Mustafa Dalyanoğlu

Ayrıntılar

16 Eylül 2011 tarihinde yayınlandı.

İZMİR deyince büyük balkonları olan evler gelir kimisinin aklına. Bazıları da Avrupa kültürüne daha yakın bir kent der. Belki de tamamını göremediğindendir. Kordon boyu, saat kulesi, Kumru, gevrek, domat, boyoz,Alsancak, Kemeraltı, palmiyeler, Harmandalı zeybek.

Türkiyenin en modern ve batılı şehri ....

Ha bir de otları. Arapsaçı , Acı soğan , Ebegümeci , Turp otu , Denizbörülcesi , Şevket-i bostan , Cibez ve daha niceleri. 70 çeşit otun salatasını bilen kadınlar diyarıdır İzmir. Bu güne kadar İzmir özlemini dile getiren bir çok yazı okumuşsunuzdur belki. Ben de internette gezerken isim yerine sadece nik belirten bir yazı gördüm. Onu kısaca paylaşayım. Yazarının ismi olsaydı onu da yazardım. Bana hakkını helal etsin. Sonunda da neden paylaştığımı yazayım :

İlk sigarayı Alsancak - Karsıyaka vapurunda içmişsen artık ne zaman sigara içsen rűzgar esecek sanırsın. İzmir de bűyűműş isen yolların er yada geç denize çıkacağını sanırsın.

Herkesin öyle ya da böyle lafının bir yerinde şaka yapacağını, gűlűşeceğinizi, kızların hep şen şakrak olacağını... S a n ı r s ı n ...

Efelenen kadınlar olduğunu bildiğin için kadın olarak, ondan sonra hep efelenebileceğini sanırsın. Paçan ilk kez aşağıya alındığında, omuz atacağım bu hayata derken fena halde omuz yediğinde koşup Alsancak – Karsıyaka vapuruna o ilk sigarayı yeniden içmek, İzmir'e "ama sen bana böyle dememiştin" demek ister canın. Dolmuşlarda, otobűslerde yanında oturanlarla konuşmaya başlayacağını, en mahrem dertlerini anlatıvereceğini onun da hakiketen dinleyip işleri kolaylaştırıcı birşeyler söylemeye gayret edeceğini.... Sanırsın ...

Salataların hep ışıl ışıl zeytinyağlı olacağını, çekirdeğe herkesin çiğdem diyeceğini, sinirlenenlerin "asfalyalarının atıcağını” balık yerken terenin unutulmayacağını, her şehirde sabahları boyoz bulunabileceğini, gevrek diyince simit demek istediğini herkesin anlayacağını, gevreğin yanında da mutlaka tulum peyniri olacağını sanırsın.

Kumru dediğinde simit ekmeğine yapılmıs domatesli - peynirli sandviçleri kasdettiğinin anlaşılacağının filan.... S a n ı r s ı n

Her şehirde çocukken gidilen ve çok hayret edilen fuarlar olduğunu,"pavyon"diyince űlkelerin standlarının bulunduğu neşeli hangarların kasdedildiğini, lunapark denilen şeyin fuarın ayrılmaz parçası olduğunu, fuar denilen yerde yűrűyűnce çocukların çok yorulduğunu ve yorulmuş çocukların kucakta taşınacağını ...S a n ı r s ı n

Karın dağlarda olan birşeyler olduğunu, herkesin ahtapot yediğini, herkesin biraz rumca bildiğini, dünyadaki bütün kadınların yaz olunca mini etek giydiğini, rakı içilince oynandığını, içilmesede oynandığını, her fırsatta oynandığını ... S a n ı r s ı n...

İzmir'in kıymeti İzmir'de olmayınca daha iyi anlaşılıyor belki... Erkekler... Dünyanin neresine giderseniz gidin aynidirlar, bir Izmir hariç... Çünkü Izmirli erkekler, balkonlari henüz yikanmis ve kurumaya bile baslamamis evlerin kadinlarinin kocalari, agabeyleri, kardeşleri, sevgilileridirler... Denizin hemen kiyisinda yasarlar, bir kadının saçların da denizi koklar ve her seferinde sasirip, deniz bile böyle gerçek kokmaz diye düşünürler... Günün tüm yorgunlugunu hayatintüm yasanmazliklarini kapattiklari dükkân kepenklerinin ardinda birakip, filesini kavun, raki ve umutlari ile doldurup tek özlemi az evvel günesin kuruttugu balkonunda siseyi yarilamaktir. Izmir'in erkeklerinin Izmirli erkekleri dünyanin en iyi erkeklerinden sanirlar Izmirli kadinlar, simarikliklari bu yüzdendir... Bu yüzdendir Izmirli erkeklerin, rakiyi bir dikiste içip, birayi hamallik saymalari. Bu yüzdendir her kadinin saçi deniz kokar mi diye merak etmeleri. Izmirli erkeklerde aglar, tipki Izmirli kadinlar gibi, hiç ummadiginiz anda karsilasirsiniz. Gözyaslariyla, efeliklerini umursamadan bir türkünün takilip son sözüne, bugün bayram diye seslenen televizyon reklamina, siginip bir vapurun kenarina ağlarlar... Erkekler... Dünyanin neresine giderseniz gidin aynidirlar, bir Izmir hariç... ÇÜNKÜ IZMIR'LI ERKEKLERE, IZMIR'LI KADINLAR DOKUNUR...

Yazı burada bitiyor. Bu yazıyı okuyunca aklıma şu soru geliyor : KİM TAM BİR İZMİR'li olmaktan istifa eder de kendisini İzmir'den ayırır. Ben 35 DEĞİLİM 35.5 um der ? Böyle diyen insan dikkate alınır mı ? Gerçi bizim için bir mahsuru yok. Bu kadar güzelliğin ve ÖZELliğin sahibi ve bir parçası olmakla gurur duyuyoruz. Ama emin olun bence bir davranış bozukluğu , algılama yetersizliği olarak algılanabilecek bu durum karşısında durup düşünmeden edemiyoruz : Neden rakip olarak kabul edelim ki ? Nasılsa yarın gelip 75.dakikada çekirdekleri bittiği için çıkmayacaklar mı ? Çokta büyütmemek lazım. Upuzun ve başarılarla dolu bir geleceğe yürürken küçük bir hesap kesip geçeceğiz. Hepsi bu.

SAYGILARIMLA...NE OLURSA OLSUN GÖZTEPE'MİZE BİRŞEY OLMASIN...

MUSTAFA DALYANOĞLU...