Göztepe’nin, mükemmel yönetim kurullarının üstün başarılarıyla süperligden süper amatör kümeye düşmesinin ardından, dernek ve şirket yönetimin Altınbaş Holding’e geçmesiyle 1925 doğumlu kulübün hayatında yeni bir dönem başladı.
Bu yazının sahibi dahil pek çok Göztepelinin çok uzun süredir hayal ettiği gibi, Göztepe artık profesyonel kadrolarca yönetiliyor. Tamamen profesyonel kadrolarca…Kendi adıma itiraf etmeliyim ki, profesyonelleşme hayal ettiğimin ötesine geçti…Çünkü hiç amatör yönetici yok… Aralarında Göztepeli yönetici de az…Bu sistemin neler getirip neler götüreceğini göreceğiz.
Yeni yönetimin ağızlardan düşürmediği bir kelime kurumsallaşma…Daha öncekilerin de bolca kullandığı, fakat eyleme geçirmekte anlaşılmaz direnç gösterdiği ya da beceremediği bir terim……
Yeni yönetimin kurumsallaşma adına yaptığı en önemli girişim kulüp lisanslı ürünlerinin yaşama geçirilmesi…Ürünler oldukça güzel olmuş. Şu anda çeşitler kısıtlıysa da arttırılacağı belirtiliyor. Emeği geçenleri kutluyorum.
Yönetim kulübün internet sitesini aktive etmeye çalışıyor. Alan adını kulübe geri almaları bile olumlu bir gelişme. Bu arada alan adının açığa düşmesini ya da yabancılara gitmesini engelleyen Yalı Derneği’ne bir açık teşekkür etmeyi borç biliyorum.
Yönetim spor okullarını da tekrar canlandırmaya çalışıyor…
Bunlar olumlu gelişmelerdi. Olumsuz gelişmeler teknik direktör ve sportif başarı konusunda…Futbol takımı beklenen sportif başarıyı yakalamakta zorlanıyor. Bu sene Göztepe tarihi açısından çok kritik. Belki de en kritik sezon…Mutlak surette çıkmamız gerekiyor. Buna karşın takım grupta üç rakibi yenemedi…Bu durum pek çok kişide endişe yaratıyor. İçimizi rahatlatansa yeni transferler ve Göztepe’nin “yen ya da elen” maçlarında genelde başarılı olması…
Unutulmaması gereken bir konu da şu; amatör kümeden çıkmak çok yönlü. İşin her türlü kulisiyle de uğraşılması gerekiyor.
Teknik direktör meselesine gelince; futbol takımı 24. seneyi de tek teknik direktör ile bitiremedi. En son 1984-85 sezonunu İlyas Datça (Datcu) ile tamamlamayı başarmıştık (Kaynak: Sn. Haydar Evrenosoğlu). Rahmet ile andığımız Adnan Süvari’den beri de iki ya da daha fazla tam sezonu aynı teknik direktör ile bitirmeyi başaramadık. Her hangi bir teknik direktöre iyi ya da kötü demek benim için zor; profesyonel bilgi alanımın dışında… Kişisel beklentim uzun vadede çalışabilecek (belki 10-15 sene), bu kulübü buralardan alıp hedeflenen Avrupa kupalarına götürebilecek bir teknik direktör. Bu kişi kimdir? Sayın Hıdır Akbaş mıdır? Umarım öyledir. Her halükarda buna karar verecek merci baştaki yönetim…
Teknik direktör, futbolcu ve yönetici değirmenliği yapmak Göztepe tarihinin son çeyrek asırlık döneminin değişmez hataları…Bu durum Yeni Asır döneminde de değişiklik göstermedi…. Yeni Asır döneminde bile bu kulüpte ikiden fazla tam sene aynı başkan, bir tam sene boyunca aynı teknik direktör görev yapmadı.
Bize düşen şunu belirtmek; bu takım 83 senelik tarihinde en büyük başarıları takım kadrosunda ve teknik kadroda en büyük istikrarı yakalayabildiği dönemde yakaladı.
2008 Göztepe için çok büyük önem taşıyor. Göztepelilerin Altınbaş yönetiminden beklentisi geçmişte yapılan hataları tekrarlamamaları. Bu kulübü uzun süre yönetebilecek yönetimlerle, bu kulüpte uzun süre çalışabilecek teknik direktörlerle ve bu kulüpte uzun süre oynayabilecek oyuncularla çalışmaları…
Not: Yanigün’ün üçüncü senesini ve emeği geçen herkesi kutlar, başarıların devamını dilerim.
Oğuz Reşat Sipahi
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.