Uzun zamandır bir koltukta 2 kişi durarak ayakta maç seyretmeyi özlemişim. 8 sene sonra bize şampiyonluk hissini tattıran, küme düşme stresi değilde, bir üst lige çıkmanın tatlı stresini tattıran takımımıza ve bu işte emeği geçmiş herkese binlerce kez teşekkürler.
Çok fazla teknik yoruma girmek istemiyorum. Ama kısaca takımımız dün ne yazık ki beklediğimiz etkili futbolu oynayamadı. Bunda eksikler ile birlikte, takımın üzerindeki streste önemli bir faktördü. Neredeyse kaleye attığımız şut sayısı ile attığımız gol sayısı aynı diyebiliriz herhalde. Ama zaten önemli olan kötü oynadığınız maçlarda puan almak değil midir? İyi oynarken her zaman maç kazanabilirsin ama kötü oynarken maç kazanmak sadece büyük takımlara özgü bir olaydır.
Dün Ferhat’ı ortasahada çok aradık diyebiliriz. Gerek orta alandaki bitmeyen hırsı ve mücadelesi, gerek top kapmaları gerek ise takımı ileri taşıması ile çok önemli bir koz. Yokluğunda onun yerinde oynayan Serkan aslında ilk kez oynamasına rağmen çok da kötü bir performans sergilemedi. İyi bir yedek olabileceğini ispatladı. Fakat Tayfur Emre’nin yerine oynayan Adnan için ne yazık ki aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Genç takımlarda oynarken kariyeri başarılı olabilir, ama Göztepemiz için ne yazık ki yeterli değil. İlk 11 şansını bence iyi kullanamadı. Hakan Üstün ise vasat bir performans sergiledi, kondisyon eksiğinden olacak, klasman grubundaki bindirmelerini, futbolunu mumla aradık. Kaliteli bir futbolcu olduğunu biliyoruz, umarım kondisyonunu düzelterek daha iyi bir duruma gelir.
Futbolcularımızın hiçbiri tam kapasiteyle oynayamadı dün. Hırs ve mücadele vardı, ama bir türlü ayağa, akıllı pas üretemedik. Defansımız bir iki hataya rağmen yerinde müdahaleleri ile gene olumlu not aldı. Fakat Tamer bir gün hepimizi kalpten öldürecek, hatalı çıkışıyla son dakikalarda gelen bir hava topunu az daha elinden kaçıracaktı, resmen geriye esneyerek uzadı ve topa hakim oldu. Dün Mert’i hiç beğenmedim, geçen haftalardaki performansının çok uzağındaydı. Çok daha kaliteli ve işbitirici bir futbolcu olduğunu biliyoruz, sanki dün oyuna küskündü. Bence dün takımımızın en iyi futbolcusu Rıdvan’dı. Gene kritik yerlerde kritik müdahalelerde bulundu ve takımı yönetti. Akif hoca’nın hamleleri de doğruydu. Gerçi çıkan ilk 11’de şahsen Serkan’ın yerine M.Akif’in oynayacağını düşünüyordum, ama hoca sürpriz yaptı. Ali Mumcu’yu oyuna daha erken alabilirdi. Ali Mumcu özellikle iç saha maçlarında muhakkak kullanılmalı.
Şimdi gelelim diğer yorumlara. Kutlamak lazım İzmirspor’u. Her zamanki gibi bize karşı müthiş bir hırs, azim ve kararlılıkla oynadılar. Maç 1-1 iken 1 puan ile şampiyon(!) olacakları için zaman geçirdiler, yerlerde yattılar, yürüyerek oyundan çıktılar. O zaman sormak lazım futbolcularına, madem bu kadar hırslı ve iddaalı top oynayabiliyorsunuz, bundan önceki 13 maçta neredeydiniz? Adam gibi futbolunuzu oynasaydınız da, İddaa programından çıkarmasalardı sizi her maçınızı kaybediyorsunuz diye. Sizde ilk 4 için olmasa da play off için iddalı olsaydınız, bu ligin en az gol atıp, en çok gol yiyen takımı olmasaydınız. Kimse size bu maça yatın, 3-4 gol yiyin demiyor ama maçtan sonra yerlerde yatıp nefessiz kalacak kadar, galibiyete sevinen takımımıza sataşacak kadar hırslanmasaydınız keşke. Küfüre tamamen karşıyım ama 2.golden sonra insan pekte kendine hakim olamıyor yapılanları gördükten sonra. Artık nasıl olsa bir daha yedek takımımız ile hazırlık maçı hariç aynı sahada olmayacağız, o yüzden kalın sağlıcakla…
Dün hakem resmen maçı katletti. Pozisyonu uzak olduğu için tam göremedik ama boş kaleye topu yuvarlayacak adam neden kendini yere atsın? Bu penaltı değimlidir? Ya da 5 kişinin aynı anda ofsayt olduğunu görmeyen hakem mi istersiniz, topa defalarca elle vuran, bariz faulleri görmeyen hakem mi istersiniz? Hepsi sahadaydı..
Takımımızın sahaya futbol akademi minik takımıyla çıkması muhteşemdi. İngiltere ligindeki gibi, minik Göztepelilerin ellerinden tutarak saha çıktı futbolcularımız. Çok güzel görüntüler oluştu ve geleceğe daha da ümitle bakmamızı sağladı. Tribünler tarafından da defalarca alkışlanan miniklerimiz artık bundan sonra tamamen Göztepeli olacaklardır ve hayatları boyunca başka bir takımı tutacaklarını zannetmiyorum. Umarım bu sene 1000, 2012 yılında 3000 akademi futbolcusu hedefini tutturabiliriz. İşte o zaman önümüzde hiçbir güç duramaz.
Son paragrafta muhteşem taraftarımıza. İçlerinden biri olmakla gurur duyduğum Göztepeli kardeşlerimle, sosyete tribününde olmamıza rağmen gene bir koltukta tıkış tıkış maç seyretmeyi gerçekten çok özlemişim. Uzun zamandır tribünde görmediğim, küsen, gelmeyen arkadaşlarım bile maçlara gelmeye başladı. Bayan ve aile sayısı da oldukça fazlaydı. Gece maçı olması, öğrenci biletinin çıkması maça gelen taraftarlarımızı gerçekten çok etkilemiş. Atatürk’te olmasına rağmen hem sayımız, hem de sesimiz çok daha fazla çıktı bu maçta. Yapılan meşale şov ise gerçekten görülmeye değerdi, hele 35.dakikada meşaleler yakıldıktan sonra golün gelmesi, her ne kadar çoğu kişi golü göremese de çok manidardı.
Bu aslında yönetimimize açık bir mesajdır. Siz bize 1 adım atın, biz size 10 adım atalım. Artık öğrenci bileti her maçta olsun, son 2 maçta bilet fiyatlarını düşürün, Alsancağa, Atatürk’e sığmayalım. O zaman daha da iyi anlayacaksınız, nasıl büyük bir camia ile birlik olduğunuzu.
Birilerinin hocası (!) geri geliyor, hem de çok fena, aman dikkat!
Ahmet Sabuncu