2009-2010 Sezonu

Öyle bir maç izledimki ben bugüne kadar inanın Göztepe’yi, böyle aciz ve çaresiz görmedim. Rakip takım sahada futbol adına tüm güzellikleri yerine getirdi. İlk yarıda tek pozisyonun o da maçın 40’ncı dakikasında oluşuyorsa, herkes şapkasını önüne koymalı. Göz Göz maçın ilk bölümünde adeta sağ kanadı hiç olmayan, orta sahada rakibini ısırmayan, kanat bindirmelerini bir türlü gerçekleştiremeyen görüntüdeydi. İki pası bile yapmakta zorlanırken rakip takım bu bölümde yaptığı müthiş presle oynayacak hiçbir alan bırakmadı.

Aslında rakip takıma baktığınız zaman belki yıldız oyuncusu yok, ama takım halinde hareket etmeleri en büyük artıları. Ligde bu çizgileri devam edecek gibi. “Bu da onları sezon sonunda özledikleri Bank Asya Ligi’ne taşır” dersem sanırım fazla abartı yapmamış olurum. Çünkü Akhisar Spor gerçekten taş gibi bir takım oluşturmuş.

Göz Göz ikinci yarıda Recep’in, oyuna girmesi ile zaman zaman rakip kalede cılız da olsa pozisyon buldu. Savunmada Kaptan Evren ve sol kanatta Hasan, bugün için takımları adına elinden geleni yaptılar. Diğer oynayan kardeşlerim sorumluluk almadıkları gibi mücadele açısından da, rakiplerinin oldukça gerisinde kaldı. Böylece sonuç kaçınılmaz oldu.

Bence bu takımın aslında kapasitesi bu… Onları aldatan bir alt gruptaki şampiyonluk oldu. Sanırım bunca  transfere rağmen (Bir kaçı dışında) katkı sağlanamaması bugünlere gelinmesine neden oldu. Taraftarın da, sabrı kalmadı ve takımlarını zaman zaman protesto, ettiler. Onların bu takımdan tek beklentileri  iyi oyun ve galibiyet. Takımlarına kayıtsız şartsız destek veren bu taraftar aslında çok da şey istemiyor. Umarım yönetim en kısa zamanda yaptığı yanlıştan bir an önce döner. Ve gelecek yılın takımını kurmak adına bugünden çalışmalara başlar. Ben her zaman şunu iddia ettim… Yarın da, idda edeceğim… Futbol ancak kaliteli isimler ile oynanırsa başarılı olur ve seyir zevki verir. Yazdıklarımdan bugün için kimse alınganlık yapmasın. Sonuçta biz de gördüklerimizi yazıyoruz. Dost acı ama her zaman doğru söyler…

Hatalar ve şanssızlık
Nevzat Güzelırmak
Göztepe maça mutlak kazanmak arzusuyla çıktı ama tüm takım telaşın ve stresin esiri oldu. Eğer kazanmak istiyorsanız vurucu gücünüz olacak. Uğur Işıkal ve Mert Somay, santrfor özelliklerine sahip oyuncular değil. Burhan'ın hastalanması Göztepe adına şanssızlıktı. Bence Recep Gayık ilk 11'de başlatılmalı ama kanattan ataklar için değil, cepheden tehlike bölgesinde iş yapacak konumda kullanılmalıydı. Maç her iki takım için de beraberlikle bitecek görüntüde iken şimdiye dek Göztepe'ye büyük katkılarda bulunan kaleci Tamer'in yediği şanssız goller yenilgiyi hazırladı. Dost acı söyler...Göztepe daha güçlü bir kadro kurarak, Türkiye'nin tanıdığı, takıma hava getirecek bir teknik direktörle Bank Asya'yı zorlamalıydı. Tabii tren kaçtı artık. Yılgınlığa gerek yok. Mücadeleye moralsizliğe girmeyerek devam edilmeli.


Akhisar Belediyespor son derece mütevazi bütçeyle kurulmuş bir ekip. Yeşil-siyahlılar doğru yönetilmenin ve istikrarın meyvelerini topluyor. Pekçok takım aynı sezonda 2-3 hoca değiştirirken, Akhisarlılar 4 sezondur Atilla Özcan'ı bırakmıyor. Ve geçen sezondan başarılı kadroya sadece 3 nokta transfer yapılmış, orta sahaya tecrübeli Hakan Bayraktar'ı, sol kanada Serkan'ı, sol kanat ileri uca da Tuncay'ı almışlar. En güzel tarafları, işin ideali de altyapıdan 5 oyuncuyu üstyapıya kazanmaları. Üçü banko oynuyor. Özhan Keskinkale üstün fiziği ve tekniğiyle şimdiye dek 9 gole imza atmış. Hakan Ateş ve Gökhan Dinçer'i de çok beğendim. Mustafa Aşan da sahada basmadık yer bırakmadı. Defansta Tuncay Süren ve Erman Yıldırım çok başarılıydı. Atilla Özcan'ın, Doğan gibi biraz ağır hareket eden bir yıldızı oyundan alarak hücuma aktivite getirmesi hız kazandırması doğruydu.

Akhisar aldı kaçtı.
Halil Kiraz
Göztepe geçen hafta Tokatspor gibi bir takımdan deplasmanda puan alırken ikinci yarıdaki futboluyla Akhisar maçına umutlar taşımıştı. Alsancak'taki maça Akhisar daha rahat çıktı. Çünkü kaybetseydi bile konumu itibariyle bu yenilgiyi önümüzdeki haftalarda giderebilirdi. Göztepe için ise maç mutlaka kazanılmalıydı, kayıplar hedefe gitmeyi önleyecekti.
Futbol ilginç bir oyun. Alacağınız neticeye göre ya övülüyorsunuz ya da dövünüyorsunuz. Dünkü maç Tamer'in yediği hatalı goller olmasa berabere bitecek, Akhisar, "İzmir'den 1 puan iyi", Göztepe de, "Kaybetmek üzere olduğumuz bir maçı kurtardık" diyecekti. Kalecilik zor iş. Forvet 10 gol kaçırır, 1 tane atar kahraman olur, sen onca kurtarış yapar bir gol yiyince yerin dibine batarsın. Ben Göztepe'yi pekçok maçta kurtaran kaleci Tamer'in yediği hatalı goller için "Günah keçisi" yapılmasına karşıyım. Göztepe forvetsiz gibiydi. Siz hedef forvetiniz yoksa ne kadar top getirseniz gollere ulaşmanız imkansız. Bu tip maçlar ancak tesadüfi gollerle, ya da defans ve kalecilerin hatalarıyla neticelenir. Dünkü maç da bunun tipik bir örneğiydi. Tamer çıkmaması gereken bir topa çıktı, boş kaleye Akhisar golü geldi. Ancak ikinci golde sadece Tamer'in değil, Murat'a bomboş durumda kafa vurduran müdafaanın da hatası büyüktü. Ben maç boyunca takımını ateşleyen Göztepe taraftarının sıcaklığının sahaya yeteri kadar yansımamasına üzüldüm.
Akhisar'ı bu sezon birkaç maç izledim. Gerçekten haddini bilen, varını, yoğunu ortaya koyan bir ekip. Bu maçta iyi oynamamalarına karşın, disiplinden kopmayışlarıyla altın değerinde üç puan aldılar. Mustafa Aşan, Tuncay, Erman ve Özhan çok etkiliydi. 26 maçta tek bir yenilgi alan takım nekadar alkışlansa az.

Futbol böyle bir şey işte. Heyecanı da ilgisi de belki de bundan olsa gerek insanları peşinden koşturuyor ve ilgisini hiç ama hiç kaybetmiyor. Göztepe dün evinde belki de en kritik maçı kaybetti. Seyircisinin dramı kadar kaleci Tamer’in de dramı bu maça damgasını vurdu. Sarı kırmızılı takım rakibi önünde ezik değildi belki ama maçı kazanacak elemanları yoktu. Örneğin; Göztepe’nin forveti yetersizdi. Rakip kalece doksan dakika içinde bir tek şu atamadı. Bırakın diğer futbolcu hünerlerini, top alıp vermeyi de forvet dediğin rakibini korkutur, ürkütür. Bunların hiç biri Göztepe’de yoktu. Aslında maçın ilk yarısında her iki takımda yorgun güreşçiler gibi sadece birbirlerinin omuzlarını tutup zaman bitirdiler. Yani orta alana kaldılar. Birbirlerini bu alanda sıkıştırıp kısır oyuna kısır görüntüler eklediler. İkinci yarıda konuk takım her zamanki gibi rakibine alan daraltıp nefes aldırmamayı sürdürürken Göztepe’nin yorgunluk görüntüleri üzerine Akhisar çabuk oynamayı tercih edince durum da değişmeye başladı.

Sezon içinde sürekli iyi maçlar oynayarak takımına güven veren Göztepe kalecisi Tamer dün nedendir bilinmez iki golün de hatasını yaptı. Önce çıkış yanlışlığı sürdürdü ve ilk golü kalesinde gördü. İkincisinde üzerine gelen topu elinden kaçırdı. Gollerin ikisi de kafa vuruşundan geldi. Ancak ben Tamer’in büyük şanssızlığı diyorum bu iki gole de. Ve onun açısından da dramdı. Belki de kalecilik yaşamında böylesine iki golü bir arada görmemiş

tir.

Şimdi bu skor Göztepe’nin heyecanını azaltırmı acaba? diye de düşünüyorum. Heyecanını yitirmeyen taraftarını da bu kefeye koyuyorum. Yönetim kurulunu da hesaplıyorum. Bence yönetim karşısında 2-1 galip bir durum görüyorum. Ya Akhisar için ne olur? Bu takım belli ki sinsi, sinsi yine bir şeyler yapacak gibi. Zira özellikle orta alanlarında etkin oyuncular var. Ve çok koşan, disiplinli bir takım.

Bir sözümüz de Hatay bölgesinden gelen hakem Hasan Kılıçoğlu’na. Bu maçı kendisi bir kez izlesin bakalım kendine kaç numara verecek? Topla giden bir oyuncuya çelme takılıyor hakem, takana değil topla gidene faul veriyor. Ben hiç böyle bir karar görmemiştim.