- Ayrıntılar
Seçimde İzmir’den 24 yiğit milletvekili seçilecek Ankara’da bu şehri ve onun haklarını temsil etmek üzere.
***
Milletin bu 24 yiğit vekilinden biri olmak için amansız yarış devam ediyor adaylar ve onların partileri arasında. Kim daha kötü yönetti? Kimler yedi? Kimler bu kötü durumu iyiye/kötüye çevirir?
***
Benim merak ettiğim birkaç soru var. Bu adayların kaçta kaçı İzmir’li? Kendisi İzmir’de doğmuş kaç kişi? Annesi ve babası İzmir’de doğmuş kaç kişi? Kendisi+ailesi iki nesilden fazladır İzmirli/İzmir’de yaşayan kaç kişi? Bu üç grupta ve son 20-25 sene içinde bu şehre gelmiş olan 2-2.5 milyon kişinin seçimlerdeki tercihlerini de çok merak ediyorum. Doğrusu bu sorular sosyolog bilim insanları için ilginç hipotezler olabilirdi.
***
Sevgili Serkan Boyacıoğlu’nun kulakları çınlasın bir zamanlar Göztepe tribünlerinde bir pankart vardı üzerinde “İzmirli olup İstanbul takımlarını tutanlar lütfen bizim takımlarımızı tutun.” yazılı. Buna bağlı olarak insanın aklına gelen başka bir soru bu adayların yüzde kaçı İzmir takımlarını tutuyor?
***
Seçim bildirgelerini “İzmir” anahtar kelimesi ile taradığınızda, CHP seçim bildirgesinde İzmir ile ilgili Ankara bölünmüş yolunun tamamlanması, Bursa, Balıkesir-İzmir yolunun, metronun genişletilmesi, lojistik merkezi kurulması, MHP seçim bildirgesinde İzmir-Ankara hızlı treni için yatırım vaatleri var. AKP seçim bildirgesinde İzmir ile ilgili yapılacak herhangi bir yatırımdan bahsetmiyor. DP bildirgesinde İzmir kelimesi geçmiyor. Genç Parti bildirgesine ulaşamadım.
***
Tüm bu sorulardan sonra bu 24 yiğit vekilden biri olmak için birbirine peşrev çeken adayların İzmir’in futbol takımlarına dair bir planları var mı? Adaylardan en az dördü Göztepeli olarak biliniyor. Bunlardan Cenap Börühan, Fatih Dalan hariç Göztepe için bir planı olanı duymadım. Fatih Dalan’ın planı TMSF’ye el koydurmak. Cenap Börühan’ın planı Göztepe’nin dönüşü için elinden gelen her şeyi yapmak. Bunların dışında “İzmir’in Süperligde takımı olmamasına üzülüyoruz.” gibi klişe cümleleri sarf etmek dışında elle tutulur bir planı olan var mı? AKP adayları Kasımpaşa’ya yaptıklarımızın %20’sini yaparız diyebiliyorlar mı? İzmir takımları AKP için Eskişehirspor kadar değerli değilse, Eskişerhirpor’a yapılanlar İzmir takımlarına yapılmıyorsa, Eskişehir’in AKP’ye yapmasını beklediklerinizi, İzmir’in AKP’ye yapmasını beklemiyorsunuz olarak kabul edebilir miyiz?
***
Söz Fatih Dalan’a gelmişken hep merak ettiğim başka bir soru da şu neden şu son üç dört senelik dönemde aktif görev almadı Göztepe’de? Hala neden almıyor?
***
Bu sorduğum soruların birer yanıtı var da ben bilmiyorsam şimdiden özür dilerim.
***
Göztepeliler olarak Göztepe için son dönemde aktif bir şeyler yapmış partiler arasından değil, olsa olsa yapmayı planlayan adaylar arasından seçme şansımız var. Seçim öncesi dönemi İzmir takımları olarak kaçırdığımızı düşünüyorum. Umarım seçim sonuçları İzmir’in lehine olur ve seçim sonrasında telafi etme şansı bulabiliriz.
Not: Bu yazıyı yazdıktan sonra gazetelerden CHP'nin 24 adayının 5'inin, AKP'nin 24 adayının 6'sının İzmirli olduğunu (3'ünün nereli olduğu belli değil), DP'nin 24 adayının 6'sının İzmirli olmadığını (3 kişinin nereeli olduğu belirtilmemiş.) saptadım.
Oğuz Reşat Sipahi
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
- Ayrıntılar
Başbakan'ın ilk gözağrısı: Kasımpaşa
Türkiye'nin en eski kulüplerinden biri olan Kasımpaşa’nın en büyük şansı şimdi başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir dönem bu takımda oynamasıdır. İstanbul'un Haliç kenarında yer alan Kasımpaşa'nın 1910'lu yıllarda iki futbol takımı vardı: Altundağ ve Terbiye-i Bedeniye Kulübü. İki kulüp 1921'de Altundağ adı altında birleşti. Renkleri de lacivert-beyaz oldu. İki yıl sonra bu kez kulübün adı Kasımpaşaspor olarak değiştirildi. Aynı yılın sonunda küme düşmesiyle adı yeniden Altundağ olarak değiştirilen takım, 1938-1939 sezonunda yeniden Birinci Lig'e yükseldi. Bunun üzerine kulübün adı da tekrar, bir daha değiştirilmemek üzere Kasımpaşaspor yapıldı. 1944-1945 sezonunda İkinci Lig'e düşen takım, bir sonraki dönem yeniden Birinci Lig'e çıktı. Bir dönem mahalli liglere kadar düşen Kasımpaşaspor, daha sonra liglerin statüsünün değişmesiyle İkinci Lİg'de mücadele etmeye başladı. Sonra kapısına kilit vurulacak duruma geldi; ancak 2002 yılında AKP'nin iktidara gelmesiyle Kasımpaşa’nın önü birden açıldı. Bunun nedeni 1970'li yıllarda Kasımpaşa'da santrfor olarak futbol oynayan Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan olmasıydı. Kasımpaşalı olan Erdoğan iktidara gelir gelmez takımına sahip çıktı. Kulübü her fırsatta ziyaret eden Erdoğan söz futboldan açıldığı her yerde de Kasımpaşa’nın kendisi için ne kadar önemli olduğunu anlatıyor. Bunu söyleyen ülkenin başbakanı olunca, Kasımpaşaspor'un adı da "Başbakan'ın takımı" oldu. Bu da karşı takım için her zaman baskı unsuru olmuştur. Başbakanın takımı olma fırsatını iyi kullanan Kasımpaşa yöneticileri de her maçta Erdoğan'ın dev posterini açıyor. Kasımpaşaspor'un Başbakan Erdoğan'ı karşı takım üzerinde baskı unsuru olarak kullanmasının en enteresan Örneği Boluspor'Ia yapılan şampiyonluk maçı öncesinde ve maçta yaşandı.Üçüncü Lig'in üçüncü grubunda şampiyonu belirleyecek maç İstanbul'da Kasımpaşaspor ile Bolusspor arasında oynanacaktı. Maçtan bir hafta önce Kasımpaşaspor yönetimi, Bolu Valisi Ali Serindağ'a bir yazı gönderdi. Yazıda ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kasımpaşalı olması ve kulübümüze yakınlığı nedeniyle, karşılaşmada Kasımpaşaspor'a küfür edilmemesi için gerekli önlemlerin alınmasını istiyoruz," deniliyordu.Bunun üzerine Vali Ali Serindağ, İl Spor Güvenliği Komisyonu'nu acil toplantıya çağırdı. Toplantıda görüş belirten Boluspor yöneticileri, taraftarlarının bugüne kadar hiçbir taşkınlık ve kavga olayına karışmadıklarını belirterek, bu yazının Bolusporlulara bir gözdağı verme girişimi olduğunu söylediler. Ancak, vali ve toplantıya katılan diğer kamu yöneticilerinde yine de büyük bir endişe vardı.Yazı açıkça Bolu halkım tedirgin etmişti. Ve, maç günü geldi. On bin kapasiteli Kasımpaşa Stadı’nda Bolusporlu taraftarlar için daha önceden beş yüz kişilik yer ayrılmıştı. Bu biletleri satın alan Bolusporlu taraftarlar on beş otobüsle İstanbul'a gelmişti.Maç saati yaklaşmasına karşın polis, Bolusporlu taraftarları stada almadı. Polis yetkilileri, önce Kasımpaşaspor taraftarlarının stada gireceği konulanda talimat aldıklarını söyledi. Ayrıca, beş yüz değil iki yüz elli Boluspor taraftarının stada alınacağını belirtiler. Devreye giren Boluspor Başkanı Necip Çarıkçı'nın çabaları sonuç vermedi. Kasımpaşaspor'a para ödeyerek bilet alan iki yüz elli taraftar saha dışında bırakıldı. Sahaya ilk çıkan Boluspor futbolcularına ve teknik heyete, Kasımpaşalı seyirciler yabancı madde attı. Statta neredeyse her Kasımpaşalı taraftarın elinde meşale ve konfetiler vardı. Yasak olmasına karşın Kasımpaşalı taraftarlar ellerinde meşalelerle hiçbir zorluk çekmeden stada alındı. Stada her maçta olduğu gibi yine Başbakan Erdoğan'ın dev posteri asıldı. Maçı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da izledi. Maç boyunca Kasımpaşalı taraftarlar, Bolusporlu futbolculara küfür etti. Atmosferi birden değişen maçta, Bolusporlu futbolculara ilk önce Kasımpaşalı top toplayacıları. ardından da taraftarlar saldırdı. Olaylarla ilgili yalnızca bir Kasımpaşalı taraftar gözaltına alındı. O da daha sonra hemen serbest bırakıldı. Sonunda maçı Kasimpaşaspor 2-1 kazandı. Kasımpaşalı yöneticiler gönderdikleri yazıyla Başbakan Erdoğan'ın adıyla Boluspor üzerinde baskı kurdular. Ardından yine karşı takımın seyircisini pasifize ettiler. Hakemin aleyhlerine düdük çalmaya korktuğu Kasımpaşa, maçı alarak İkinci Lig'e çıktı. Başbakanın takımı olması nedeniyle Kasımpaşa'nın maçları medya tarafından sürekli takip ediliyor. Spor sayfalarında sürekli Kasımpaşa ile ilgili haberler yer alıyor. Devletin resmi kanalı TRT de sürekli Kasımpaşaspor'un maçlarını izliyor. Maçlar İstanbul'da oynandığı halde maçı imleyecek kameraman ve muhabir Ankara'dan gönderiliyor. AKP İktidarının Kasımpaşaspor'a faydası yalnızca yeşil sahalarla sınırlı kalmadı. Ekonomik kaynakları da sürekli arttı. Galatasaray gibi köklü ve şampiyonluk mücadelesi veren bir takım parasızlık nedeniyle neredeyse deplasman maçlarına gidemeyecek durumda kalırken, Kastmpaşaspor'un hiç borcu yok. Hatta futbolculara transfer bedellerinden fazla para ödeniyor. Bu Özelliği nedeniyle de belki de dünyada borcu olmayıp da alacağı olan tek kulüptür. Başbakan Erdoğan'dan sonra Kadir Topbaş'ın önce Beyoğlu ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkam olması Kasımpaşaspor'un kasasını paralarla doldurdu. Kasımpaşaspor Kulübü Başkanlığı da yapan Topbaş, Beyoğlu Belediye Başkanlığı yaptığı 2003 yılında Taksim Meydanındaki beş dönümlük arsayı otopark olarak işletmesi için Kasımpaşa’ya verdi. 50 yıldır tartışması bitmeyen Taksim'e cami projesi için düşünülen arsanın üçte ikisi Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne gerisi İse Ziraat Bankası'na ait. Vakıflar Genel Müdürlüğü, cami yapımı için kendi payını Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Taksim Cami Yaptırma Derneği'ne verdi. Dernek, cami yaptırmayınca arsayı Kasımpaşaspor'a kiraladı. Ancak, Kasımpaşaspor arsanın tamamını yani Ziraat Bankası’na ait olan kısmını da otopark olarak kullanmak istiyordu. Bunun üzerine Beyoğlu Belediye Başkanı Kadir Topbaş, bankaya başvurarak "Mafya zaman zaman arsayı otopark olarak kullanıp çevreyi rahatsız ediyor. Belediyenin araçları için kullanmak istiyoruz.” dedi. Topbaş'ın burayı koruma ve satıldığında arsayı boşaltma taahhüdü üzerine Ziraat Bankası, belediye araçları için kullanılmasına izin verdi. İzni alan Topbaş, belediye araçları yerine arsayı otopark olarak kullanılması için Kasımpaşaspor'a verdi. Üstelik arsanın sahibi Ziraat Bankası'ndan hiçbir onay almadı. Yüz elli araç kapasiteli otoparkta araç başına bir saate kadar on, üç saate kadar ise 15 milyon lira alınıyor. Her gün yalnızca yüz elli araç girdiği ve üç saatten az kaldığı varsayılırsa günlük geliri 2 bin 225 YTL'yi geçiyor. Yıllık bazda ise bu gelir milyonlarca YTL'yi buluyor. Ancak Taksim'in göbeğindeki yüz elli araç kapasiteli otopark, her gün tıka basa doluyor, özellikle de hafta sonlan otoparkın önünde uzun kuyruklar oluşuyor. Bunca gelire karşın Kasımpaşaspor arsanın sahibi Ziraat Bankası'na hiçbir ücret ödemiyor.Kasımpaşa'nın sahibi olduğu tek otopark Taksim Meydanı'ndaki bu arsa değil. Kulübün, Kasımpaşa'nın en değerli caddesi Bahariye'de de otoparkı var. Yüz otuz araçlık olan otoparktan yine yılda trilyonlarca lira gelir elde ediliyor. Beyoğlu Belediye Başkanlığı döneminde Kasımpaşaspor'a ücretsiz olarak iki arsayı otopark kullanması için veren Topbaş, İstanbul Belediyesi'nin başına geçince, kulübe rant aktarımını daha da büyüttü.Topbaş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi bütçesinden Kasımpaşaspor'a beş yıldızlı ve göz kamaştıran bir kompleks yaptırdı. 11 trilyon liraya mal olan kompleks Türkiye'nin sayılı tesisleri arasında yer alıyor.On bin kişi kapasiteli stadyumun yer aldığı Beyoğlu Spor Kompleksi'nde iki de kondisyon merkezi bulunuyor. İçinde kapalı spor salonu ve kapalı güreş salonu olan kompleksin alt katma da dükkânlar yapıldı.Bununla yetinmeyen Topbaş, kompleksin otoparkının işletmesini de Kasımpaşaspor'a verdi. Daha önce de belediyeden iki otopark alan Kasımpaşaspor'un gelirleri bugün neredeyse Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin gelirine denk. Kasımpaşaspor'un bütçesi, Süper Lig'deki dört büyükler hariç diğer tüm takımlardan daha büyük.
Tüm bu yatırımlar ve siyasi müdahaleler Kasimpaşaspor'u sahaların favori takımı haline getirdi. 2004 yılında Üçüncü Lig Üçüncü Grup'ta mücadele eden Kasımpaşaspor, olaylı geçen Boluspor maçını kazanarak İkinci Lig'e yükseldi. 2004-2005 sezonunda İkinci Lig B Kategorisi Birinci Grup'ta yer alan Kasımpaşaspor, burayı lider olarak bitirerek yükselme grubuna kaldı. Yükselme grubundan da lider olan kulüp 2006-2007 sezonunda İkinci Lig A Kaîegorisi'ne yükselecek. Ardından da Süper Lig'e.
Kitabı alabileceğiniz online bir mağaza: http://www.weblebi.com/UrunDetaylari.aspx?Id=3rr2Rseyd2Gao7mXJTVPcQ
Kişisel web sitem: http://www.geocities.com/sipahior
Email adresim: Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.- Ayrıntılar
Kişisel web sitem: http://www.geocities.com/sipahior
Düşünce ve eleştirilerininz için email adresim: Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
- Ayrıntılar
Oğuz Reşat Sipahi
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
- Ayrıntılar
İzmir'e tarihinin en büyük futbol başarılarını yaşatan Göztepe bu sene amatör kümeye
düştü.
***
Altay ise play-offun son maçında iki kere ucuna kadar geldiği süperlig kapısından birkez
daha dönmek zorunda kaldı kaçan bir penaltı ile.
***
Göztepe için sezonun kopma maçı deplasmandaki Kütahyaspor maçı idi. O maçta Kütahya'nın tüm üst düzey yöneticileri şeref tribününde idi. Tüm milletvekilleri de...
***
Altay Ankara'da Kasımpaşa ile oynarken de İzmir'de benzeri bir bütünleşmeyi sağlamayı
başarmıştı. Arkalarında dört milyon nüfuslu bir şehirden ancak 4000-5000 sempatizan
gittiyse de, Göztepe profesyonel liglerde son nefesini verirken Göztepe'den uzak duran
Göztepeliler dahil ciddi bir siyasi ve sosyal destek vardı arkalarında. Sayın Büyükşehir
Belediye Başkanımızın Yenigün'ün Kasımpaşa maçının ertesi günkü sayısındaki resmi desteğin boyutunun simgesidir.
***
Göztepe'nin amatör kümeye düşüşü Aliağa Belediyespor maçında kesinleşti. O maçta
Göztepe'nin taraftarı dışında şeref tribünündeki insan sayısı ne Kütahya ne de Ankara'da
verdiğim örneklerle karşılaştırılamazdı.
***
Halen ülkeyi yönetmekte olan siyasi partinin iktidarı döneminde ilgili siyasi partinin
sempatizan olarak baskın olmadığı illerden hiçbir takım Süperlig'e çıkamadı. Bu dönemde
Süperlig'e çıkan ve düşen Antalya'da Büyükşehir Belediye Başkanı ilgili partiden.
Altay bu kuralı yıkmaya çok yaklaştı fakat başaramadı.
***
İzmir, İzmir'i yöneten belediye başkanları, odalar, yerel medya vs geçen sene de bu sene
de Altay'a büyük destek verdiler. İki sezonda da destekleri fiyasko ile bitti.
***
Ben seneye Altay'a daha büyük bir destek için İzmir Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü ile
Altay'ın birleşmesini öneriyorum. İzmir Büyükşehir Belediyesi Altay... Kulağa hoş geliyor
değil mi sayın Başkan?
***
1959 yılında ligler ilk kurulduğunda İzmir'den beş takım vardı. Þu anda bu rakam sıfır. Þu
anki şartlarda 1959 rakamlarına en yakın il Ankara.
***
1966-67 sezonunda Türkiye Kupası'nda finalde iki İzmir takımı vardı. Kupa kura ile
Altay'ın oldu.
***
Türkiye Kupası finallerinde bir İzmir takımının en son göründüğü tarih 1985-86 sezonu.
***
Türkiye Kupası'nda bu sezon da final Atatürk Stadı'nda idi. Karşılaşma bir İstanbul takımı
ile bir Kayseri takımı arasında oynandı. Kazanan İstanbul takımı idi. Maç sonrasında
İstanbul takımının Başkanı ve İzmir'de yaşayıp hatta belki de İzmirli olup ilgili
İstanbul takımının taraftar derneğinin başkanı olan şahsı kabul eden belediye başkanımız
"Türkiye Kupası finalinin son iki yıldır kentimizde oynanması İzmir için son derece
önemli. Başarılarından dolayı Başkan Demirören'i, sporcuları ve tüm Bjk camiasını
kutluyorum. Dileğim, spor tesisleri alt yapısıyla Türkiye'nin en iddialı kenti konumunda
olan İzmir'in, bu tür büyük organizasyonlara ev sahipliğinin sürmesidir" dedi. (Kaynak http://www.haberler.com/kupa-sampiyonu-besiktas-a-ilk-kutlama-izmir-haberi)***
Sayın Demirtaş'ın 26.04.2006 tarihli meclis konuşmasından "Spor deyince hepimizin aklına
Altay geliyor...Sizlerden de Altay’a destek vermenizi istiyoruz...Ayrıca taleplerimizi
dinleyerek, Kupa Finali’nin İzmir’de oynanmaması sağlayan Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy’a Meclis adına bir teşekkür yazısı yazılmasını ve bir meclis toplantımıza konuşmacı olarak çağrılmasını öneriyorum." İzmir'i yönetenlerin vizyonu ne yazık ki bundan ibaret. (Kaynak:
http://www.izto.org.tr/IZTO/TC/Kurumsal/BaskanMesaj/MeclisKonusma/_nisan2006.htm)
***
Sayın Demirtaş aynı konuşmada İzmir'in ülkemize en fazla vergi kazandıran iller arasında
olduğunu, GSYİH'ye katkı açısından da 3. sırada olduğunu belirtiyor. Yüksek öğretim kurulu
verilerine göre 2006'da Türkiye'den Science Citation Index-Expanded kapsamındaki bilimsel
dergilerde yayınlanan 16836 bilimsel makalenin 1244'ü İzmir'den yapılmış. Yani İzmir futbol dışındaki hayatta “yok” değil.
***
Peki neden en üst ligde hiçbir İzmir takımı yok? Neden kupada finali iki İzmir takımının
oyunadığı günlerden final İzmir'de oynandığı için bazı İzmirlilerin mutlu olabildiği
günlere geldik. İzmir'in futbol dışındaki hayat ile ilgili pekçok alanda ilk üçte
bulunmasına rağmen neden futbolda yok? Siyaset mi? İlgisizlik mi? Yönetim zaafı mı? Yanlış
taya oynama mı? Ne değişti İzmir'de ve İzmirliler bunu kaçırdı? İzmir futbolunu yönetenler
bu değişime ayak uydurabilecek kadar zeki değiller mi? Herşey doğru yapıldıysa ve hiçbir sorun yoksa neden bu durumdayız?
***
Dünya sürekli bir değişim içinde futbol da.Futbol 1960,70, 80,90 ve tabii ki 2000'lerde bambaşka oynanıyordu. Halen futbol para yalnızca para ile oynanıyor. Kulüplerin kimseye bağlı kalmadan yaşama devam edebilmeleri için sabit gelir kaynaklarına ihtiyaçları var. İster kara para, ister ak para, ister yeşil para, ister belediye parası (İzmir Büyükşehir Belediyesi için aday olup olmayacağını merakla beklediğim Karşıyaka Belediyesi'ni yönetenler.), ister camia büyüğü parası, ister şehrin mülki erkanlarının parası, ister borç (Galatasaray), ister ticaret odası parası, ister kulübün kendi kaynaklarından yarattığı paralar olsun, Bu paraları bulabilenler yaşamaya devam ediyor. Bulamayanlar tarih sayfalarından teker teker kayboluyor.
***
İnsanların hayatta geldikleri ve gelecekleri konum yaptıkları olumsuz ve olumlu işler,
şans ve anne-baba vs gibi değiştirilmesi mümkün olmayan değişkenlerinin bir fonksiyonu. Bu
cümleyi kulüplere, illere, belediye başkanlarına genelleyebilririz.
***
İzmir medyası gelecek sene Altay'ı bir üst lige çıkarmak için seferber olmuş durumda. Bu
göz yaşartıcı çabaya saygı duyuyorum. Fakat İzmirlilik bilincinin oluşturulması için
yetersiz kaldığı defalarca ispatlanan Altay'ın Süperlige çıkamaması İzmir için ne kadar
sorunsa, İzmir ile sonuna kadar bütünleşmiş Göztepe'nin amatörde olması da öyledir.
Göztepe'nin yaralı parmağına küçük su desteği bile vermeyenler, Göztepeliler Göztepe'yi bu
hale getirenleri hiçbir zaman affetmeyecekleri gibi, tüm bunlara seyirci kalan sizleri de
unutmayacaklardır. Þu ana kadar yaptığınız gibi Göztepelileri ötekiler haline getirmek çok
saçma bir davranıştır. Karşılaştığınız ve çok kuvvetle ihtimalle karşılaşacağınız başarısızlıkların sebebi yaptığınız bu saçmalıklarla yarattığınız adaletsizliklerdir. Umarım bu yanlışlara en kısa zamanda son verirsiniz.
***
Türkiye Kupası finali İzmir'de oynandığı için mutlu olan yöneticilerin bir miktar
farklılaşıp, “İki İzmir takımının final oynayıp birisinin kazandığı günlerden beri ne
değişti, İzmir bu aradaki değişimlerden neleri kaçırdı?” sorusunun ya da “Neden Türkiye Süperlig Þampiyonu takım Trabzon'dan çıkabiliyor da, İzmir'den çıkamıyor?” sualinin yanıtını bulduğumuz gün, futbolda daha başarılı bir ilin temellerini atmış olacağız.
Son söz: dünya şehri olmak; fuar adaylıkları ya da bir değerine sahip çıkıp, diğerini yok saymakla değil, tüm değerlerine sahip çıkıp, yeni değerler yaratmaya çalışmakla olabilir.
Kişisel web sitem: http://www.geocities.com/sipahior
Düşünce ve eleştirilerininz için email adresim: Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
KÖŞE YAZILARI
-
İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
10 May 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
-
Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
12 Nisan 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
-
Gözyaşları...
21 Nisan 2019Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
-
Göztepe TEK Büyüktür.
28 Nisan 2018Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...