Ozkan Cengiz / Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. 

Şampiyonluk mu? Kimin Umrunda…

Üç gündür 8-9 toplantıya girdim. Kimisi Göztepeliligimi biliyordu, kimisi ilk defa öğrendi. Çünkü bu günlerde hiç susmayan bir telefonum, heyecanlı bir yüreğim her an dönüp dolaşıp Göztepeme kitlendiği sohbetim var.

Kasımpaşa spor yönetiminde de görev yapmış bir arkadaşım amma abartıyorsunuz yahu dedi. Altı üstü 1.lig şampiyonluğu biz 5 senede 2 kere olduk. Ona da başlıktaki cevabı verdim. Şampiyonluk mu? Kimin umrunda…

Özellikle kendi yaş grubum ve bizden büyük abilerimizin gözlerinde çok net görüyorum bunu Şampiyonluk mu? Kimin Umrunda. Bir çoğumuz itiraf edemesek te maçın sonucundan çok kendisine heyecanlanıyoruz. Sabırsızlanıyoruz. Çoşup çoşup çağlayamıyoruz. Kitlenip kalıyoruz geceleri uyumuyoruz.

Pekiyi bir tane maç bizi neden bu kadar heyecanlandırıyor… Çünkü 14 yıl önce “Biz gidiyoruz başınızın çaresine bakın” başlığı ile başlayan bir mücadelenin son noktasındayız. 

14 Yılda bu yürekler her sene bir lig düşerek her sene eriyerek her sene ağlayarak her sene kavga ederek amatöre kadar yol aldılar. Semt sahaları, ilçe statları, umut maçları hayal kırıklıkları, vazgeçenler terkedenler, yalnızlıklar, görmeyenler, yüz çevirenler, çıkarını düşünenler, kebapçılar, yürüyüşler, açlık grevleri, baskınlar kavgalar, her anı mücadele, her anı azap dolu yıllar, Sonra umutlanılan ve yeniden umutların yok olduğu günler, büyük kaybedişler, büyük öfkeler, bugün bir çoğunun adı bile ortada kalmayan camialar, kulüpler tarafından yapılan muameleler, 3.ligden düştüğümüz maçta telin üstünde fenalaşanlar, tribün merdivenlerinde ağlayanlar, bir umut tribünde takıma para toplayan sonra bunun için tehdit edilenler, Tavşanlıdan sonraki öfke boşalması, yeniden mi aşağıya korkusu, ayazağadan sonra 15 gün konuşamayanlar, …. Oturup yazsam 10 cilt ansiklopedi çıkacak anılar…

Açık ve net ifade etmekten çekinmiyorum. Spor camiası, Siyasi camia, Şehir dinamikleri, aklınıza gelebilecek her yapı tarafından yok edilmek istenen veya yok edilmesi için yapılan çalışmalar zevkle izlenilen bir camiayız biz. 

İşte son 14 yılın her gününde bunları yaşayanlar ve bu insanların aşılarıyla bu camiaya dahil olmuş genç kardeşlerimiz için bu maç büyük bir meydan okuyuş bu maç için yüreğimizde hissettiğimiz duygu...

işte geldik buradayız yok edemediniz. 15 dakikada 15.000 bilet satabiliyoruz ne olursa olsun son maça kadar gelebiliyoruz. Tüm ülkeyi heyecanlandırabiliyoruz. Elinizden geleni ardınıza koymadınız bir kulübün başına gelebilecek her şeyi getirdiniz. Hepsine ve herkese rağmen buradayız. “Alayına İsyan İnadına Göztepe” bir slogan değil bir yaşam biçimi ve bitmeyen isyan bitmeyen inatla buradayızdır bu maç.

AŞAĞIDAKİ ÇAĞRI İLE TOPLANIP YÜRÜYÜP VE İSYAN ATEŞİNİ HARLADIĞIMIZ 2 EYLÜL 2006 NIN FİNALİDİR BU MAÇ

BURADAN BAŞTA HOCAMIZ VE FUTBOLCULARIMIZ OLMAK ÜZERE STADTA GÖZTEPE KİMLİĞİ İLE YER ALACAK TARAFTAR, YÖNETİCİ, BAŞKAN HERKESE SESLENİYORUZ. BU BÜYÜK MEYDAN OKUYUŞU RUHUNUZDA ZİHNİNİZDE HİSSEDEREK O STADA GELİN. BU BÜYÜK MEYDAN OKUYUŞU O GÜN SONUNA KADAR YAŞAYIN. GÖZTEPE RUHUNU YOK EDEMEDİNİZ EDEMEYECEKSİNİZ MESAJINI GÖZLERİNİZDEKİ ATEŞLE YANSITIN. 

EN ZOR GÜNLERDE GÖZLERDEN DÜŞEN YAŞIN, KANAYAN YUMRUKLARIN, YÜRÜYEN AYAKLARIN, BİTMEYEN KARARLILIĞIN SİZLERDEN BEKLENTİSİ BUDUR.

İnanın bu maçta yenmek yenilmek hiç önemli değil. Tabi şampiyonluk mükemmel bir şey tabiki bu tarihi maçın finalinde üstüne kaymağı koymak paha biçilemez. Ama biz bu birlikteliği bu motivasyonu bu gücü ortaya çıkardıktan sonra ne gerekiyorsa kendiliğinden olacaktır. Bugün veya bir gün sonra.

Bugün Sn. Sepil biletlerinizi iptal edin konvoy yapıp döneceğiz demiş. O konvoyu yapacağız Süper lige çıksak ta yapacağız çıkmasak ta yapacağız.

ÇÜNKÜ EN KÖTÜ GÜNDE DE EN İYİ GÜNDE DE EN BÜYÜĞÜZ

ÇÜNKÜ BİZ GÖZTEPEYİZ. 

Alayına İsyan İnadına Göztepe

Ozkan Cengiz / Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. 

 

Ozkan Cengiz / Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

30 Mayıs 1999 

Cumartesi gece otobüsüne binmiştik garajdan pazar sabahı antalyaya indik yer gök sarı kırmızıydı daha maçın başlamasına 12 saat vardı ama garajda dönüş bilet kuyruğunu bile beklemeden sanki maç başlayacak gibi attık kendimizi stadyum etrafına...

 

Stadın yanındaki parkta sadece yatan insanlar gözüküyordu parkın çimleri yer yer belli belirsiz şöyle bir tavaf ettik stadı gişeleri yokladık 

 

sonra kahvaltı maksadıyla oturduk bir yere esnaf şaşkındı geçen hafta gsspor şampiyon oldu burada bunun onda biri yoktu siz nasıl geliyonuz nereden geliyonuz bir anda doldu her yer dedi bekle amca dedik daha priştina otobüsleri gelmedi bunlar tarifeli otobüs ve kendi aracı ile gelenler biz bunu söylerken rahmetli priştinanın tahsis ettiği yüzlerce otobüs belediyenin iki katlı otobüsleri önde gerisi arkada tavana çıkmış taraftarları ile girmeye başladı şehre

 

Gittik yattık çimlerin üzerine uyuyalım biraz ama bileti kaçırmayalım diye gişeye yakın gözler kapalı etraftaki sohbetler hala kulaklarda bir amca diyordu ulan herkes burada hatunlar tek başlarına ne yapıyor koca izmirde...

 

Biri dediki şurada yazahane varmış gidip bileti alalım ne olur ne olmaz kalktık gittik oradaki görevli kaç otobüsüne yetişirsiniz dedi herkes birbirine baktı arkalardan bir ses vallaha hasana bağlı dedi kadın şaşırdı hasan kim hasan bizim golcu 90 dakikada atarsa bir gol 12 otobüsüne yetişiriz yok uzarsa zor bizim iş sonra bir yetkili aynı anda 20 otobüs kaldırcaz tüm şirketler yüzden fazla otobüs ayarlıyor hepsi sizi bekleyecek merak etmeyin dedi kadın şaşkın biz şaşkın aldık saatsiz biletleri

 

Gene gişe nöbetine çimlere uyumaya akşam üzeri oldu antalya stadı küçük antalya stadı eski bir eli ayağı düzgün kapalısı var açık ve kale arkası toplasan yarım kapalı bir dedikodu başladı zamanın başbakanı mesut yılmazın talimatı ile kapalı rizenin açık Göztepelilerin artık ne kadar sığarsa...

 

Hemen sardık kapalının kapıların etrafını bizle eş zamanlı yüzlerce çevik kurdu ikili üçlü bir zincir amir çıktı demire hadi açığa dedi burası rizenin en öndeyim bir hengame eğdim başımı baktım gökyüzüne yüzlerce bira şişesi bir anda üstümden geçti çevik şaşkın çevik yaralı yeniden herkes yerli yerinde yağmur başladı tatlı tatlı 

 

amir yeniden söze başlayacak oldu abilerden biri kesti sözünü bak amirim dedi biz burada 10.000 bin kişiyi buluyoruz hafiften sen verirsen kapalıyı Rizeye bu güzel şehirde ne cam kalır ne çerçeve ne otel kalır ne dükkan gel bu güzel şehre birşey olmasın aç kapıyı tutamadım açtılar dersin sen sağ biz selamet arkadan sesler yükseldi hafiften hafiften yüklen yüklen göztepe...

 

Amir aldı telsizi gitti köşeye heyecanla koştu geldi açın kapıları Göztepe kapalıya ... 

 

bilet aldıkmı öyle mi girdik gerçekten hatırlamıyorum ama kapalıda yüzüm tellere sıkışmış buldum kendimi burada ölüp gitçez dedik mutlu abiyle ardayla kale arkasına geçelim iktire kaktıra attık kendimizi portatif kale arkasına metin abi ile mesut abi burada izlenmez dedi açığa geçelim nasıl geççez dayandık açık tarafının tellere abiler başladı resitale bugün burada yazamayacağım yalvarışlar en sonunda emniyet amiri açın dedi şu 5-6 kişi geçsin açığa o kapı açıldı ama oradan değil 5-6 kişi değil yaklaşık 500-600 kişi geçtik açığa tellerden atlarken benim pantalonun bir bacağı kaldı tellerde ama yarım pantolanla hazırdık artık maça

 

İnanın maça dair hiçbirşey hatırlamıyorum tek hatırladığım mehter ve son 5 dakikadaki imana gelip maç bitsin diye yalvaran onbinler ve maç bitince herkesin dilinde iki kelime

 

Birisi bizi Güzelyalıya ışınlasa... 

 

Şimdi tarih tekerrür ediyor 18 yıl sonra şampiyon olduğumuz yere 18 yıl sonra şampiyon olmaya gidiyoruz o gün bir daha yaşanmaz diye anlattık hep yukarıdaki anıları ama geldi çattı karşımıza

 

Buradan genç nesle tadını çıkarın her dakikanın anılar yaşayın saniye saniye ömrünüzün en güzel anılarından birini yaşamak üzeresiniz sonuç ne olursa olsun Göztepeli olma günü bugündür Göztepe yi hissetme günü bugündür.

 

Çok zor bir hafta bu hafta her alanda mücadele şart şehir olarak kenetlenmek şart takım olarak kenetlenmek şart camia olarak kenetlenmek şart birey olarak inanmak şart başaracaksak top yekün başaracağız

 

Alayına İsyan İnadına Göztepe 
Ozkan Cengiz / Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Özkan Cengiz

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Transfer Döneminde ne Yaparsak Şampiyon Oluruz?

Türkiye Futbol Federasyonu’nun duyurusuna göre “2.Transfer ve Tescil Dönemi” 04.01.2017 tarihinde başladı 31 Ocak 2017 döneminde sona erecek. İkinci yarının ilk maçı her ne kadar 14.01.2017 tarihinde olsa da kulüplerin 26 günlük transfer süreleri var.

Bu 26 günlük süreçte yapılanlar genel olarak şampiyonu belirlemede çok önem arz ediyor. Bu sebeple  hiç üşenmeden, sıkılmadan, detaylı olarak yapmış olduğum sonu kesin şampiyonluk olan reçetemi sunuyorum. Tüm ilgili tarafların önemle dikkate almasını yazdıklarım ile ilgili olarak üstüne düşeni yapmasını rica ediyorum.

18 takımlı ligimizin takımlarına şöyle bir göz atarsak Altınordu ve bizim dışımızda geriye kalan 16 takım ya il takımı yada il kıvamındaki ilçelerin takımı ve bu takımların hepsini teker teker analiz edersek; bazıları bakan düzeyinde, bazıları milletvekili düzeyinde, bazıları vali düzeyinde, bazıları belediye başkanı düzeyinde, yanı ucundan kenarından siyasi bir sistematiğin bir köşesinden etkilenen takımlar. 

Burada etkiler ne bakanlardan valilerden açık seçik gelen paralar hepimizin gözü önünde, bunun yanında TFF düzeyinde MHK düzeyindeki baskı ve etkiler hepsini bir kenara bırak hakem ve gözlemciler üzerinde oluşturulan psikolojik baskılar da göremediğimiz ama hissettiğimiz alanlar.

Uzatmadan toparlarsak adil bir ligde mücadele etmiyoruz. Bizim aleyhimize ortaya çıkan şartları alt alta koyarsak sahadaki veya kenardaki 25 oyuncumuzun veya teknik heyetimizin tek başına üstesinden gelemeyeceği bir denklem ile karşı karşıyayız. Yani sol bekimize orta sahamıza sağ açığımıza kimi alırsak alalım. Tabi ki bize katkısı olacak ama bu ligdeki esas adaletsizliği yaratan futbolcularımız veya kenardaki hocamız değil, 26 günlük transfer döneminde tüm camia en küçüğünden en büyüğüne sadece futbolcu transferi ile oyalanırsak kimi alırsak alalım şampiyonluğun garantisi olmayacaktır.

Biz kuruluş ve yaşayış felsefesi olarak yukarıda bahsettiğimiz saha dışı ayak oyunlarına isyan olarak varlığını sürdüren bir camiayız. Bu sebeple diğer takımlar gibi Bakandan müjde beklemek, Valiye blöf çekmek, başka takımların transferini engellemek için birlikler kurmak tarzımız değil. Pekiyi bunları yapmadan bunlarla nasıl mücadele edeceğiz.

Her zamanki gibi tabandan, yani taraftarımızdan, yani şehrimizden, kısaca halktan alacağımız destekle bunların üstesinden gelebiliriz. İlgili veya ilgisiz tüm İzmirlilerin şampiyonluğa yürüme motivasyonuyla yıkılmaz tepe GÖZTEPE oluruz.

O sebeple taraftar oluşumlarımıza, web sitelerimize, sosyal medya sayfalarımıza, Tribün derneklerimize, kanında sarı kırmızı dolaşan her bir Göztepe’li kardeşime, abime sesleniyorum. Gelin transfer döneminde, şu 26 günlük süreçte, teknik taktik işini bu sene performansından çok memnun olduğumuz hocamız ve yönetimimize bırakalım. 

İzmir’in her caddesine nasıl bayrağımızı asacağımızı, İzmir’in her duvarına nasıl maç afişimizi asacağımızı, maçlarımıza bütün İzmir’in içinden düğün alayı gibi nasıl gideceğimizi, Alsancak Garı’ndan Güzelbahçe’ye kadar tüm balkonları sarı kırmızıya nasıl dönüştüreceğimizi kısaca tüm şehri şampiyonluğa nasıl motive edeceğimizi tartışalım.

Yapacağımız şov ve aksiyonlarla nasıl tribünlerimizi kapalı gişeye çevireceğimizi, görmemezlikten gelen ulusal ve yerel basını, yerel ve ulusal siyasileri nasıl görmek zorunda bırakacağımızı tartışalım.

Saha dışı oyunlara niyetlenenlere, saha içinde tereddüt eden hakemlere, iki maç kaybetseler çözülürler umudu ile üzerimize oynayanlara nasıl onlara dokunmayalım zaten çıktılar gerisine bakalım dedirteceğimizi tartışalım.

Biz tarihimiz boyunca sonu süper lig olan hiçbir şampiyonluğu sırf saha içi performansımızla kazanmadık. Antalya’da Rizeli Başbakana rağmen kafalarına vura vura koltuk koltuk dakika dakika mücadele ederek şampiyon olduk. Elazığ’da üzerimize oynanan her türlü oyuna rağmen son dakikalara kadar mücadele ederek kazandık.

Başlığa dönersek transfer döneminde ne yaparsak şampiyon oluruz? Transfer döneminde tüm camia ikinci yarıdaki aksiyon planımızı yaparsak ve harekete geçersek şampiyon oluruz. 

Yok bu dönemi gelecek gidecek futbolcu ve futbolcu performanslarını tartışarak geçirirsek futbolcular ne yaparsa yapsın iki tane haksız kırmızı kart, iki tane saçma hakem kararı, iki tane ceza ile şampiyonluğa karşıdan bakarız. SEÇİM HEPİMİZİN.

Alayına İsyan İnadına Göztepe

Herşey Tek Büyük Göztepe İçin

Özkan Cengiz

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Özkan Cengiz / Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Ne Yapacağız ?

İlk yarı sona ermiş, takım ilk yarıyı lider bitirmiş bizlerinde içlerinde olduğu önemli bir kitle olumlumalar yapıp övgüler düzüyordu. Nasıl övgüler söylüyorduk.

1) Süper bir takım değiliz ama müthiş mücadele ediyoruz. Yıllar sonra ilk defa takım olduk.

2) Maçları 18-20 kişi oynuyoruz, giren çıkan kadroya alınan alınmayan hepsi görev verildiğinde sanki hep oynuyormuş gibi yıllar sonra ilk defa yedek kulübemiz dert değil nimet oldu. 

3) Çok iyi takımlarımız oldu ama bu kadar güzel birliktelik sağlanan takımla ilk kez yüz yüzeyiz.

Devre arası oldu keşke olmasaydı. Kamp bitti. Övgüleri gözden geçirelim;

1) Gene mücadele ediyoruz ama sanki biraz top yekûn değil parça parça.

2) 18 kişilik kadrodaki hamle adamlarını göndermenin sıkıntısını yaşıyoruz, birde gelenlerin hazır olmaması kadro derinliğine zarar verdi. Yedekler yeterli olmuyor, oynayanlar kesilmiyor.

3) Okan hoca en iyi antrenman maçtır mantığı ile yeni gelenlerin maç eksiğini oynatarak giderme tercihi takım da sanki haksız forma dağıtılıyor inancımı oluşturdu. Birliktelikte sıkıntımı var. Herkes biraz rölantiyemi çekiyor kendini tereddütleri baş gösterdi.

Şampiyonluk zor iş hele hele bu ligde bir çok lige daha zor, çünkü her ligde bir süre sonra işin rengi belli olduğu için lig formaliteye dönüyor. Ama bu ligde her şey her zaman son hafta bitiyor. Ve o nedenle ligin sonu yaklaştıkça siyasiler, TFF, hakemler vb etkenler etkinleşiyor. Oyuncuların gelecek hesapları, takımların farklı hesap kitapları ligi çok zor hale getiriyor.

Sonuç ligi koparıp gideceğiz bir dönemden her anlamda yara alarak çıktık. En az yara aldığımız yer esasında en önemli yer puan tablosu. Bu kadar puan kaybına rağmen hala play off sıralaması içinde direk çıkma potasının hemen altındayız. Ama başka takımlar için yara olmayan bir yerden yara aldık. Ahenkimiz bozuldu.

Neden böyle oldu;

İlk olarak Okan hocanın sistemi bozuldu sanki devre arası transferleri kendi yapmamış gelenleri gidenleri kendi belirlememiş bunları da kafasındaki oyun sistemini oluşturup kararlaştırmamış gibi bir türlü yeni oyun sistemini kafasında oturtamadı. Kafasındaki karışıklık özellikle ilk 11 lere bariz yansımaya başladı. Basit hatalar yapmaya başladı, basit hatalar Göztepe çığı etkisi ile büyüdü, daha büyük hatalar yapmaya başladı, gerildikçe bocaladı, bocaladıkça şaşırdı. Şaşırınca çareyi belli oyunculara sırtını dayamakta buldu onlardan da umduğunu bulmayınca hepten sıkıntıya düştü sonuç soyunma odasında istifaya kadar gitti. 

Futbolculara gelince onlarda hocanın kafa karışıklığından etkilendiler zaman zaman ne yaptıkları belli olmuyor. Bazısı gidenlere bazısı gelenlere takılıyor gibi, mücadele etmiyorlar desek yalan olur ama biraz boşa mücadele ediyorlar gibi sanki verimlilik her geçen gün azalıyor ilk yarı kesik kesikte olsa gördüğümüz baskılı oyunu bu yarı neredeyse hiç görmedik. Hocalarına soyunma odasında değil sahada sahip çıksalar belki bugün bambaşka bir yerde olacaktık.

Saha da mücadele edenler zor bir dönemden geçiyor, bu her şampiyonluk hikayesinin içinde olan bir dönem, sportif kişilerin bu dönemlerden geçmelerini sağlayacak kişi yöneticilerdir. Ben sosyal medyada, basında yazan arkadaşlarımızın biraz kaypak davrandığını düşünüyorum. Yönetimi parçalara ayırıp, profesyoneller kötü ama bizimkiler iyi, bizimkiler kötü ama profesyoneller iyi, en popüler en kaypağı da Başkan iyi ama çevresi kötü. 

Böyle bir dünya yok. CEO’lar, profesyoneller karar alırken Başkan, Başkan vekili, diğer yöneticiler çelik çomakmı oynuyor. Veya tam tersi Başkan karar alırken ister profesyonel olsun ister camia olsun adı yönetici olanlar yöneticiliği bırakıp idarecilik mi yapıyor. Ortada bir yönetim performansı sorunu varsa bundan o yönetim performansını gösteren herkes sorumludur. 

Şimdi lig için çok önemli bir deplasmanın hemen öncesinde darmadağın olarak bir cumartesi sabahına uyandık. Ne yapmalıyız, Eskişehir maçı ile bu lige yeniden pençelerimizi geçirmeliyiz. Herkesin ilk aklına gelen hoca değişikliğini yapmalımıyız.

Bu ligde, şampiyonluk yolunda kan değişikliği çok önemli bir araç son 10 yılda şampiyon olan takımlara bakın hepsinde neredeyse yapılmış bir işlem. Ama bu ligdeki kan değişikliğini yaparken görevdeki hoca üzerinden yorum yapmak doğru değil gelecek hoca üzerinden yorum yapmak zorundayız. 

Elimizde bizzat Sn. Sepilin yaptığı iki hamle var. Bir alt ligde Diyadin hamlesi ile şampiyonluğu aldık, bu ligde Önder Özen hamlesi ile düşme potasındaki iki takım birbiri ile oynamasa düşmüştük. Kişisel analize girmeyeceğim ama simgesel bakarsak hamleyi bir üst lig hocası ile yaptığınızda şampiyon olduk. Tersi durumda yalan olduk. O zaman varsayım hoca değişikliği yapacağız yerine koyacağımız kişi Okan hocayı aratmamalı, Okan hocayı arayacaksak niye kaybediyoruz.

Bugün itibariyle Başkanın, Yönetimin, Hocanın, Futbolcuların, Sosyal medyacıların, Tribünlerin yapacağı ilk iş kendilerine karşı en dürüst olacak şekilde ayna karşısına geçip bir on dakika sohbet etmeleri gerekiyor. Tam olarak ne istiyorlar önce kendilerine itiraf etsinler.  

Herşey bir yana Şampiyonlukmu istiyorlar, Küçük olsun bizim olsunmu istiyorlar, o adamlarla şampiyon olacaksa olmasınmı istiyorlar, amaaaan sıkıldık ne olacaksa olsunmu istiyorlar, İşte stadla menderes olsunda süper lig neyimize mi diyorlar buna karar versinler. İşte bu kararlardan sonra çoğunluk karar ne çıkıyorsa ona göre hareket edelim. 

Şunu her yerde yüksek sesle söylüyorum. BEN HİÇ KİMSEDEN DAHA BÜYÜK GÖZTEPELİ DEĞİLİM BUNU İDDİA ETMEK HADDİM DEĞİL, AMA ÇOK HADDİM OLDUĞUNA İNANARAK İDDİA ETTİĞİM BİRŞEY VAR KİMSE DE BENDEN BÜYÜK GÖZTEPELİ DEĞİL.

Bu yazdığımı Sn. Başkan, Sn Yönetim Kurulu, Sn.Yöneticiler, Sn.Hocalarım, Sn.Futbolcular, başta sosyal medya cengaverleri olmak üzere Sn. Camiamın her bir ferdi yüz kere içinden tekrar etsin. Birbirimize sararak birbirimizin kuyruğundan çekerek ne olacak bir b.k olmayacak. Uğraşacak adammı arıyoruz İşte rakipler orada Sivas, Eskişehir, Malatya, Giresun, işte başarımızı istemediğine inandığımız TFF, Hakemler, Siyasiler orada…

En azından puan tablosu açısından kaybettiğimiz hiç bir şey yok. Bu ligde ligin bitimine 10 hafta kala şampiyonluk potası ile 5 puan hiç bir şey değil. Bu takımda şampiyon olacak teknik ve mücadele yeterliliği var yeter ki şampiyon olmak isteyelim. Ve bunun için dürüstçe çaba harcayalım.

Gelelim başlığa şimdi ne yapacağız?

Ben ve binlerce arkadaşım buradayız, hangi ligde olursa olsun hangi takım olursa olsun hangi yönetim olursa olsun. 5 senedir içerde maç kaçırmayan 10 yaşındaki kızımda önümüzdeki 40 sene kendi yaş grubu ile burada olmaya devam edecek. Biz bu tribünlere bu takım maç kazandı diye şampiyon oldu diye çıkmadık. Maç kaybetti diye şampiyon olamadı lig düştü diye de inmeyeceğiz.

O sebeple bugün yarın olan olacak hiçbir gelişme gerçek anlamda bizi ilgilendirmiyor. Ne olursa olsun Göztepe’mize bir şey olmasın.  Karar alanlar, karar alanları etkileyenleri de bu rahatlığa davet ediyorum. 1 saatliğine de olsa bu kafaya gelseler bütün sorunlar çözülür.

Alayına İsyan İnadına Göztepe 

Herşey Tek Büyük Göztepe için

Özkan Cengiz / Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Özkan Cengiz / Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

İlk yarıyı bir maç eksiği, 1,93 maç başı puan ortalaması, ikincinin 1 puan, direk çıkma barajının 3 puan, play off barajının 8 puan önünde lider olarak tamamladık. Eğer yılların matematiği üzerinden gidersek 68 şampiyonluk puanından 37 puan gerideyiz. Alınabilecek maksimum puan ise 54. Yani kalan maçlarda % 68 başarılı olursak süper ligdeyiz.

Kabul etmek gerekirse yukarıdaki paragraf uzun yıllardır karşılaşmadığımız bir 1.lig devre performansı ve bu sebeple her ne kadar daha yürünecek çok yol varsa bulunulan noktada başarılıyız.

Geride kalan maçlarla ilgili oyuncularımızın ve teknik kadromuzun performansı ile ilgili bir çok arkadaşımız analiz ve yorum yapacaktır. Ben geride kalan maçları gözden geçirdiğimde enteresan bir durum ile karşılaştım. Bu durum yine uzun yıllardır Göztepe’mizde gözlemleyemediğimiz bir durum. 

Oyuncularımızı maç maç ve bireysel performansları ile gözlemlediğimiz de bu sezonun olağanüstü performansını gösteren Adis ve Halil’i bir kenara koyarsak tüm oyuncularımızın performansında eleştirebileceğimiz alanlar bulabiliriz. Hele geçmişte yaptığımız gibi yapar dilimize dolarsak bir kaçının futbolculuk hayatını bitirebiliriz. Ama bu çarpıcı gerçeği ortadan kaldırmaz.

Nedir çarpıcı gerçek, oyuncularımızın bireysel performanslarındaki çizgileri ne olursa olsun takım performansları her daim övgüyü hak ediyor. Göztepe’miz yıllar sonra ilk defa takım oldu, takım olarak performans gösterdi. Ve bu sebeple de bireysel performanslar arada kaynadı gitti. Geçmiş te bir türlü takım olamadığımız için bireysel performanslardaki olumsuz etki adeta veba gibi takımın geneline bulaşıp bizi yok ediyordu. Ama bu sene tam tersi takımın genel başarısı takım içindeki bireysel performans hayal kırıklıklarını onardı iyileştirdi.

Sezonlar boyu milyonlarca lira harcanarak kurulan kadrolar, aynı şekilde ülkenin en iyi profesyonellerinden kurulan yönetim kadrolarının bir türlü çözemediği denklem bu sene çözüldü.

Buradaki bence aslan payı Okan hocaya ait. Çünkü diğer kadrolar ne kadar iyi olursa olsun. Okan hoca ego yapıp, benim takımım, benim oyuncum, benim başkanım, benim kararım, benim benim benim modelinden ilerleseydi. Ne olursa olsun her şey gene çöp olurdu. Ego savaşları başlar bir gün birini bir gün diğerini yok ede yok ede ilerlerdik. Okan hoca bilerek veya bilmeyerek nasıl bir denklem sağladıysa hem oyuncuların, hem idarilerin, hem tekniklerin kısaca tüm kadroların birbirinin ayağına basmadan yapmak istediklerini yapmasını ve fayda sağlamasını sağlayacak ortamı yarattı.

Bu seneyi önceki senelerle karşılaştırdığımızda en bariz fark yedek kulübesinde karşımıza çıkıyor. Daha önce tanımadığımız, tanısak ta niyetini bilemediğimiz, niyetini bilsek te performansını bilemediğimiz insanlardan kurulu olan yedek kulübesinde bu sene hepimizin tanıdığı bildiği inandığı üç tane adam var. Kısaca ruhunda hissedenler…

9 senedir ihtiyaç olduğunda bir anda beliren egolar savaşa girdiğinde görünmez olan heybesinde taşıdıkları ağır gelse de yoluna devam eden Gürol Güncan, her özeliğini bir yana bırak o kadar hassas noktada olmasına her şeyi görmesine bilmesine rağmen gözümü kaparım vazifemi yaparım anlayışı bile en çok ihtiyaç duyulanı karşılamaya yetiyor.

Göztepe özellikle şirketleşmeden sonra Göztepe kimliğini taşıyan futbolcu yetiştirmekte çok zorlandı. Hala da zorlanıyor. Alt yapımızdan yetişen şu an kariyerlerinde iyi noktalarda olan futbolcularımız bile Göztepeli kimliklerini taşıyamıyorlar.  Ama özellikle bizim neslin Göztepeli kimliğini, Kaptan unvanını en çok yakıştırdığı adam İlhan Şahin. Daha dün ikinci yarının en iyi transferi İlhana lisans çıkarmak olur. En ihtiyaç olan adam o geyiği yapsak ta onun sahadaki özlenen performansını gölgeleyen bir saha kenarı performansı var artık.

Göztepe’nin en zor günlerinde tanıdım kendisini benim için ne zaman ne yapacağı ne zaman ne diyeceği kestirilemeyen bir adam oldu hep. Belki tribünlerin çoğunun olduğu gibi deplasman otobüsleri, satranç sohbetleri anılarım yok kendisi ile ama yıllar boyu bir telefonun iki ucunda birbirine sebepsiz güvenen iki adam olduk. Birbirimizin yüzüne çok söylemesek te Göztepe sevdasının farklı ama en zor günde de, en mutlu günde de birbirini anlayan birbirine güvenen  iki farklı yüzü olduk. Göztepe bugün Atatürk yan sahalarında bir avuç adamın hangi takım diye adını sormadığı bir kulüpse son yirmi yılda 15-20 adam sayesinde oldu. Tartışmasız bu listenin bir parçası Zafer Sak. Ve ne mutlu ki bu sene 20 yıllık deneyimini ihtiyacı olanlarla paylaşıyor.

Ben baktığım yerden bu seneki bu büyük değişimi bu üç adamın ortalarda dolaşmasına bağlıyorum. Tabi ki kulüpte görev yapan onlarca tribün insanını, gecesine gündüzüne katan başta İncekara olmak üzere camia kökenli yöneticilerimizi, bu iyi niyetli çabalarını ortaya koymalarına imkan tanıyan profesyonelleri ve başta sn. Başkan olmak üzere Yönetim Kurulunu da canı gönülden kutluyorum.

Ama bu senenin diğer senelerden farkı Göztepe’mizin tüm organlarının herşeyi ruhunda hissetmesi, Bu seneki takımımız acıyıda, zevkide, üzüntüyüde sevincide ruhunda hissediyor ve ona göre reaksiyon veriyor. Ve bireysel performans ne olursa olsun takım performansı bu reaksiyonla doğruyu buluyor.

Bu kadar kısa sürede bu kadar yeni bir takıma bu gücü ancak Göztepe’yi Ruhunda Hissedenler aktarabilirdi. Ve imkan verildi aktardılar. Sonuç ortada…

Bu sene çıkarız çıkmayız ayrı konu, ama Başkanı ile, Yönetim kadroları ile, Teknik Heyeti ile, Futbolcu kadrosu ile, Tribünlerimiz ile, Göztepe’mizi, mücadelesini, isteğini, niyetini, çabasını ruhumuzda hissediyoruz. İlk yarının rakamlarının hepsini bir kenarıya atarsak en büyük başarısı budur. Ve şunu biliyoruz ki.

Göztepe’yi Ruhunda Hissetmek Bulaşıcıdır. Ne kadar çok ve çabuk bulaşırsa başarı o kadar çabuk gelir.

İlk günden bugüne bugünden sonsuza herşey TEK BÜYÜK GÖZTEPE için.

Alayına İsyan İnadına Göztepe

Özkan Cengiz / Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

 

KÖŞE YAZILARI

  • İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var? İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
    Written by Oguz Resat Sipahi 10 May 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
  • Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
    Written by Oguz Resat Sipahi 12 Nisan 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
  • Gözyaşları... Gözyaşları...
    Written by Oguz Resat Sipahi 21 Nisan 2019
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
  • Göztepe TEK Büyüktür. Göztepe TEK Büyüktür.
    Written by Özkan Cengiz 28 Nisan 2018
    Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar:

Diğer başlıklar

Twitter