Mustafa Dalyanoğlu
- Ayrıntılar
Hayatın bazı basit gerçekleri vardır. Kimi yaşam kodları der , kimi gizli sırlar der , kimi hikmet-i ilahiyye der , kimisi tabiat kuralları vsvs. Liste uzar gider. Ancak bu basit kurallar yaşantımızı sonsuza kadar düzenlemeye , yön vermeye devam edecektir. Yalın gerçek budur.
Kıymetli gıdalar bozulursa acılaşır , zehir olur ve yenmez. Ancak maddi kıymet anlamında daha ucuz gıdalar bozulursa bir şekilde değerlendirme şansı bulunur. Örneğin , süt bozulursa çökelek , yoğurt ekşirse ayran yapılabilir. Ancak bozulmuş bir tereyağı hiçbir şeye yaramaz. ATILIR.
Bir de tereyağının süte ya da ayrana özenmesi , onun gibi olmaya çalışması , tereyağını tereyağı yapan özelliklerinden vaz geçerek kendini çökelek ya da ayran sanması ve insanlara sevdirmeye çalışmasını düşünün. Ne kadar salakça bir kurgu değil mi ? Sanırım ileri derecede şizofrenlerin bile böyle bir senaryo aklına gelmez. ............ diyorsunuz ama yanılıyorsunuz ? Nasıl mı ? Buyurun...
Bu hikayede kendini süt ya da ayran sanan tereyağı benim. Yani bu yazıyı sadece kendime yazıyorum. Yazıyorum ki kişisel hatalarımı giderebilirsem koskoca bir GÖZTEPE tribününü de zehirlemekten vaz geçebilirim. Kendim öncelikle adam olabilirsem “adam olmak adına” birşeyler söyleyebilirim belki.
Ben hep kendimi çok üstün gördüm. Diğer takımları tutanlardan , üzerinde diğer takım formalarını taşıyanlardan hep nefret ettim. Onların sanki takım tutmaya , tezahürat yapmaya hakları yokmuş gibi. Onların da övünecek bir tarihlerinin olması çok büyük bir insanlık suçuymuş gibi. Bu nedenle de artık bir süre sonra şuna inanmaya başlamıştım : GÖZTEPE forması dışında formaları taşıyanlar , başka takımlara gönül veren tribüncüler , 7 gün 24 saat ana avrat küfredilmesi gereken , gördükleri yerde taşlarla , sopalarla , döner bıçakları ile hatta ve hatta ağaçlı yolda yürürken pompalı tüfekle öldürülmesi gereken dünya dışı varlıklardır. Onların anneleri babaları , eşleri , çocukları yoktur. Onlar ağaç kovuğundan çıkmışlardır çünkü. Zira hepsinin annesi kötü yollardadır. Gerçi içlerinde akrabalarımız da olabilir ama sorun değil. Birlikte öğle namazı kılıp camiden çıktıktan sonra maça gidince biraz önce birlikte bir iki saf önde ya da arkada aynı iradeye boyun eğen insan , ya da bir iki akşam önce mahalledeki aynı meyhanede güzel bir muhabbet eşliğinde birlikte demlendiğimiz bir dost , biraz sonra farklı renklerle karşı tribünde yer alınca aniden kötü kadın çocuğu olmuştur. Ve bizim kötü kadınlara saygımız olsa da çocuklarına yaşam hakkı tanıma gibi bir lüksümüz yoktur. Neden ? Çünkü biz delikanlı tribüncülerizdir. Bizim küfretmek , dövmek , yeri gelince öldürmek , bırakın diğer takım stadlarını kendi öz be öz stadlarımızın bile tuvaletlerini tahrip edip koltuklarını kırmak ve hatta ateşe vermek, böylece canımızdan çok sevdiğimizi iddaa ettiğimiz , uğruna ölümlere gittiğimizi salya sümük haykırdığımız HERŞEYİMİZ GÖZTEPE'mizin para cezasına çarptırılmasına , sahasının kapanmasına sebep olmak gibi kutsal ve yüce bir misyonumuz var. Bundan nasıl vaz geçebiliriz ki ? Zira bizler tribün aleminin seçilmişleriyiz. Zira biz mevzuda çok sağlamız. Mevzuda sağlam olmak misyonu ilahi bir kudret , asla aşılamaz bir kudret tarafından bizlere özellikle bahşedilmiş bir misyondur , görevdir. Asla tartışılamaz.
Ol sebeptendir ki, GÖZTEPE'li olmayan herkesin ama herkesin , malı , canı , ırzı , şeref ve haysiyeti bizlere helaldir. Gerisi yalan...Bizden olmayan herkesi dövebilir , herkese hakaret edebilir, herkesin malını yağmalayabilir ve daha da ileri gidip insanların hayatına da son verebiliriz. Sorarlarsa da cevaptan bol ne var? GÖZTEPE bu hemşerim herşeyi yaşayacaksın, ya da kafam iyiydi hatırlamıyorum, ya da bu işin raconu bu bilader burası tribün ana okulu değil, yada yada yada ... İnsanlık nereye kadar sükut edebilirse oraya kadar yolumuz var bizim. Çünkü alçalmanın sınırı yok. Düşüş ışık hızı ile. Zira bizim hayatlarımız GÖZTEPE'ye adanmış hayatlardır. Bizim hayatlarımız bolca alkolün yanına çakılacak iki tane roj ya da iki cigaralıktan sonrasını hatırlayamamaktır. Artık insani değerlerin o dakikadan sonra hiçbir önemi yoktur.
Bu kendini beğenmişlikte o kadar ileri gittim ki , bir süre sonra üzerinde GÖZTEPE forması taşıyan insanları da beğenmemeye başladım. GÖZTEPE sevdasını benim gibi yorumlamayanların da artık iki seçimlik hakkı vardı: Ya benim gibi davranacaklar, benim gibi tezahürat yapacaklar, benim polarımdan, atkımdan takacaklar, benim gibi duracaklar ya da dayağı yiyip oturacaklar. Örneğin SARIIIII diye bağırıp benden karşılık bekleyenler benim grubumdan değillerse onlar asla benden ve arkadaşlarımdan KIRMIZIIII cevabını duyamayacaklar. Ve daha nice aslan gibi delikanlı gibi raconlar var hayatımızda. Biz tribüncüyüz kardeşim. Böyledir bizim sevdamız. Hem GÖZ GÖZ STORE da ne ki? Gereksiz ve bana faydası olmayan bir kuruluş. Bana yar olmayan kilisenin papazı .......ne işe yarar değil mi ?
Ben yerine biz olmanın tadını filan anlatmayın kardeşim bize. Biz böyle mutluyuz. Bizim tek vücut GÖZTEPE tribünü olmak gibi bir derdimiz yok ki. Biz zaten tek vücut olmaktan şunu anlıyoruz. HERKES BENİM GRUBUMDAN OLSUN. Ne o öyle sen şuralısın ben buralıyım ve sair. Herkes benim oralı olsun. Gerisini tanımam.
Peki bize bunları kimler öğretti? Ya da biz bunları kimlere özenerek yaptık ki ? TÜRK töresinde bunlar mı yazıyordu? Kur'an'da, İncil'de, Tevrat'ta bunlar mı yazıyordu? Haksızlığa karşı başkaldırıp halklarının daha iyi bir hayat sürmeleri için yaşamlarını mücadeleye adayan insanlar örneğin Che, bıraktığı öğretilerde bunları mı istedi bizlerden? Herşeyi bir kenara bırakalım. Canımızdan çok sevdiğimizi haykırıp durduğumuz , uğruna canlar verbileceğimize yeminler ettiğimiz MUSTAFA KEMAL ATATÜRK bana emanet ettiği ülkede “esrarı da çekeriz , şarabı da içeriz, ulen ....keseke vs vs vs” yapın gençler mi demiş ? Demiş de bizim mi haberimiz yok ? Biz kimlere özenmişiz Allah aşkına? Kimleri örnek almışız? TÜRK milleti zekidir , TÜRK milleti çalışkandır. Keşke bende biraz utanma duygusu olsaydı. Şanlıurfa'da İstiklal Marşımızdan sonra yürekten bağırdığımıza inandığım MUSTAFA KEMAL'in askerleriyiz tezahüratından sonra başımı ellerimin arasına alıp utancımdan hüngür hüngür ağlayabilseydim.
Ah ATA'm ah! Ben senin ismini taşıyan stadın duvarlarına iğrenç kahkahalar ile işeyen birisi olarak senin nasıl askerin olabilirim ki? Ben hiçbir insani değer taşımıyorum ki? Benim işim tribüncülük. Yakarım , yıkarım , küfrederim. Benim işim bu. Şeklim bu. 17-18 yaşındaki çoluk çocuğa 100 kişi çullanırım döverim pataklarım sonra da bunu internette gerine gerine anlatırım. Sen ki İZMİR e girişte yere serilen Yunan bayrağını kaldırtırsın. Ancak ben yaş ortalaması 18 bile olmayacak Ankaragücü takımının topçularına ana avrat din iman küfretmek için kendimi bilerim. Hem de aynı yollardan .bir zamanlar ben de geçtiğim halde. Gerine gerine ekranın karşısında hiç utanmadan “DÜŞENE BİR TEKME DE SEN VUR GÖZTEPE'M“ diye yazabilirim. Sen YUNAN bayrağını yerden kaldırarak ne kadar büyük bir hata etmişsin be ATA'm ? Şimdi sen kalkıp gelsen bana ne yaparsın? Düşünmek bile istemem. Kusura bakma da ben senin hayallerindeki genç değilim sanırım.
Sen yaratılışımdaki tek ve yegane olağanüstülük TÜRK olmamdır demiştin ya. Bizleri medeni dünyanın zirvesine taşımaya yemin etmiş ve bizlere de böyle bir hedef koymuştun ya..Ahh ahh. Biz o hedefi yanlış anlamışız. Şimdilerde kafaları çekip çekip , ortalıkta bir şeyler yapmaya çalışanlara kalayı basıp duruyoruz. Biz artık sana değil , şiddet , küfür , yağma ve sair olumsuzlukların tamamını bünyelerinde barındıran diğer dünya tribünlerine özeniyoruz. Onlar süt gibi yoğurt gibi. Bozulsalar da bir şekilde işe yarıyorlar. Ama biz öyle değiliz be ATA'm. Biz iyice acılaştık artık. Hiçbir şey bize engel olamıyor. Biz kural filan tanımıyoruz. Sen TÜRK milleti çalışkandır diyorsun ama biz çalışmıyoruz ki. Birileri bizi beleşten deplasmana götürsün diye bekliyoruz. Yapmamız gereken iyi kötü çalışıp ortaya bir şeyler koymak ve hep birlikte gitmekken bunu yapmıyoruz. Biz çok acılaştık son zamanlarda. Biz artık medeni dünyanın zirvesine çıkmak için gereken şeyleri değil , safahet ve ahlaksızlıkta kim sınır tanımayacak onun peşindeyiz. Kim daha iyi dövüşür , kim daha iyi hep bir ağızdan küfreder , kim daha iyi içer , kim daha iyi ortalığı karıştırır . Sen de içiyordun ama sen içince beyninden koca bir milleti top yekün ayağa kaldıran fikirler çıkıyordu. Biz içince bizden sadece küfür ve şiddet çıkıyor.
Sanırım biz çok acılaştık son zamanlarda...
SAYGILARIMLA....
TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NE VE GÖZTEPE'MİZE SADAKATİMİZ ŞEREFİMİZDİR....
MUSTAFA DALYANOĞLU...
KÖŞE YAZILARI
-
İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
10 May 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
-
Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
12 Nisan 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
-
Gözyaşları...
21 Nisan 2019Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
-
Göztepe TEK Büyüktür.
28 Nisan 2018Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...