Sizlere bir deplasman hikayesi yazacağım, ama inanın yazıyı ne kadar uzatırsam uzatayım, eksik bir şeyler kalacak, çünkü öyle bir deplasman oldu ki üzerine yazı değil kitap yazılır.
Bir gün öncesinden storelarımızı fazlasıyla ziyaret etmiş yarısı eş çocuklardan oluşan 25 kişilik GHD kafilesi havaalanında buluştuğunda günlerden Cuma saatlerden 09:00’du. Münferit katılımlar, Yalıdan katılımlar ile Cuma 10:00 Mardin uçağında yaklaşık 45 Göztepeli olarak yola çıktık. İki saatlik bir yolculuktan sonra Mardin Havaalanına indik, misafirlerimiz şehir merkezine nasıl gideceğiz diye düşünürken Üzerinde Hizmet Derneği yazılı otobüsümüz çoktan havaalanı kapısına yanaşmıştı.
Havaalanından çıkıp sırasıyla Dara Harabeleri, Deyrul Zaferan Manastırı, Zinciriye Medresesi, Ulucami, Tarihi Postane ve Mardin Çarşısını gezip 700 senelik tarihi olan Artuklu Kervansarayına yani otelimize ulaştığımızda saat akşam 17:00’yi gösteriyordu. Otelimizde hızlıca eşyalarımızı bıraktıktan sonra Surlar Arası Meyhanesine gittiğimizde saat 18:00’de, yediğimiz içtiğimiz bizim olsun ama 500 senelik surlar arasında davul ve keman eşliğinde bir isyan marşı söyledik ki görünce tüyleriniz diken diken olacak.
İkinci güne daha hızlı başladık. Otelimizden çıktığımızda saat 10:00’du. İstanbul uçağı ile yeni aramıza katılan kardeşlerimizi de aldığımızda otobüsümüzde oturacak yer yoktu, Hasankeyf’ten başlamak üzere Midyat çarşısı, Mor Gabriel klisesi, devlet konuk evi ve nihayetinde Takımızın kaldığı otele ziyaret, yemekte olan futbolcularımıza bir moral tezahüratı ve ardından gene Mardin çarşısı ve en nihayetinde cercis murat Konağında akşam yemeği, geleneği bozmadık ve gene 500 yıllık konakta efsane bir isyan marşı GözgözTV paylaşmış sağolsun. (http://www.facebook.com/#!/video/video.php?v=10150110584199933&comments )
Üçüncü gün maçımız, ardından Bir kebap faslı daha ve en nihayetinde kaçınılmaz son 40 tane bağırsak enfeksiyonlu Göztepeli ve uzun bir otel gecesi…
Son gün yalılı kardeşlerimiz sabah erkenden nusaybine hareket etti ve İzmir de topladığımız 70 koli yardımı teslim edip 1500 öğrenci ile gözgöz çekip geri döndü ve sonuç olarak uçak tuvaletinin fazla mesai yaptığı bir uçuş ile İzmirimize dönüş.
Şu ana kadar yazıyı okuyanlar tamam abicim de bunlardan bize ne diyebilir. Ama şu andan sonra anlatacaklarımın anlamlı olabilmesi için inanın önce bunları anlatmam gerekiyordu. Kafilemiz istisnasız tamamen lisanslı ürünlerle donatılmış onlarca bayan iki yaşından 12 yaşına çocuklar tam bir aileydi.
Bu sebeple her girdiğimiz köy, müze, klise, çarşı, şehir merkezi restoran, kahve, dar sokaklar, oteller her yerde şaşkın bakışlar vardı. Önce temkinli yaklaşan Mardinliler daha sonra biraz şehrin ekonomisine yaptığımız katkı nedeniyle biraz da bugüne kadar görmedikleri bir kitle ile karşılaşmalarından dolayı rahatladılar ve bizlere belki de hiç yaşayamadığımız bir deplasman yaşattılar.
Gerek tribünlerdeki dostluk gerek şehirdeki dostluk üstüne de üç puan tadından yenmez bir deplasman yaptı Mardin deplasmanını. Maça gelir isek.
İzleyenler Gebze maçına benzettiler ama ben izlemeyen biri olarak bu sezonun en kötü Göztepesini izledim. İnanın eldivenden merdivene tel tel döküldük. Uzun seyahattenmidir, biraz işi sıkınca galip gelebildiğimiz için oluşan rehavettenmidir bilmem ama inanın hiç hak etmediğimiz üç puanı biraz da şansımızın yardımı ile aldık.
Bu yüzden bu haftayı unutmak ve maçı konuşmak istemiyorum. Tek Söyleyebileceğim şey Akın gün geçtikçe form tutuyor ve dün gene bizi ipten aldı. Oyuna girmesi ile hareket getiren Halil bencilliği ile bizi iki golden etti. Bir üçüncüsünü attırdı. Kendisinden hiç beklemediğimiz son vuruşlar yapan Tayfun fırsatçılığını gösterip fileleri iki kez havalandırdı. Türker gene oyundan çıkarken yüreğimizi burktu.Tek tesellimiz Sibel Ergenç ablamızın ruhuna giden üç puandı.
Şu an gözler Alanya maçında umarım kötü futbol hakkımızı bu hafta kullanmışızdır. Alanya dan iyi futbol ve üç puan ile döneriz.
Bu deplasman bana bir kez daha Göztepe’nin Göztepe camiasının büyüklüğünü açık ve net olarak gösterdi. Bir şehre adete çıkarma yaptık, şehrin ekonomisini canlandırdık, tribününe görsel şov yaptık, okulunun ihtiyaçlarını giderdik, halkının sevgisini ve saygısını kazandık, Üzerimizdeki son lisanslı ürüne kadar her şeyi talepte bulunan halka dağıttık.
Adeta binlerce kilometre ötedeki bir şehri kemiklerine kadar Göztepeli yaptık.
İnanın süper lige çıktığımızda midyatından, eski mardinine, yeni mardinden nusaybinine binlerce mardinli Göztepe atkıları, formaları ile televizyonun karşısına geçecek ve hepbir ağızdan önce Göz Göz çekecek sonra isyan marşına başlayacak.
Dönüş uçağında sırtımızı koltuğa yaslayıp, gurul gurul karnımızı tutarken hepimizin beyin hücreleri arasında dolaşan tek düşünce vardı.
İyi ki varsın Göztepe, İyi ki Göztepeliyiz.
Özkan CengizBu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. www.ozkancengiz.net