.Neden bu noktaya geldik, bulunduğumuz nokta ve gelecekte yapılabilecekler ayrı bir tefrika konusu. Bu yazının konusu ise Göztepe Spor Kulübü Derneği üyelikleri…

Göztepe Spor Kulübü Derneği 1925 yılında 1 numaralı üye Muammer Akar ve arkadaşları tarafından kurulmuş bir dernektir. Derneğin 2005 yılındaki Tuğsuz ve arkadaşlarının yönetime seçildikleri genel kurul itibari ile 1200 civarı üyesi vardı. Aynı genel kurulda 300 küsür üye oy kullanmıştı. 1925’de kurulan kulüpte 2005 yılından sonra o zaman baştaki yönetimin başarılı icraatlari sonucunda aidat ödeyecek merci bulamama sorunu çıktı. Katılan arkadaşlar son genel kurulda hazirun cetvelinde 150 civarı kisi oldugunu belirtiyorlar. 1200’den 150’ye düşüş nasıl oldu?

Bunun nedeni 2005’den sonra Kocaoğlu döneminde yapılan tüzük değişikliği ile genel kurula katılacakların “Genel kurul, olağan genel kurullarda bir önceki yıl aidatlarının tamamını, olağanüstü genel kurullarda toplantı tarihinden 20 gün öncesine kadar aidatını ödemiş ve en az derneğin iki yıllık üyesi olmuş bulunan asil üyelerden oluşur.” olarak [Madde 10] belirlenmesi idi. Üç kez deneyip kulüpte para ödeyecek insan bulamamamdan dolayı 150 kişilik hazirun cetvelinde benim de adım yoktu… Kocaoğlu yönetimince hazırlanan tüzükte dernek üyeliğinden çıkarılma için ortaya konan en önemli madde üç yıllık aidatını ödememekti [8.Madde/fıkra 7] Bu bağlamda benim gibi 2005’de oy kullanıp 2007’de kullanamayanların sorunu 2006-2007 aidatlarını ödememek/ödeyememekti.

Göztepe büyük bir taraftar grubuna sahip. Bir o kadar da probleme…Halen yönetim pek çok sorunu çözmek için ciddi emek veriyor. Bu eski üyelerin durumu ve yeni üyeler için üyelik süreci de ivedilikle çözülmesi gereken önemli bir problem olarak varlığını devem ettiriyor.

Göztepelilerin ve benim yönetimden dileğimiz yukarıda açıklamaya çalıştığım tüzük maddelerine göre kongrelerde oy kullanma hakkına sahip olmayan fakat kulüp üyeliği devam edenlerin haklarını hukuka/tüzüğe uygun bir şekilde davranarak korumaları, eski üyelerin eski aidatlarını ödeyerek Genel kurula katılmak gibi üyelik haklarına sahip olmasını sağlamaları ve yeni üyelik şartlarının hızlı bir şekilde kamuoyuna açıklamalarıdır.

Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Göztepe’nin, mükemmel yönetim kurullarının üstün başarılarıyla süperligden süper amatör kümeye düşmesinin ardından, dernek ve şirket yönetimin Altınbaş Holding’e geçmesiyle 1925 doğumlu kulübün hayatında yeni bir dönem başladı.

Bu yazının sahibi dahil pek çok Göztepelinin çok uzun süredir hayal ettiği gibi, Göztepe artık profesyonel kadrolarca yönetiliyor. Tamamen profesyonel kadrolarca…Kendi adıma itiraf etmeliyim ki, profesyonelleşme hayal ettiğimin ötesine geçti…Çünkü hiç amatör yönetici yok… Aralarında Göztepeli yönetici de az…Bu sistemin neler getirip neler götüreceğini göreceğiz.

Yeni yönetimin ağızlardan düşürmediği bir kelime kurumsallaşma…Daha öncekilerin de bolca kullandığı, fakat eyleme geçirmekte anlaşılmaz direnç gösterdiği ya da beceremediği bir terim……

Yeni yönetimin kurumsallaşma adına yaptığı en önemli girişim kulüp lisanslı ürünlerinin yaşama geçirilmesi…Ürünler oldukça güzel olmuş. Şu anda çeşitler kısıtlıysa da arttırılacağı belirtiliyor. Emeği geçenleri kutluyorum.

Yönetim kulübün internet sitesini aktive etmeye çalışıyor. Alan adını kulübe geri almaları bile olumlu bir gelişme. Bu arada alan adının açığa düşmesini ya da yabancılara gitmesini engelleyen Yalı Derneği’ne bir açık teşekkür etmeyi borç biliyorum.
Yönetim spor okullarını da tekrar canlandırmaya çalışıyor…

Bunlar olumlu gelişmelerdi. Olumsuz gelişmeler teknik direktör ve sportif başarı konusunda…Futbol takımı beklenen sportif başarıyı yakalamakta zorlanıyor. Bu sene Göztepe tarihi açısından çok kritik. Belki de en kritik sezon…Mutlak surette çıkmamız gerekiyor. Buna karşın takım grupta üç rakibi yenemedi…Bu durum pek çok kişide endişe yaratıyor. İçimizi rahatlatansa yeni transferler ve Göztepe’nin “yen ya da elen” maçlarında genelde başarılı olması…

Unutulmaması gereken bir konu da şu; amatör kümeden çıkmak çok yönlü. İşin her türlü kulisiyle de uğraşılması gerekiyor.

Teknik direktör meselesine gelince; futbol takımı 24. seneyi de tek teknik direktör ile bitiremedi. En son 1984-85 sezonunu İlyas Datça (Datcu) ile tamamlamayı başarmıştık (Kaynak: Sn. Haydar Evrenosoğlu). Rahmet ile andığımız Adnan Süvari’den beri de iki ya da daha fazla tam sezonu aynı teknik direktör ile bitirmeyi başaramadık. Her hangi bir teknik direktöre iyi ya da kötü demek benim için zor; profesyonel bilgi alanımın dışında… Kişisel beklentim uzun vadede çalışabilecek (belki 10-15 sene), bu kulübü buralardan alıp hedeflenen Avrupa kupalarına götürebilecek bir teknik direktör. Bu kişi kimdir? Sayın Hıdır Akbaş mıdır? Umarım öyledir. Her halükarda buna karar verecek merci baştaki yönetim…

Teknik direktör, futbolcu ve yönetici değirmenliği yapmak Göztepe tarihinin son çeyrek asırlık döneminin değişmez hataları…Bu durum Yeni Asır döneminde de değişiklik göstermedi…. Yeni Asır döneminde bile bu kulüpte ikiden fazla tam sene aynı başkan, bir tam sene boyunca aynı teknik direktör görev yapmadı.

Bize düşen şunu belirtmek; bu takım 83 senelik tarihinde en büyük başarıları takım kadrosunda ve teknik kadroda en büyük istikrarı yakalayabildiği dönemde yakaladı.

2008 Göztepe için çok büyük önem taşıyor. Göztepelilerin Altınbaş yönetiminden beklentisi geçmişte yapılan hataları tekrarlamamaları. Bu kulübü uzun süre yönetebilecek yönetimlerle, bu kulüpte uzun süre çalışabilecek teknik direktörlerle ve bu kulüpte uzun süre oynayabilecek oyuncularla çalışmaları…
Not: Yanigün’ün üçüncü senesini ve emeği geçen herkesi kutlar, başarıların devamını dilerim.

Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

 

 

Vestel Manisaspor'a sponsor oldugunda Göztepe süperligde idi. O zamanlar Göztepe'nin amatör kümeye düşebileceğini tahmin etmekten çok uzak bir taraftar topluluğu olarak yaşamına devam ediyordu Göztepeliler... Bir rivayete göre Vestel Göztepe'ye de  talip olmuş, o zamanki AÞ yönetimi ile anlaşılamamıştı. Sonuçta ben dahil pekçok  Göztepeli Vestel Manisaspor'un girişimini tatlı bir tebessümle karşılamıştı.

Geçen zaman içinde Göztepe başarısız yönetimler sayesinde amatör kümeye düşerken, Vestel  Manisaspor oldukça başarılı oldu. "Eşkiya" Bülent Ataman'ın orada oynuyor olmasından  dolayı ben dahil pek çok Göztepeli hep yakından takip etmeye çalıştı Vestel Manisaspor'u.  Kırmızı elmaya ulaşıp en üst lige çıkmayı dahi başardılar. Hatta orada haftalarca lider  kalıp üçlü oligarşiye kafa tutmayı da başardılar.

Göztepe 2001-2002 sezonunda Galatasaray'ı Atatürk Stadı'nda 40.000 taraftarı ile beraber  2-0 yendiğinde aklıma gelen soru şuydu: "Hayat inişli çıkışlı bir sinüs eğrisi ise, bu da  Göztepe'nin hayatında  bir ansa, bu bulunulan nokta eğrinin neresi?". Ne yazık ki uzun bir  dönem içinde en tepede bulunulan nokta o 90 dk idi. Futbol takımı o sene ligi yedinci  bitirdikten sonra, Uğur Bostancıoğlu dönemi hariç takır takır küme düşmesi engellenemedi.

Vestel Manisaspor geçen sene ligde uzun süre lider gitti. Dostlar arasında konuşulan soru  şu idi: "Ne zaman, nasıl durdurulacaklar?". Bir Anadolu takımının bir İstanbul takımını,  Fenerbahçe'yi beşli gol sağanağı ile evine göndermesi sistem tarafından normal  karşılanamazdı. Evet Fenerbahçe ulusal/İstanbul yerel basınının deyimiyle "Bitkisel  hayatta" idi. Böyle bir durumda neler yapılabilirdi; teknik direktörün kafası çelinirdi,  oyuncuların da... Sponsora baskı yapılırdı... Federasyon tarafından sarı/kırmızı kart  silahları kullanılırdı... Taraftar çileden çıkarılır, takımın ya da önemli oyuncularının  ceza alması sağlanırdı...

Futbol federasyonu tarihi boyunca aldığı ve alamadığı kararlarla eleştirildi. Yeri  gelmişken tekrar soralım 2002-2003 sezonunda İstanbulspor ile ilgili kanıtlanmış teşvik  primleri için hiçbirşey yapılmayacağına ilgili iki takım düşürülse ve dolayısıyla Göztepe  ve Altay düşmese ne olurdu? Böyle sorular sorarak tekere çomak sokmamak lazım... Konumuza geri dönelim. Bülent Ataman'ın Sakaryaspor maçında yaptıkları ve aldığı cezalarla  
Hagi'nin zamanında yaptıklarını ve aldığı cezaları karşılaştırmak abesle iştigaldi. (Bu gecikmiş karşılaştırma için özür dilerim.) Tabii ki Trabzonspor'un Sivasspor'la yaşadıkları ve Vestel Manisaspor'un Sakaryaspor ile yaşadıklarını ve verilen cezaları da... Ya bu deveyi güder ya da bu diyardan giderdin...Vestel her iki olayda da tepkisini terki diyar etmek yönünde göstermek istedi.

Vestel Manisaspor şirketlerin bulundukları şehirlerde, kendi yerel değerlerini yaratıp, sahip çıkmalarına önemli bir örnekti. Futbol holiganizmi ve federasyonun adaletsizliği her zaman varolacak. Bütün bunlara karşı verilebilecek tepki çekilmek ya da mücadeleye devam ederek, daha güçlü bir Vestel Manisaspor yaratmaya çalışmak olabilir. Sayın Zorlu bulunduğu noktaya zoru görünce geri çekilerek mi geldi? Öyleyse bilmem ama değilse kendisinden bir Egeli olarak beklentim çekilmesi değil daha güçlü bir şekilde devam etmesidir.

Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

KÖŞE YAZILARI

  • İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var? İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
    Written by Oguz Resat Sipahi 10 May 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
  • Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
    Written by Oguz Resat Sipahi 12 Nisan 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
  • Gözyaşları... Gözyaşları...
    Written by Oguz Resat Sipahi 21 Nisan 2019
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
  • Göztepe TEK Büyüktür. Göztepe TEK Büyüktür.
    Written by Özkan Cengiz 28 Nisan 2018
    Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar:

Diğer başlıklar

Twitter