Herkes aleyhinde yapılan iddialar karşısında elbette kendisini aklayacak delilleri toplama , suçlamaları reddetme, karşı delilleri ortaya koyma hakkına sahiptir. Bizler hakim ya da savcı değiliz. Bu nedenle biz işin bir başka yönüne bakmak isteriz : Aziz Yıldırım ve avukatının savunmalarındaki bazı gözden
kaçan ayrıntılara.
Koskoca bir ülkenin 52 yıldır oynanmakta olan liglerinin hal-i pür melalini ortaya koyan ilginç cümleler ve aba altından sopa göstermeler var bu savunmanın satır aralarında. Konuyu öyle bir noktaya getiriyorlar ki sonuçta , “Kardeşim bir ben miyim kirli olan ? Ben geldiğimde ortam buydu. Oyunun adı konulmamış ama herkes tarafından uygulanan bazı kuralları vardı. Bazıları iktidar gücünü , bazıları paranın gücünü , bazıları da hatır gönül kullanarak işini götürüyordu. Ben de bu güç araçlarının tamamına sahip
olursam başkanlığını yaptığım takım her sene şampiyon olur dedim ve düzenin kurallarını uyguladım” deyince adeta tüm toplum şikeyi bir memleket gerçeği olarak kabul edip zihinlerde ve kalplerde normalleştiriyor. Kanıksıyor. Belki de yapılmak istenen bu.
Başkanın zihniyetine göre , “Futbol aleminde bir başkan ve yönetim kurulunun başarılı olabilmesi için , kendi maçlarına atanacak hakemlere kendilerinin karar vermesi gerekir. Zira buna sen karar vermezsen
başkaları karar verecektir. Kim MHK üzerinde daha etkili ise onun dediği olacaktır.”
Ama MHK nin tarafsız olarak maçlara hakem ataması yapması düşünülemez bile!!! Bu kirli ve ahlaki olmayan düzen içerisindeki örnekleri çoğaltarak anlatmak mümkün. Ancak şunu asla kabul etmek istemiyoruz : Alın teri dökerek başarılı olmanın zevkini , mücadelenin sadece ve sadece sahada 22 kişi tarafından yapılacağına inanarak maçlara gitmenin ve takımını yağmur çamur , köy kasaba demeden desteklemenin zevkini yaşamayı isteyen bizim gibi taraftarların bu doğal kirlenme portresi içerisinde yeri yoktur da olamaz da.
Tencere dibin kara seninki benden kara muhabbeti artık bitsin. Herkesin dibine bakılsın. Herkes dibini temizlesin. Artık futbol dünyasının aktörleri tümden değişsin. Hiç kimse federasyona , MHK na baskı yapmasın yapamasın.
İddaa oyunlarına oynan bahisler ve miktarları kılı kırk yararcasına incelensin. Hatta Türkiye Cumhuriyeti devleti futbol üzerinden oynanan kumar oyunlarını tamamen kaldırarak takımlar için başka kaynaklar üretsin. Örneğin belediyelerin imkanları belirli ölçüler ile şehir takımlarına aktarılsın. İl Özel İdareleri şehrin
gençlerini kumardan içkiden ve aylaklıktan ileri gelebilecek bir çok kötü alışkanlıktan uzak tutmak için bütçeler oluşturup spora destek olsun.
Kısacası , spor yapmak isteyen gençler , takımlarına yönetici olmak isteyen iş adamları , futbol federasyonunda görev almak isteyenler , hakem olmak isteyenler , hasılı bu alemde yer alan herkes “doğal kirliliğin” bir parçası değil “mükemmel temizliğin” bir parçası olsun.
Artık aktörler değişsin…
SAYGILARIMLA…NE OLURSA OLSUN GÖZTEPE’MİZE BİR ŞEY OLMASIN…
MUSTAFA DALYANOĞLU…