Oğuz Reşat Sipahi
Göztepe yeterli transfer ve hamleler doğru zamanda yapılmadığı için bir üst lige ilk iki sıradan çıkma şansını yok seviyesine yakın düzeye indirdi...Play-off şansı ise devam ediyor…Play-off’a kalınırsa aynı şansı zorlamak isteyen yedi takım daha olacak ve bunların yani klasman birincilerinden ya da yükselme grubu üç-altıncı sıraları paylaşanlardan biri üst lige çıkacak...
***
Son dört maçtaki yedi puana ilk ve ikinci dört maçta da erişebilinseydi şu an 21 puanda olunurdu…Başka bir deyişle futbol takımı maç başı ortalama puan itibariyle üst lige direkt çıkma ile ilişkili seviyelere ancak son dört maçta ulaşabildi. Şu anki durum ilk altı üzerine yoğunlaşılması gerektiğini düşündürüyor... Alttaki takımların maç başı puanlarına bakılırsa şu andan sonra alınacak dört puan bile ilk altıya yetebilir...Lakin hem taraftarın, hem de takımın moral motivasyonu için ne kadar puan alınsa o kadar iyi olacaktır...İlk altıya kalmak için umarım ve dilerim son dakikaya kadar kıvranılmaz...
***
Yükselme grubunda, kazanılan maçların hepsinin taraftarsız ya da taraftara inat alındığı bir garip dönem yaşadık...Bunda kimin ne suçu var tarafların şapkasını önüne koyup düşünmesi gerek...Sevgili futbolcularımız sonuç kazanmayla bitecekse son dört maçı da "İnadına" kazanabilirler...Buna karşı iyi bir halkla ilişkiler yönetimi ile sorunların çözülmesi ve aynı yolda omuz omuza yürünmesi çok daha faydalı olacaktır...Karşılıklı destek olmadan play-offlarda başarılı olmak ne kadar mümkün olur bilmiyorum.
***
Olan oldu, biten bitti...Şu anda elimizde play-off şansı var...Riskli olduğunu kabul ediyorum... Son on senede bir olumlu, bir de olumsuz bir örnek yaşadık...Sevinci de, acısı da büyük oluyor...Bununla birlikte umut umuttur...Sonucun olumlu olması için eldeki sebep sayısı olumsuz sonuca göre daha fazla...
***
Takımın bu sene çıkmasının gelecek seneki naklen yayın gelirinin (2 milyon USD) ve herkesin moral motivasyonuna etkisini anlatmaya gerek yok...Çıkılamazsa??? Çıkılamadı ve gelecek sezon çıkıldı diyelim...Ne olur? Yönetim iki sezon sonra, gelecek sezon Süperlig'de yaklaşık 15-20 milyon USD naklen yayın geliri almış ama Bankasya Ligi'ne düşmüş, ortalamanın üstündeki en az üç takım ile uğraşmak zorunda kalır...
***
Yazının başlığına gelince...Takvim yaprakları 23 Nisan haftasını gösteriyor yine…Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara hediyesi… Çocuklarımız…Geleceğimiz…Yarınlarımız…Yazıyı güzel çocuklarımızın bayramını kutlayarak onlara yönelik naçizane dört öneri ile bitirmek istiyorum:
1)Futbol takımının bu hafta ve gelecek maçlarda sahaya geçen sene 23 Nisan'daki gibi altyapıdan öğrencilerle çıkmasını öneriyorum...Futbolcular için olumlu güdüleyici olabileceği gibi öğrenciler için de unutulmaz bir deneyim olacaktır...Ek olarak devre arasında onlara yaptırılacak kısa bir çift kale maç en az 5000 kişiye yapılacak canlı reklam olarak da kabul edilebilir...
2)Bir maçın (artık tek maç kaldı) bilet fiyatlarının 1 TL olarak belirlenmesi...2000-2002 aralığında daha büyük rakamlar da oldu ama 1998-99 sezonunda ikinci ligdeyken bu şekilde 30.000lerin görüldüğünü hatırlıyorum... Kulüpten uzaklaşmış taraftarların ve ailelerin maça gelmesini kolaylaştırabilir...Logolu ürün satışı ile hasılattan kaybedilen gelirin arttırılma şansı da yok değil...Bu da geleceğe yönelik taraftar kazanma açısından iyi bir hamle olabilir.
3)Aile bileti uygulaması...Kulübün altliglerde geçirdiği yıllar tribüne gelen taraftarların sosyolojik profilini değiştirdi... Ailelerin tribüne çekilmesi tribünlerin yapısının eskiye dönüş yaşaması, çocukların maça gelmesi, küfürün azalması, yeni neslin Göztepelileştirilmesi için iyi bir uygulama olabilir...
4)Yine Göztepeli bir nesil için okul ziyaretleri ve bilet dağıtımı işinin daha sık yapılması…