Bir kısım taraftarımız : “Güngören maçında sezonun en iyi futbolunu oynadık. Şanssızlık , beceriksizlik ve bireysel hatalar nedeni ile kazanamadık. Ancak takım her geçen gün üzerine koyarak ilerliyor. Bir galibiyet her şeyi yeniden başlatacak. “
Bir kısım taraftarımız : “Ligin tek galibiyetli ve sonuncu sıradaki takımını hemde 10 kişi kalmışken yenemedik. Üstelik golü adamlar 10 kişi oynarken yedik. Böylesine kötü bir gidişatımız var. Düşmenin en büyük adaylarındanız.”
Bir kısım taraftarımız : “Aydın bu takımın top taşıyan , gol pozisyonu üreten en teknik oyuncusu.”
Bir kısım taraftarımız : “ Aydın yüzünden hiçbir maç kazanamadık.”
Bir kısım taraftarımız : “ Hakan orta sahada basmadık yer bırakmadı. Çok etkili oynadı. Hemen her topa girdi.”
Bir kısım taraftarımız : “Hakan bu sezonun en etkisiz en kötü topunu oynadı.”
Bir kısım taraftarımız : “Bradley, İlhan ve Emre ile bu takım tekrar çıkışa geçer.”
Bir kısım taraftarımız : “Bradley, İlhan ve Emre ‘nin bu takımda işi yok. İlhan bu sezon hayatının en kötü sezonunu geçiriyor. “
Bunları uzatıp gidebiliriz. Tribünler olarak , GÖZTEPE taraftarları olarak öylesine derin görüş ayrılıkları içerisindeyiz ki , inanmak çok zor. Sahada oynanan bir tek maç var. Ama o tek maçtan birbirinden farklı , birbirine tamamen zıt o kadar çok yorum çıkıyor ki okudukça insan hayretler içerisinde kalıyor. Benim gibi futbol cahili olup GÖZTEPE sevdalısı olanlarda iki arada bir derede neye inanacağına şaşırıyor.
Şimdi takım iyi mi kötü mü ? 2-3 maç alırsak play off mu kovalarız ? Yoksa küme düşmemeyi mi garantileriz ? Bu kadro çok mu kötü ? Yoksa yapılacak bir iki transferle önümüzdeki sezon açık ara şampiyon mu olur ?
Bu yazının facebookta paylaşılmasından sonra bile yapılacak yorumlarda herkes kıyasıya kendi görüşünden olmayanı eleştirip yerden yere vuracak. Ama yine taban tabana zıt görüşler yazılacak.
Artık her şeyi yerli yersiz nedenli nedensiz eleştirmeyi meslek haline mi getirdik acaba ? Bizim için takımı karşılıksız sevmek , arma peşinden gittiğin yere gitmek, karşılık beklemeden fedakarlık yapmaktan ziyade , habire birilerine sarıp birilerinin sırayla başını yemeye çalışmak daha mı kolay oluyor artık ? Peki sıralamayı kim ya da kimler yapıyor ?
Şimdi sıra kimde ?
Ben yine kıt aklımla etrafımdaki arkadaşlara haddim olmayarak şöyle nasihat ediyorum : Biz GÖZTEPE GENÇLİK VE SPOR KULÜBÜ taraftarları , sevdalılarıyız. Takımın 4-4-2 oynaması , 3-5-2 oynaması , o geldisi bu gittisi bizim uzağımızda. Elbette her şeyin mükemmel olmasını isteriz. Takım tıkır tıkır top oynasın. Uzak ara şampiyon olalım. Ama olmuyor bazen. Hatta biz tribünler olarak olamayanlara daha çok alışkınız.
Ama bizler çuvaldızı kendimize batıramadan elimizde iğne ile kurban arıyoruz. Güngören maçı başladığında 10 dakika boyunca senkron tutturup tezahürata başlayamamışız. 2 sene önce play off un ilk maçında 1000 ‘in üzerinde gittiğimiz deplasmana bu kez zar zor 500 kişi olmuşuz. Peki ne olmuş bize ? Neler oluyor ?
Taktikler mi yetersiz ? Sevdalar mı bitiyor ? Organizasyonlar mı yanlış ? Nedir ?
Biz her ne olursa olsun takımın arkasında durmalıyız. Esikler çoktur. Yanlışlar vardır. Odur budur. Ama bizim GÖZTEPE’mizden başka hiçbir şeyimiz yok ki ? GÖZTEPE yenilirse yendiğine sevineceğimiz bir Bizans takımı yok bizim için . Ya da hayata dair iyi giden bir şeyler bizi ilgilendirmiyor GÖZTEPE kötü olduğu zaman. GÖZTEPE bizim için iyi gitmenin ya da kötü hissetmenin başlangıç noktası. Haftanın nasıl başlayacağını GÖZTEPE belirliyor. Hayat doğum günlerine ya da evlilik yıldönümlerine göre değil fikstüre göre belirleniyor. Evin hanımı eve temizlikçi alacağı günleri evin beyinin ve çocuklarının deplasmana gideceği günlere göre belirliyor. J)
Sımsıkı , tek yürek , tek ses. Tüyleri diken diken edecek bir tribün. Herkes aynı şeyi düşünmek zorunda değil mutlaka. Ama herkesin mutlaka aynı anda aynı şeyi hissedeceği bir şey var : GÖZTEPE SEVDASINA SAHİP ÇIKMAK. İyisi ile kötüsü ile. Eksiği ile fazlası ile.
14 Şubatı değil 14 Haziranı seviyoruz biz…
SAYGILARIMLA…NE OLURSA OLSUN GÖZTEPE’MİZE BİR ŞEY OLMASIN…
MUSTAFA DALYANOĞLU