2005 - 2006 Sezonu

Cumartesi sabahı yeniasır'da maçın saat 14'te olduğunu okudum. Tüm programımı ayarlayıp stada gittim. Fakat o da ne polisler daha stadın çevresini yeni yeni düzenlemekteydiler. Maçın 15 de olduğunu söylediklerinde acaba dedim yeniasır bunu bilerek mi yaptı? Neyse alıştık artık. Maça başlamadan 40 dk önce stada girdim. Tribünde yaklaşık 1000 kişi olmuştuk maç başlarken. Stadın büyük kısmı İskender Tuğsuz'u istifaya davet ediyordu. Başlama düdüğüyle beraber başta Anıl ve Hüseyin'in gayretleri Aydın'ın üstün çabalarıyla oyuna ağırlığımızı koyduk. Sahada keyif veren bir futbol vardı. Bu takım bjk maçından bu yana ilk defa bu kadar güzel oynuyordu. Altan hoca çok iyi bir kadro çıkarmıştı. Oyuncu seçimi çok isabetliydi. Özellikle Enver'i orta sahada değerlendirmesi çok doğru bir karardı.Fuleli koşularıyla ve driplingleriyle rakip savunmayı zorda bırakıyordu. Kaleci Serhat'da güven veriyordu. Takım her hattıyla galibiyeti arzuluyordu. Buna rağmen 5 dakikada bir tribünde İskender istifa sesleri bitmek bilmiyordu. Mevcut yönetimin büyük bir kesimi buna AÞ yönetimi dahil hemen arkamızdaki sıralardan olanları sessizce izliyorlardı. Bu muhtemel bir fırtınanın öncesindeki sessizlik gibiydi.Tribünün neşesi yerindeydi. Demek takımın kapasitesi buymuş. Demek bilerek bugüne kadar oynamamış bazı futbolcular diyenlerin sayısı azımsanmayacak boyuttaydı. Yanımdaki arkadaşlara altay artık sahasını bize vermez. Ne de olsak takım düzeldi dedim. Akşam evde tv'de Altan hoca önümüzdeki hafta altay'ın sahasını bakıma alacağını ve sahasız kalacağımızı söylediğinde, bir kez daha bir gerçek ortaya çıkmış oluyordu. altay'dan gerçek dostluk beklemek bir hayaldi ve saflıktı.Beş yıl önce de biz şampiyonluk savaşı verirken Alsancak stadını hep bakıma alıp bizi Atatürk'e yolluyorlardı. Neyse bunlara alıştık. Maç bitiminde ise dünyada belki bir ilk gerçekleşti. Futbolcular hep bir ağızdan başkanları İskender'e ismiyle hitap ederek seyircilerle beraber istifaya davet ediyorlardı. Belki de bu Türk futbolu için yılın olayı olabilecek bir durumdu.Koskoca Göztepe artık bu halere düşmüştü yönetilemiyordu. Otorite kalmamıştı. EUROGÖZTEPE hayalleri ile kandırılarak şirket yapılan Göztepe bu duruma düşürülmüştü sonunda. Bunun sorumluları olanlar ise olanları vurdumduymaz bir biçimde seyretmekteydiler.Yönetimsiz, parasız, sahasız, mazotsuz KOSKOCA GÖZTEPE yok ediliyordu. BU BİR TÜKENİÞİN RESMİYDİ.Takım sadece iyi oynadı o kadar. Yarın ne olacak koca bir soru işaretiydi??Maç sonu cep telefonumdan arayan arkadaşın fb'nin cumhuriyet bulvarındaki lokalinin önünde bizim taraftarların aleyhde bağırdıklarını söylerken, üçüncü ligde sıradan bir galibiyet sonrası böyle coşabilen bir tarftarın İzmir'in istilacı İstanbul takımlarına karşı en önemli direnç noktası olacağı bir kez daha kanıtlanmış oluyordu. Umarım önümüzdeki hafta İskender Tuğsuz ve camiamız için en hayırlı gelişmeler olur ve takımımız artık layik olduğu biçimde yönetilecek bir sisteme kavuşur. Özant Önçağ