Geçtiğimiz günlerde Ecevit Kılıç’ın “Politik Goller” başlıklı bir kitabı geçti elime. Güncel Yayınclık’tan çıkan 159 sayfalık kitap oldukça güzel bir üslupla ve akıcı Türkçe ile politika ve politikacıların Türk futbolu üzerindeki etkisini anlatıyor.  Ecevit Kılıç 1977 Ardahan doğumlu genç bir gazeteci. Bu kitaptan başka “Kirli kramponlar” ve “Konuşan Mafya” adlı iki kitabı daha var. Suç, istihbarat ve organize suçlar ile ilgili çok sayıda araştırması ve incelemesi yayımlanan Kılıç bu alanlarda uluslararası sempozyumlarda bildiriler sunmuş. Kılıç 2003 yılında Türkiye Gazeteciler cemiyeti’nce yılın gazetecisi seçilmiş.  Kitapta Türkiye’nin futbolla ilk tanıştığı gülerden bugüne kadarki dönemde futbol-siyaset ilişkilerinden örnekler var.  Kitap oldukça ilginç konular içeriyor. Şükrü Saraçoğlu’nun o sıralar İttihatspor’un elinde olan şu an Fenerbahçe Stadı’nın bulunduğu alanı nasıl Fenerbahçe’ye geçirdiğini öğreniyor, eski cumhurbaşkanlarımızdan birinin Ankaragücü’nü birinci lige çıkardığını, bir Başbakan döeminde şike yapan takımların küme düşürülmemesi nedeni ile birinci ligin 20 takım ile oynandığını hatırlıyoruz  “Demokrasi yerine futbola yatırım” başlıklı bölümde terör döneminde Vanspor, Ağrıspor, Hakkarispor ve Diyarbakırspor’un önlenemez yükselişi ve terörün gündemde geri plana düşmesi ile gelen engellenemez düşüşleri anlatılıyor. Kitapta futbol ve kitle içiçeliğine örnek olarak verilen Trabzonspor ile ilgili bölümde AKP döneminde bir Trabzonspor-Fenerbahçe lig maçının ardından çıkan olayların yorumlanmasında Trabzonspor’a yapılan bir haksızlığın belediye seçimlerinin CHP’ye gidişine etkisi ayrıntıları ile açıklanıyor.  Kitabın en ilginç bölümlerinden biri şu başlığı taşıyor: “AKP’nin futbol markajı”. Bölümde Sn. Abdullah Gül’ün Kayseri takımları, Başbakan’ın takımları Kasımpaşa, Siirtspor, Pazarspor, Sn. Abdüllatif Şener’in Sivasspor’u, Melih Gökçek’in Ankaraspor’u, futboldan sorumlu aile Aksu ailesi (Şekerspor, Diyarbakırspor, Ankaragücü, Beşiktaş…), federasyon seçimlerine inanılmaz baskılar konularında çok ilginç ayrıntılardan bahsediyor Ecevit Kılıç.  Kitaptan Erdoğan döneminde Kasımpaşa’nın 2A’ya çıkışında Başbakan’ın posterinin ve varlığının etkisini, kulübün bu dönemde Süperlig’e varan önlenemez yükselişini, kulüp sabit gelir elde etsin diye verilen park yerlerinin muhteviyatını, 11 trilyonluk tesislerinin öyküsünü ve bütün bunlara belediyelerin katkısını, bu belediye katkıları ile Kasımpaşa’nın nasıl Türkiye’nin en büyük bütçeli beşinci takımı haline geldiğini öğrenebiliyoruz. Tabii insan bu bölümü okuyunca Sn. Aziz Kocaoğlu İzmir takımlarına ne yaptı sorusunu soruyor… İzmir takımlarının DSP iktidarındaki çıkışı ve AKP iktidarındaki çöküşünü de göz önünde tutarsak futbol ve siyaset Türkiye’de iç içe ve olmaya devam edecek. Bu iç içelikte uygun desteği alabilenler/yaratabilenler ilerliyor, alamayanlar ise çöküyor. Türkiye, Dünya ve İzmir değişim içinde. Bu değişime ayak uydurup dik durup ileri gidebilmek için kulüplerin parasal desteğe ihtiyacı var. Bu şehrin belediyelerini yönetenler İzmir takımlarına verdikleri ve vermedikleri desteği tartmalı tartışmalılar. Unutmalılar ki vermedikleri destekler gün gelip bulundukları makamların altlarından çekilmesine yerlerine bu destekleri verebileceklerin gelmesine neden olabilir. Bunun ötesinde İzmir takımları bir araya gelip sonuna kadar hak ettikleri desteğin kendilerine verilmesi için gerekli baskıları oluşturabilmeliler.  Kitaptan ilgimi oldukça çeken bir bölümü birebir alıntı olarak ilginize sunuyorum.

 

Başbakan'ın ilk gözağrısı: Kasımpaşa 

 

Türkiye'nin en eski kulüplerinden biri olan Kasımpaşa’nın en büyük şansı şimdi başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir dönem bu takımda oynamasıdır. İstanbul'un Haliç kenarında yer alan Kasımpaşa'nın 1910'lu yıllarda iki futbol takımı vardı: Altundağ ve Terbiye-i Bedeniye Kulübü. İki kulüp 1921'de Altundağ adı altında birleşti. Renkleri de lacivert-beyaz oldu. İki yıl sonra bu kez kulübün adı Kasımpaşaspor olarak değiştirildi.  Aynı yılın sonunda küme düşmesiyle adı yeniden Altun­dağ olarak değiştirilen takım, 1938-1939 sezonunda yeniden Birinci Lig'e yükseldi. Bunun üzerine kulübün adı da tekrar, bir daha değiştirilmemek üzere Kasımpaşaspor yapıldı. 1944-1945 sezonunda İkinci Lig'e düşen takım, bir sonraki dönem yeniden Birinci Lig'e çıktı. Bir dönem mahalli liglere kadar düşen Kasımpaşaspor, da­ha sonra liglerin statüsünün değişmesiyle İkinci Lİg'de mü­cadele etmeye başladı. Sonra kapısına kilit vurulacak duruma geldi; ancak 2002 yılında AKP'nin iktidara gelmesiyle Kasımpaşa’nın önü birden açıldı. Bunun nedeni 1970'li yıl­larda Kasımpaşa'da santrfor olarak futbol oynayan Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan olmasıydı. Kasımpaşalı olan Erdoğan iktidara gelir gelmez takımına sahip çıktı. Kulübü her fırsatta ziyaret eden Erdoğan söz fut­boldan açıldığı her yerde de Kasımpaşa’nın kendisi için ne kadar önemli olduğunu anlatıyor. Bunu söyleyen ülkenin başbakanı olunca, Kasımpaşas­por'un adı da "Başbakan'ın takımı" oldu. Bu da karşı takım için her zaman baskı unsuru olmuştur. Başbakanın takımı olma fırsatını iyi kullanan Kasımpaşa yöneticileri de her maçta Erdoğan'ın dev posterini açıyor. Kasımpaşaspor'un Başbakan Erdoğan'ı karşı takım üze­rinde baskı unsuru olarak kullanmasının en enteresan Örneği Boluspor'Ia yapılan şampiyonluk maçı öncesinde ve maçta yaşandı.Üçüncü Lig'in üçüncü grubunda şampiyonu belirleyecek maç İstanbul'da Kasımpaşaspor ile Bolusspor arasında oyna­nacaktı. Maçtan bir hafta önce Kasımpaşaspor yönetimi, Bo­lu Valisi Ali Serindağ'a bir yazı gönderdi. Yazıda ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kasımpaşalı olması ve kulübümü­ze yakınlığı nedeniyle, karşılaşmada Kasımpaşaspor'a küfür edilmemesi için gerekli önlemlerin alınmasını istiyoruz," deniliyordu.Bunun üzerine Vali Ali Serindağ, İl Spor Gü­venliği Komisyonu'nu acil toplantıya çağırdı. Toplantıda görüş belirten Boluspor yöneticileri, taraftarlarının bugüne ka­dar hiçbir taşkınlık ve kavga olayına karışmadıklarını belirte­rek, bu yazının Bolusporlulara bir gözdağı verme girişimi ol­duğunu söylediler. Ancak, vali ve toplantıya katılan diğer ka­mu yöneticilerinde yine de büyük bir endişe vardı.Yazı açıkça Bolu halkım tedirgin etmişti. Ve, maç günü geldi. On bin kapasiteli Kasımpaşa Stadı’nda Bolusporlu ta­raftarlar için daha önceden beş yüz kişilik yer ayrılmıştı. Bu biletleri satın alan Bolusporlu taraftarlar on beş otobüsle İs­tanbul'a gelmişti.Maç saati yaklaşmasına karşın polis, Bolusporlu taraftarla­rı stada almadı. Polis yetkilileri, önce Kasımpaşaspor taraftar­larının stada gireceği konulanda talimat aldıklarını söyledi. Ayrıca, beş yüz değil iki yüz elli Boluspor taraftarının stada alınacağını belirtiler. Devreye giren Boluspor Başkanı Necip Çarıkçı'nın çabaları sonuç vermedi. Kasımpaşaspor'a para ödeyerek bilet alan iki yüz elli taraftar saha dışında bırakıldı. Sahaya ilk çıkan Boluspor futbolcularına ve teknik heyete, Kasımpaşalı seyirciler yabancı madde attı. Statta neredeyse her Kasımpaşalı taraftarın elinde meşale ve konfetiler var­dı. Yasak olmasına karşın Kasımpaşalı taraftarlar ellerinde meşalelerle hiçbir zorluk çekmeden stada alındı. Stada her maçta olduğu gibi yine Başbakan Erdoğan'ın dev posteri asıldı. Maçı İstanbul Büyükşehir Belediye Başka­nı Kadir Topbaş da izledi. Maç boyunca Kasımpaşalı taraftarlar, Bolusporlu futbol­culara küfür etti. Atmosferi birden değişen maçta, Boluspor­lu futbolculara ilk önce Kasımpaşalı top toplayacıları. ardın­dan da taraftarlar saldırdı. Olaylarla ilgili yalnızca bir Kasım­paşalı taraftar gözaltına alındı. O da daha sonra hemen ser­best bırakıldı. Sonunda maçı Kasimpaşaspor 2-1 kazandı. Kasımpaşalı yöneticiler gönderdikleri yazıyla Başbakan Erdoğan'ın adıyla Boluspor üzerinde baskı kurdular. Ardından yine karşı takımın seyircisini pasifize ettiler. Hakemin aleyhlerine dü­dük çalmaya korktuğu Kasımpaşa, maçı alarak İkinci Lig'e çıktı. Başbakanın takımı olması nedeniyle Kasımpaşa'nın maçları medya tarafından sürekli takip ediliyor. Spor sayfala­rında sürekli Kasımpaşa ile ilgili haberler yer alıyor. Devletin resmi kanalı TRT de sürekli Kasımpaşaspor'un maçlarını izliyor. Maçlar İstanbul'da oynandığı halde maçı imleyecek kameraman ve muhabir Ankara'dan gönderiliyor. AKP İktidarının Kasımpaşaspor'a faydası yalnızca yeşil sahalarla sınırlı kalmadı. Ekonomik kaynakları da sürekli art­tı. Galatasaray gibi köklü ve şampiyonluk mücadelesi veren bir takım parasızlık nedeniyle neredeyse deplasman maçları­na gidemeyecek durumda kalırken, Kastmpaşaspor'un hiç borcu yok. Hatta futbolculara transfer bedellerinden fazla pa­ra ödeniyor. Bu Özelliği nedeniyle de belki de dünyada borcu olmayıp da alacağı olan tek kulüptür. Başbakan Erdoğan'dan sonra Kadir Topbaş'ın önce Be­yoğlu ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkam olma­sı Kasımpaşaspor'un kasasını paralarla doldurdu. Kasımpaşaspor Kulübü Başkanlığı da yapan Topbaş, Beyoğlu Beledi­ye Başkanlığı yaptığı 2003 yılında Taksim Meydanındaki beş dönümlük arsayı otopark olarak işletmesi için Kasımpaşa’ya verdi. 50 yıldır tartışması bitmeyen Taksim'e cami projesi için düşünülen arsanın üçte ikisi Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne gerisi İse Ziraat Bankası'na ait. Vakıflar Genel Müdürlüğü, cami yapımı için kendi payını Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Taksim Cami Yaptırma Derneği'ne verdi. Dernek, cami yaptırmayınca arsayı Kasımpaşaspor'a kiraladı. Ancak, Kasımpaşaspor arsanın tamamını yani Ziraat Bankası’na ait olan kısmını da otopark olarak kul­lanmak istiyordu. Bunun üzerine Beyoğlu Belediye Başkanı Kadir Topbaş, bankaya başvurarak "Mafya zaman zaman arsayı otopark ola­rak kullanıp çevreyi rahatsız ediyor. Belediyenin araçları için kullanmak istiyoruz.” dedi. Topbaş'ın burayı koruma ve satıl­dığında arsayı boşaltma taahhüdü üzerine Ziraat Bankası, be­lediye araçları için kullanılmasına izin verdi. İzni alan Topbaş, belediye araçları yerine arsayı otopark olarak kullanılması için Kasımpaşaspor'a verdi. Üstelik arsa­nın sahibi Ziraat Bankası'ndan hiçbir onay almadı. Yüz elli araç kapasiteli otoparkta araç başına bir saate ka­dar on, üç saate kadar ise 15 milyon lira alınıyor. Her gün yal­nızca yüz elli araç girdiği ve üç saatten az kaldığı varsayılırsa günlük geliri 2 bin 225 YTL'yi geçiyor. Yıllık bazda ise bu gelir milyonlarca YTL'yi buluyor. Ancak Taksim'in göbeğin­deki yüz elli araç kapasiteli otopark, her gün tıka basa dolu­yor, özellikle de hafta sonlan otoparkın önünde uzun kuyruk­lar oluşuyor. Bunca gelire karşın Kasımpaşaspor arsanın sa­hibi Ziraat Bankası'na hiçbir ücret ödemiyor.Kasımpaşa'nın sahibi olduğu tek otopark Taksim Meydanı'ndaki bu arsa değil. Kulübün, Kasımpaşa'nın en değerli caddesi Bahariye'de de otoparkı var. Yüz otuz araçlık olan otoparktan yine yılda trilyonlarca lira gelir elde ediliyor. Beyoğlu Belediye Başkanlığı döneminde Kasımpaşaspor'a ücretsiz olarak iki arsayı otopark kullanması için veren Topbaş, İstanbul Belediyesi'nin başına geçince, kulübe rant akta­rımını daha da büyüttü.Topbaş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi bütçesinden Ka­sımpaşaspor'a beş yıldızlı ve göz kamaştıran bir kompleks yaptırdı. 11 trilyon liraya mal olan kompleks Türkiye'nin sa­yılı tesisleri arasında yer alıyor.On bin kişi kapasiteli stadyumun yer aldığı Beyoğlu Spor Kompleksi'nde iki de kondisyon merkezi bulunuyor. İçinde kapalı spor salonu ve kapalı güreş salonu olan kompleksin alt katma da dükkânlar yapıldı.Bununla yetinmeyen Topbaş, kompleksin otoparkının iş­letmesini de Kasımpaşaspor'a verdi. Daha önce de belediye­den iki otopark alan Kasımpaşaspor'un gelirleri bugün nere­deyse Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin gelirine denk. Kasımpa­şaspor'un bütçesi, Süper Lig'deki dört büyükler hariç diğer tüm takımlardan daha büyük.

Tüm bu yatırımlar ve siyasi müdahaleler Kasimpaşaspor'u sahaların favori takımı haline getirdi. 2004 yılında Üçüncü Lig Üçüncü Grup'ta mücadele eden Kasımpaşaspor, olaylı geçen Boluspor maçını kazanarak İkinci Lig'e yükseldi. 2004-2005 sezonunda İkinci Lig B Kategorisi Birinci Grup'ta yer alan Kasımpaşaspor, burayı lider olarak bitirerek yüksel­me grubuna kaldı. Yükselme grubundan da lider olan kulüp 2006-2007 sezonunda İkinci Lig A Kaîegorisi'ne yükselecek. Ardından da Süper Lig'e.

 

Kitabı alabileceğiniz online bir mağaza: http://www.weblebi.com/UrunDetaylari.aspx?Id=3rr2Rseyd2Gao7mXJTVPcQ

 

 

 

Kişisel web sitem: http://www.geocities.com/sipahior

Email adresim: Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

YORUMLAR

KÖŞE YAZILARI

  • İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var? İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
    Written by Oguz Resat Sipahi 10 May 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
  • Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
    Written by Oguz Resat Sipahi 12 Nisan 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
  • Gözyaşları... Gözyaşları...
    Written by Oguz Resat Sipahi 21 Nisan 2019
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
  • Göztepe TEK Büyüktür. Göztepe TEK Büyüktür.
    Written by Özkan Cengiz 28 Nisan 2018
    Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar:

Diğer başlıklar

Twitter