Ben sizin içinizden biriyim. Gücümüzün ve sağlığımızın yettiği yere kadar , pazartesi sabahı saat 08.00 da işyerimizde olabilecek şekilde Türkiye’nin dört bir tarafında armasının peşinde arkadaşları , öğrenci kardeşleri , çoluğu çocuğu ile koşturup duran ANTALYA TAYFA nın mütevazi ve sıradan bir ferdiyim. İmkanlarım el verse her iç saha maçına da gelmek isterdim. Ama olmuyor.
GÖZTEPE GENÇLİK VE SPOR KULÜBÜ taraftarıyım. Bağımlısıyım. Yalnızca futbol değil hentbol takımının da tüm amatör branşların da taraftarıyım. Yaşım 42. Ben bu kulübü , bu kulübün doğduğu toprakları , tribündeki tüm kardeşlerimi ağabeylerimi çok seviyorum. Bambaşka bir mutluluk benim için onlarla birlikte olmak. Yeri gelip yanında hiç tanımadığın bir kardeşine , ağzı içki mi kokuyor , üstü başı pis mi temiz mi , kimin nesi kimin fesi , nedir necidir diye bakmadan , bir an bile duraklamadan bir gol ile birlikte çılgınlar gibi sarılmayı çok seviyorum. Hiç tanımadığım daha önce görmediğim bir kardeşimle omuz omuza olmaya bayılıyorum. Ya da bir mağlubiyet sonrası hüznü birlikte yaşamayı. Küfretmeyi sevmiyorum ama yeri geliyor dayanamayıp sallıyorum. Sonra da keşke olmasaydı diyorum. O zaman gözlerim hep “ne yapıyorsunuz kardeşim ? Burası GÖZTEPE tribünleri. Bırakın küfrü biz işimize bakalım.” Diye bağırıp telkin edecek bir lider arıyor.
Tribünlerin içerisinde hiç kimse koltuk kırmasın istiyorum. Ne içeride ne dışarıda. Hiçbir yere zarar vermesinler. Kul hakkına girmesinler. Misafir gittiğimiz yerlerde hep armamızı iyi temsil edelim istiyorum. Yanımızda sözümüz geçenler olursa hep böyle yönlendiriyorum. Yapmayın. Bu bizim malımız. Deplasmanda da olsa bu milletin parası ile yapılıyor. Kırmayın , ateşe vermeyin. Zarar vermeyin. Eğer zarar verirsek KUL HAKKI na gireriz. Bunun adı HIRSIZLIK tır diyorum. Emeğe saygısızlıktır diyorum. Sonra bizim hayallerimizi , umutlarımızı göz göre göre çalan insanlara nasıl HIRSIZZZZ diye bağırabiliriz ? Bunu yaparken vicdanımız rahat edebilir mi diyorum ? Hak arayan kişinin elleri temiz olmalı. Hele ki kendimize ait bir stad istediğimiz şu günlerde bize emanet verilen bir stadın koltuklarını hiç kırmayalım istiyorum. Soruyorum.
Saygı duruşunda bulunurken çıt çıksın istemiyorum. Kime ve neye saygı gösterilecekse gösterilsin. Hele ki bu hayata veda eden bir insanın arkasından saygı duruşu yapılırken , en önemli şeyini , canını yitirmiş ama iyi ama kötü ama İNSAN olan bir insanın arkasından saygı duruşu yapılırken hep birlikte tek yürek SAYGI duyalım istiyorum. Kendi aramızda itişip kakışmayalım ya da ses çıkarmayalım istiyorum. Bunu çok özlüyorum.
Tribüncülüğün temelinde FEDAKARLIK vardır deriz hep. Sizler sıcak yataklarınızda uyurken biz yollara düşeriz. Rahatımızdan , zamanımızdan , paramızdan FEDAKARLIK yapar armamıza koşarız. Hava ve yol şartları önemsiz bir ayrıntıdır. Ama bizim artık başka fedakarlıklar da yapmamız gerekiyor. Küfretme histerimizi bastırmamız gerekiyor. En azından tribünde hiç kimseye ama hiç kimseye sadece 90 dakikacık küfretmememiz gerekiyor. Bu kadarcık bir fedakarlık yapacağız GÖZTEPE’miz için armamız için. Aksi takdirde FEDAKAR değil BENCİL oluruz.
Koltuk kırıp kavga etme isteğimizi armamız için bastıralım. Kavgaysa birbirimize stad dışında bi yerlerde saldıralım. Ne gerek var oraya sadece ve sadece armasını desteklemeye gelmiş aileleri insanları rahatsız etmeye ? Hiç gerek yok. Kavga etmeyin küfretmeyin demek insanın yaratılışına aykırı . İçki içmeyin demek belki güzel bir nasihat ama yine de nasihat. Bunun yerine , koltuk kırıp kavga yapacaksak bunu stad dışında başka yerlerde yapalım. İstediğimiz kadar küfredip maça öyle gelelim ve lütfen maçta 90 dakikacık bunu yapmayalım. Ya da alkolümüzü lütfen ama lütfen maçtan sonra alalım. Allahaşkına maçlardan sonra alalım.
Ben kendi adıma evlatlarımın yüzüne bakarken tribünlerde söylediklerimin tersini yapmış bir yanlış adam olmak istemiyorum. Onların ben öldükten sonra da beni DELİKANLI bir adam olarak hatırlamalarını istiyorum. Tribünlerde söylediğimiz şarkılar ve marşlar bizim amentümüz. Geçmiyor ki sensiz günümüz , ne para pul mülkte gözümüz.” Dedikten sonra hiçbir maddi beklenti içinde olmaksızın armasının peşinde koşan bir baba olarak hatırlanmak istiyorum. Fedakar ve paylaşmacı bir ademoğlu.
“Aleme bedel bizim ünümüz” dedikten sonra olur olmaz yerde küfredip kavga eden , canı sıkıldıkça ona buna saran , bir saygı duruşunu bile beceremeyen bir adamdı demesinler istiyorum.
Hep en cafcaflı yerinde durmak istiyorum tribünün. Zira beni yaşatan , yaşama gücü veren orası. Aşkımın kalbi. Hareket noktam. Sevdam. Ama orada huzur içinde olmak istiyorum. Kendim için bir kaygım yok. Yıllarca deplasman yollarında , içeride dışarıda çok hırpalandım. Bu saatten sonra bir eksik bir fazla hiç fark etmiyor. Ama ben oraya gelen istisnasız herkesin kendisini güvende hissetmesini istiyorum. Bütün bunları tribündeki yaşı kemale ermemiş arkadaşlarımıza da söylemek
istiyorum. Kaba güç , küfür kıyamet hiçbir şeyin çüzümü değil. Ama her sorunun başlangıcı. Bunu hiç ama hiç unutmayın.
Bütün bunları başaramadıktan sonra , arkamdan evlatlarımın benden utanacağı bir miras bırakacak olduktan sonra ne işim var benim orada . TARAFTAR İSTİFA der kendi kalemimi kırar geçerim.
SAYGILARIMLA…NE OLURSA OLSUN GÖZTEPE’MİZE BİRŞEY OLMASIN…
MUSTAFA DALYANOĞLU