Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
2018-2019 Sezonu boşa gidiyor?
Öncelikle ifade etmem gerekirse bu yazı bir Gençlerbirliği maçı yazısı değil, Bu yazı aslına bakarsak bu sezon yazısı da değil. Gelecek sezonun yazısı, yani başlık hatalı değil tam tamına doğru.Şimdi ne alaka derseniz şuna inanıyorum bu haftaki final ile taçlandırılan son 2 aylık süreçte düzenli olarak gelecek sezondan yiyoruz.
Süper ligde ki ilk sezonumuzda müthiş bir ilk yarı yaşadık. 30 puan herkesin söylediği gibi beklentilerin üstünde bir noktaydı. Bu noktadaki hepimizin başka hayalleri oluştu, kimimiz açık açık söylemese de şampiyonluk bile düşünürken en mütevazileri hedefi Avrupa olarak koydu, müzmin kötümserler 10 puanın derdine düştü.
Kendi hayalimden bahsedersem ikinci yarıyı rölantide geçirip gelecek sezon için oyun planı, kadro stratejisi ve hedefler açısından çalışmaktı. Ve gerçekten çok umutluydum.
17 maçlık lig yapısı içerisindeki bir deneme dönemi elimizdeki genç tecrübeli tüm kadroyu çeşitli oyun planları ile denemek eksiklerimizi tespit etmek, yeni dönem oyun planımız açısından belirlediğimiz taktiksel dönüşümü yensek yenilsek te deneyerek gelecek sezonda iskeletimiz olacak kadroya ezberletmek müthiş bir 17 haftalık kamp dönemi.
Ama ne olduysa ikinci yarı başlayınca oldu. Bizim skor ne olursa olsun direnci düşmeyen, yense de yenilse de kendi oyununu oynamaya çalışan girenin çıkanı, çıkanın gireni aratmadığı takımımız benliğini kaybetti, genç hoca ama rakibi çok iyi çalışıyor kadro yapılanmasını iyi yapıyor dediğimiz hocamız, kurduğu ilk 11 ler, yaptığı oyuncu değişiklikleri, oyun başında ve oyun içinde yaptığı taktiksel hamleler, yedekte tuttuğu, veya oynattığı oyuncular açısından formsuzluğunun zirvesine çıktı. 5 maçta 15 puan alıp, bu sezon hedefimiz ligde kalmak diyen adam 5 maçta 3 puan alıp Avrupa hedefimizde bir şey kaybetmedik demeye başladı.
İnanan inanmayan olabilir ama şunu açıkça söyleyebilirim ne kaybettiğimiz puanlar ne mağlubiyetler beni rahatsız etmiyor, hedefsiz kalan takımda veya daha güzel söyleyelim hedefine erken ulaşan takımlarda bu işler olabilir. Rehavet olabilir, takımdan gideceğini düşünenler veya yeri garanti olduğunu düşünenler ona göre davranış içerisine girebilirler. İnsan olan her yerde bunlar olabilir.
Ancak kabul edemeyeceğimiz şeyler var. Takım ve oyun anlamında hiçbir şekilde gelişim göstermeyen bir süreci , kadro seçimi açısından bariz adaletsiz tercihlerden oluşan bir süreci, takım içi arkadaşlıkların ve dostlukların her şey den önemlisi takım olgusunun her hafta yıprandığının gözlemlediğimiz bir süreci, Felsefi ve analitik yorumlar yapacağım derken direksiyonu elinden kaçıran bir süreci asla kabul edemeyiz.
Çünkü bu kafayla ve bu tercihlerle devam edersek, tüm virajlardan maharetle geçmişken düz yolda gider ağaca toslarız.
Çünkü bu kafayla bu tercihlerle yola devam edersek, bu sezonki başarımızı sadece bu sezonla kısıtlarız gelecek seneye hiçbir katkısı olmaz.
Çünkü bu kafayla bu tercihlerle yola devam edersek sezon başında ilk sezonunu iyi geçirmiş bir takım değil süper lige yeni çıkmış bir takım realitesini gene yaşarız.
Çünkü bu kafayla bu tercihlerle devam edersek, gelecek sezon bu sezondan daha da zor olur.
Bu sebeple idari yapılanmamızın en üstünde görev yapmaya başlayan Özgür Gündoğan ile Teknik yapılanmamızın en üstünde görev yapan Tamer Tuna hem kendileri açısından hem de kadroları açısından bir an önce silkinip kendilerine gelmeleri 2018-2019 sezonunu planlamaları bu planlarını anlatmaları ve bu plana göre de 2017-2018 sezonunu yaşamaları gerekiyor.
Eğer bunu yapamazlarsa öncelikle kadrolarını, sonra kendilerini ve en nihayetinde Göztepe’mizi yıpratırlar. Olan hepimize olur.
Bugüne kadar müthiş bir taraftarlık örneği veren, bu haftaki utançlarla dolu 90 dakikanın sonunda bile takımına gereken desteği veren camianın önemli kısmı yukarıda ifade etmeye çalıştığım riskleri ve süreci fazlasıyla görüyor. Ve dili döndüğünce derdini anlatmaya çalışıyor. Anlamayana daha yüksek sesle anlatmaktan da geçmişte olduğu gibi asla çekinmeyecektir.
Sosyal medyada aklınca takımını çok seven gördüğünü söyleyenleri iyi gün dostu diye suçlayan hadsizlerinde bilmeleri gereken bir nokta bu takım ıssız kuytu köşelerden bu günlere, körü körüne inananların değil inandığını söyleyenlerin sayesinde geldi.
Alayına İsyan İnadına Göztepe
Herşey Tek Büyük Göztepe İçin
Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.