PPlay-offu maçların bitmesine üç maç kala garantileyen Göztepe'miz hafta içinde Türkiye Kupası maçında Ankaragücü ile Ankara'da oynadı. Maç hepinizin bildiği gibi. 4-0 kaybetti. Bu doğrusu hepimiz için bir hayal kırıklığı oldu. Ben maçı seyredemedim, ama seyredenler ve Sayın Kayıhan takımın tecrübesizliğinin kurbanı olduğunu söylüyor.

Bu maçı kaybetmiş olmanın dışında, buradan alınması gereken dersler olduğunu düşünüyorum. Ankaragücü taraftarının takımımıza olan tepkisi, polisin taraftarımıza olan tepkisi, hakemlerin olaylara etkisi bunlardan ilk aklıma gelenler.

Play-offta 8 deplasman maçı oynayacağız. Bunlardan özellikle Diyarbakır, Sivas, Elazığ ve Hatay uzak ve zor deplasmanlar.
Konya ve Kayseri'yse o kadar uzak olmasa da seyirci baskısı açısından önemli. Ankaragücü maçında olanların bu maçların hepsinde de olabileceği bir gerçek. Hakem üzerine oyunlar, yerel polisin takıma ve taraftara yaklaşımı, küfür korolarından yenilecek galiz küfürler vs.

İzmir'de burada uzun süredir yaşayıp, Diyarbakırlı, Sivaslı, Konyalı, Elazığ, Hatay, Kayserili olan, ama kendini hala İzmirli hissedemeyeninden tutun da alışmış olanına, bu maçlarda yaşadığı kentin takımlarına karşı aklınıza gelebilecek her türlü çirkinliğe yapabilecek karakterde olanından, ılımlılara kadar çeşitli yelpazelerde gezinen pek çok insan yaşıyor. Daha da önemlisi bu şehirlerin hemşeri dernekleri de şimdiden hazırlık içindeler.

Bu açıdan geçen sene Erzurumspor maçında olanlar hiçbir zaman unutulmamalıdır. O maçta İzmir polisi yaşlı, genç demeden Göztepe taraftarına tabiri caizse girişmiş, hızını alamayarak olayları engellemeye çalışan o zamanki Göztepe AŞ yöneticisi şu anki başkanımız Sayın Hamdi Türkmen'i de tartaklamıştı. Maça gelen yaklaşık 5.000 kadar Erzurumlu balkondan yaşadıkları şehrin takımını küme düşmeye davet etmişler, yine polisimiz Erzurumsporluları kendilerine ayrılan balkon yerine kapalıya kendi elleriyle sokarak, olayların büyümesi için gerekli ortamın oluşmasına yardımcı olmuştu. Bu şehrin bazı milletvekilleri, seçildikleri şehrin takımı gol yedikçe havalara sıçrıyor, hakem de olmadık bir pozisyonda defansın belkemiği Şevket'e kırmızı kart göstererek olayı nihayete erdiriyordu. Her ne kadar emniyet müdürümüz maçtan sonra olanlar için özür dilemişse de, testi çoktan kırılmıştı ve Erzurumspor o maç ile kümede kaldı. Onun yerine de Altay düştü.

O gün İzmir ve Göztepe için kara bir gündü.

Bunları neden hatırlattım? Ankaragücü maçı ile birlikte ders alınıp, play-offta aynı şeylerin yaşanmaması için, gerekli önlemlerin alınması için.

Ankaragücü-Göztepe maçına bir tek İzmir milletvekili gitti mi? Sanmıyorum ama bu şehirlerin milletvekillerinin buraya tam kadroya yakın şekilde geleceğine ve Göztepe gol atınca değil, kendi takımları gol atınca sevineceklerine emin olabilirsiniz.

Peki bu olası olaylar nasıl engellenebilir? Benim aklıma gelen üç öneri var:
1)Play-offta içerdeki maçlarda İzmir Valisi'nin, belediye başkanlarının ve milletvekillerinin, dışarıdaki maçlarda özellikle milletvekillerinin gerçek destekleri istenebilir.
2)Maçları Göztepe'nin Alsancak'ta, Altay'ınsa Atatürk'te oynamasında fayda olabilir. Çünkü ancak Göztepe seyircisi, o da gereken önlemler alınırsa bu takımların buradaki seyircileriyle başa çıkabilir. Altay'ın Alsancak'ta oynaması önlem alınmazsa, bence kendi sahasında deplasmanı yaşamalarına neden olur.
Peki burada önlemden kastettiğim nedir? Biraz açmak istiyorum. Fenerbahçe evindeki maçlarda rakip taraftara stadın belli bir bölgesini, belli sayıda biletle vermektedir. Karşı takımın taraftarı bileti olsa da, kendilerine ayrılan yer dışında bir yere girerse, tribünden dışarı atılmaktadır. Ayrıca Fenerbahçe bir İstanbul takımı olan Galatasaray'a bile topu topu 1500 bilet vermektedir. Buna da kimse bir şey diyememektedir.
3)Hakem camiasının en azından aleyhimizde çalışmaması için sempatik ilişkilerle gerekli önlemler alınabilir.

Bence hem Göztepe, hem de Altay bu tip bir organizasyon için girişimde bulunmalıdır. Ayrıca Alsancak'ta oynanan maçlarda rakiplere kapalı ya da balkon değil açığın büyük skorbord tarafı verilerek rakip takımın tarafatarı baskı altına alınabilecek ortam yaratılabilir. Rakibe burası verilirken, diğer bölgelere rakip taraftarın sızması da engellenerek gerekli seyirci baskısı oluşturulabilir. Burada İzmir polisi ve Valimiz ile diyaloğa girilebilir ve bu seneki play-offta İzmir'den iki takım çıkmasının öneminden bahsedilebilir. Özellikle emniyet bu konuda ikna edilebilirse çok faydalı olabilir.

Altay özellikle o 6 takımla oynadığı maçları Atatürk'te oynarsa, geçen sene İzmirspor'un düştüğü durumlara düşmemeyi başarabilir.

Ek olarak bir dileğim en kısa sürede kombine bilet satışı için girişimlere başlanmamasıdır. 10.000.000.000 bile toplansa, anlamlı bir para ki ben bu sefer uygun şartlar (kredi kartı ile satış...) sağlanırsa yüksek derecede talep olacağını sanıyorum.

Sonuç olarak play-offtan Göztepe ve Altay elele çıkmalıdır. Bu iş için İzmir'in tüm öğeleriyle kenetlenmesi gerekiyor.

Yazıma son vermeden önce hepinizden dün yapılan toplantıda aldığımız karar gereği ricam var. Lütfen nerede lursanız olun, bir Göztepe bayrağını balkonunuza ya da pencerenize asın. İnanın şu anda Mithatpaşa bile bu açıdan çok fakir.

Sayın Ümit Kayıhan, Halil Kiraz ve Gökhan Ersoy'a bize gösterdikleri ilgi nedeniyle teşekkür ediyorum.

Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk

 

Yine mutlu bir günün ardından şok edici bir gelişme yaşandı. Sayın Dinç Bilgin tüm malvarlığını başında Sayın Karamehmet'in bulunduğu bir konsorsiyuma devretti.


Dun sabahtan beri bu konuda veri toplamaya çalışıyorum.Öncelikle ilk soru su hala Göztepe AS su an Bilgin ailesinde mi yoksa yeni gruba mı geçti?Bu soruya yanıt almak için çok uğraştım ama yanıt bulamadım gün boyunca. Sabah'tan Hamdi Türkmen'in sekreterine ulaşabildim,yönetimin birkaç gün içinde açıklama yapacağını henüz herhangi birşeyin belli olmadığını bildirdi. Aksam Yeni TV'de bu konu ile ilgili bir açıklama yoktu, yönetim ve futbolcular Alsancak'ta bir mağazaya alışverişe gitmişler onun haberi vardı.

ATV'de üç büyüklerden bahsedildikten sonra Anadolu'dan Haberler kısmında ilk Göztepe'den bahsedildi, ama yönetim ile ilgili bir açıklama yapılmadı. Bu arada dun Sabah'ın web sitesinde spor sayfasında en üstte "Göztepe Mucizesi" yazıyordu.

İzmir kanallarını geçgeçlerken Kanal Ege'ye rastladım. Orada önce yine alışveriş gezisinden bahsedildi ardından Sayın Türkmen'in bir muhabirle röportajı yayınlandı. Kendisi "Göztepe AS de grubun bir şirketi olarak devredilmiştir...su ana kadar işler nasıl yürüdüyse bundan sonra da aynı şekilde yürümeye devam edecektir." dedi. Elimizdeki tek pozitif veri bu. Görünen o ki sirket su anda yeni konsorsiyuma ait ama en azından şimdilik paniklik bir durum yok. Aksi durumda da, bu durumda da benim şahsi görüşüm, bu kadar potansiyeli olan bir kulübün bos bırakılmayacağıdır. İzmir Türkiye'nin uçüncü büyük şehridir ve yine en büyük stadına sahiptir. Göztepe de bu şehrin en büyük markasıdır ve Türkiye'de o stadı doldurma potansiyeli olan iki üç takımdan biridir ve en önemlisi Göztepe'nin taraftarı ne bir ya da bir kaç semte ne de bir ya da birkaç şehre sinirlidir. Göztepe bu ülkenin ve dünyanın her yerinde taraftarı olan bir takımdır. Yeni grubun AS yapısı bu kadar ötürmüş, gelecek sene süper ligde oynama ihtimali bu kadar yüksek, hem basketbol hem de voleybolda başarıdan başarıya koşan, son UEFA şampiyonu ve son 3 yılın lig şampiyonunu lig şampiyonu olduğu yılda ve kendisi küme düşüp 12-13 maç üstüste kaybetmesine rağmen seyirci ortalamasıyla gecen, Avrupa'da ilk kez yari final oynayan, Cumhurbaşkanlığı kupasını İstanbul dışına ilk kez çıkaran, Ege'yi voleybolda Avrupa'da ilk kez temsil etme hakkini kazanan, Türkiye'deki gelmiş geçmiş en çok seyircili maçların sahibi böyle bir yapıyı bozmayı düşüneceğini sanmıyorum. Yok hala Bilgin grubunda olsak bile, onların da bırakmak gibi bir düşünce içine gireceğini sanmıyorum.

Sonuç ne olursa olsun Bilgin grubu bize en zor dönemlerimizde el atmış bizi uçurumun eşiğinden döndürmüştür. Doğrusu İzmir'li olarak bu düştükleri durum beni çok uzdu. Bu olay İzmir için büyük bir kan kaybıdır ve gerçek su ki İzmir kan kaybetmeye devam ediyor.

Sayın Dinç Bilgin'e ve Aydın Bilgin'e ve şahıslarında tüm Bilgin ailesine geçmiş olsun diliyor bu durumdan en kısa surede kurtulmalarını diliyorum. Ne olursa olsun yaptıkları şeyler unutulmayacaktır ve ben bir Göztepeli olarak onlara minnettarım..

Göztepemiz için hayırlısı neyse o olsun diyerek hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Oğuz Reşat Sipahi

Not:Sistem eskisi gibi devam edecekse kombine bilet satisi ve gecen seneki Erzurumspor macinda yasanan olaylarin Diyarbakir, Hatayspor ve Hacilar Erciyes gibi ekipler karsisinda tekrarlanmamasi icin gerekli girisimlere acilen baslanmasinda fayda olacagini dusunuyorum.

Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk 

Bildiğiniz gibi futbolcumuz Deniz Kolgu şu anda hepatit B virüs infeksiyonu nedeniyle Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji servisinde yatmakta. Kendisine geçmiş olsun diliyorum

Bu sefer direk Göztepe ile olmasa da bu gibi durumlarda Göztepe'yi de etkileyebilen tüm dünya ve ülkemiz için önemli bir halk sağlığı sorunu olan viral hepatitlerden bahsedeceğim.

Hepatit kelime olarak karaciğerin iltihabı demektir.

Genel olarak tüm hepatitlerde ana bulgular halsizlik, idrarda çay renginde koyulaşma, gözakında sararma, bazen kaşıntı, diğer viral infeksiyonlarda da görülen halsizlik, kas ağrısı, hafif ateş olarak özetlenebilir.

Bunun viral, ilaçlara bağlı, paraziter vs gibi pekçok sebebi vardır, ama en çok görülen nedeni virüslerdir. Virüslerden de özellikle karaciğer hücrelerine yönelme eğiliminde olan hepatit A (HAV), hepatit B (HBV), hepatit C (HCV), hepatit D (HDV) ve hepatit E (HEV) virüsleri en önemli ve sık görülen sebebleridir.

Bunlardan Türkiye için en önemlileri görülüş sıklıkları ve neden oldukları işgücü ve mali kayıplar nedeniyle HAV, HBV ve HCV'dir.

HAV ağız dışkı yoluyla (yemek, su, kanalizasyon vs) bulaşan bir virüstür. Kuluçka devri 15-45 gündür. (virüsün vücuda girişinden hastalık yapıncaya kadar geçen süre) Dış şartlara ve mide asitine diğer virüslere nazaran oldukça dayanabilmektedir. Ülkemizde bu virüsle karşılaşmış olma oranı bazı bölgelerde %90'ı bulabilmektedir. Hastalık vakaların %90'ından fazlasında bulgu vermeden geçtiğinden genelde farkına varılmadan geçirilmiş olmaktadır. Vakaların bulgu veren yüzdesinin %1 kadarıysa fulminan hepatit dediğimiz hızlı karaciğer yetmezliği tablosuyla seyretmektedir ki bunlarda tedavi karaciğer transplantasyonudur.

Burada sorun son yıllarda özellikle ülkemizin batı şehirlerinde sosyoekonomik düzeyin yükselmesiyle virüsle karşılaşmış olma yaşının çocukluk yıllarından ergenliğe ve genç erişkinliğe kaymasıdır. Bu yaşlarda görülen bulgu vererek seyreden HAV infeksiyonlarındaysa hızlı seyreden karaciğer yetmezliği tablosu daha sık görülebilmektedir.

Dünyada 300000000, Türkiye'de 5000000 kadar HBV taşıyıcısı olduğu tahmin edilmektedir.HBV infeksiyonunda da vakaların çoğu hastalığı farketmeden geçirir. Kuluçka devri 90-180 gün arasında değişir. HBV geçiren hastaların yaklaşık %10'unda bağışıklık sistemi virüsü vücuttan temizleyemez ve hastalık bizim deyimimizle kronikleşir. Bu da uzun vadede siroza ve karaciğer kanserine neden olur. Burada yeri gelmişken söylemeliyim ki HAV ne kronikleşir ne de siroz ya da karaciğer kanserine neden olur. Peki kronikleşince tedavi şansı hiç yok mudur? Uzun süreli ve yıllığı 50.000.000.000 TL'ye varabilen tedavilerle hastaların %15-25'i tedavi edilebilmektedir, ama bu tedavinin oldukça öneli yan etkilere de sebep olduğunu söylemeliyim.

HCV ise kan nakilleriyle oluşan viral hepatitlerde ve organ nakli hastalarında en önemli virüstür. Vakaların %90'ında vücut bağışıklık sistemi virüsü tamamen temizleyemez ve taşıyıcı olarak kalırlar, bunlarınsa %70'inde kronik karaciğer hasarı olur ve uzun vadede HBV'de olduğu gibi siroz ve karaciğer kanserine neden olur. HBV'de olduğu gibi kronikleşen hastalarda kullanabildiğimiz senelik maliyeti yine 50.000.000.000 gibi rakamları bulabilen ve başarısı yine %15-25 arasında değişen tedavi şansları bulunabilmektedir.

HBV ve HCV daha cinsel ilişki, kan nakli, sterilize edilmemiş dişçi, manikür-pedikür-ustura vs gibi altlerle ve anneden bebeğe hamilelik veya doğum esnasında ve nadiren emzirmeyle geçebilmektedir.

Peki nasıl korunacağız?

HAV ve kendisiyle aynı özellikleri taşıyan ama ülkemizde daha nadir görülen HEV için en önemli korunma yolu yemeklerden önce el yıkamaktır. Hijyen kurallarına uymak ve açıkta satılan yemek ve poşetsiz ya da şişesiz içeceklerden uzak durmakta korunmada önemlidir. HAV için aşı bulunmaktadır. Aşı iki doz yapılır ve iki dozun maliyeti yaklaşık 70000000 TL kadardır.

HBV ve HCV'den korunmanın en önemli yolları bilinmeyen partnerlerle cinsel ilişkide doğru kondom kullanımı ve berber, kuaför, dişçi vs gibi yerlerde sterilizasyon kurallarına uyularak sterilize edilmiş aletlerin kullanılmasıdır.

Burada doğru kondom kullanımını beni mazur görmenizi dileyerek açmak istiyorum.

Kondom ya da prezervatif cinsel ilişki esnasında erkeğin cinsel organı sertleştiğinde, yırtılmaması ve zedelenmemesine dikkat edilerek en ucundaki hava boşaltılarak takılır. Erkek boşaldıktan en geç 10 saniye sonra, erkeğin cinsel organı yumuşamadan çıkarılmalı ve kondomun ucu bağlanmalıdır.

HBV için önemli bir başka korunma yolu da aşıdır. Tarama testlerinin ardından hastalığı geçirmemiş olanlara üç doz olarak yapılır. Şu an için maliyeti tarama testleriyle beraber yaklaşık 40-45 milyon civarıdır. Aşılanan hastaların yaklaşık %5'inde aşı etkisiz kalmaktadır.

Deniz'in durumuna gelince, kendisi geçen sene 3 doz aşı olmuş, ama tutup tutmadığı kontrol edilmemiş.Aşı muhtemelen tutmamış ve kendisinin bundan iki ay öncesinde dişçiye gitme hikayesi var.

Bu hastalıklarla ilgili sorunlarınızda hastanelerin İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji poliklinikleri hem tanı, hem tetkik, hem de tedavi açısından başvurularınıza açıktır.

Buradan yönetime çağrım aşılı futbolcularımızın aşılarının tutup tutmadığının kontrol edilmesi, aşılı olmayanlarınsa en kısa sürede aşılanmalarıdır.

Göztepe çoğumuzun umduğundan farklı ama hep bekleyip de bulamadığımız bir performans göstererek, pek çok felaket yaşadığı klasman grubunda ilk kez bu tip bir başarı elde ederek ligin bitmesinden üç hafta önce play-offu garantiledi. Bu olayda emeği geçen tüm futbolcularımızı, Ümit Kayıhan ve Ali Çağlar'ı, yönetimimizi, başkanımız Hamdi Türkmen'i, emeği geçmiş herkesi ve tabii ki bu takıma gönül vermiş şanlı taraftarımızı can-ı gönülden kutluyorum, umarım aynı başarıyı play-offta da gösterebiliriz.

Önümüzde Turgutlu ve Buca maçları var ama daha önemlisi federasyon kupasında Samsunspor maçı var. Umarım bu maça gereken önem verilir ve yedek kadro ile çıkılmaz. Göztepe'nin hedefi her yerde şampiyonluk olmalıdır ayrıca bir üst turda FB, GS veya BJK ile eşleşilirse tv geliri ve hasılattan önemli paralar kazanılabilir.

Play-off öncesi bir korkum klasmanda olduğu gibi Göztepe'ye karşı aşırı tepkilere yol açabilecek demeçlerin tekrarlanmasıdır. Sayın başkanımızdan bu gibi demeçlerden uzak durmasını özellikle rica ediyorum.

Bir başka korkumsa Ümit Kayıhan'dır. Kendisi çok başarılı oldu, umarım daha da olur.Bize tarihimiz boyunca pek yaşamadığımız başarılı günler yaşattı. Her gittiği yerde başarılı olmuş bir teknik adam. Lakin paranoyakça diyeceksiniz ama umarım Erdoğan Arıca olayındaki tam istim üzerindeyken bırakma gibi birşeyler yaşamayız.

Şu anda yönetimimizin biten barutlarını (!!!) doldurabilmek açısından önemli şansları var. Bence pek zaman geçirilmeden kombine bilet satışına başlanılmalıdır, ama bu sefer tanıtım daha esaslı yapılmalı ve kredi kartıyla (www üzerinden ya da direk) satış için gerekli girişimler yapılmalıdır. Maçlarda hoparlörlerden duyuru ve yine maçlarda Gözcar aracılığıyla satış aklıma gelen basit çözümlerden bir-ikisi. Bir de bu sefer lütfen Bornova'lı Göztepeliler için de bir seçenek yaratılsın.

Ayrıca yılbaşı yaklaşıyor büyük bir hediyelik eşya pazarı olacak. Göztepe ambleminin hakları alınarak neden yararlanılmasın bu durumdan? GSnin böyle bir sitesi var. Online satış yapıyor. Tavsiye ederim, girin bir bakın..

Aldığımız bilgilere göre 8-10 gün içinde resmi site tekrar faaliyete geçecekmiş. Umarız daha fazla beklemeyiz.

Ligin başında çok kötü bir performans gösteren voleybol takımımız, Vakıfbank yenilgisinden sonra toparlanarak Gentaş galibiyetiyle üstüste 6. galibiyetini aldı. Kendilerine Avrupa Konfederasyon Kupası maçlarında başarılar diliyorum.

Basketbol takımımız Cumartesi saat 13:00'da Kartal Spor Salonu'nda Tekel ile oynayacak. İstanbul grubumuz buluşarak maça gitmeyi planlıyor. Kendilerine başarılar diliyorum.

Baki arkadaşımızın Fenerlist ile ilgili attığı e-mailde bahsedilen konuların çoğu buluşmada tartışıldı. Oradaki sınırlamaların çoğuna listemizde bence gerek yok. Çünkü liste moderatörlü bir site. Bahsedilen faaliyetlerin çoğu planlarımız arasında var ama hepsi için zaman ve ortam lazım. Bunlar da, yavaş da olsa oluşuyor.

Liste esas hedefine ulaşmış durumda. Çok değişik gruplardan ve yerlerden insanlar biraraya geldi. Yeni Zelanda'dan ki kimler çok merak ediyorum, Kanada'dan, ABD'den, İsrail'den, İtalya'dan, Almanya'dan kısacası dünyanın dört bir yanından üyelerimiz Göztepe'yi liste ve site üzerinden tartışıyor ve takip ediyor.

Kanal EGE ve Kanal 1 ile ilgili eleştirilere katılmamak elde değil ama sezon sonunda onlar da çaresiz kalacaklar. Yalnız şu da bir gerçek ki, özelllikle Kanal Ege'de sanırım sayın Kayıhan'ın şahsi ilişkileri nedeniyle bir miktar düzelme var.

Buluşma ile ilgili teklife gelince maç öncesi buluşmaların pek etkili olmadığını bizzat defalarca yaşadım. Bu buluşma için 1, Aralık, 2000 tarihiyle oynamaya bence gerek yok. Aldığımız karara saygı duyalım diyorum. Bundan sonra düzenli buluşmalara geçilmesi isteği vardı. Gelecek Cuma sonraki tarihler için gerekli tartışmaları yapabiliriz.

Hakkı Gürüz'e Allah'tan rahmet, yakınlarına ve Altay'lılara başsağlığı dilerim.

Buradan yönetime bir defa daha çağrıda bulunuyorum. Hepatit b açısından aşılı futbolcularımızın aşılarının tutup tutmadığının kontrol edilmesi, aşılı olmayanlarınsa en kısa sürede aşılanmalarıdır.Heptit A geçirmemiş sporcularımızın da aşılanmasında büyük fayda vardır.

Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk

 

Hafta içi gelen mesajlarda sitenin daha sık yenilenmesi, takımın antrenmanlarıyla ilgili bilgiler vs istenmişti. Sitenin ana sayfasının üst kısmı ortalama 4 kez, son dakika kısmıysa ortalama 5 kez yenileniyor. Siteye her hafta 3-4 yeni sayfa ekleniyor. Şu an için elimizden gelen bu.

Üyelerimiz bize siteye koymak için gönderecekleri yazılı ve görsel materyalleri Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. adresine gönderebilirler.

İki üç sene gibi kısa bir süre içinde birinci lige çıkma ve Avrupa kupalarına katılma hakkı kazanan Göztepe bayan voleybol takımımız bu ayın sonunda Avrupa Konfederasyon Kupası maçlarında İspanya'nın Burgos kentinde İspanya'nın Burgos ve Yunanistan'ın Crilissia takımlarıyla karşılaşacak. Ligde şu ana kadar oynadığı on maçta yalnızca üç galibiyet alabilen takımın şu haliyle hüsran yaşayabileceğinden korkmaktayım. Göztepe bayan voleybol takımı İzmir'in Avrupa'daki ilk temsilcisidir. Bu temsilin hüsran olmaması için en kısa sürede takıma takviye yapılmasını (07/11 tarihli Yeniasır'a göre smaçör Julia geri gönderilmiş.) diliyorum..

Aydın maçıyla bu iş büyük oranda bitti, ama Aydınspor maçı pek çok yönden ilginç özelliklere sahipti. Hakemin bizi kayırdığına dair iddialar var. Ben penaltıların konuyla alakası olmadığı fikrindeyim, ama Bülent'in hareketi konusunda pek haksız sayılmazlar. Mustafa Özsöğüt'e gelince bence de o hareket kırmızı kartlıktı ama o ana kadar onu tutan Ahmet'in normal şartlarda iki sarı kartla dışarı çıkması gerekirdi. Bence hakem her iki tarafa da eşit derecede hata yaptı. Defansımızın goldeki hatasıysa affedilmezdi bir anda göbek boşalıverdi. Eğer çıkarsak, play-offta böyle basit hatalar yapmamaları gerek.

Bir başka konuysa Aydınspor seyircisinin futbolcularımıza yaptıkları. Bizimkiler tünele girecekler, polisler miğferini verip futbolcunun koşuşunu seyrediyorlar, bu esnada seyirciler gerilerek nişan alıyorlar ama nedense polis kalkanıyla veya kendisi futbolculara korumalık etmiyor, futbolcular adeta bir hareketli hedef. Vuran kazanıyor. Fuardaki Marlboro oyunları gibi.

Halbuki maç İzmir'de olsaydı, rakip polisin kalkanlarıyla korunur, hatta kendi taraftarımız hatta yönetimimiz bile muhtemelen polis şiddetinden nasibini alırdı.

Maç boyunca edilen küfürlerden dolayı hem kendi taraftarımızı hem de Aydınspor taraftarını kutluyorum!

Altay maçı lideri belirleyecek. Bu maçın Cumartesi oynanması kadar mantıksız birşey ancak Karşıyaka maçının bir Çarşamba günü mesai saatlerinde oynanmış olması olabilir. Yönetimimiz play-offta 1.500.000 USD lazım diyor. Bu maçta kaybedeceğiniz hasılatın önemi yoksa, girişimde bulunmayın.

Bu maç play-off için kombine bilet satışlarını da önemli derecede etkileyecektir. Bu yüzden futbolcuların ve yönetimimizin maç için gerekli önlemleri almalarını diliyorum.

 

Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

 

KÖŞE YAZILARI

  • İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var? İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
    Written by Oguz Resat Sipahi 10 May 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
  • Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
    Written by Oguz Resat Sipahi 12 Nisan 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
  • Gözyaşları... Gözyaşları...
    Written by Oguz Resat Sipahi 21 Nisan 2019
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
  • Göztepe TEK Büyüktür. Göztepe TEK Büyüktür.
    Written by Özkan Cengiz 28 Nisan 2018
    Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar:

Diğer başlıklar

Twitter