***
Ama Futbol A takımı... Tüm lig sonuncusu maçlarını kaybetti kendi Göztepe kişisel tarihini tekrar tekrar tekerrür ettirerek... Ligin ikinci devresinde 11 maçta tek galibiyet aldı ve 5 puan alabildi. Ligin en çok yenilen takımı... Haftalardır gol atamıyor. İlk devreyi 22 puanla bitirip ligden düşen ilk takım olmak için emin adımlarla çalışıyoruz Şanlı Göztepe camiası olarak... Sezon boyu bitmeyen sakatlıklar artarak devam ediyor (sağlık ekibini ve futbolcuları başarılarından dolayı kutluyorum). Yetmedi Akhisar maçı sonrası iki oyuncuyu taraftarın önüne atan profesyonel yöneticilerimizin sayesinde (o iki adamın Halil ve Alparslan’ın orada tek başlarına ne işi var? Ki Halil Akhisar maçında en çok koşan adamlardan biriydi. 25 yaşında adamlara ana avrat salladığınızda durmasını beklemek ne kadar rasyonel hele ki adam Göztepe'nin çocuğu ise) takıma katkı veren iki oyuncumuzu kaybettik. Oyuncularımızı kadro dışı bıraktık ama saldıran taraftarlar ne oldu bilmiyoruz. 12 Mayıs 2013’de kulübü yakan insanlara ne ceza verdiyse camiamız ya da affedebildiyse... Bu taraftar 12 Mayıs’da düşen takımın tek oyuncusuna o gün, bu gün Halil ve Alparslan’a yaptığının ne kadarını yaptıysa ya da yapmadıysa... Göztepe’nin çocuğu Halil Akbunar oldu tu kaka Halil Akbunar olmayı hak etmiyor... Güzel bir tören ile tarafları biraraya getirip affedilmeyi helalik almayı hak ediyorlar...
***
Başkan Sepil’in anlayamadığımız kararları...Geçen sene başında Tamer Tuna’yı getidiğinde kumar oynadı demiştik ama kumar tuttu düşeş attı serbest fikstüre rağmen düşme stresi yaşamadan ligi altıncı bitirdi. Sezon sonu TV'de milyonlar önünde Kahpe Bizans için “Kahpe Bizans” söylemini kullanabilen ve 48 yılın en iyi sportif derecesini alan Tamer Hoca’yı gönderdi. Yine kumar oynayıp Bayram Bektaş’ı getirdi... Bizim de çok kızdığımız Bjk maçı öncesi söylemler vs. nedeniyle...
***
Bu kadar yılda öğrendiğimiz birşey varsa bizden yetişmeyen profesyonellerin bu gibi davranışlarda bulunmaması kolay değil. Bizim bu kadar yıllık neredeyse 100 yıllık bir camia olarak içimizden bir teknik direktör adayı çıkaramamamız da işin trajikomik tarafı... Bu gibi davranışlarda bulunmayan kendi çocuklarımıza da biz camia olarak köpek çekiyoruz (örnek Halil Akbunar). Evet bu kadar yılda öğrendiğimiz birşey varsa Kahpe Bizans basını kendisine rakip olabileceğini düşündüğü rakiplerin hepsindeki başarılı teknik direktör ve oyuncuların kafasını karıştırıyor. Başarılı sistemlerin Başkan ve teknik direktörlerinde hatta oyuncularında ego patlaması oluyor (açık konuşmak gerekirse iddaada iki maç sonucu bilen fitbolu çözdüm diyorsa yukarıda anlattıklarımı yapan Başkan’ın ve etrafındaki profesyonellerin bu işi çözdüm düşüncesi oluştu ise bu çok da sürpriz değil lakin en zayıf olduğumuz an kendimize güvenimizin en tepede olduğu an hemen her zaman)... Başkan bir teknik direktör ile başarılı olunca herkesle başarılı olacağını, bir teknik direktör ya da futbolcu bir yerde ya da bizde başarılı olunca her yerde başarılı olacağını düşünmüş olabilir. Ama bizdeki sezon başında takımı aldığında başarılı olan Tamer Tuna Sivas’da tutmadı hatta bizde de sezon ortası kriz yönetiminde şu ana kadar tutmadı. Bir alt lig takımı Ümraniye ve Kasımpaşa’nın başarılı hocaları bizde uzun gitmedi. Kemal Hoca Kasımpaşa’da oynattığı topu bize oynatmaya çalıştı ama takımın yapısına uygun değildi başka bir anekdot çok toplantı yaptırmasının ana sorun olduğunu belirtti bazı futbolcular ki "Şampiyon yap bizi..." diye bağıran tribünün azımsanmayacak kısmının borcu olduğu Yılmaz Vural’a da aynısını diyordular... Kemal Hoca için de aynısnı duyduk... Yine bu kadar senede öğrendiğimiz birşey var ise oyuncular çok toplantı yapan hoca sevmiyorlar, beyin kullanmayı oyuncuların çoğu (istisnalara saygılar ki onlar futbol hayatı sonrası kendini belli ediyor zaten) pek sevmiyor... Bayram Bektaş da anladığımız oyuncuların kurbanı oldu. Bize yıllar sonra Kahpe Bizans galibiyetleri yaşattığı için kendisine müteşekkiriz. Sırf oyuncuların isteği ile (basına yansıyan kısım yalanlanmadı) teknik direktör değiştirmemiz bile bugünün önemli sebeplerinden...
Velhasıl kelam... Biz geçen sezon sonundaki Tamer Tuna, takım gol yediğinde bizim kadar piskopatça bakan Adis Jahovic ve Demba Ba’dan Sabri ve Selcuk’dan hatta hem solbek hem stoper oynayabilen yedekleyebilen Leo’dan, Bizans basın kışkırtması taraftar gaza gelmesi teknik direktör Başkan ego patlamaları ve bunların kombinasyonları gibi sebeplerle ayrı kaldık. Taş yerinde ağır.... Bizdeki başarılı Adis gitti biz Adis’i o da bizi aradı. Leo gitti hala gönlü burada. 48 senenin en iyi derecesini yapan Bizans’a canlı yayında kahpe diyen bence bize gelen en zeki teknik direktörlerden biri olan ailemizin TT'si bile bu geldiğinde çok daha farklı söylemlerinde ama takım 17. sırada... Başkan ve Tamer Tuna geçen sene düşme hattına girmiş Göztepe yaşatmaması çok büyük başarı idi bu sene bunu başaramadı. Kriz yönetimini çözemedik camia olarak... Düşme hattına girmiş Göztepe ağır sepsisdeki bir hasta gibi; kimyası bozulmuş durumda camianın herkes brbirine sarıyor... İnme (stroke) inmiş eli ayağı tutmaz bir hasta gibi tepki veremez hale geldik..
Geldik Başkan’ın sportif karnesinin zayıf tarafının devamına. Bir istatistik Başkan Sepil takımları beş sezonun ilki dışında tüm devre aralarında başarısız idi ve bu sezon dahil son dört sezonun ikinci devrelerinde ilk devreye göre daha az puan aldı... Gördüğümüz belki de en zeki Başkan'ın beş sezonda dokuz teknik direktör ile çalışmış iken hala 3.5 sezonluk anlaşma yapmasını, serbest fikstürün bu sezonki tekrarına rağmen bir sezonu tamamlayabildiği tek Hoca Tamer Tuna’yı, Adis’i Leo’yu Selcuk’u Sabri’yi gondermesini, stoperlerin ve takımın kalanının sürekli sakatlanmasına önlem alınamamasını, bir türlü çukulatalı hale gelemeyen çukulatasız Gofret'in kalmasını, Crillo'yu, sağ ve solbek yedeği olmamasını, hiç anlamadık anlayamadık. Gidenlerin yerlerine aldıkları ise kağıt üstünde iyi olsalar da tutmadı. Dizilere konu oldu forvet meselesi. Cilas Deniz Jerome bir forvet etmedi gol sayısı olarak... Başkan'ın borçlanmama isteğine sonsuz saygı duyuyorum onu transfer yapmadı diye suçlayanlar tek futbolcuyu verdiği parayı hayatı boyunca kazanamayabiliyor, ama harcadığı parayı mesela Serdar yerine forvete verebilirdi takımın tek oyuncu hakkı olsa o kanat mı olmalıydı...
***
Peki herşey bitti mi? Matematiksel olarak değil ama mantıksal olarak evet. Mesleki deformasyon rasyonel tarafım no way out diyor... Duygusal tarafım hem evet hem hayır diyor...Bunu kim değişirebilir? Oyuncular tek başına değiştirebilir... Ama bu kadar haftadır yapamadıklarına göre anca top yekün durumu değiştirme isteği ile belki küçük şansımızı değerlendirebiliriz...Teknik direktör ve oyuncular... Bu takım bana sezon başında işler iyi giderken de şimdi de her sorulduğunda söylediğim gibi herkesi yenebilecek ve herkese yenilebilecek potansiyele sahip. Ne olacağına Başkan Tamer Tuna oyuncular ve taraftar karar verecek...
***
Yaşayan Efsane Nevzat Amca'nın (Güzelırmak) dediği gibi savaşta asker terhis edilmez. Halil ve Apo’yu affetmek dışında Taraftarın yapabileceği ek ne var desteği son birkaç maçtaki gibi dk 75’de değil maç bitince kesmek bu takım bu lige uzatmalarda çıktı... Dünkü 45-75 arasındaki bitimeyen tezahurat devam etse ki sahadakiler daha yeni gaza gelir gibiydi farklı olabilir miydi? Tarihte kontrol grubu yok...
***
Tamer Tuna takımın gol atabilmesini sağlamak zorunda... Biliyoruz ki bizim kanatlar gol atabiliyor ilk devre bu duruma düşmediysek kanatlar sayesinde biyük oranda Yasin-Halil sayesinde düşmedik ana skor katkısını onlar yaptı... Teorik olarak Serdar daha iyi ama Halil kadar skor-gol-asist katkısı yapmadı. Belki altyapıdan gelen iyi santrafor adayı varsa onun denenmesi... Stoperler gol atabilir üç yada dört pırpırlı forvet hattı denenebilir, orta saha atabilir varyasyonlar Hocanın işi tribünden biz atmayacağımıza göre Hoca çözecek...
***
Başkan başa geçmeli kamuoyu oluşturmalı siyasilerden destek istenmeli, oy istemeye gelenlerin yerel ve ulusal iktidar sahiplerinin Belediye Başkanlarının milletvekillerinin en azından bir idman ziyareti yapması ya da en kötü yerinde makamlarında ziyaret edilmeleri... Göztepe düşünce İzmir de düşecek.... Taraftarın tehdit değil Alanya maçı öncesi gibi ziyareti, pankartlarla desteği... Eskişehir maçı play off finali öncesindeki gibi oyuncu yakınlarından videolu düşmeme mesajı... O takımın oyuncularının ve/veya Efsanelerin ya da eski takım kaptanlarının takımı ziyareti... Başkan’ın takıma kendini vermesi...
Dün değerli bir kardeşimizin ve maçtan çıkarken gördüğüm çocukların gözyaşları bana 12 Mayıs'ı hatırlattı. 10 gün ağlayamamıştım hasbelkader Tiran’daki bir infeksiyon hastalıkları kongresinde bir akşam gittiğim konserde Çaykovski’nin Piyano Koncertosunda tema Göz Göz Göztepe’ye dönünce 10 dk hönkürerek ağladım ne olduğunu anlayamadı tabii ki etraftaki hiçkimse. Hala ne zaman çalsa ağlarım. Tıpkı Antalya videoları gibi. Penaltılar maç öncesi topçulara yapılan video maç sırasında ve öncesindeki Güzelyalı görüntüleri... Pek kendimi tutamadığım anlar... https://www.youtube.com/watch?v=1hTHFsrYYDs https://www.youtube.com/watch?v=3yHIj6cq_XU https://www.youtube.com/watch?v=9cxR-5xTO80 https://www.youtube.com/watch?v=oy7LvMBcZe0 https://www.youtube.com/watch?v=EVT5sA1gRsc