Öyle zevkli , her anı mükemmel , hiçbir şeyin ters gitmediği , hiçbir olumsuzluğun yaşanmadığı ve canımızın hiç sıkılmadığı bir deplasman oldu ki , sanki yaşananları paylaşırsam sihri kaçıverecekmiş gibi geldiğinden şu yazıyı yazmak için adeta çarşambayı bekledim. Bu kez farklı bi şey yapıp , bu deplasmanda yaşananları metafizik bir gözle yansıtmak istiyorum. Uzun zamandır çok gerildik. Çok üzüldük. Neredeyse 3 aydır üç puanı bir arada göremedik. O yüzden bu kez alınan bu üç puanın tadını biraz da görünen gerçekliklerden öte yaşamak ve sizlerle paylaşmak istiyorum.
Cumartesiyi pazara bağlayan gece saat 24.00 da çıktık yola Antalya'dan. Şirinyer'den o saatlerde hareket eden Aydın Abi , Levent Amca , Ünal Abilerin aracı ile eş zamanlı olarak. Çünkü Sakarya yakınlarındaki Tan tesislerinde sabah sabah buluşmak için sözleştik onlarla. Ne kadar güzel bir şey değil mi ? Çok sevdiğiniz , çok özlediğiniz ama deplasmandan deplasmana görüşebildiğiniz büyükleriniz ile dostlarınız , kardeşleriniz ile yurdun bir köşesinden kalkıp bir köşesinde buluşmak planı yapmak . Bunun tadını sizlere nasıl anlatayım ki ? Yaşayın görün. İçine GÖZTEPE sevdasını mutlaka katın.
Niyet halis olunca akıbette halis oluyor. Özellikle ayarlamaya kalksan bu kadar olur. Biz son derece sorunsuz bir yolculuktan sonra sabah 7 civarı tesislere girdik. 10 dakika sonra da Levent Amcalar geldi. Yine özlemle , hararetle gerçekleşen kucaklaşmalar. Sonrasında tesisin bahçesinde , mis gibi oksijene , sigara ve çay katarak , özlem ve hasretle yoğurarak , bol kahkaha sosu ile civar tepelerde çınlayan seslerimizle 1 saat geçivermiş. Ne olduğunu bile anlayamadan. Bıraksak muhabbet akşamı bulacak. Allah'tan Levent Amca asıl amacımızın Bolu'daki maça gitmek olduğunu hatırlattı da hemen kalktık:)) Bu arada çay ücretinin 1.25TL olarak bize söyleyen garsona karşı Kubilay kardeşimizin : Bu ne ya ? Biradan pahalıya geliyor bu meret. Serzenişi bizi ve tüm tesistekileri koparan son espri oldu ve bizler hesabı ödeyerek tekrar sevdamızın peşinde yollara döküldük. Tabi ki tanesi 1 TL den :))
Levent Amcaların şöförü Sakarya girişindeki Ankara sapağını kaçırınca Sakarya'nın içinden bir U dönüşü ile doğru yolu :)) tekrar bularak saat 10 sularında Bolu'ya girdik. Stada yakın bir kahvede hem kahvaltı hem okey , hem kağıt oyunu ve biraz da Bolu'nun adam gibi adam yiğit insanları ile koyu bir sohbete daldık. Ta ki 12.30 a kadar.
Bolu halkı Cihat Hoca'yı çok seviyor. “İşini iyi bilen ve çok çalışan , adam gibi , efendi bir insan. Futbolcular da onu çok seviyordu. Ancak yönetimle anlaşamadı hoca. Şu kurulan takımın başında Cihat Hoca'nın yanında yer alacak , onun işine karışmayacak bir yönetim olsaydı Elazığ'ın yerinde çoktan biz olurduk. Bolu'da Cihat Hoca dan sonra Özcan Hoca nın işi çok zor. “ dediler. Bizler de her şeye rağmen başarılar diledik kendilerine. Stadda da tribünlerin Cihat Hoca'ya yoğun sevgi gösterisi , topçuların toplu olarak gelip kendisine sarılmaları güzel sahnelerdi.
Bu maçtaki galibiyetimiz, sanki her türlü garantiydi benim için. Özcan Kızıltan'ın GÖZTEPE'mizden gönderilmesi ne kadar haklı ve doğru hareket ise CİHAT ARSLAN'ın Bolu'dan gönderilmesi Bolu halkının ortak düşüncesine göre o kadar haksızdı. Hal böyle olunca maç başlamadan ben galibiyetten emindim. Zira olması gereken Cihat hoca'mızın o staddan gururla ayrılması idi. Topçuları bunu sağlamak için ölümüne oynamalıydılar. Zor oldu ama oldu. Cihat hocam hak ettiğini aldı. Topçular nihayet hocalarının etrafında kenetlendiler. Topçular hocalarını sevdiler. Artık takım olma yolunda aşama kaydetti oyuncularımız. Oyuncuları tek tek değerlendirmenin bir anlamı yok. Artık herkes topçularımızın gözü kapalı ne yapıp ne yapamadığını iyi biliyor. Sadece kaptan için bir sözümüz olacak. Sen bu takıma lazımsın İlhan kardeşim. Gözünü seveyim toparlan.
Tribünlerin keyfi yerinde idi. Harika bir tribün oldu ve yine Bolu seyircisi bizi izlemekten büyük zevk aldı diye düşünüyorum. Kapalı tribündeki yeşilli kırmızılı bir görüntü gözümüzden kaçmadı ama dikkate almadık normal olarak. Diğer yandan Yarenler grubu liderlerine buradan bir teşekkür bir de sitemimiz olacak. Yolda gören herkes hoş geldiniz dediler. Tribünlerde hoş geldiniz tezahüratları ile karşılandık. Maç bitiminde Allah a emanet olun dediniz. Maçtan önce tribün girişinde uzun uzun muhabbet edip fotoğraf çektirdik. Bütün bunlar için sizlere çok çok teşekkür ederiz. Sitemimiz ise şunadır : Maça gelirken Boluspor forma ya da eşofmanlarının altına bizans takımlarının armasını taşıyan kıyafetler giyen kardeşlerimiz gördük. Şehrinin sevdasının peşinden yürümeyi öğretin bu genç kardeşlerimize. Bir gönülde 2 tane sevda olmayacağını söyleyin.
Bolu emniyeti de gerek bire bir muhabbetlerde gerekse araçları stad içine kadar sokarak , evet yanlış okumadınız tribünlerin önüne getirerek bizlerden tam puan aldılar. Teşekkürler ederiz. Bizim ANTALYA TAYFA'nın aracı ise zaten Bolu Emniyetinin bahçesinde idi:)))
Geçtiğimiz hafta Bolu karlı idi. Hatta geçtiğimiz hafta içi Afyon – Ankara yolu kardan 24 saat kapalı kalmıştı. Cuma günü hava düzeldi. Cumartesi güneş açtı. Pazar günü deplasmana rahat rahat gittik . Maç başlarken stadın skorbordunda sıcaklık 15 derece yazıyordu. Kazandık. Rahat rahat döndük ve Türkiye'ye kara kış geri geldi. Bilmem anlatabildim mi ?
Güzel günlerin başlangıcı olması dileği ile NE OLURSA OLSUN GÖZTEPE'MİZE BİR ŞEY OLMASIN... SAYGILARIMLA...MUSTAFA DALYANOĞLU...
