Ayrıntılar

30 Kasım 1999 tarihinde yayınlandı.

Yaklaşık 463 m/s hızla dünya üzerindeki yere göre sabit ama uzaydaki herhangi bir cisme göre oldukça hızlı sayılabilecek hızımızla kulübümüzün kuruluşunun 79. senesine ya da 2004e ikinci ligde düşmeye namzet 10 trilyon borçlu bir futbol takımı olarak giriyoruz.

Yeni Asır AŞ üzerindeki hisselerini borçlarıyla beraber çoğunluk hissesi Sn. İskender Tuğsuza devretmiş. (Sn. İskender Tuğsuzdan birkaç arkadaş ile birlikte aldığım kişisel bilgi bu bilgiyi diğer kaynaklardan doğrulayamadım.) Yani futbol şubemiz şu anda Sn. Başkanın. Bu olay da pekçoğumuzun olması gerektiğini düşündüğü gibi genel kurul kararıyla alınmamış.

Transfer yapamıyoruz çünkü geçen seneki futbolculara 500-600 milyar borç var.

Dernek yönetimindeki pekçok kişi istifa etmiş. (muhtemeln AŞ borç riski yüzünden)

Logomuz derneğin logosu üniversiteli, 5 arkadaşımızın kurduğu bir şirkete verildi. Derneğin tek hissesi olmayan ama dernek dışında pekçok kişinin hissesi olan.

Başkanımız ve AŞnin sahibi Sn. Başkan AKPden Konak Belediyesine aday olmayı planlıyor.

Göztepe hala bağımlı bir kurum. Dışarıdan para koymakla yaşıyor. Bu insanlar nereye kadar dışarıdan para koyabilirler?

Göztepede profesyonellerin yapması gereken herşeyi amatörler yapıyor. Yönetim, promosyon malları, halkla ilişkiler, spor okullarının yaygınlaştırılması...

Dolayısıyla Göztepe amatörce yönetiliyor.

İzmirin en önemli markası ne yazık ki 2003te de amatöce yönetildi. 2004?

Basketbol ve voleybol yöneticilerinin dışarıdan para koymasıyla idare ediyor ama birinci lige çıkma şansları az gözüküyor. belki basketbol ama çıksa da ne yapabiliriz o da?

Son 20 senede değişen yönetimlerin sayısı? Futbolcuların sayısı?

6 senede harcandığı iddia edilen 55 milyon usd ve elde ikinci ligde br takım ve 10 trilyon borç. Kutlamak gerek bunları başaranları. Bingo!!!

Öyle veya böyle ister kabul edilsin ister edilmesin. Er ya da geç kendi kaynaklarımızla yaşar hale geleceğiz ya da yok olacağız. Artık en ucube kulüpler bile öyle veya böyle yapılanmaya çalışıyor. Yapamayan eskiler tarihe karışıyor. Evrendeki sürekli değişimden ülkedeki kulüpçülük te nasibini alıyor.

10.000 üye, 10.000 spor okulu öğrencisi, 10.000 kredi kartı çok mu? Yarısı hedefi bana göre bazal hedefi (1 milyon usd) karşılıyor. Bunlara forma reklamları-promosyon malzemeleri-gişe gelirleri dahil değil. Belirttiğim gibi kurumsallaşamayanların var olma şansı giderek düşüyor. İstikrarı ve kurumsallaşmayı beceremezsek ne yazık ki bizi güzel günlerin beklediğini söylemek zor.

Umarım bu seneyi düşmeden kaparız ve baştaki ekip bu yapılanmayı sağlayabilir.

Sonumuz hayrola...

2004ün camiamıza ve tüm insanlığa başarı, huzur, mutluluk ve sağlık getirmesi dileğimle.

Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Ayrıntılar

30 Kasım 1999 tarihinde yayınlandı.

Göztepe son üç senedir devam eden düşme trendine “Kendi elleriyle” olmasa da bu senelik son vermiş gözüküyor. Fakat Göztepe AŞ gelecek sene bu ligde kalabilmek için transferin önünü açmak zorunda. Bu takımı elde tutabilmek için bile en azından maaşlarının ödenmesi gerekiyor.

Geçen sene bu sıralar yalnızca adı nedeniyle değil içindeki birbirinden değerli üyeler nedeniyle herkesin ümidi olmuş olan Kurtuluş Platformu’ndan pek destek yok. Takıma tarihinin en büyük sportif başarısızlığını yaşatan İskender Tuğsuz’a tekrar seçim kazanma şansı veren, ardından onu ekarte ederek AŞ ve dernek başkanlığına Fırat Yiğit’i getiren (Sn. Deniz Kalkış Aydın Kuzu ve iki arkadaşının yetiştikleri kulübe tek bir kuruş para kazandırmadan gitmelerinin sebebinin Fırat Yiğit döneminde maaşlarının ödenmemesi olduğunu belirtmişti.) dernek yönetiminden destek yok. İzmir Büyükşehir Belediyesi Altay ve Karşıyaka’ya verdiğinin yanında devede kulak sayılabilecek miktarda 50.000 YTL’lik bir destek verdi. Muhtemelen Göztepe Konak ilçesinde olmaması nedeniyle, Konak Belediyesi’nden hiç ses yok.

Herşeyi bitirip Türkiye Kupası finalini İzmirli Bizanslılar için İzmir'e getirmeye çalışan İzmir Ticaret Odası ise Altay’a ve Ksk’ye verdiği bilet desteği bir yana kendi yönetim kurulu kararını hiçe saydı ve geçen hafta Yenigün’de çıkan haberde de gördüğümüz gibi maç kazanarak hak edilmiş destekleri bile vermedi. İzmir Ticaret Odası Altay ve Karşıyaka Ticaret Odası mı ki tek bu iki kulübe bilet desteği veriyor? Sn. Ekrem Demirtaş Göztepeli olarak bildiğimiz biri, yönetim kurulunda da Göztepeli olarak bilinen insanlar var. Bu Göztepelilikler yalnızca teoride mi? Bildiğimiz kadarı ile yönetim kurulu kararı ile alınan bir destek neden verilmiyor? Sorun güvensizlik mi? Öyleyse destek bir basın toplantısı ile verilir ve herkesin gözü önünde var olan açıkların bir kısmı kapatılır, olur biter. Sorun bir zamanlar Sn. İskender Tuğsuz’un ettiği sözler ise şu anda başkan Sn. Uğur Bostancıoğlu.

Göztepe’nin yok olmadan yaşayabilmesi için dernek ve AŞ yönetimi-teknik direktör çatışmalarına değil bir araya gelmeye ihtiyacımız var. Sorun ne ise bir araya gelin ve çözün, Yoksa seneye çok geç olacak.

Yenigün 20 Nisan 2006 

Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Ayrıntılar

30 Kasım 1999 tarihinde yayınlandı.

İletişim Kitapevi bu ayın başında “İnadına Göztepe” adlı bir kitap çıkardı. Yakın dostum Serkan Boyacıoğlu’nun derlediği, Tanıl Bora editörlüğündeki kitap Karşıyaka’nın ortasında yetişip iki oğlunu da Göztepeli yapan 2004’te kaybettiğimiz Ahmet Yılmazer’e adanmış.

Kitap bir Göztepe tarihi kitabı değil. Göztepe’nin tarihi, taraftarı, çöküş sebepleri, yaptıkları ve yapamadıkları nedenleriyle incelenmeye çalışıldığı bir derleme.

Halit Kıvanç’ın renkli kalemi ve zengin resim arşiviyle donattığı göz yaşartıcı efsane güzellemesi harika. Murat Gültekingil’in o dönemleri ve bu dönemleri karşılaştıran yazısı bence tüm yöneticilerce okunmalı. Aydın Engin Efsane’li günlerden bugüne gelişi değerlendiren yazısında “Arı bal yapar, bala da sinek üşüşür” derken, son cümlesinde bundan sonrası için “Sonrasını bilemem bildiğim ben hep Göztepeli kalacağım, sade ve sadece Göztepeli.” demiş.

İzmirspor’da, Fb’de, İstanbulspor’da oynayan Bülent Buda Nevzat Güzelırmak üzerinden anlattığı, “Efsane takım” döneminden verdiği benim içimi titreten bir örnekte Nevzat Güzelırmak’ın uzun bir sakatlık döneminden tekrar idmanlara çıkmaya başladığı bir dönemde Hava Harp Okulu’ndan bir grup öğrencinin komutanlarından izin alarak uçaklarına sarı kırmızı boyalar ekleyerek şu anki Gürsel Aksel Stadı üzerinde yaptığı gösteri uçuşunu anlatmış. Geçen sene deplasmanda kaybettiğimiz Bucaspor maçından sonra akşama ev partisinde eğlenen oyuncularımıza ne ilginç bir olay. Anlayana...

Çağatay Çağlar renkli kalemiyle rahmetli Atalay’ı, dostum Mehmet Altan YALI, GöztepeLIST ve Uniforce’u, Birol Özsandık yelkencilerimizi, Gencer Aydar ve Saltuk Özertürk ve Serkan Seymen ağlatan cümlelerle yeni nesil Göztepelileri ve inadına sevgiyi, Özant Önçağ Antalya mahşerini, Serkan Boyacıoğlu Göztepe 2025’i, Sinan Genç Göztepe muhabirliğini, Oğuz Sarvan nasıl Göztepeli olduğunu ve Göztepeli hakem iken Göztepe maçı yönetmeyi, Fatma Aydın kadın gözüyle Göztepeli olmayı anlatmış. Ahmet Talimciler sosyolog gözüyle son 15 yılda gerileyen İzmir futbolu ve Göztepe’yi irdelemiş. Hakan Taşpınar herhalde yeryüzünde en çok Göztepe maçı seyreden insanlardan biri olan Fethi Yurttaş ile “Efsane” dönemi ve bugünü karşılaştırmış. Ben kurumsallaşamama sürecimizi incelemeye çalıştım. Sonuç olarak İsmail Özelçinler, Metin Gökalp, Yiğiter Uluğ, Okan Yüksel, Gülru Melisa Tiryaki ve Tanıl Bora’nın da katkılarıyla 226 sayfalık eser ortaya çıkmış.

Yazısının sonunda oynadığı takımları sayan ama “Hep o efsane takıma öykündüm, keşke ben de onların arasında olsaydım dedim olmadı… Yıllar sonra bu vasıta ile Göztepe’nin içinde olmak benim için onurların en büyüğü…Tek bir şansım olsa ve sorulsa “Neyi yaşamak istersin?” diye “o yıllar” derim.” diyen Sn. Buda’nın yazısını ve çeşitli yerlerinde gözyaşlarıma hakim olamadığım birbirinden güzel 23 yazıyı 26.000 bileti alınmasına rağmen 8.000 seyirci toplayabilen, Göztepe’nin tarihi boyunca elde ettiği başarılara önümüzdeki yüz yıl içinde bile ulaşması zor kulüplere her türlü desteği verip Göztepe’nin hakkıyla elde ettiği destekleri vermemek için direnenlerin, iki İzmir takımının Türkiye Kupası finali oynadığı günlerden bugüne gelişi sorgulamayıp, İzmirli olarak bana küçük düşürücü gelen, iki İstanbul takımının Federasyon Kupası finalini İzmir’e getirmek için “Özel uçak verelim.” fikrini yaratanların, Göztepe’yi en üst ligden dördüncü lige düşürenlerin, taşıdıkları formanın değerini bilmeyen, yetiştiği kulübe tek kuruş para kazandırmadan giden ve gitmeye çalışan futbolcu ve sporcularımızın ve camia büyüklerimizin ve tabii ki tüm Göztepelilerin okumasını tavsiye ediyorum.

Kitap D&R internet şubesinde 9.86 YTL.

Son söz; teşekkürler Serkan Boyacıoğlu. Teşekkürler Tanıl Bora, teşekkürler İletişim Kitapevi.

Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Ayrıntılar

30 Kasım 1999 tarihinde yayınlandı.

Ülke yönetiminin üst katlarındaki adaleti simgeleyen  teraziler üzerinde bazılarına göre kılıç kalkan, bazılarına göre de halat çekmece oyunları oynanırken, "Göztepe'yi yönetenlerin  arasında Göztepeliler bulunsun mu, bulunmasın mı?" sorusunun yanıtı bir kısım insanımızın çok umrunda değilse de, Göztepe'ye gönül verenleri oldukça ilgilendirmekte...
***
İmam Altınbaş Sinan Genç'e verdiği röportajda "Biz konuşmayı değil, başarmayı seviyoruz. Tüm Göztepeliler gibi. Holding olarak camiamızla kucaklamak istiyoruz. Hatta onların da içinde olduğu yeniden yapılanmayı ciddi şekilde düşünüyoruz. Göztepe'yi dünya kulübü yapacağız. Ama bu herkesin desteğiyle olur. Altınbaş Holding var diye herkes kenara çekilirse dünya kulübü olamayız. Kimileri fikirleriyle, kimileri ekonomik desteğiyle, kimileri de zamanıyla kulübe katkı vermeli. Göztepe'ye herkesin vereceği bir şeyler vardır." şeklinde konuşmuş.
***
Þüphesiz ki dünya kulübü olabilmek uzun soluklu bir sosyal mühendislik yolculuğudur. Peki, sosyal  yapıyı anlayıp, uyum sağlamadan geliştirilecek sosyal mühendislik proje(leri) işlevsel ve/veya verimli olabilir mi?
***
www.goztepelist.org'da yapılan ankette 984 katılımcının %88.4'ü yapılacağı iddia edilen Göztepe Spor Kulübü Genel Kurulu’nda Yönetim'de camiaya yakın isimlere de yer verlmesini uygun bulmuş.
***
Göztepe'yi yöneten sistemin içinde Göztepeliler de bulunmalıdır. Bunun faydasının yanında zararları da olacaktır (o var niye öbürü yok vs) ama faydaları şüphesiz ki faha fazla olacaktır.
***
Mevcut yönetim mutlak iktidarlarının ilk senesi içinde Göztepe'nin, onun taraftarının ve camiası olarak nitelendirilebilecek kitlesinin sosyolojik yapısını, düşünsel dinamiklerini, bu ülkenin diğer taraflarına pek benzemeyen, ülkemizi halen yönetenlerin "Gavur" olarak nitelendirdiği İzmir'i, onun yapısını ve iç dengelerini algılamakta ve uyum sağlamakta güçlük çekmiştir.  Altınbaş grubunun şu an için ne paraya, ne de emeğe ihtiyacı varmış gibi gözükmemektedir. Þu anki statüko dahilinde parayı kendileri koymakta, emeği de para ile satın almaktalar. Buna mukabil, kanımca yönetime alınacak Göztepeliler başarı için insanları biraraya getirme, başarı ya da başarısızlığı, iyi günü, kötü günü "paylaşma", izmir'i anlama ve ilişki kurma konusunda faydalı olacaktır. Başarı paylaşılmazsa, onu kazanmanın anlamı var mıdır? Altınbaş Holding var diye insanların geri çekilmesini istememek, dünya kulübü olabilme yolunda  oldukça mantıklıdır, bununla birlikte yönetim kademeleri içine Göztepeli olan insanları almamak bu mantıklı yolda tutarsızlıktır. Öyle ya da böyle, Göztepeliler arasında fikir, zaman ya da ekonomik destek verebilecek pekçok insan bulunmaktadır. Yöneten sistem içinde  profesyonel ve/veya amatör Göztepelilerin de bulunmasının bir başka faydası da iç muhalefet olacaktır. Bu sene de görüldüğü gibi profesyonel yönetim demek sıfır hata demek değildir. Birilerinin olası  hataları gerçekleşmeden söylemesi şüphesiz ki oldukça faydalı birşeydir. 
***
Bu ülkede iyi varsa, kötü ve çirkin de mevcut. Göztepe de bu ülkenin bir parçası ve kapalı kaplar kanunu evrensel ise, Göztepe insanlarının yarattığı basınç ülke topraklarının halkı ile eşit olacaktır. Evet futbol takımını inanılmaz bir hukuki ve sportif başarı öyküsü ile amatör kümeye düşürenler, üye defterlerini kaybedenler, üye sayısını ne olduğu anlaşılmadan yaklaşık %90 tırpanlayanlar, genel kurulda oylama yaparken kabul edenleri sorup, etmeyenleri sormadan "kabul edilmiştir" diyebilen Divan başkanları Göztepeliydi. Tüm bunlara karşı varını yoğunu bu kulüp için harcayan, öyle ya da böyle kulübü götürmeye çalışan, kulübe Federasyon Kupaları, Cumhurbaşkanlığı Kupası, şampiyonluklar kazandıranlar, Avrupa kupalarında yarı final oynatanlar da Göztepeliydi.
***
Velhasıl kelam Altınbaş Holding'in kulüp üyeliklerini eski üyelerin haklarını gözeterek yeniden düzenlemesini, Göztepelilerin de içinde bulunduğu yeniden yapılanmayı İmam Bey'in kendi deyimiyle "başarmalarını" bekliyoruz. Lütfen en kısa sürede başarınız.

Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.