- Ayrıntılar
Gazetenin başlığı Göztepe nereye? 1 Eylül 1997'ye ait. Beylerneyi'ne 3-1 yenildiğimiz haftanın ertesi. Düzcespor bir önceki hafta Kuşadasından 6 yemiş. Biz ümitlerle gitmişiz. Fakat sonuç hüsran. ne yazık ki 4-0.
Haberin yazılımında Sinan Genç'in yorumunda sanki daha o sıralardan Yeni Asır bu işe göz koymuş gibi bir durum var.
Ardından malum 4-5 hafta sonra Yeni Asır çıktı ve bugünlere geldik.
Bugün gelinen noktada tekrar yuvadayız ve de 9 trilyon borcumuz var.
Olsun umutluyuz yeniden. Umut olmasa zaten...
Muhtemelen kombinelere ihtiyaç yoktur ondan çıkmıyordur. Hem 18 sene sonra çıktığımızda bile ihtiyaç yoktu. Üzmeyelim kimseyi.
Bir de büyüklerimizin içki sofrası arkadaşı amigomuzun muhabirimiz Çağatay Çağlar'ı tartaklaması olayı var. Tüzüğe göre cezalandırılması lazım ama tüzüğe göre genel kurulun da devlet büyüklerine şov mekanı haline getirilmemesi gerekiyordu. Bulandırmayalım ortalığı...
Ne gerek var ki bunlara. Üzmeyelim büyüklerimizi.
Şey sorusunu da sormamakta fayda var... Son 20 yılda profesyonel taraftarlık müessesine harcanan
paralarla Seferihisar'dan kaç dönüm arazi alınırdı?
Her neyse üzmeyelim kendimizi....
Herşey Göztepemiz için...
Oğuz Reşat Sipahi
http://www.sipahi.tk
var site="sm4goztepelist"
<br><a href="http://sm4.sitemeter.com/stats.asp?site=sm4goztepelist" <br>target=_top> <br>img src="http://sm4.sitemeter.com/meter.asp?site=sm4goztepelist" <br>title="Site Meter" border=0></a> <br>
STAT: 18 Temmuz
HAKEMLER: Metin Seval *, Cengiz Ozkaya *, Nurullah Babür *
DOZCESPOR: Suat *** -Serkan ** (Ersin *), Hakan ***, Abdülkadir ***, Sedat ***, Ozcan ***, Ali Kemal ***, Seyhan *** (Şahin *), Tekin ***, Gökhan **** (Murat **), Volkan ****
GOZTEPE: Murat * -Gökhan * , Şevket *, Engin *, Cengiz *, Burak *, Taşkın *, Bilal * (Ismail *), Erkan *, Can *
(Tacettin *), Alican * (Harun *)
GOLLER: Dk. 51-90 Volkan, 59-73 Gökhan
SARI KARTLAR: Serkan, Ozcan (Düzce), Cengiz (Göztepe)
KIRMIZI KART:Dk. 77 Engin (Gözıepe)
NE UMDU, NE BULDU ?
Göztepe, üç puan için gittiği Düzce'de de umduğunu bulamadı. Sarı-kırmızılı ekip, özellikle ikinci yarıdaki berbat futboluyla yenilgiye davetiye çıkardı ve sahayı 4-0'Iık hezimetle terketti. Beylerbeyi yenilgisiyle sarsılan .Göztepe, ilk maçında Kuşadası Gençlik'ten 6 gol yiyen Düzcespor'u yeneceğini umarken çetin cevizle karşılaştı. Karşılaşmanın ilk yarısında gol atamadı, ancak yemedi de... Ne olduysa, ikinci yarıda oldu. 51. dakikada Hakan sağdan ortaladı, Gökhan topu Volkan'a aşırdı. Göztepe'nin eski futbolcusu Volkan, kafayla golünü atmakta zorlanmadı: 1-0. 59. dakikada Ali Kemal'in serbest atışında Gökhan iyi yükseldi ve
skoru 2-0 yaptı. 73. dakikada defansı çizgi halinde yakalayan Gökhan, kaleciyle karşı karşıya kaldı ve farkı üçe çıkardı. 77 .dakikada Engin'in çift sarı karttan oyun dışında kalmasıyla iyice dağılan Gözıepe, son dakikada Volkan'ın ayağından bir gol daha
yiyince sahadan 4-0 yenik ayrıldı.
Düzce maçının bitimiyle birlikte Göztepe cephesinde olaylar çıktı. Bu uzak deplasmana takımlarını desteklemek için Düzce'ye giden, kilometrelerce yol kateden, yorgun düşen 50 kadar sarı-kırmrzılı, tarattar, ikinci yarıda gelen berbat gollere isyan etti. Başkan Kamil Uçar ve Teknik Direktör Fevzi Zemzem aleyhinde tezahürat yapan tarattarlar, ''Uçar, bu mu senin efsanen?'', ''Sen oyna Uçar, sen oyna'', ''Uçar istifa'' diye bağırdılar. Öfkeli tarattarlar, Zemzem'i de istifaya çağırdılar.
Göztepeli tarattarlar Göztepe soyunma odalarrna giderek takımı protesto etti. Polis koridorundan sıyrılan bir bir grup tarattar futbolcu ve teknik adamlarla tartışıp üzerlerine saldırdı. Bir anda soyunma odaları birbirine g;rdi. Teknik Direktör Fevzi Zemzem, tarattarların elinden güçlükle alındı. Polisin müdahalesiyle olaylar güçlükle yatıştrrıldr.
Başkan Kamil Uçar maçtan sonra, ''Beni tarattarlar i yönetmeye kalkıyor'' diyerek tepkisini ortaya koyarken, Teknik Direktör Fevzi Zemzem, ''Amigo Ismail çok sinirliydi. Onu yatrştrrdım'' yorumunu yaptr.
Uçar tarafından görevlerinden alınan Iskender Tuğsuz ve Yahya Çaldrran, maça gitmedi. Takımı sahaya, yönetici Birol Ülkü çıkardı.
Düzcespor'da yrllarda futbol oynyan Engin, Murat ve Taşkın, eski takım arkadaşlarıyla hasret giderdi. Göztepe'nin kaleci Murat'a karşılık verdiğ! Volkan da eski takım arkadaşlarıyla uzun sure sohbet ettı. Volkan, Düzcespor forması ile Göztepe'ye iki gol atarak adeta hesap sordu.
Düzcespor tarattarları, eski oyuncuları Taşkın, Engin ve Murat'la sürekli uğraştrlar, ağza alınmayacak küfürler ettiler.
6 yıl Düzcespor formasını giyen Taşkın'ı, babası Tahsin Bey de izledi. Tahsin Bey, oğluna küfredilmesine dayanamadı,
stadı terketti.
-
Hatalar Zinciri
Sinan Genç
Göztepe, uzun ince, üstelik karanlık bir yolda ilerliyor. Bu yıl1. Lig'e yükselme, gelecek yıl Türkiye Kupası'nda final oynama, bir sonrakı yılda da Avrupa sahalarında boy göstermek gibi ucuz hayaller, hemencik suya düştü. Kuşadası Gençlik'in 6 çektiği bir
takımdan 4 gol yiyen takımın halinı, varın siz hayal edin. Bu anlayışla, bu kadroyla bırakın 1 Lig'e çıkmayı, Play-Off'a kalmak bıle mmkün değil. Geçen yıl son anda ipten dönen takım, bu yıl uzun ince, üstelik karanlık bir yolda sağa sola toslaya toslaya gidiyor .
Göztepe, bu yıl ne transferde başarılı, ne de oluşturduğu ortamda... Yöneticiler birbirlerine küs, futbolcular huzursuz, taraftar isyanda... Sonuçta hep hüsran, hep gözyaşı... Göztepe, dünkü maçı, daha sahaya çıkarken kaybetmişti. Çünkü, takımın kurgusu yanlıştı. Eğri oturalım, doğru konuşalım. Genç Alican'ın bu maçta ne işi var? 17 yaşındaki bu körpecik çocuğu böylesine bir zor maçta arenaya atmak, mantıklı bir karar olmasa gerek. Bu acayip tercih yüzünden hem Göztepe defansı zarar gördü, hem de Alican...
Ikincisi, Burak'ın ilk 11 'de yer almasıydı. Bir hafta önce sözleşme imzalayan, imzadan öncesine dair, "Idman yapmıyorlar, dalga geçiyorlar'' yorumuyla damgalanan Burak ilk 11 'Ie sahaya çıkıyor, Tacettin ise sonradan oyuna sokuluyor. Takım 2-0 yenik durumdayken Alican oyundan alınıp, sahaya yine bir defans oyuncusu, Harun sürülüyor, bu da üçüncü büyük hata...
Her neyse... Olan oldu. Göztepe'nin şanlı geçmişi, Düzcespor gibi sıradan takımlar karşısında alınan yenilgiyle bir darbe daha yedi.
Bu gidişle Göztepe taraftarlarına daha nice acılar yaşatacak. Araba çamura battıktan sonra yol gösteren çok olurmuş. Ben daha şimdiden, ikinci haftadan uyarıyorum: Bu gidiş, iyi değil. Camia, bu enkazı hemen kaldırmalı. Hemen şimdi...lş işten, geçmeden"
- Ayrıntılar
Göztepe'mizin geleceğini tartışmak üzere organize ettiğimiz "Göztepe 2005-Göztepe 2025 isimli toplantıya katılan Sn iskender Tuğsuz, Sn. Levent Ürkmez, Sn. Bülent özkul, Sn. Coşkun Gencerler, Sn. Yusuf Muhafız, Sn.Ömer Dinçer, Sn Mehmet Ali Okumuş'a, Sn. Feyzi sürücüoğlu'na, Sn. Çağatay Çağlar'a teşekkür ederiz. Bu toplantıyı organize etmeye Mart ayı için karar vermiştik ki bu ihtiyaç Ocak'tan beri açıkça ortadaydı. Mart ayında o anki karışık durumdan dolayı uygun ortamı oluşturamamıştık. Kısmet Temmuz ayınaymış.
Toplantının en büyük eksiği Sn. Feyyaz Gülmen idi. Ne yazık ki kendisi katılamadı.
Davetlilerin %50'sinden fazlası geldiği için kendimizi başarılı buluyoruz.
Moderatörlüğünü Sn. Özant Önçağ'ın üstlendiği toplantıya büyüklerimiz için saygı duruşuyla başladık. Ardından Sn. Oktunç Güloğlu'nun hazırladığı sunum barkovizyondan gösterildi. Göztepe tarihinden kısaca bahsedildi ve bugüne kadar yapılamayablarda taraftarın hiçbir suçu olmadığı bir kez daha belirtildi. Ardından Sn. Tığsuz şu anki durum hakkında geniş bilgi verdi. Lisans çıkarma içintek sorunun Tayfun'un ikna edilmesi olduğunu belirtti. Ortada futbolculara 1,5, vergi +ssk ödemeleri olarak 6 olmak üzere 7,5 trilyon borç olduğunu belirttiler.
Acil olarak camianın ileri gelenlerinin Sn. Dinç Bilgin ile görüşmek zorunda olduğu ve AŞNin bu şekilde devam etmesinin Göztepe'ye zarar verdiği Göztepe'yi borçsuz bir şekilde bırakmaları gerektği ama bunu için de borçların ödenmesi gerektiği bunun zor olduğu belirtildi. Gelecek hakkında konuşmalar ne yazık ki günün sorunlarından dolayı beklediğimizin ve planladığımızın çok altındaydı. Profesyonel yöneticiliğe geçme zorunluluğu, spor okullarının geliştirilmesi, dergi ve kredi kartına özenmek gerekliliği, logolu mal satışı için uğraşılması, her sene bütçenin en az %5'inin yatırıma yönelendirilmesi gerekliliği konuşulan başlıca önerilerdi.
Bu sene başarısız olunursa sorumluluğun kendilerine bağlanamayacağını söyledi Sn. Tuğsuz bir soru üzerine.
Bütün bu öneriler ne kadar dinlenir bilmiyorum ama 78 seneyi ıskalamış bir camia olarak daha fazla ıskalamaya devam edersek sonumuzun nereye gittiği belli. Lisans çıkaramazsak amatör kümede en çok taraftarı olan takım olarak endam etme durumunda kalabiliriz.
Sn. Yusuf Muhafız zamanında Seferihisar'dan 100 dönüm arazi alınması için yöneticilere adeta yalvardığını ama kimsenin dinlemediğini 55 milyon dolara gökdelenlerin dikilebileceğini ama ortada tek metrekare arazi olmadığını olanların kötü yönetim olduğunu söyledi.
Ben de Ersin ve diğerlerinin maaşlarının ödenmemesi nedeniyle serbest kalmalarında payı olanların cezalandırılması gerektiğini bunun kötü yöneticilik olduğunu kendi hakkını koruyamamak olduğunu belirttim.
Sn. Serkan Boyacıoğlu kentkart önerisini açtı kentkartlardan her otobüse binişte 10 bin TL fazla alınsa ve bu para bir havuzda biriktirilse ve kulüplere dağıtılsa olarak özetlenebilir ya da her taraftarın kendi takımına ait kentkartı alması ve bu kartlardanbiriken paraların o takımlara dağıtılması.
Sn. Levent Ürkmez, Sn. Ömer Dinçer ve Sn. Coşkun Gencerler takımın AŞ olduğu süreçte başka bir şansın olmadığını en başta lale devrinin yaşandığını çok paralar harcandığını ama özellikle Aydın Bilgin döneminde hiçbir önerilerinin dinlenmediğini ve dışarıda bırakıldıklarını, Hamdi Türkmen'in kendilerini kucakladığını ama onun da kararalırken kendi kafasına göre hareket ettiğini belirttiler. Sn. Uniforce logolu ürün satışıyla ilgili kendi projelerini sundular. Ben de GöztepeLIST olarak planladığımız kulübümüze bir arazi satın alma planımızdan bahsettim.
Ayrıca profesyonel taraftarlık için harcanan, verilen biletler kadar bile yatırım yapılmamasından dem vurdu Sn. Feyzi Sürücüoğlu.
En az 1,5 triyon bütçeli, süperligdeyken 5 trilyon bütçeli bir oluşumu amatörlerle yönetemezsiniz. Her sene taşıma su götürerek te başarı elde edemezsiniz. Bu kulübün acil olarak yeni gelir kaynaklarına, eldeki kaynakların iyi kullanımına ve senelik en az 1,5 trilyonluk bir bütçeyi kendi olanaklarıyla yaratabilecek bir sisteme ihtiyacı var. 80. yılımızda da kişilere bağlı, amatörce yönetilen, tek bir metrekare arazisi olmayan bir kulüp olmak istemiyoruz.
Toplantıda emeği geçen Sn. Sedat Yazıcı'ya, Özant Önçağ'a, Tolgay Okumuş'a, Oktunç Güloğlu'na, emeği geçen diğer arkadaşlara, katılımcılara ve Best Western Otel yetkililerine teşekkür ederim. Kısa veya uzun vadede bir yararı olacak mı göreceğiz. İnşallah faydalı olur.
Herşey sadece Göztepemiz için
Oğuz Reşat Sipahi
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
- Ayrıntılar
Bütün bu olanların ardından istek üzerine en azından kendi adıma üstüme düşeni yapayım, biraz beyin fırtınası oluşturayım dedim. Fakat henüz soru işaretleri çok olduğu için Ferit Tüzün'ün "Esintileri" kıvamında birkaç dakikalık meltem tadında bir seri spekülasyon çıktı ortaya.
Bundan sonra neler olabilir?
Bir seri mucize gerçekleşip kümede kalabiliriz bu hala mümkün. O zaman AŞ muhtemelen devam eder 6 milyon USD'yi bırakacaklarını sanmıyorum. Tabii yine aynı yere geleceğiz Haziran'da Feyyaz Gülmen devam eder mi? Dinç Bilgin'den başkası bilemiyor bunu. Hoca devam eder mi? Ligde kalırsak başarılı olmuş olur başarılı olduğu için kalması zor. Başarılı olduğu için daha çok para isteyecektir. Daha çok para ise racona ters gelir. Futbolcularinsa AŞ geleneğine bağlı olarak yarısından fazlası gider biz de seneye aynı bekleyişe devam ederiz düşecek miyiz, düşmeyecek miyiz? Muhtemelen futboldan gelecek para vasıtasıyla basketbol ve voleybol tekrar birinci lige çıkar. AŞ yine kalıcı yatırım yapmak istemeyince zorunluluk olmazsa bu şekilde devam eder tapusuz olarak yaşamaya devam ederiz. Kaplumbağa misali oradan oraya gittiğimizi öğreniriz yine akşam haberlerinde.
Ligde kalamazsak o zaman ruletteki kadar ihtimal var.
AŞ devam ederse:
öncelikle hedef ne olacak ligde kalmak mı şampiyonluk mu ki ligde kalmayı hedefleyince genelde düşüyoruz.
Feyyaz Gülmen devam edecek mi? Yine Dinç Bilgin bilir.
AŞ yatırım yapacak mı yoksa belediyeden gelecek para+üç beş kuruş hasılat mı olacak gelir? AŞden yatırım yapılırsa ya da sponsor bulunursa ne ala, olmazsa zaten yine kümede kalmaya oynarız.
Derneğe devir ederler mi? Vergi borcu nedeniyle zor gözüküyor. Olay çıkarttırıp apartopar zorla devredebilirler ya da borcu ödeyip devredebilirler.
Hocanın kim olacağı da iddiaya bağlı.
AŞ devrederse bu sefer derneğe kalacak iş derneğin şu anki yapısıyla bu işi götürebileceğini sanmıyorum. Bu durumda yeni bir firme bulunmaya çalışılabilir. İzmir'de bu işe kalkabilecek başka bir şirket olduğunu sanmıyorum. Belki BTM olabilir ama Levent Başkan'ında böyle bir işe girişeceğini beklemiyorum. Star grubuna yanaşılabilir ama onların da liglerdeki üçüncü takımı olacak pek sıcak bakarlar mı? Belki de gizli sahibimiz olan Turgay Ciner... Ne düşünür hedefi ne olur? Kimse bilemez.
Burada her halukarda nasıl bir gelecek sorusuna yanıt aramak da gerekir bu esinti içinde.
Eğer tekrar düşeceksek ya da kalmamız için gerekli yatırım yapılmayacaksa hiç çıkmayalım diye düşünüyorum. Kalsak ta düşsek te bu bir-iki sene içinde yapılanalım tesislerimizi yapalım, kulübü profesyonel yapıya kavuşturalım, ilk kez bir hoca ile sürekli olarak 6 aydan fazla çalışmayı başaralım. Dergimiz ile kredi kartımız ile uğraşalım, Urla'ya mı nereye olur tesislerimizi yapalım. Bir salon yapalım. Sonra tekrar çıkmak için uğraşalım.
Her halükarda bu üç hafta içinde ligde kalmak için gerekli girişimlere bu üç maçın kazanılması için iç ve dış girişimlere devam edilmesi gerek. Elinde toplam 700.000 satan üç gazete ile kamuoyu yaratamıyorsan daha da söyleyecek fazla birşey kalmıyor.
Herşey sadece Göztepemiz için...
Oğuz Reşat Sipahi
http://www.sipahi.tk
- Ayrıntılar
Listenin baslıca amaçları, tüm dünyaya yayılmıs olan Göztepe taraftarını bir çatı altında toplamak, Göztepe ile ilgili dusuncelerini birbirleriyle, gazetecilerle ve en üst düzey Goztepe yöneticileriyle daha rahat, uygarca, sansürsüz ve küfürsüz (dusuncelere karsi sansursuz ama herhangi bir kisiye veya kuruma karsi kufurlere sansurlu) şekilde paylaşabilecekleri bir ortam olusturmak ve Goztepe'nin haklarını güncel yasamda ve elektronik ortamda koruyarak, tepkilerini daha beraberce verebilen bir sosyal yapi meydana getirmekti.
Bu üç sene zarfında burada ana hatlarıyla belirtilen amaçlara bağlı kalındığını belirtmem gerek Burada değişen tek şey sansür konusunda oldu. Çok şikayet edilen sansür ki bugünden bakınca bizim yani moderatörlerinde bazı hataları olduğunu görüyorum, sıfır düzeyine yakın uzun süredir.
Üç senedir yaklaşık 10.000 mesaj atılmış listeye, ortalaması 8-9. 25-40lı rakamlara kadar çıkmakla beraber 1'e kadar düşebiliyor. Sitenin içindeki diğer forumlarımıza ki o da 2001 Aralaık'tan beri hizmet veriyor yaklaşık 10.000 mesaj da oraya atıldı. Yani yaklaşık 20.000 mesaj atılmış. Oldukça ciddi bir rakam.
Taraftarların Goztepe ile ilgili düsüncelerini en iyi ve direk şekilde belirtebilmeleri için en bariz yolun Goztepe Spor Kulubu'ne uyelik olduğundan hep bahsedildi bu listede ve sitede herhalde son üç senede liste kaynaklı 70-80 kişi kulübe üye oldu ki son kongrede de orada bulunan üyelerin en az 1/3'ü benim listten tanıdığım insanlardı.
.
Ceşitli şehir ve semtlerdeki taraftarların daha iyi organize olabilmeleri için yerel Göztepe Taraftar dernekleri kurulmasi gerekliliğinden bahsettik çokça, ne yazık ki İstanbul ve Ankara'da dernekleşemedik ana sorun dernek merkezi oldu ama iki şehirde de dernek yapısına yakın bir şekilde organize olundu. İzmir'de ise bu işin ilk girişimini amigomuzun yapması gerektiğini düşündümüzden bu işe girişmedik.
Goztepe'nin kendi stadının ve güvenlik kuvvetlerinin olması gerekliliğinden hep bahsettik daha bahsetmeye devam edeceğiz.
Federasyon, MHK, İzmir milletvekilleri ve medyaya Göztepe ile ilgili duyarsızlıkları hakkında tepkiler sürekli verildi hatta son zamanlarda birtek biz epki veriyormuşuz gibi oldu, özellikle Gs maçında Digitürk'ün yaptığı seviyesizlik karşısında AŞ ve Dernek yönetimlerinin sessizliği liste üyesi pekok kişiyi rahatsız etti. Pekçok bildiri yayınladık hiçbiri için olumsuz tepki almadık. Bu konuda Göztepelilerin sesi olmayı başardığımızı düşünüyorum.
Göztepe AŞ'nin halka acilması ve bu yolla sermaye arttırımı yapılarak tesislesme ve stadlaşma bu forumlarda çok tartışıldı ama herhalde kuyuya konuşuyor olmak en sonunda insanları küstürdü.
Goztepe'nin bir marka olarak isim hakkını alması ve kaçak Göztepe hediyelik eşyalarının satışlarının engellenmesi konusunda çok kamuoyu yaratıldı ama ne dernek ne de AŞ yönetimi bu konuda yeterli hareketi gösteremedi. Bu konuda üç sene öncekine göre oldukça yol alındı ama ürün çeşitliliği hala minimal düzeyde.
Göztepe Marşı bu forumlarda ortaya atılıp yönetimden yanıt bularak gerçekleşen konulardan biri.
Resmi sitenin geliştirilmesi ve buradan e-ticaret yapılması konusunda birtakım adımlar atılmış olsa da tam ıturmuş bir sistem elde edilemedi.Burada e-ticaret yapmak üzere kurulan sitenin serverlarının güvenilirliği ve kendimize ait bir sanal pos almakta gecikmemiz etkin oldu.
Holiganizme karsi yaptırımlara hangi eylemlere ne tip yaptirim getirilecegi hakkinda ulusal objektif kriterlerin ortaya konulmasi icin kamuoyu yaratmak sırf holiganizm değil ülkemizde futbolda, basketbolda yayın gelirleri-hakem hataları-sponsor dağılımı gibi konularda yaşanmakta olan adaletsizlikle çok uğraşıldı herhalde bu ülkede üçlü oligarşi sistemine en çok karşı çıkan grup Göztepe taraftarı, bu taraftarın yarı sanal-yarı gerçek temsilcisi olarak GöztepeLIST idi. Fakat 100 yıllık sistemin yıkılması için sadece bizim karşı çıkmamız yeterli olmadı. Ülkemizi UEFAda en üst düzeyde temsil edenlerin bu sistemi ben kurdum bu sistem adildir demesi zaten ülkemizde bazı şeylerin değişmesinin zorluğunu ortaya koyuyor. Bu gösterdiğimiz tepkilerin üçlü oligarşi yönetim kurullarına, ulusal spor kuruluşlarının gündemlerine kadar gitmesi en azından bu kaar insanın boşa kürek sallamadığını düşündürüyor ama statükoyu değiştirmeye gücümüz burada da yetmedi.
Göztepe taraftarına ve diğer takım taraftarlarına bir rehber olarak Göztepe Taraftar Anayasasının hazırlanması, ve oylanarak kabul edilmesi ki bu Türkşye'nin ilk sivil anayasasıdır. Bu Sn. Birol Özsandık'ın parlak beyninden çıkmış bir fikirdi biz de elimizden geldiğince bu LIST organizasyonu içinde elimizden geldiğince değerlendirdik, ulusal düzeyde olsun yerel düzeyde olsun medyada oldukça yer buldu. Fakat bizim daha radikal taraftar gruplarımızdan oldukça sert tepkiler aldık.
2001 sonlarında üye sayısı olarak tepe sayıya ulaştık uzun süredir plato çiziyoruz.
GöztepeLIST Organizasyoınu bu üç sene içinde sistemin de zorlamasıyla bir taraftar derneği gibi davranmak durumunda kaldı. Şu ana kadar dernekleşmememizin sebebi ise bu konunun getirdi-ği sorumluluklar olarak özetlenebilir.
Üç senede Göztepe taraftarı kendini ifade edebileceği güzel bir platform oldu listemiz.
Sitemizse internet ortamında Göztepe deyince akla gelen ilk site oldu genelde. Röportajları ile, maç görüntüleri ile, en güncel haberleri ile en güncel Göztepe sitesi olmaya da devam ediyor. Canlı yayın ile (her ne kadar sürekli hale getiremediysek te) taraftarlarımıza maçları aktarmaya çalıştık. Kalitemiz ulusal düzeyde aldığımız ödülle tescillendi. Kulübe ait ne varsa anasayfamızdan görülebiliyor. Ne yazık ki resmi sitemiz goztepe.org.tr de bile bulamadığımız pek çok ayrıntı sitemizde var. (spor okulları-kredi kartı-dergimiz-kulübümüzün tüzüğü vs ) Bu içeriğiyle senede 120.000'in üzerinde tekil hit alıyor sitemiz.
LIST bünyesinden bayanlar kolu-Uniforce gibi yeni gruplar da çıktı. Göztepe için üniversite temsilciliği kavramını ilk ortaya koyan listemizin ilk temsilcileri olan Hasan Ayar, Serdar Orpak arkadaşlarımız diğer üniversitelilerle Uniforce'u kurdular. Simge Yılmaz ve arkadaşları ise Göztepe için bir ilke imza attılar ve bayanlar kolunu kurdular. LIST bu iki grubun da kurulması için iyi bir nüve gördü ayrıca hala beraber çalışmaya devam ediyoruz. Göztepelistanbul ve GöztepeLIST-Ankara ile üç büyük şehirde ciddi bir örgütlenmeye sahip olduk.
LIST bünyesinde ulusal düzeyde ses getiren pek çok organizasyona imza atıldı, tribün terörü hakkında Türkiye'nin en ünlü spor yazarlarının katıldığı bir sempozyum düzenledik. İki söyleşi organize edildi yine ulusal ve yerel ses getiren spor yazarları konuğumuz oldu. İstanbul ve Ankara dahil 20 kadar toplantı düzenledik. Pekçok insan birbiriyle bu toplantılarda tanıştı yeni dostluklar oluştu.
Amblem-slogan yarışmaları düzenledik.
Kendi gelirlerimizden kulübümüzün binasına aldığımız bilgisayar ise her ne kadar şanlı basınımız ve büyüklerimiz tarafından atlandıysa da oldukça anlamlıydı.
AŞ yapısına en büyük muhalefet buradaki sosyal yapıdan geldi. Hala da geliyor.
Yine profesyonel taraftarlık olgusuna da büyük muhalefet edildi ama adeta kulübün esas sahibi haline gelmiş olan yapı ile ancak bu kadar uğraşılabildi.
LIST dernek yöneimine iki yönetici verdi, ek olarak pekçok yönetici de buraya çeşitli aralıklarla mesajlar attı listemize ulusal ve yerel medyada sayısız defalar atıf aldı bu sitenin forumlarında yazılanlar. Benim bir önceki dönem, sevgili Ömür Nemli'ninse bu dönem dernek yönetimine katılması en başta ben dahil pekçok kimsenin hayal bile edemediği gelişmelerdi. LIST'in ilk dönemlerinde kendi kendimize atıp tuttuğumuzu düşünüyorduk. O zamanlara bakınca, şu an geldiğimiz nokta gurur verici.
Yılbaşından, LIST'in kuruluş yıldönümünden tutun, 14 Haziran'a yani kulübümüzün kuruluş gününe kadar çeşitli önemli günlerde yemekler organize edildi.
Bütün bu işler yani LIST bünyesinde yapılan bu sayısız organizasyonlar kısıtlı sayıda arkadaşımızla beraber organize edildi. Biz hepimiz amatör olarak çalıştık. Kendi çapımızda zamanımızdan ve maddi kaynaklarımızdan kaynak aktarmaya çalıştık. Hala da yapmaya çalışıyoruz. Bu aksiyon ekibini kapalı da tutmadık. Giderek genişledik. Genişlemeye devam ediyoruz.
Üç yılda çok ciddi işler yaptık umarım bundan sonra tüm üyelerimizin daha geniş katılımıyla ki buna açık olunduğuna herkes emin olailir daha büyük işler yapmaya devam ederiz.
Herşey sadece Göztepemiz için
Oğuz Resat Sipahi
http://www.sipahi.tk
var site="sm4goztepelist" <a href="http://sm4.sitemeter.com/stats.asp?site=sm4goztepelist" target=_top> img src="http://sm4.sitemeter.com/meter.asp?site=sm4goztepelist" title="Site Meter" border=0></a>
- Ayrıntılar
kitaptan bir makale seçtim ve bu sefer köşemde bu makaleyi sunarak kitabı tanıtmaya çalışacağım.
Göztepemiz ile direk alakası yok ama uzaktan bize de dokunduruyor bizdeki monarşik yapiya da.
Kitap Sn. Uluğ'un spora açılan geniş penceresinden futbolun genel sorunlarından, spor eğitimine, Süreyya'dan, nba, ncaaden oligarşi dışı kulüpler
hakkında yazılmış seçme yazılarından oluşuyor.
Tribün terörüne, amigoluk müessesine, bu müessesenin yönetimlerle ilişkisine, por yazarlığı kurumuna da az cok dokunduruyor. Yazar yazılarının sonuna bir de bugünden bakinca diye not düşmüş. O olaya 2002-2003 gözlüğüyle bakınca neler hissettiğini, varsa değişen şeyleri eklemiş.
İletişim Kitapevi'nin futbol serisinden çıkan bu son kitabı futbol yalnızca futbol değildir diye düşünen herkese, tavsiye ediyorum.
Oguz Resat Sipahi
http://www.sipahi.tk
var site="sm4goztepelist"
<br><a href="http://sm4.sitemeter.com/stats.asp?site=sm4goztepelist" <br>target=_top> <br>img src="http://sm4.sitemeter.com/meter.asp?site=sm4goztepelist" <br>title="Site Meter" border=0></a> <br>
Buyuk Olmak Uzerine
Memlekette düğün havası estiren, Başbakan Yardımcısı'na bile ''Bu maç unutulmaz'' dedirten Beşiktaş'ın Barcelona galibiyetinde, onca sevinç gürültüsü arasında küçük bir haber gözden kaçtı tabii... Maçın ardından, gazetelerdeki
notlar arasında ''Biletlerin satılmaması üzerine Beşiktaş yönetimi, açık tribünün kapılannı açtırdı'' satırı vardı, bilmem gördünüz mü? Haberin öncesi şöyle: Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi yolcuIuğunda üç maçlık paketlerin fiyatlan açık tribün 25 milyon lira, kapalı 125 milyon lira olarak belirlenmişti. Numaralıda ise bir koltuğun tek maçlık fiyatı 100 milyondu. Siyah-Beyazlı taraftarlar bu fiyatlan fahiş bulmuş olacaklar ki, satışlar arzulandığı gibi gitmedi. Olabilir, ilk duyduğumda bana da yüksek gelmişti bu
rakamlar...
Peki, kapılan açmak neyin nesi? O zaman, günler öncesinden parasını ödemiş ve biletini almış vatandaş, enayi yerine konmuş olmuyor mu? Bu adam, bir daha Beşiktaş yönetimine inanır mı ?
Futbolda başan, iki türlü adlandmlabilir: Büyük takım olmak ve galip takım olmak. Milletçe sevindirik rüzganna kapıldıgımıza göre, Beşiktaş'ın üç gol attıgı Barcelona ''büyük'' takımdır. Beşiktaşlı yöneticiler ise, kapılan açarak ve seyirci desteginden medet umarak, yalnızca o geceligine ''galip'' takım
olmayı seçmişlerdir. Bir gecede büyük olunmaz (Dünyanın en büyük kulüplerinden biri olan Barcelona, Avrupa Kulüpler Şampiyonluğu'nu bir tek kez, 1992'de kazanabilmiştir ama bu unvana daha fazla ulaşan Bayern Münih, Benfica,
Liverpool ve Ajax'a oranla çok daha popülerdir).
Barcelona'nın büyüklügü, üye sayısının 100 bini aşmasından, 98 bin koituklu stadının pek çok maçta tıklım tıklım dolmasından, formasının Tayvan'da bile satılmasından gelir. Bu büyüklükte, her
maça bilet parası vererek giren, hatta
5O'li yıllarda stadyum inşaatı bitirilebilsin diye, üç yıllık aidatlannı peşin ödeyen taraftann sevgisi ve özverisi önemli rol oynamıştır. Barcelonalılar, takımlanna besledikleri tutkuyu bir maddi
destege dönüştürebildikleri için kendilerini
kulübün gerçek sahibi gibi görürler. Deplasmana bedava otobüs kaldırsın diye başkanlanna alkış tutmazlar, stadın kapılannın açılmasını istemezler (Ola ki, birisi böylesi bir ulufe dagıtmaya
soyunacak olsa, '' Arkadaş, sen kimin kapı-
sını kime açıyorsun, kulübü mü batıracaksın?'' diye karşısına dikilirler). 101 yıllık bir gelenekten geldikleri ve ilkelerine sıkı sıkıya baglı kaldıklan için 'Barça' olmuşlardır.
Aziz Bey ya da Serdar Bey milyon dolarlan döksün, yetmezmiş gibi maça giriş bedava olsun, biz de gidip bagıralım, çagıralım, hatta takım yenilirse
futbolcuları taşıyan otobüsün camlannı kıralım ,, zihniyetinden ne kadar farklı degil mi ?
Radikal, 24 Eylül 2000
BUGÜNDEN BAKINCA: Aslında Beşiktaş yönetiminin yaptığı, belki bir ölçüde hoşgörülebilecek bir hata. Çünkü Inönü'ye gelen takım, Avrupa'nın devlerinden
biri ve belli ki, önceden bilet fiyatları belirlenirken, kantarın topuzu kaçmış ve seyircinin büyük bölümü ''küstürülmüş'' ...Böylesi önemli bir maçın boş tribünler önünde oynanması tehlikesi belirmiş... Onlara da kala kala ''kapıları açmak'' çözümü kalmış. Bundan çok daha beteri, nasıl ve ne zaman başladığını şimdi hatırlayamadığım ''Büyük başkan bilmemnereye otobüs kaldır'' tezahüratıyla simgelenen, ''profesyonel''' taraftar örgütlenmesidir.
Yöneticilerin paralı askerleri diyebileceğimiz bazı grupların uzun yıllar düzenli biçimde desteklenmesiyle tuhaf bir meslek erbabı çıkmıştır ortaya:
Kulüpten tomarla maç bileti alan, bunların bir kısmını karaborsada pazarlayarak
kendine cep harçlığı çıkaran, adamIarı sayesinde tribünlerin büyük kısmını kontrol altında tutan, pankartları, Ieyhte ve aleyhte yapılacak tezahüratı
belirleyen, gerektiğinde orkestra şefi, gerektiğinde ''tetikçi'' gibi kullanılan amigolar...
Özellikle taraftar kitlesi geniş Galatasaray-Fenerbahçe-Beşiktaş'ta gelmiş geçmiş bütün yöneticiler, yüz yüze oturup konuştuğunuzda amigolardan yaka silker ama uygulamada bu ''mutant taraftar''ı ortadan kaldırmak için hiçbir şey yapmaz, hatta kendi çıkarları doğrultusunda beslemeyi sürdürür. Amigo düzeni,
yıllar içinde Istanbul'dan Anadolu'ya, büyükten küçüğe yayılarak yurt sathında bir kangren halini almış ve yalnızca tribünleri değil, İspanyolca'da ''erkek arkadaş'' anlamına gelen bu güzelim sözcüğün anlamını da kirletmiştir. Amigo''
dan yola çıkarak şöyle bir Ispanya'ya uzanırsak, Barselona'dayken, kulübün çeşitli taraftar gruplarına, özellikle maç biletlerine para ödemeye maddi
durumu müsait olmayan bazı hatırlı taraftarlara ya da öğrencilere bedava bilet verdiğine tanık olmuştum. Ancak bunlar her maçta aynı kişilere verilmiyor, bir tür Iotarya yoIuyla haftadan haftaya farklı birilerine ''serpiştirilmesi ,, tercih ediliyordu. Nou
Camp Stadı'nda bütün koltuklar numaralı olduğu için, kulüp, bilet ''hediye ettiği'' kişilerin tribünün neresinde oturduğunu takip edebiliyor, o bölgede
herhangi bir taşkınlık yaşandığında, cezayı o taraftar grubuna kesiyordu.
KÖŞE YAZILARI
-
İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
10 May 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
-
Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
12 Nisan 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
-
Gözyaşları...
21 Nisan 2019Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
-
Göztepe TEK Büyüktür.
28 Nisan 2018Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...