Oğuz Reşat Sipahi
http://www.sipahi.tk
Başkan İmam Altınbaş'a ve yönetime
Göztepe tarihinde büyük başarılar bugün kimsenin hayal edemeyeceği büyük bir istikrar süreci (Efsane Takım) veya daha sonraki diğer daha küçük çaplı başarılardaki gibi taraftar-takım-yönetim sinerjisi ile gelmiştir. Göztepe tarihi boyunca ucu ucuna kadrolarla başarılı olamamıştır. Bu Altınbaş döneminde de değişmemiştir. Göztepe tarihi boyunca aldığı şampiyonlukları/başarıları yüksek iç saha galibiyet yüzdesi ile almıştır (geçen sezon dahil).
Göztepe tarihi boyunca yönetimler için ve teknik direktörler için en zor anlar iç saha mağlubiyetleri olmuştur.
***
Türkiye Liglerinde ve Göztepe’de transferlerin baştan yapılmaması takım birbirine alışıncaya kadar en az beş-altı puana, ikinci teknik direktör değişikliği de takım hoca tarafında tanınıncaya kadar en az beş puana mal olmaktadır...
Tarihten ders almamak, aynı hatayı (yeterli transferi zamanında yapmamak) dört kez yapmanın zeka ya da başarı göstergesi olduğunu söylemek zordur… Şirketler iyi profesyonellerle yönetilir, futbol da iyi futbolcularla oynanır. İyi futbolcuyu ucuza alma olasılığınız uzun soluklu, kurumsallaşmış izleme komiteleriniz yoksa çok ama çok zordur. Yapılan transferlerin vaziyetini şu durum çok iyi açıklıyor… Göztepe mucizevi bir şekilde yükselme grubuna kaldıktan sonra 11 transfer yapıldı; son maçta yedeklerden kurtarıcı olarak girenler ise eskilerden Ali Mumcu, Mert Somay ve Hüseyin Kartal’dı.
***
Bana göre sezonun en büyük ikinci hatası Akif Başaran sonrası Erol Hoca ile devam etmekti. Göztepe Nevzat Güzelırmak döneminden beri tek sezon boyunca baştan sona görev yapan teknik direktör yok. Bu bağlamda sezon başından alternatif teknik direktör belirlenmeliydi. Erol Hoca’nın ikinci teknik direktör olarak bile olsa play-offu çıkartması olasılığı çıkartmama olasılığından daha yüksekti. Yüksek ihtimal gerçekleşti. “Hata hata doğurur.” derler doğru gözüküyor. İlk izlenimde bu hocanın başarılı olmama olasılığı da olma olasılığına göre daha yüksek gözüküyor. Yanılmayı çok istiyorum. Daha önce de belirttiğim gibi kriz ortaya çıkmadan çözüm hazırlığı üst düzey kaliteli yönetimlerde olması gereken bir özellik. Görünen o ki yine her duruma hazırlıklı olunmalı…Bu arada Göztepe tarihi boyunca ikiden fazla hoca ile şampiyon olamadı. Bu değişir mi bilmem…Diliyorum…
***
Yönetim şuu anlamalı ki Göztepe taraftarı bir üst lige çıkmayı çok ama çok istiyor. Başkan İmam Altınbaş da aynı şeyi istiyor. Takımsa son iki iç saha maçında Akhisar ve Çorum’a mağlup olunuyor. Taraftar tepki veriyor…Neden? En büyük sebebi yaratılan motivasyon ve hayal kırıklığı…Yönetime yaratmış oldukları motivasyonu daha iyi kavrayabilmeleri açısından Kemal Telci’nin hazırladığı İsyan Belgeseli’ni iyice sessiz bir ortamda baştan sona seyretmelerini öneriyorum.
***
Altınbaş grubu Göztepeli yönetici kadrolar istemiyor. Burası açık…Bunun direkt etkisi tepkilerin aracısız kendilerine gelmesi oluyor. Şu ana kadar tepkiler öncelikle İsmail Hakkı Gül ve Erol Azgın’a geliyordu. Arada tampon bırakmadınız. Çorum maçı ceremesini çekmeye başladığınızın resmidir. Bu arada profesyonel futbol için bulduğunuz diğer yönetsel kadroların da başarısı ortada… İsmail Hakkı Gül her uzaklaştığında durum daha kötü oluyor. İsmail Hakkı Gül’ü uzaklaştırıyorsanız yerine ya içeriden ya da dışarıdan daha iyisini bulacaksanız. Bulamıyorsanız kendisi ile devam edeceksiniz. Sportif direktör sorunu hala çözülemedi. Sorunları sürümcemede bırakarak biryerlere varılamayacağı yakın Türkiye tarihinden örneklerle kanıtlıdır.
***
Göztepe taraftarın takımıdır. Takımı Göztepelilerden kaçırmak akılcı değildir. Diyalog olmazsa gelecek tepkiler artacaktır.
Futbolcular ve teknik heyete
Çorum maçı ile devam edelim..Takım maçında ilk devre fena oynamadı. İkinci devre golü isteyen taraf Göztepe olmalıyken, Çorumspor oldu. Bu seneki pek çok maç gibi savunma ileri çıktığında arkaya atılan toplar ile goller yendi. Ben teknik direktörümüzün yerinde olsam, Göztepe’nin bu sezon yediği gollerde ve atılanlarda o sıradaki defans ve forvet hatlarının kompozisyonunu iyice bir incelerim. Burhan ve Recep ikilisi ne yazık ki maç boyunca anlaşamadılar.
***
Bu arada bazı futbolcuların ayakta duracak hali yoktu. Diliyorum başıboşluktan çıkılan başka maçlar nedeniyle değildir.
Cefakeş Göztepe taraftarına
***
Göztepe Yükselme grubundaki sekiz maçta tek galibiyetini seyircisiz maçta aldı. Göztepe taraftarsız bazen başarılı olsa da, “taraftarına rağmen” şekilde hiçbir zaman başarılı olamamıştır. Eldeki takım ile taraftar desteği ile başarının bir yere kadar artma olasılığı vardır ama taraftar kösteğe başladıysa başarılı olma şansı yoktur. Maçın bitmesine yarım saatten çok varken aleyhte bağırmaya başlarsanız, eleştirmekte ne kadar haklı olsanız da takımın mağlubiyetini otuz dakika önce garantilemiş olunduğunu bu sene birkaç kez tecrübe ettik. Bu hareket kulübe bağlılık ile ilgili tezahüratların içeriğine de ne kadar uygundur tartışılır… Futbol 90 dakikadır. Bu sene bile son dakika gollerini az görmedik. Hak edene, hak ettiğini 90. dkdan sonra vermek, maç bitene kadar son gaz destek, eğer seneye Bankasya Ligi’ni istiyorsak, eldeki tek çözüm olasılığıdır.
Herkese
Bu ligde beraberliğin önemini tüm taraflar anlamalı… Lütfen takım yenildiği dört maçta berabere kalsaydı, oluşacak puan durumunu hesap ediniz…
***
Halen oynanmamış sekiz maç. Göztepe sekizde sekiz galibiyet ve mağlubiyet alabilir ve ikisi de benim için sürpriz olmaz. En kötü ilk altı üzerinden play-off zorlanmaya çalışabilir. Burada başarı kriz yönetimine ve acilen alınması gereken kararlara bağlı. İlk etapta Akhisar beraberliği sonrasında üçte üç ile çıkarız dediğimde en yakın dostlarım gülümsemişti, en sonunda beraber gülümsedik.
***
Aynı hatayı tekrarlamamak ve hataları kabul etmek erdemdir. Sorunlara geri dönelim… Birinci sorun taraftar ile diyalogsuzluk…Çözüm karşılıklı diyalog olabilir mi? İkinci sorun takım ile taraftar arasında sinerji yaratamamak. Çözüm sinerjik hale gelmek için karşılıklı çaba (Enerji paylaşımı toplantılar, yemekler ki bu takıma yemek verilen haftalardaki ve verilmeyen haftalardaki başarı yüzdesini lütfen karşılaştırın....) olabilir mi? Üçüncü sorun ise futbolcuların ve teknik heyetin motivasyonsuzluğu…Çözüm sportif direktör ve/veya o işi de görebilecek bir teknik direktör veya başkanın tekrar bizzat ilgilenmesi olabilir mi?. Tarihten ders almamak ise ancak tarihi inceleyerek çözülür.
***
Bu hayatta gelip geleceğiniz yerleri tercihleriniz belirler…Sorunları acilen çözemezseniz başarı (ki sonunda 2 milyon USD’den fazla kılçıksız tv geliri vardır) hala gelebilir aksi takdirde “Her sene bir üst lige, elele Süperlig’e” ve sonrası mevcut tercihler sayesinde hayal olacak.