Başlığımın tam olarak ne anlama geldiğini Y.Malatyaspor – GÖZTEPE’miz maçını çıplak gözle izleyen 78 arma sevdalısı çok iyi anlayacaktır. Maça gidemeyenler ise yazının sonunda…
Antalya’dan cumartesi gecesi 23.00 te başlayan yolculuğumuza , özel aracımızı Aksaray Ağaçlı Tesislerinde bırakıp , tesislerde önce Ankara’dan gelen Ahmet kardeşimiz ve 3 arkadaşı ile yaklaşık iki saatlik kısa bir beklemenin J ardından İzmir’den gelen Tamer Balin kardeşim ve 15 arkadaşına katılarak devam ettik. Sabahın 6’sında yorgunluktan olsa gerek otobüsü Nevşehir-Kayseri-Malatya yönüne değil de Şereflikoçhisar-Ankara yönüne çeviren şöförümüzü 30km sonra çok geç olmadanJ uyaran Tolga kardeşimizin sayesinde geri dönüp vaktinde maça ulaşmayı 5 dk. Gecikmeli de olsa başardık.
Tribünlere girdiğimizde Rıdvan Tekin Beyin önderliğinde tribünlerde önceden yerini alan arkadaşlarımız , Diyarbakır’dan Yahya Bey, Gaziantep’ten Yavuz Göktürk , Buca’dan Aydın Bey kardeşimiz ve her zamanki yol arkadaşları ve burada ismini anamadığım Türkiye’nin dört bir tarafından gelmiş arma sevdalıları vardı. Buradan resmi siteye resim koymak için çekim yapan görevliden de bir ricam olacak. Siteye koymak için çektiğiniz resimleri maç başladıktan 15 dakika sonra ve tribünler dolup coşku başladığında çekersiniz gerçeğe tam uygun olur. Resmi sitedeki tribün görüntüsü gerçek görüntünün yarısı kadar bile değil. Benim ki bir dost tavsiyesidir. Bu arada toplamda 2000 km yol yapıp ta ANTALYA TAYFA pankartını ip yokluğundan tellere asamayışımız ile de tarihe geçtik kanımca J Ama merak etmeyin tribünlerde yere sermek için bol miktarda yer vardı. Sağolsun Malatya’lılar tüm kale arkasını bize tahsis etmişler.
Takım maça isteksiz , yorgun , dağınık ve kötü başladı. Oyunu uzun uzun anlatmaktan ziyade her zaman olduğu gibi çarpıcı bir noktayı söyliyeyim sizler karar verin. Maçın 15.dakikası. Y.Malatyaspor’un bir pozisyonu kalecimiz Vedat’ta kalıyor. Deplasmanda oynayan her takımın kalecisin yapması gereken gibi Vedat ok gibi fırlıyor yerinden ve top elinde arkadaşlarına bakıyor. Sağa bakıyor İzzet sırtı dönük bakmıyor bile. Sola bakıyor Uğurtan oralı değil. Sahanın genelinde topa iltifat eden yok. Yılmaz markaj altında. Bu pozisyon önümüzde oynanan ilk yarı boyunca 3-4 kez tekrarlandı. Anlam veremedik ,isyan ettik.
İzzet adam kaçırdı , bol hata yaptı başını öne eğdi. Uğurtan ilk yarıda rakibin sağ açığı ile boğuşamadı , durduramadı açık verdi. Stoperler rakip takım ile tek başlarına boğuştular. Ama rakip takım yine de elini kolunu sallaya sallaya Vedat’ın burnunun dibine kadar gelip gol kaçırdı. TAKIMIMIZ SEZONUN EN KÖTÜ FUTBOLUNU OYNADI.
Tribünlerimiz maça iyi başladı. 78 kişi ev sahibi takım tribünlerini susturmayı başardı. Ama ikinci yarı ile birlikte özellikle 65.dakikadan sonra herkes ama herkes oturup olmayan oyunu izledi. İnanmayacaksınız ama sessiz sedasız. Bu arada Malatya tribünleri de maça etki etmek yerine itfaiye aracı , itfaiye görevlisi ve itfaiye müdürü ile uğraşıp durdular. Vallaha biz bir anlam veremedik lakin bir hayli eğlendik. J Maçı bırakıp itfaiyeci üzerlerine su sıkmadığı için 20 dakika boyunca küfreden bir tribün daha önce Türkiye’nin hiçbir yerinde görmedim.
Diğer yandan Malatya tribünlerinde bol miktarda Bizans forması görmek bizleri şaşırtmadı ama üzdü. Maç sonunda takımımızı ve bizleri alkışlayan , Göz-Göz çeken , “ GÖZTEPE RENGİNE KURBAN OLAYIM” sloganı atan bu taraftar gurubuna da buradan bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.
Bir teşekkür de gerek kontrol noktasında gerekse stada giriş çıkışta inanılmaz ince , inanılmaz yardım sever ve bir o kadar da insanca davranan amirinden memuruna tüm Malatya Emniyetine ve çevik kuvvetine teşekkürlerimi sunuyorum. Son teşekkür ise Malatyaspor yönetimine. İnanılır gibi değil ama tribünlere 1 TL. 50 kuruşa girdik. Sağolsunlar. Malatyaspor tribünleri ve
Malatya halkı ile ilgili son bir tesbit : Malatya halkı 66 yıllık mazisi olan Malatyaspor’unu istiyor. Şu an bizim grupta oynayan çakma Malatyaspor’uise benimseyememiş. Dışarıda bizleri görüp maçın skorunu soran ve cevabı aldıktan sonra adeta sevinip bizi kutlayan Malatya’lılar oldu.
Takımımız sanki tek puan için gelmiş gibi oynuyordu. Pardon oynamıyordu.
KİŞİSEL GÖRÜŞÜM :
1 - Yılmaz eğer yorgunluktan ölmüyorsa ve ya sakatlığı yoksa bu takımda 90 dakika olmalı.
2 – Emin ayağına topu yakıştıran adam eksilten ince paslar atan tek oyuncumuz. 90 dakika kalmalı.
Golümüz güzel bir organizasyondan geldi. 90+2 de böyle soğukkanlı bir gol atmakta sanırım maçtaki takım için söylenecek tek artı.
Maçın genelindeki isteksizlik ile ilgili bir iki şey söylemek isterim. Takım içerisinde neler oluyor bilemiyorum. Bizler sadece gördüklerimizi yansıtmaya çalışıyoruz. Maçın ikinci yarısı başlarken yedek kulübesinde Sait hoca ile kaptan Yılmaz şiddetli bir kavga içerisindeler. Daha doğrusu Yılmaz el kol hareketleri ile bağıra çağıra bir şeyler anlatıyor. Oyundan çıkan oyuncularımıza içeride hiç kimse dönüp bakmıyor bile. Paslarda topun hızı birazcık hızlı olsa top atılan oyuncu küçük bir ihtimali bile değerlendirip topa koşmak yerine dönüp pası atan arkadaşına sitemler ediyor. Neden ?
KİŞİSEL GÖRÜŞÜM : Takım içerisindeki sorun her ne ise mutlaka giderilebilir. Lakin futbolcu arkadaşlarımızdan bir ricam olacak.
Sorunlarınızı bir kenara bırakın. Birbirinizi sevmeyebilirsiniz. Hocayı da sevmeyebilirsiniz. Hatta bizleri de sevmeyebilir ve 2500 km yol yapıp deplasman yapan insanların ruh halini sağlıklı bulmayabilirsiniz. Ancak , lütfen sahada üst düzey mücadele ediniz ve puan yitirseniz bile bizim gönlümüzü ve alkışımızı alınız. Lütfen dün sahada yaptıklarınızı bir daha yapmayınız.
Maçın 80. dakikası oynanırken Buca’lı Aydın ağabeyimiz tribünlere dönerek , “Bu yaşıma geldim. Gördüğüm en kötü GÖZTEPE DEPLASMAN TRİBÜNÜ. Arkadaşlar ne yapıyorsunuz ? Buraya kadar gelmek değil marifet. Lütfen kalkın ve takımı destekleyin.”
Bu sırada ikinci yarı boyunca hiç susmayan , ama hiç susmayan ve tek başına bağıran bir minik yürek vardı. O inanmıştı. Çorum maçından sonra tellere asılıp hırsından dakikalarca ağlayan minik GÜREL “ Bu kez böyle olmayacak. Göreceksiniz bu maçı son dakika golü ile alacağız. Ben de yine tellere asılıp bu kez sevinçten ağlayacağım deyip durdu. Hatta hakem 4 dakika uzatma gösterdiğinde işte vakit geldi. Açın önümü tellere atlayacağım gol olunca dedi. Hiç ama hiç susmadı. Yılmadı. Bağırdı.İnandı. Tek başına bağırdı. Onun azmine tribünler arada ortak oldular ve
90 + 2 de gol geldi. BİR MİNİK YÜREK O KADAR ÇOK İSTEDİ VE O KADAR ÇOK DUA ETTİ Kİ …
TEŞEKKÜRLER GÜREL… BU 3 PUAN SENİN…Maçın sonunda ağabeylerine haydi takımı çağıralım dediğinde yaşça bizlerden büyük bir ağabeyimizin şu sözü çok anlamlı idi : BIRAK ONLAR SENİ SAHAYA ÇAĞIRSIN. ÇÜNKÜ SEN 3 PUANI ONLARDAN DAHA FAZLA İSTEDİN…
SAYGILARIMLA…
NE OLURSA OLSUN GÖZTEPE’MİZE BİR ŞEY OLMASIN…
MUSTAFA DALYANOĞLU…