Oğuz Reşat Sipahi
TFF'nin anlaşılmaz şekilde Çarşamba günü oynattığı maçta Göztepe kendine hemen her zaman ters gelen rakibini ilk 45 dk oynadığı futbol sayesinde rahat bir şekilde yenerek 6 maçta 11 puana ulaştı. Böylelikle maç başı 2 puan ortalamanın 1 puan gerisinde kalmış ve ilk altı haftalık alışma devresini de fazla kayıp ile atlatmamış oldu… Görünen o ki Kerem Deveci olmasaydı ortalama 2’nin de üzerinde olacaktı.
***
Takım özellikle ilk 30 dk çok iyiydi. İlk on dakika ise başdöndürücü bir tempodaydı... Maç daha 10. dkda 3-0 olabilirdi ama forvet gününde değildi. Geçen sene ile karşılaştırma yapmak gerekirse, Göztepe bu maçta ilk on dkda girdiği pozisyon sayısına geçen sene ancak maç boyunca girebiliyordu.
***
30-45. dklar arasında, TFF'nin abuk Pazar-Çarşamba maç programı nedeniyle olsa gerek tempo düştü. Yine de penaltı golü bu aralıkta geldi... Maç boyunca özellikle son paslarda çok etkili gözükmeyen Serdar Samatyalı penaltının esas sahibiydi. İkinci devre ise 2-0'ında etkisiyle çok sıkıcı ve temposuz bir oyun vardı ihalesiz olarak Altay'a kiralanmış, bakımsız Alsancak Stadı'ında...
***
Özellikle belirtmek gerekirse forvetin rahatlığının yanında, stoperler de rakibi stop etmede sıkıntılıydılar... Rakipte iyi bir forvet olsaydı maç sıkıntılı geçebilirdi. Neyse ki gol atacaklarına kendileri de ihtimal vermiyor gibiydiler... Aman dikkat! Ligin sonu hasbelkader averaja kalırsa bu kaçan balıklar büyük hale gelebilir...
***
19 sene sonra Göztepe'de bir sezonu baştan sona tamamlayabilen ilk teknik direktör olmayı başarmasını çok istediğim Özcan Kızıltan ikinci devre yaptığı değişikliklerle takımı toparlamaya çalıştıysa da, forvetin iyilikseverliği nedeniyle fark artmadı...
***
Cefakeş Göztepe taraftarı Çarşamba günü bile olsa Alsancak Stadı'nda yerini aldı ve elinden gelen desteği verdi.
***
Başkan İmam Altınbaş'ı tribünde görmek ise oldukça önemli bir gelişmeydi... Umarım kritik Bozüyük maçına da gider ve Başkan'ın maça gelmesinin değil, gelmemesinin haber olacağı günleri görürüz...
***
Sonuçta son on senede (amatördeki sene hariç) on kez yaşanamayan kanser olma hissi ile değil, demokratik-sansürcü zihniyetin son kurbanı Bekir Coşkun'un deyimiyle göbeğini kaşıyan adam şeklinde maç seyretmek güzelmiş. Devamını dileriz...