Uzun bir süredir sitenin sayfalarının yeni formata çevrilmesiyle uğraştığımızdan yazı olarak pek katkıda bulunamadık.
Sayfanın formatından biz kişisel olarak memnunuz. Bizce eskisine göre en az üç gömlek daha iyi oldu. Daha iyi bir alternatif te en azından şimdilik yok. Yapılacak akllı bir girişim sayfayı php formatına çevirmek olabilir ama bu konuda bizim bilgimiz yok.
Göztepeliler günü çok güzel bir fikir. Gün olarak kuruluş günümüzü (yanılmıyorsam Haziran 14 idi) uygun olabilir. Zaten bu sene bir nevi başlangıcı yapıldı.
Anayasa olarak kabul edilen maddelerin oylanması uygun olur bence de ve bu gayet mümkün.
KSKlilerin yaptıkları hoş şeyler. Kulübe sponsor aramaları da hoş. Kendilerini gayet takdir ediyorum ben de, fakat Osman Gencer'in bugünkü yazısı orada da işlerin pek iyi gitmediğini gösteriyor. Her iki gruba da başarılar diliyorum.
Diğer gruplarla karşılaştırmaya gelince, GöztepeLIST tüm e-mail gruplarından sonra (onların 1912si dışında) kuruldu. KSK listelerinin ikisinin toplamının 4 katı kadar fazla kişiye hitap ediyoruz. Kadıköylülerin tartışma listesiyse bizden 2 sene önce kuruldu. Mecidiyeköylüler de biz başladığımızda çok yol almışlardı. Bu liste halen Türkiye'deki en geniş katılımlı ikinci e-mail listesi olma özelliğini koruyor. Peki kaç kişi fikir beyan etmiş diye sorarsanız, bilmiyorum, Ben hiçbir grubu takip etme gereği duymuyorum. Mesela günlük 80 e-maillik bir trafikte neler yazılıyor bilmiyorum. Fakat tartışmak gerekirse bizim listemize de politik içerikli-internette heryerde dolaşan konusuz ya da konulu e-maillerden atılıyor ama onları eliyoruz. Mümkün olduğunca Göztepe dışı konuları elemeye çalışyoruz. Bir tek RTÜK konusu var ki o konu listeyi ve siteyi yakından ilgilendirdiği için listeye salınmıştır, ayrıca İzmir ile ilgili bir yazı vardı o yazı listeye dağıldı. Ek olarak slogan tarzlı tek cümlelik e-mailler de mümkün olduğunca eleniyor. Ben buradan tüm üyelerimize bir kere daha katılıma çağırıyorum. Özellikle bayan üyelerimizden fikir olarak daha çok katılım bekliyoruz. Listeye üye pek çok bayan isimli e-mail adresi var, ama genelde izlemekle yetiniyorlar.
GöztepeLIST üyelik kartına gelince bu kart bir kart olmakla kalırsa pek biri işe yaramaz ama bir takım etkisi olursa ballcard o zaman anlamı olabilir. Bu konuyu da Pazartesi enine boyuna konuşabiliriz.
T-shirt meselesine gelince o konuda Pazartesi günü konuşulması gereken konulardan. Bu meselenin kulüp ile birlikte çözülmesi gerektiğine inanyorum ki çözülecektir de.
E-ticaret eninde sonunda yapacağız. Fakat bunun için belli bir altyapı oluşturmamız lazım. İlerlemeler bir günde olmuyor.
Kombine bilet meselesine gelince bu rakam bence de az ama kimseyi kombine bilet almıyorsun diye suçlayamayız. Ayrıca bu rakam gerçek mi yoksa taraftarı gaza getirmek için mi söylenmiş bir rakam mı bilmiyorum. Play-off öncesi rakamlar için 4000-500 arasında yaklaşık 6-7 rakam duyduk. Ayrıca bir arkadaşımızın dediği gibi kendimizi dev aynasında görüp Bizanslılarla karşılaştırmamalıyız. Onlarla bundan 30 sene önceki düzeyde başedebilmek için en az 10 sene gerek. Bunu yapabilecek bir-iki camiadan biriyiz ama hiçbir şey kendi kendine olmuyor. Kendi kendinize güç harcamadan ancak düşebilirsiniz. Bizim taraftarımızın çoğu cefakeştir ama gerçek anlamda para vermeyi çoğu pek sevmez. Tribüne para vermeden girenler bunları nasıl başardıklarını ballandıra ballandıra anlatmaya bayılırlar içeride. Taraftarımız maça bilet vererek girmeye bile yeni yeni alışmaktadır. Kombine bilet almaksa belli bir maddi gelir gerekmektedir hem de tam anlamıyla bir gelenektir. Asgari ücret ile çalışan birinin ya da bir öğrencinnin bu biletlerden alması imkansıza yakındır. Bu biletler alt-orta gelir grubundan itibaren alınabilir gibi geliyor bana. Aylık geliri 200.000.000 TLnin altında olup ta alanlar varsa kendilerini kutlamak lazım. Bu kampanya bu iş için iyi bir çözümdü fakat yeterli değil. Kesinlikle Alsancak'ta ve Göztepe'de kredi kartına taksitle ya da yine kredi kartıyla peşin satış yapan iki merkez olmalı kanaatindeyim. Bir önceki gibi evlere servis şmkanı sağlanırsa internetten de satış planlanabilir. Bu konuda biz de yardımcı olabiliriz. Bir adres veritabanı oluşturularak ev ev dolaşıp satış yapılmaya da çalışılabilir. Sonuçta elde potansiyel bir kitle var bu kitleyi kötü bir tabir olacak ama affedin, sömürmek için (fakat duygularımızı değil) için tüm imkanlar kullanılmalıdır. Ayrıca 5-10 gün sonra bir süper kupon gibi bir şey daha yapılmalı bence. Böylece baştan takip edemeyenler alabilirler. 4'er maçlık kombine satışları da çok güzel bir fikir. Sonuçta bir fazla satmak için elden ne geliyorsa yapılmalıdır çünkü kombineden verilecek vergi kanaatimce sene içinde satılacak vergiden çok daha az.
Bu konuda Sayın Sinan Genç'in üslubu ise bence hoş değildi. Bir kişiye yalancı demenin yaklaşık yüz çeşit yolu vardır. Taraftara kombine bilet alın mesajı da en az 100 çeşit yoldan verilebilir. Bu şampiyonluk öykülerini yazan kişinin bu tip bir yazı yazması insanı şaşırtıyor doğrusu. Bazı arkadaşların Sayın Öncel Düzdemir ve Sayın Sinan Genç yüzünden Yeni Asır'a tavır alalım fikrine katılmıyorum. Onlar olmasaydı ve başkası da çıkmasaydı, biz de şimdi Altınordu ile aynı grupta, takımıza sponsor aramakla uğraşıyor olacaktık. Ayrıca bildiğim kadarıyla Yeni Asır çalışanlarına para veremiyorken, takımın primleri takır-takır ödeniyordu. Öncel Hanım'ın yazdıkları ise kendi fikridir fakat bir arkadaşımızın yazısına vediği "ben şu anda sigaramı içiyorum" tarzındaki yanıtı hem üslup olarak hem de içerrdiği mesaj açısından, sigaradan nefret eden bir hekim olarak beni çok derinden üzdü...
Başkan ayrılmak istiyorsa ayrılacaktır zaten ama yine şu anda AŞ yönetiminde olanlardan biri başkan olacaktır fakat başkan ayrılırsa kendi ile çelişkiye düşmüş olacak, kendi 2005 hedefiyle.
Bir hususta başka bir arkadaşımın da dediği gibi tribüne insan çekecek transfer yapmak. Ceyhun-Altan-Balic gibi tribüne insan çekecek yetenekte ve tribünün de benimsediği bir isim sayıyı olumlu etkiliyecektir. Göztepe kendi bünyesinden ya da İzmir'den yetişmiş bir yıldız yaratmak zorunda. İngiltere'de imza günlerinde en çok imzayı en iyi olan değil, o şehirden yetişmiş daha vasat futbolcular alıyor genelde. Efsane kadronun nasıl oluştuğu da Serkan Seymen'in Halil Kiraz ile yapmış olduğu ve ana sayfamızdan okuyabileceğiniz röportajda ayrıntılarıyla yazılı. Görünen o ki bu sene kadro yine baştan sona yenilendi ve geçen seneki kadrodan 2-3 kişi ancak yer bulabilecek ilk onbirde. Umarım başarılı olurlar. Baggio'nun bu ay yayınlanan Futbol+ dergisinde bir sözü vardı, yanılmıyorsam "Dünün hataları, bugünün deneyimleridir." şeklindeydi. Umarım en azından bu seneden itibaren artık bu yapılan hataları deneyim olarak kullamaya başlanır.
Burak Atasoy'un verilmesi beni de üzdü. Umarım yerine alınan Servet değer.
Önümüzdeki onyılda taraftarı olmayan kulüpler için hayat çok zor olacak. Yetiştir-sat kulüpler artık çok zor satacaklar. Kuş bedavaya kaçabilecek yuvadan. Buna bağlı olarak gelirler hanesinde TV gelirleri-maç hasılatları-kombine gelirleri-logolu hediyelik eşya satışı ve gayrimenkullerden elde edilen gelirler kalacak. Burada en büyük pay TV gelirlerinden sonra maç hasılatlarının olacak. Maç hasılatı ve kombine satışı için de en büüyük şart stad. İnsanlar için yapılmış, konforlu, 21. yüzyılın gereklerine uygun bir stad. Etrafındaki dükkanlarla para kazandırabilecek bir stad. İçindeki kulübün yeni hedef kitlesi üst gelir grubu-büyük şirketlere uygun lüks localar içeren bir stad. Tribünü yani seyirciyi oyunun içine maksimum şekilde sokabilecek bir stad. Akustiği optimum bir stad. Seyircinin yıldızına dokunabilecek kadar yakın olduğu bir stad. Bir futbol stadının dışında, sinema, tiyatro, alışveriş merkezleri içeren, 24 saat yaşayan bir stad. 24 saat yaşayan ve 24 saat para kazandıran.
Evet acı ama gerçek yaklaşık 10 sene önce başlayan TV gelirlerine bağlı olarak futbolun dar gelirlinin evinden ve elinden alınması şartlar gereği önümüzdeki senelerde daha can acıtıcı bir hal alacak. Acı ama gerçek devler liginde yer almak için bu değişimler kaçınılmaz olacak. Yapamazsanız yok olacaksınız. Göztepemizin önümüzdeki yıllarda yapması gereken en önemli şey bir stad sahibi olmak. Bu kaçınılmaz olarak yapılması gereken birşey.
Yönetimimizin taraftara "değerli" olduğunu hissettirmesi lazım. İnsanlara bu hisstettirilebilirse gerek kombine satışında, gerek gazete satışında gerekse de hediyelik satışında daha başarılı olunabilir.
Bu açıdan önemli bir konu da özel güvenlik kuvvetleri meselesi. İki sene önce Erzurum maçında olanları hatırlarsanız, bizleri korumakla görevlilerin gözlerinin, başkanımızı tartaklayacak kadar döndüğünü ve Erzurum'un o maçla kümede kaldığını ve Altay'ın (belki de bizim de) o maçla düştüğünü de hatırlarsınız. Bu bağlamda tarih tekerrür etmeyecekse, ettirmemek için gerekli önlemleri almak lazım.
İnsanlara "değerli" olduğunu hissettirmek için yapılacak başka önemli bir yol da onlara özellikle büyük olarak lanse edilen, ama sahip oldukları imkanlar-destek-medya gücü ile Türk sporuna yaptıkları katkılar alt alta konsa, eldekiyle hiç te doğru orantılı olmayan kulüpler karşısında oynanacak maçlarda onlara onların diğerlerine davrandığı gibi davranmaktır. Sayın Hamdi Türkmen'in de dediği gibi insanlara en azından İzmir'de kralın Göztepe olduğunu hissettirmektir. Bu konuda emniyet-valilik-belediye başkanlığı ve odalar ile derin bir işbirliine gidilmelidir.
İnsanlar maçlara saatler önceden gitmek orunda kalmamalııdır. Tribünlere kapasitesinin üzerinde adam alınmamalıdır. Ben İstanbul BŞB maçına 1 saat önce gelmeme rağmen o saatte kapalı hıncahınç doluydu. Ayakta duracak yer kalmamıştı. Buna rağmen hala adam alınıyordu ve biz Stad müdürünün sayesinde çoluk-çocuk geldiğimiz maçta kapalı biletiyle balkona çıktık. Eşimle beraber yine grup olarak gittiğimiz Diyarbakır maçında onlar balkonda rahat rahat otururken, bizim taraftarımız kapalıda sırt-sırta oturdu. Eşimle beraber tuvalete gitmemiz, 20 metre mesafede, 10 dakika sürdü. Haliyle insan kendini bu gibi bir pozisyonda pek de değerli hisstemiyor.
Benim şahsi kanaatim, kimseye hiçbir maçta %10'dan fazla yer verilmemesi biçiminde. Onlar bir diğer İstanbul takımına %10 vermezken, bize neden daha fazla yer vermiyorsunuz diye serzeniştte bulunurlarsa, Sayın Adnan Öktüren'in konumuna düşerler. Ayrıca üçlerle oynanacak maçları Alsancak'ta oynamak bile mantıklı olabilir.
Voleybol ve basketbol için zaman geçiyor ve hiçbir hareket yok. Büyük yatırımlar sonucunda gelinen yer umarım bir sezonda kaybedilmez. Geçen sene bize Avrupa gururu yaşatan voleybol takımımızda umarım mali sorunlar çözülür
Tribün liderlerini maçların büyük bir kısmı Atatürk'te oynanacağı kabul edilirse zor bir yıl bekliyor. Tribünde eşsesliliği sağlamak zor olacak. Bağırma ve ayakta durma meselesine gelince kimse ne bağırmak-ne de ayakta durmak zorunda değil. Ben kendi adıma esrarlı tezahürata hiç katılmamaya dikkat ediyorum. Eşinizle ya da çocuğunuz ile gittiğiniz bir maçta maç boyunca ayakta durulmasını istemekse hiç mantıklı değil.
Bir de iki takımlılar var. Bunu anlayamıyorum. İki takım aynı ligde birbiriyle oynarken hangisini tutuyorsan o takımı tutuyorsundur. Göztepe ile bir ikinci takım oynarken o takımı tutuyorsanız Göztepe'yi tutmuyorsunuz demektir, öyleyseniz hiç tutmayın daha iyi. Ama iki takımdan Göztepe'yi önce tutuyorsanız, siz Göztepelisiniz, diğeri ikinci takımınız demektir. Onu onlar düşünsün.
Umarım bu sene başarılı oluruz. Hepimiz için zor bir yıl olacak. Bir daha ikinci lig görmemeyi diliyor yazının uzunluğu için özür diliyorum.
Oğuz Reşat Sipahi
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.