- Ayrıntılar
Özkan Cengiz
Yuvarlandık, toparlandık, ayağa kalktık, yere düştük, yeniden yuvarlandık, yeniden toparlandık, yeniden ayağa kalktık, allem ettik kallem ettik son haftaya geldik.
Foto finişte Turgutlu ile beraber bekliyoruz fotoğrafın sonucunu her ne kadar uzaktan bakıldığında Turgutlu bir adım önde gibi gözükse de son dakikalarda uzattığı kafalarla meşhur bir takımız, hiçbir şey belli olmaz.
Esasında kişisel kanaatim klasman grubu da olsa biz bu ligden çıkacağız. Ama neden olmasın madem ki buraya getirdik play-offtan neden devam etmeyelim.
Bu son haftanın iki kritik yanı var. Bir yanda neredeyse iki sezondur kaderimiz olan Tepecik, bir yanda bu sezon en stresli maçlardan birini oynadığımız Akhisar ile son iki dakikada kaybettiğimiz Turgutlu.
Bir kere bizim maçla ilgili söyleyecek çok fazla bir şey yok. Yenmek tek seçenek başka bir seçenek yok.
Gelelim diğer maça Turgutlu – Akhisar, Turgutlu hakkında da çok fazla söyleyecek bir şey yok. Onlarda verdikleri mücadelenin sonucu olarak en az bizim kadar çıkmak istiyorlar. Sarıyer maçında son anda aldıkları 1 puan bile bunun bir göstergesi.
Bu hafta dilden dile, basından federasyona, gazetecisinden televizyoncusuna, UEFA’sından FIFA sına herkesin gözünün üstünde olduğu takım Akhisar.
Neden Akhisar bir kere kurduğu model ve elde ettiği başarı ile büyük çoğunluğu alt yapıdan yetişmiş futbolcu profili ile geçen sene toplama kadro ile bu ligden çıkan Buca’nın aksine tamamen öz kaynakları ile ligi ve grubu domine etmiş bir takım en yakın rakibine 7 puan fark yapmış haftalar önce üst gruba çıkmayı garantilemiş bir takım.
Kimilerine göre maça yedekleri ile çıkacak, kimilerine göre bu hafta mağlup olup namağlup ünvanını bırakması bile Turgutlu maçına hazırlık, kimilerine göre Play Off’ta Göztepe ile mücadele etmektense Turgutlu ile mücadele etmek isteyecek, kimilerine göre lig bitti sayılır vs vs vs dilin kemiği yok.
Benzer şeyler haftalar önce de konuşuldu Göztepe maçından öncede hemen hemen aynı şeyler söylendi ama Akhisar çıktı hem topunu oynadı hem topunun yanı sıra psikolojik savaşını verdi oyuncusundan taraftarına, bizleri kışkırttı iki oyuncumuzun ağır ceza almasını, kulübünde 40.000 tl gibi önemli bir ceza almasını bir anlamda sağladılar. Bizi çok kızdırdılar ama kendi adlarına üstlerine düşeni fazlasıyla yaptılar.
Şimdi benzer bir ruh haliyle Turgutlu maçı yaklaşıyor gene birçok konuşulan şey var ama kişisel kanaatim gene çıkacaklar mücadelelerini verecekler ve Turgutlu ekibinin üstünde bir kaliteleri olduğu içinde yenecekler. Tüm bir sezonu takdir edilerek geçirmiş bir takımın son maçta başarısına şaibe düşüreceğini düşünmek çok doğru değil.
Son hafta bu dört takımın yanı sıra şike soruşturmalarının kol gezdiği bir ortamda herkes için önemli bir sınav bu nedenle gerek futbol federasyonu gerek hakem komitesine büyük bir iş düşüyor bu maçlara atanacak gözlemciler bu maçlara atanacak hakemler bu maçların oynanacağı saatler günler hepsi önemli keşke olabilse her iki maçta televizyondan yayınlanabilse.
Son söz herkes iyi oynasın GÖZTEPE kazansın.
Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
www.ozkancengiz.net
- Ayrıntılar
Özkan Cengiz
Bazen bir his vardır en olumsuz halde de olsanız içinize bir mutluluk verir, bu olumsuzluğun geçici olduğunu hissettirir. Dün bu his vardı hepimizin yüreğinde belki de o yüzden maç bittiğinde yıkılmamıştık, İki puan kaybetmemize rağmen çıkma umudumuzu yitirmemiştik. Akhisar takımının aşırı tahriklerine rağmen çığrımızdan çıkmamıştık.
Çok güzel bir futbol oynadık tek eksiğimiz goldü. Her geçen hafta biraz daha üstüne koyuyoruz. Ama ne yazıkki haftalar azalıyor. Kısaca maç yorumu yaparsak ilk 20-25 dakika mükemmel oynadık. Ondan sonra oyun dengeye geldi. İlk yarı böyle sona erdi. İkinci yarı akhisar hızlı başladı tam toparlanmaya oyunu karşı alana yıkmaya başlamıştık ki saçma sapan bir uzun topta kaçırdığımız adamın topa düzgün vurması ile gol yedik. Ondan sonra yeniden tek kaleye döndürdük oyunu bir de penaltıdan gol bulduk ama ikinciyi getiremedik. Emrahın gördüğü saçma sapan kırmızı kart bence galibiyeti engelledi.
Maç hakkında kısa kısa yorum yapar isek;
Benim gördüğüm kadarı ile Emrah dirsek attı, eğer yanlış görmediysem gerçekten dirsek attı ise kendisine çok ağır bir ceza verilmeli böyle bir maçta böyle saçma sapan bir hareket yapma lüksünün olmadığını net bir şekilde anlamalı,
Recep mükemmel bir oyun sergiledi kendisini canı gönülden tebrik ediyorum,
Burak her hafta biraz daha üstüne koyuyor, Ben bu maçta Evreni beğenmedim sanki alıştığımız evren değildi aklı başka yerdeydi yediğimiz gol de bir nevi bu dalgınlığın bir sonucu oldu,
Orta alanda özellikle son haftalarda çok güzel top dağıtan Mehmet Akifi aradık Keşke olsaydı Ferhatta olsaydı kesin üç puan alırdık diye düşünüyorum o yüzden yönetimimiz bu kartlara bir set çekmeli,
Serkan vasat bir top oynadı ama son 3-4 dakikada yaptığı kritik 4-5 top kaybı ile adeta maçı hediye etti,
Mert oyundan çıkmasını haksızlık olarak kabul edip isyan etti ama 4000-4500 kişinin bulunduğu bir ortamda çıkmaması gerektiğini düşünen sadece kendisi idi ortalama bir futbolcu gibi oynadı biz ondan çok daha fazla şeyler bekliyoruz,
Tamerin golde yapacak bir şeyi yoktu top çok kötü yere çok sert gitti gerçekten bilerek yapılmış bir vuruş ise vuranı tebrik etmek lazım,
Şadi çok çalıştı çok mücadele etti ama bir o kadar da hırçındı 90 dakikada beceremediğini 90dan sonra becerdi kırmızı kart gördü ama şadiyi az çok tanıyoruz böyle bir futbolcu huyu bu karekteri bu hüseyine indirdiği top müthişti aynı şeyi ilk yarı hüseyin recepe yapsa daha maçin başında golü bulacaktık.
Hüseyin inanılmaz mücadele etti kendisini aşan bir şekilde top aldı çalım attı hatta bir ara orta yaptı ama bu aşırı çabası zannedersem son vuruşlardaki gücünü azalttı mutlak 3 pozisyondan yararlanamadı ve bu kadar güzel oynadığı maçta maçın en çok eleştirileni oldu bu da futbolun cilvesi.
Recep ile beraber en çok takdiri hak eden biri daha vardı. Defansta kademe yaptı, çalım attı, pas yaptı, Korneri, şutu, duran topu hareketli topu ile herhalde 50-60 ın üzerinde topa vurdu ve 90 dakika oyunun içindeydi yorgunluğu gözlerinden anlaşılıyordu ama ona rağmen mücadeleyi son dakikaya kadar bırakmadı sonsuz teşekkürler Ali Mumcu,
kaldı 3 hafta 12 puan kaçını alırız kaçını alamayız play offa mı çıkarız klasmana mı kalırız bilmiyorum ama doğru yoldayız bu yolda devam eder isek arada yapılacak nokta takviyeler ile bank asya çok uzak değil.
Gelelim bu maçın öbür tarafına, son 15-20 gündür başta Başkan Vekilimiz Sn. Serdar Samur olmak üzere İzmir'de yer alan yöneticilerimizin çabaları, emekleri ve cesaretleri ile çok önemli bir aşama kaydettik. Hep söylediğimiz bir şey vardı. Bir yerden adım atmaya başlarsak kısa sürede Yönetim - Taraftar kucaklaşmasını sağlarız ve bu kucaklaşma sağlandığında da karşımızda kimse duramaz.
İşte ufak tefek adımlarla birbirimize yürümeye başladık. Birbirimize olan ön yargılarımızı unutup, birbirimizin iyi niyetine güvenmeye başladık, karşılıklı sorumluluk aldık, karşılıklı çaba sarf ettik ve bugün bu statta Göztepe taraftarı şöyle kötüdür, böyle kavgacıdır, tabelacıdır, insanı hayatından bezdirir, nankördür diye sağda solda hikaye anlatanlara en güzel cevabı verdik.
İmam Altınbaş böylesine kritik maça gelmiş hata etmiş yeni İzmirspor faciaları yaşanır diyenlere inat, hele bir mağlup olsunlar seyret ne yapıyorlar diyenlere inat sağduyulu Göztepe taraftarı Akhisarlı oyuncuların olağanüstü tahriklerine rağmen dimdik gururlu ve sağduyulu yaklaşımını dosta düşmana göstermiştir.
Göztepe taraftarının tek özelliğinin duygusal ve kulübüne aşık olması olduğunu ve kulübünü sevdiğine inandığı kişiyi nasıl bağrına bastığını açıkça göstermiştir. İnanıyorumki ufak ufak başlayan bu adımlar gün geçtikçe büyüyecek ve kısa süre sonra Büyük Göztepe Birlikteliği yaşanacaktır. İşte bu birliktelik başladığında da gerisini diğerleri düşünsün.
İyiniyetli cesur adımları ile başta Sn. Serdar Samur olmak üzere İzmir'de yer alan tüm yöneticilerimize, soğukkanlılığı ve alçakgönüllüğü ile Sn. İmam Altınbaş'a, Dik ve mağrur duruşları eğilmeden de saygı gösterilebileceğini ispatlayan bu camianın ateşli önderleri Yalı Derneği ve 1925 TD başta olmak üzere tüm taraftar derneği yöneticilerine ve Büyük Göztepe taraftarına canı gönülden teşekkür ediyorum.
Biz birlik oldukça karşımızda kimse duramayacaktır.
HER ŞEY TEK BÜYÜK GÖZTEPE İÇİN
Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
www.ozkancengiz.net
- Ayrıntılar
Lafı uzatmadan peşin peşin söyleyeyim bu sezon oynadığımız en iyi maçlardan biriydi. ve takım bizim için skor değil mücadele önemli diye hep söyleyen tribünlerden tepki görmeyi hak etmedi. Sonuna kadar mücadele etti. Son toplarda biraz daha şanslı ve becerikli olsalar belki de ilk defa 3-4 farklı galibiyet alacaktık.
Tribünde bu hafta kıvamında devam edersek ilk yarı Şadi çok iyiydi adeta oyun kurucu gibiydi sürekli orta sahadan top aldı oyun kurdu. Hakemin ofsayt diye kestiği bir top vardıki Recep'i kaçırdığı bence yüzde yüz goldü. Her iki takımında hırslı ve istekli olduğu bir ilk yarı izledik. Oldukça yorucuydu. Recep her ne kadar son toplarda etkisiz kalsa da bu kadar çok pozisyona girmesi de çok hareketli olduğunun göstergesi idi. İkinci yarı da ilk yarıdan daha etkiliydik. Özellikle 50. dakikadan 60. dakikaya kadar çok güzel bir 10 dakika izledik sağdan gelen ataklarda Recep ve Şadi son vuruşları yapabilseydi. Maç 10 dakikada 3-0 a gelecekti. Bu arada Eyüp'ünde yüzde yüz bir pozisyon kaçırdığını söylemeden geçmeyelim.
60 dakikada yapılan oyuncu değişiklikleri ile bir anda durduk. Kim yanlış girdi kim yanlış çıktı hesabına girmeyeceğim ama takım bıçak gibi kesildi Bu dakikadan sonra Mert'in kişisel çabasına kaldı iş o da uzun zamandır görmediğim kadar istekli ve arzuluydu keşke bu arzusunu gol veya asist ile süsleyebilseydi. Hasan mükemmel değildi ama oyundan çıkınca baş gösteren koordinasyonsuzluk ne kadar çok boşluk doldurduğunu gösterdi. En temiz oynayanlardan biri de Mehmet Akif'ti risk ve sorumluluk almasada alıp verdiği paslar ile başarılı işler yaptı. Vasatın üstünde olsada kendisinden büyük beklentilerimiz olduğu için eleştirebileceğimiz isim Ferhat'tı özellikle ender bir şekilde 5-6 kişi ile hücuma kalktığımız bir anda şut denemesi yapması en büyük hatasıydı.
Bütün ataklarımızın çıkış noktası olmasına rağmen belki bu atakların sonuca ulaşmama sebebi de Eray'dı o kadar güzel pozisyonlarda o kadar kötü tercihler yaptıki pozisyonları zora soktu. Maçın en kötüsü tartışmasız bir şekilde Bulut'tu senelerdir izlediğim en kötü bulut vardı sahada kendisine hiç yakışmadı. Maçın gizli kahramanı ise tartışmasız Burak'tı adeta tek başına savaştı kendisini canı gönülden tebrik ediyorum.
Sonuç itibariyle takım bugün gerçekten mücadelesini hat safhada yaptı nereden bakarsanız bakın 4-5 yüzde yüz posizyona girdi. Son toplarda biraz becerikli olsak bugün bir kaç gollü bir galibiyet alabilirdik. Bence günün en kötü performansı Erol hocadan geldi yaptığı değişiklikler değiştirdiği taktik varyosyanlar ile oynayan takımı durdurdu. Kendisinden beklediğimiz müdahaleleri yapamadığını bırakın yapmaması gereken müdaheleleri yaptı. Bence bu maç ile emanetçi olduğunu ortaya koydu.
Netice çok önemli bir iki puan daha kaybettik yarın ne olur bilmiyorum ama yenseydik ikinci olma ihtimalimiz vardı.
Tribüne gelince bu Atatürk stadında tribün etkilimi değil mi anlaşılmıyor. Eleştirilebilecekleri tek yön bence maç sonundaki Ruhsuzlar tezahüratı idi.
Bugünkü takım skora değil mücadeleye takdir veren Göztepe taraftarından en azından bir alkışı hak etmişti. Taraftar etkisini bu statta kullanmamız imkansız bu sebeple eğer zemini düzeldi ise Alsancak stadı yok düzelmedi ise yeni Buca stadı ciddi ciddi düşünülmeli ancak bu statlarda taraftar etkisinin olumlu olabilmesi maç kazandırabilmesi için taraftar puan tablosunu unutup alınan her puanın değerine inanıp takımı 90 dakika ateşlemeli çoşturmalı ve adeta puanı kendisi almalıdır.
Sonuç itibariyle bir takım kurulmuştur, bu takım kimilerine göre İmam beyin tercihi ile böyle kurulmuştur, kimilerine göre transfer komitesi saçmalamıştır, kimilerine göre Akif Hoca transfer komitesini sallamayıp kendi kafasına göre takılmıştır vs vs vs sonuç itibariyle eldeki takım bu ve bugünkü maçtan sonraki izlenimim süper bir takım olmasa da çok kötü bir takım da değil yeterki şöyle iki üç hafta galibiyet alıp kendine güveni gelsin.
Bence bu dakikadan sonra futbolcusu, taraftarı ve teknik kadrosu puan tablosunu ve rakiplerinin maçlarını unutup elbirliği yürek birliği ile her maça 3 puan parolası ile çıkmalıdır. Şansımız yaver gider ilahlarda isterse play off a yok play off olmazsa klasman liderliğine gitmemiz gerekiyor bunun içinde kalan 5 maçtan 15 puan çıkarmalıyız bunu yapabilirmiyiz gerçek bir birliktelik sağlarsak bence yaparız. Bütün kızgınlıklarımızı, bütün hırslarımızı bütün sinirlerimizi bir kavanoza koyup bu önümüzdeki 5 maçta kapağını kapalı tutalım.
Taraftar, Futbolcu ve Teknik Kadro bunları yaparken Yönetim'de şapkasını önüne koyup düşünmelidir. Nerede Kiminle hata yaptığını bulmalı ve bu hatanın tekrar olmaması için önlemlerini almalıdır. Nasıl ki her sene fabrikayı yıkıp yıkıp yeniden inşaa etmek bir işadamına yakışmıyorsa her transfer döneminde 15 transfer ve 1 hoca transfer yapmak ta bir spor kulübüne yakışmamaktadır. Bonservissiz oyuncuları değil, bu takımı her sene şampiyon yapacak sunum ve röportajlarında söyledikleri Şampiyonlar Ligi maçlarında oynayacak takımın iskelet kadrosunu oluşturmalıdırlar.
Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
- Ayrıntılar
Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
8 Maç, 2 Galibiyet, 4 Beraberlik, 2 Mağlubiyet, Attığı Gol 5, Yediği Gol 5, Toplanan Puan 10 Sırf bu maçlar olsa ligdeki sırası 9.
8 Maç, 4 Galibiyet, 2 Beraberlik, 2 Mağlubiyet, Attığı Gol 6, Yediği Gol 4, Toplanan Puan 14 Sırf bu maçlar olsa ligdeki sırası 2.
Dünya yüzeyindeki futboldan anlayan herhangi bir bireye 10 dakikalık Göztepe Belgeseli izletir ve ardından bu istatistikleri ortaya koyar ve Göztepe iç sahadaki maçlarından oluşan tablo da mı deplasman da ki maçlarından oluşan tablo da mı lig ikincisidir diye herkes iç saha maçlarından olduğunu söyler. (Ne yazıkki doğru değil)
Bunun nedeni Göztepe ile ilgili 30 sn’lik belgeselde çekseniz, 3 gün 3 gece süren belgeselde çekseniz hepsinin gösterdiği somut bir gerçek Göztepe tarihinin içinden çıkıp yüzünüze vurur.
GÖZTEPE TRİBÜNLERİ ÖLÜYÜ DİRİLTİR,
GÖZTEPE TRİBÜNLERİ MAÇ ALIR,
GÖZTEPE TRİBÜNLERİ PUAN ALIR,
GÖZTEPE TRİBÜNLERİ ÇOŞKULUDUR,
GÖZTEPE TRİBÜNLERİ BAŞTAN ÇIKARICIDIR,
GÖZTEPE TRİBÜNLERİ YARATICIDIR.
TÜRK FUTBOL TARİHİNİN İLK TRİBÜN BANDOSU DA BU TRİBÜNDEN ÇIKMIŞTIR, BİLETLİ SEYİRCİ REKORUNU DA BU TRİBÜN KIRMIŞTIR, DEPLASMANA YAPILAN EN BÜYÜK ORGANİZASYONU DA BU TRİBÜN YAPMIŞTIR, VS VS VS VS VS
Şimdi geçmişimizi bir kenara koyalım. Önümüzde ki 4 maç neler yapacağız 4 maç takımımızla bir bütün olup neler yapacağız ona bakalım.
Ben şunu biliyorum sonuç yükselme grubu olur klasman grubu olur bilemem ama biz bu 12 puanı alacağız.
Alsancakta 15000 Konya 5000 Alsancakta 20000 ve son maç uygun bir statta 10000 olacağız ve tarih bir kez daha taraftarı, futbolcusu ve yönetimi ile bir araya gelmiş inanmış bir kulübün neler yaptığını yazacaktır.
Biz son 360 dakikada top bizdeyken tezahüratlarımızla o maçı karnavala top rakipteyken tepkimizle o maçı cehenneme çevireceğiz.
Bizi anlamayanlar kafaları basmayanlar diyecek ki yükselme grubuna çıkmayı ama abarttılar sanki şampiyon oluyorlar,
Ama bizi anlayanlar hissedenler diyecek ki;
BUNUN YÜKSELME GRUBU İLE 12 PUAN İLE GALİBİYET İLE ALAKASI YOK
BU BİR OLMAK BİRLİK OLMAK
BU GÖZTEPE OLMAK
NE BİR OKUL BİTİRMEK
NE ZENGİN OLDUM DEMEK
NE DE GÜZEL BİR HATUNLA EVLENMEK
BAZI BAZI AĞLAMAK KİMİ ZAMANDA GÜLMEK
GÖZTEPESİZ YAŞAMAK ÖLÜM DEMEK
Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
- Ayrıntılar
Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
www.ozkancengiz.net
Evet biliyorum. Hatta sizleri de duyuyor gibiyim. Göztepe’miz ile ilgili gündem bu kadar sıcak iken ne alaka şimdi İZVAK. Ben de tereddüt ettim yazayım mı? Yazmayayım mı? diye.
Sonra çevremdeki Göztepeli kardeşlerim ne diyorsun dediler İZVAK’taki gelişmelere, valla ben söyleyeceğimi söyledim daha ne söyleyeyim dedim. Olur mu dediler bir sürü gelişme var. Google’a İzvak yaz üçüncü sırada sen çıkıyorsun bu durumda sessiz kalamazsın diye takıldılar. Şaşırdım hatta o an için inanmadım. Eve gelip deneme yaptığımda gerçekten “İZVAK” hakkındaki 14700 sonucun yarısında kendimi gördüm. Herhalde Göztepelistte yazdığım yazılardan en çok dağıtılan yazılardan biri İZVAK VAK VAK yazısı olmuş. Hangi sitelerde yer aldığına inanamazsınız. Neyse geyiği uzatmayalım.
Bence’de şu aşamada gereksiz bir yazı ama birkaç yıl sonra geriye baktığımda keşke o an içimden gelenleri yazsaymışım dememek için bu yazıyı yazdım. İlgilileri devam edebilir. Meşgul ettiğim için şimdiden özürler.
İlk önce geçmişi hatırlayalım. İzvak konusunda neler söylemiştik.
İlk yazımız malum en meşhuru “İZVAK VAK! VAK!” (http://www.goztepelist.org/koseyazilari/oezkan-cengiz/7206-zvak-vak-vak.html) bu yazımızda;
1) İzvak’ın İzmir Futbolunu geliştirmek yerine sübap görevi görerek aksine zayıflattığını,
2) Yönetim Kurulu’nun İzmir Futbolunun yöneticilerinden oluşmadığını bu nedenle İzmir futbolunu temsil etmediğini,
3) Bu olumsuzluklara rağmen İzmir Futbolunun yarattığı kısıtlı kaynakları kullandığını,
4) Futbol için kurulan bir vakfın Güzel Sanatlar Akademisi İşletmesinin hata olduğunu,
5) Çözümün Göztepe ve KSK’nin başı çektiği yeni bir vakıf kurulması olduğunu,
Söylemiştik.
İkinci yazımız ise tamamı olmasa da büyük kısmı İzvak ile ilgili olan “Tecelli Abuzittin’den Sorular!” (http://www.goztepelist.org/koseyazilari/oezkan-cengiz/7197-tecelli-abuzittinden-sorular.html) başlıklı yazımız, bu yazımızda;
1) İzmir Futbolu yöneticilerinin vakıfta temsil edilmediğini,
2) İZVAK’ın genel müdürü tarafından yapılan açıklamaların asılsız olduğunu,
3) Amatör kümede mücadele eden Göztepe’nin İZVAK tüzüğüne aykırı olduğu için desteklenmemesi kararı alınmışken Altınbaş gelince neden apar topar bu karardan geri adım atıldığını,
4) İzvak Gelirlerinin nasıl kullanıldığını,
Sormuştuk, hatta bu yazının üzerine Sn. Levent Ürkmez’in daveti üzerine kendisi ile bir görüşme yapmıştık. Görüşmeyi anlatmak doğru olmaz belki ama kısaca yorumlarsak 2-3 saatlik görüşmede birbirimizi ikna edememiş görüşlerimizi değiştirememiştik.
Üçüncü yazımız ise “İzvak Yönetimi Değişiyor mu?” (http://www.goztepelist.org/koseyazilari/oezkan-cengiz/7185-izvak.html) başlıklı yazımızdı bu yazımız da da;
1) En çok eleştirdiğimiz bu vakıfta İzmir Futbolu temsil edilmiyor eleştirimize cevap olarak verilen kanun yeni üyeye izin vermiyor mazeretinin ortadan kalktığını,
2) İZVAK gerçekten kuruluş amacına hizmet etmek istiyorsa derhal Yönetim Kurulu’nu yeniden düzenlemesi gerektiğini
İfade etmiştik.
Benim köşe yazısı olarak yazdığım yazılardan hatırladıklarım bunlar hatırlamadığım varsa bilmiyorum. Bu yazılar yanında sayısız habere imza attık İZVAK ile ilgili ve kişisel fikrimdir hepsinde de yüzde yüz haklıydık.
Peki biz bunları yaparken İZVAK ne yaptı.
Önce bizi ve eleştirilerimizi görmezden geldi bizi küçümsedi sonra eleştirilerimiz kamuoyunda yankı yaratınca savunmaya geçti bizi bilgisizlikle suçladı. Çeşitli bir sürü hamle yaptı. Gene kişisel görüşümdür süreci doğru yönetemedi kendini savunamadı başta bizim direk kitlemiz olan Göztepeliler gözünde sonra da diğer takımlar gözünde önemli derecede güç kaybetti.
Belki de en doğru hamleyi son genel kurulunda yaptı. İşlevsiz hale dönüşen Yönetim Kurulu’nu daha etkin bir Yönetim Kurulu’na dönüştürdü. Direk yönetici olmasalar da camiaların yeni kuşak temsilcilerine kucak açtı, kulüpleri daha fazla temsil edebilmek amacıyla KSK’den Selahattin Sakıpağa, Altay’dan Ahmet Taşpınar, Altınordu’dan Tolga Duğles gibi camialarında etkin isimleri yönetimine aldı. Göztepe Yönetimine daha doğru ifade ile Altınbaş’a çok bulaşmasa da hem Altınbaşa yakınlığı hem de medya gücüyle öne çıkan Ömer Dinçer’i, ve son dönemde hareketleri ve duruşu ile gerek taraftarın gerek se de camianın takdirini kazanmaya başlayan Fatih Dalan’ı yönetimi alarak etkin bir yönetim kurulu oluşturmaya çalıştı.
Oluşturdu da, bu yeni yönetim daha etkin çalıştı kulüp yöneticilerini bir araya topladı bir seri toplantılar yaptı. Vali, Belediye Başkanı vb mülki erkanı ziyaret etti. Özellikle Ömer Dinçer’in medya gücü ile daha fazla ses getirdi. Ancak tüm bu çalışmalara rağmen yönetiminin tam değişmemesinden midir nedendir bilinmez gene istenen ölçekte başarı sağlanamadı. Emin değilim ama dün bazı yayın organlarında Türkiye’nin Avrupa Kupası adaylığında İzmir’in yer almadığı haberleri vardı. Bu haber de doğruysa bu durum federasyon başkanı bizden diye böbürlenen bir vakıf olarak bir yeni büyük başarısızlık diye kayda geçti.
Peki bütün bunları niye yeniden hatırladık bunu yaratan gelişme ne;
İlk gelişme Sn. Çağatay Çağlar için başlatılan kampanyanın gölgesinde kalan iki satır bir açıklama idi.
''Yerel yönetimlerin sisteme sahip çıkıp, kulüplere geçici yardım etmesi gerekiyor. İZVAK olarak misyonumuzu ve vizyonumuzu tekrar belirlemek için arama konferansı yapma kararı aldık. İzmir'in belirli katmanlarıyla yapacağımız konferansın ardından, İZVAK kendi yolunu çizmeye çalışacak”
Bu açıklama ile İZVAK ilk defa gittiği yolun doğru yol olmadığını tüm açıklığıyla itiraf ediyor. Belki biraz ağır olacak ama kısaca “biz beceremedik, başaramadık bize bir akıl verin ne yapalım” diye ortaya çıkıyordu.
İkinci gelişme ise Sn. Barış Yengiloğlu’nun “İZVAK, model olma yolunda” başlıklı yazısı idi. Bence başlık “İZVAK modelini bulma yolunda” diye olmalıydı. Sn. Yengiloğlu’nun bu yazıyı yazarken ilgili yöneticilerle görüştüğünü varsayarak söylediği iki konunun altını çizmek istiyorum.
Birincisi “Yönetim kurulu, daha iyisini yapabilecek olan İzmirliler için koltuklarını bırakmaya hazır...” Ben bu cümleyi ilk defa Barış bey’den duydum. Yönetim Kurulu’nun kendisinden duymak daha güzel olurdu.
İkincisi ise “Kulüpler, kendi kurdukları vakıfta birlik içinde hareket etmeyi nedense (!) bir türlü başaramıyor. Vakıf yönetimi, başta İzmirliler olmak üzere temsil ettikleri altı futbol kulübü tarafından onlar adına para dilenen bir grup haline düştü, düşürüldü. İzmir’deki tüm spor kulüplerinin vakfı olmak için geniş alana yayılmadılar ya da yayılamadılar.” Bu cümlenin çoğuna katılıyorum tek katılmadığım nokta temsil ettikleri altı futbol kulübü tespiti üst taraflarda uzun uzun anlattığımdan yeniden uzatmayacağım ama böyle bir temsil söz konusu değil.
Arama Konfenrası
Kapılı kapılar ardında mı yapılır? Açık kapılar ardında mı yapılır? Kimler davet edilir. Beni alırlar mı? Yaklaştırırlar mı Bilmiyorum ama arama konferanslarını merakla bekliyorum. Hasbel kader gidebilirsem orada uzun uzun konuşurum ama gidememe ihtimalime karşı şu an için aklımda olan konuları aktarma ihtiyacı hissediyorum. Biliyorum çok uzattım ama başta da söylediğim gibi bu ilgilisine bir yazı o yüzden kusura bakmayın.
1) Bence ilk yapılacak iş bu arama konferansında ortaya çıkacak görüş ve önerileri objektif bir değerlendirecek ve bir arama konferansı raporu oluşturacak yönetim kurulundan bağımsız bir arama konferansı değerlendirme kurulu kurulmalıdır. Bu kurulda bugün görevde olan kulüp başkanları, İZVAK mütevelli heyeti temsilcileri, bu işlerde tecrübeli akademisyenler ve olması fayda sağlayacak diğer danışmanlar olmalıdır. Bu kurul objektif olabilmeli gerektiğinde vakfı geçmiş yönetimleri hatta kendisini eleştirmelidir. Sırf şirinlik olsun diye bu işin karşı tarafı konumunda olan vali, belediye başkanı, oda başkanları, TFF başkanı vb mülki erkan bu kurula alınmamalıdır. Çünkü neticede bunlar taraftır hedef kitledir mutfakta işleri yoktur. Bunun yanında bu kuruldan iş çıkması için generallerin yanına askerlerde monte edilmeli bu kurulu sürekleyecek kişiler de ilave edilmelidir.
2) En son yapılacak ilk başta yapılmalı ve bu vakfın yarattığı kaynağın nasıl kullanılacağı nasıl paylaşılacağı ilk tartışılacak konudur. Sonuçta insan ilk önce geleceği bilmeli ki projesini geliştirsin. Burada böl altıya uygulaması saçma, saçma olduğu kadarda haksız bir uygulamadır. Nasıl ki digitürk gelirleri paylaşılırken böl 18’e yapılmıyor. Geçmiş başarılar, kitle gücü vb materyaller göz önüne alınıyorsa burada da benzer bir kriter göz önüne alınmalıdır.
3) Tartışılacak tespit edilecek ikinci konu yönetim şeklidir. Bugün değil bundan 50 sene sonra dahi bu vakfı kimler yönetecek, kulüpler bu vakıfta nasıl temsil edilecek, karar ve denetim mekanizmaları nasıl işleyecek tüm açıklığıyla tartışılmalı ve tespit edilmelidir.
4) Paylaşım ve Yönetim gibi temel iki yapı oluşturulduktan sonra oluşturulması gereken üçüncü konu ilk hedeftir. Bu hedef süper ligde temsil edilmek midir? Spor tesisleri midir? İzmir’de futbolcu yetişmesini, futbolun sevilmesini sağlamak mıdır?, İzmir kamuoyunu gündemini bu işe taraf yapmak mıdır? Vs vs vs ilk hedef nedir? Bu tespit edilmelidir.
5) Ve en son aşama; paylaşması, yönetimi, hedefi belirlenmiş bu vakfın hedefe nasıl yöneleceğinin hedefe ulaşmasını nasıl sağlayacağını bu konuda neler yapabileceğini neler yapması gerektiğini uzun uzun tartışıp konuşup stratejik planını oluşturmasıdır.
Her beş aşama ile ilgili de uzun uzun konuşabilirim ama o zaman yazının okunurluğunu sona erdirmiş olurum. Bu şehre gönül vermiş bir kişi olarak amacım bağcıyı dövmek değil Göztepe’miz başta olmak üzere bu şehrin futboluna fayda sağlamak.
Bu küçük ayrıntı gözden kaçırılmaz, bizim bay eleştiri gene yumurtlamış diye değil de mesleği şirketleri, kurumları denetlemek, gözlemlemek ve bunun sonucu olarak rapor yazmak olan ve bu çalışmayı herhangi bir kurum veya şirkete yapsa binlerce dolar para alacak bir kişinin uzun yıllar yaptığı gözlemin sonucu oluşturduğu görüşünün kısa özeti olarak bu yazı okunur ise okuyucuya yöneticiye çok daha faydalı olur.
Her Şey Tek Büyük Göztepe İçin
Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
www.ozkancengiz.net
KÖŞE YAZILARI
-
İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
10 May 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund... -
Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
12 Nisan 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var... -
Gözyaşları...
21 Nisan 2019Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,... -
Göztepe TEK Büyüktür.
28 Nisan 2018Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...