Bu hafta sonu Borussia Möhchengladbach-Frankfurt maçını izlerken bizi düşündüm. Borussia Möhchengladbach hafta içi Avrupa Liginde kendi evinde 2-4 yenilmiş , ligde geçtiğimiz hafta 5-0 yenilmiş. Yani bizim standartlarımızda protesto , küfür kıyamet için her şey hazır. Hatta yaklaşık 300.000 nüfuslu bu kentin insanları için 54.057 kişi kapasiteli Borissia Park stadının tribünlerini boş bırakmak için tüm mazeretler hazır.
Ama böyle olmadı. Stadın tribünleri tıklım tıklımdı. Destek mükemmeldi. Herkes lisanslı formasını , kazağını , atkısını , beresini ne varsa üzerine geçirip gelmiş , sıkıntılı bir durumdaki takımını desteklemiş ve maç sonunda Bundesliga ikincisi ve namağlup gelmiş olan rakibini 2-0 yenerek eve dönmenin keyfini yaşamışlardı.
İzmir Atatürk Stadının tribünlerinde 3.389 biletli seyirci vardı. Haydi en iyimser tahminle rakam 5.000 olsun. 80.dakikadan itibaren protestolar başlar takıma destek biter. Sonrasında da topçulara toplu ya da bireysel küfürler. Alttakilerin üsttekileri her hafta yenebildiklerini gördüğümüz bir ligde her zaman dengelerin değişebildiğini çok iyi bildiğimiz bir ligde memnuniyetsizliğimizi bu şekilde belirttik ve gösterdik. Ben bu tavrı çok garipsemiyorum ve de yadırgamıyorum. Zira biz böyle bir tribünüz. Sadece bir analiz benimkisi. Herkesin doğrusu ve mutlulukları kendinedir. Bizim tribünlerin doğruları da böyle. Mutluluğu acı çekmekte arıyoruz hep. Mutlu olmak bir yerde bizim bünyeyi bozuyor.
Maç bitiminde takımın geri çağırılıp SEVİYORUZ SENİ tezahürat ile başlarını yere eğmeleri , yapılabilecek her türlü olumsuz tezahürattan çok daha etkili oldu. Bu tezahürattır ki bu hafta sonu bizim takımın Hüseyin Hoca'ya rağmen Kayseri Erciyesspor'u rahat rahat yenmesini sağlayacaktır.
Daha önce de buradan ben defalarca yazıp anlatmaya çalıştım. Bir kez daha ifade edeyim. Armanın peşinden koşuyorsak çok sevdiğimizdendir. Birilerine küfretmek için değildir. Takımın hangi ligde kaçıncı olduğunun bizim sevdamızda karşılığı ve önemi yoktur. Aslolan armanın sahaya çıkması ve çılgınlar gibi desteklenmesidir. Şu an o armayı bu oyuncularımız – bizim oyuncularımız – temsil ediyorlarsa sonuna kadar bu insanlara sahip çıkmak zorundayız. Bu hafta sonu her zaman olduğu gibi lig sonuncusu olduğumuza aldırmadan armanın peşinden gideceğiz Kayseri'ye. Ligde ya da diğer liglerde ne olduğunun , kimin ne yaptığının ne önemi var ? Bize ne bunlardan ? Biz GÖZTEPE 'miz ile olan randevumuza gidecek , sevdamızı tazeleyecek geri döneceğiz. Yeneriz yenemeyiz ne gam. Sahada oynayanlar ile tribünde çırpınanlar bütünleşebiliyor mu ? Ona bakıcaz pazar günü. Mühteşem bir tribün olacağını biliyorum. Maçın sonucu ne olursa olsun o gün TRTSPOR koskoca stadın tribünlerinde hep bizleri arayıp bulacak. TV başından bizi izleyen arma sevdalıları gurur duyacak helal olsun size diyecek.
Bu takım pazar günü sevgi ile bütünleşecek , tribünleri ile kucaklaşacak ve 3 puanı alıp gelecek inşaallah. Hodri meydan ...
NOT : Şehrimizin sayın yöneticileri. Bu maça gelmek isteyen isim isim en az 300 kişi tanıyorum ve sizlere sayabilirim. Haydi bir destek olun. Otobüs verin bu insanlara. Onlar da başlarındaki abileri ile efendi gibi gidip gelsinler . Armayı yalnız bırakmasınlar. Zirveye çıktığımızda hepiniz bize destek için sıraya gireceksiniz. Biliyoruz. Ama bizim için ligin dibinde iken yapılan destek önemli. Seneye de seçimler var. Haydi hayırlısı bakalım....
SAYGILARIMLA...NE OLURSA OLSUN GÖZTEPE'MİZE BİR ŞEY OLMASIN...