Vestel Manisaspor'a sponsor oldugunda Göztepe süperligde idi. O zamanlar Göztepe'nin amatör kümeye düşebileceğini tahmin etmekten çok uzak bir taraftar topluluğu olarak yaşamına devam ediyordu Göztepeliler... Bir rivayete göre Vestel Göztepe'ye de talip olmuş, o zamanki AÞ yönetimi ile anlaşılamamıştı. Sonuçta ben dahil pekçok Göztepeli Vestel Manisaspor'un girişimini tatlı bir tebessümle karşılamıştı.
Geçen zaman içinde Göztepe başarısız yönetimler sayesinde amatör kümeye düşerken, Vestel Manisaspor oldukça başarılı oldu. "Eşkiya" Bülent Ataman'ın orada oynuyor olmasından dolayı ben dahil pek çok Göztepeli hep yakından takip etmeye çalıştı Vestel Manisaspor'u. Kırmızı elmaya ulaşıp en üst lige çıkmayı dahi başardılar. Hatta orada haftalarca lider kalıp üçlü oligarşiye kafa tutmayı da başardılar.
Göztepe 2001-2002 sezonunda Galatasaray'ı Atatürk Stadı'nda 40.000 taraftarı ile beraber 2-0 yendiğinde aklıma gelen soru şuydu: "Hayat inişli çıkışlı bir sinüs eğrisi ise, bu da Göztepe'nin hayatında bir ansa, bu bulunulan nokta eğrinin neresi?". Ne yazık ki uzun bir dönem içinde en tepede bulunulan nokta o 90 dk idi. Futbol takımı o sene ligi yedinci bitirdikten sonra, Uğur Bostancıoğlu dönemi hariç takır takır küme düşmesi engellenemedi.
Vestel Manisaspor geçen sene ligde uzun süre lider gitti. Dostlar arasında konuşulan soru şu idi: "Ne zaman, nasıl durdurulacaklar?". Bir Anadolu takımının bir İstanbul takımını, Fenerbahçe'yi beşli gol sağanağı ile evine göndermesi sistem tarafından normal karşılanamazdı. Evet Fenerbahçe ulusal/İstanbul yerel basınının deyimiyle "Bitkisel hayatta" idi. Böyle bir durumda neler yapılabilirdi; teknik direktörün kafası çelinirdi, oyuncuların da... Sponsora baskı yapılırdı... Federasyon tarafından sarı/kırmızı kart silahları kullanılırdı... Taraftar çileden çıkarılır, takımın ya da önemli oyuncularının ceza alması sağlanırdı...
Futbol federasyonu tarihi boyunca aldığı ve alamadığı kararlarla eleştirildi. Yeri gelmişken tekrar soralım 2002-2003 sezonunda İstanbulspor ile ilgili kanıtlanmış teşvik primleri için hiçbirşey yapılmayacağına ilgili iki takım düşürülse ve dolayısıyla Göztepe ve Altay düşmese ne olurdu? Böyle sorular sorarak tekere çomak sokmamak lazım... Konumuza geri dönelim. Bülent Ataman'ın Sakaryaspor maçında yaptıkları ve aldığı cezalarla
Hagi'nin zamanında yaptıklarını ve aldığı cezaları karşılaştırmak abesle iştigaldi. (Bu gecikmiş karşılaştırma için özür dilerim.) Tabii ki Trabzonspor'un Sivasspor'la yaşadıkları ve Vestel Manisaspor'un Sakaryaspor ile yaşadıklarını ve verilen cezaları da... Ya bu deveyi güder ya da bu diyardan giderdin...Vestel her iki olayda da tepkisini terki diyar etmek yönünde göstermek istedi.
Vestel Manisaspor şirketlerin bulundukları şehirlerde, kendi yerel değerlerini yaratıp, sahip çıkmalarına önemli bir örnekti. Futbol holiganizmi ve federasyonun adaletsizliği her zaman varolacak. Bütün bunlara karşı verilebilecek tepki çekilmek ya da mücadeleye devam ederek, daha güçlü bir Vestel Manisaspor yaratmaya çalışmak olabilir. Sayın Zorlu bulunduğu noktaya zoru görünce geri çekilerek mi geldi? Öyleyse bilmem ama değilse kendisinden bir Egeli olarak beklentim çekilmesi değil daha güçlü bir şekilde devam etmesidir.
Oğuz Reşat Sipahi
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.