Hakan Taşpınar
- Ayrıntılar
Hakan Taşpınar
"... Boyun borcu ne demek bilir misin, ağam?" dedi adam
sessizce. Adam anlaşılmaz bir tavırla döndü fakir ama temiz kalpli gence.
Beklemeden gencin beklediği soruyu sordu: "Ne demektir, oğlum?" Genç
kendisine verilen bu fırsatı değerlendirme şansının gururuyla anlatmaya
başladı: "İnsan sevdi mi, bunun bereye varacağını bilmez, bilemez...
Düşünmeden girer o sevdaya, bulaşır. Her yola başvurur, kavuşur. Boynunun
pahasına..." der, duraklar. Adam son kelimeye verilen vurguya dikkat
kesilmişti: "Boynunun pahası mı?" diye soruverdi hemen. Genç dertli dertli
ekledi: "Boynunun pahasına ya ağam!... Bir insandan sevdiceğinin isteyeceği
en önemli şey onun canıdır be. Seven bunu bile reddetmez, reddetmez.
Sevdiğine vereceği tek borcu kalmıştır. Sevdiği için boylu boyunca cephe
alacağı canıdır. Bu uğurda son borç olarak boynunu uzatır. Darağacına
gider. Borcunu boynuyla öder yani! Bu yüzden boyun borcu derler buralarda
sevginin bahasına."
Yukarıdaki diyaloğu adını bilmediğim ve ismini
hatırlamadığım bir diziye zaplarken tesadüf ettim. Eder etmez de "Her şey
senin uğruna katlanmak boyun borcu!" tezahüratımız gelmişti. Malum ksk maçı
sonrası olan bitenin travmasını henüz atlatamamanın verdiği hüzünle daldım.
O andan itibaren maç sonrası 3000 kardeşimle beraber maruz kaldığımız
hakaret ve harekete neler yapılabilir diye düşünmeye başladık. Başladık
diyorum zira, çeşitli yerlerdeki birkaç iyi adam da bu yapılanları
kendilerine yedirememişlerdi.
Bunu kendilerine yediremeyen bir büyük kitle olduğunun
farkında olsak da yine bu büyük kitlenin içinde "Abi ne yaparsan yap; bir
şey olmayacak yine!?!" şeklinde düşünenlerin sayısı da azımsanamayacak
kadar çoktu. Aklıma üniversitede okuyup, hayatıma büyük katkı yapan,
tuttuğum takımın itaatsizliğiyle örtüşen kendine has isyanıyla tamamladığım
Henry David Thoreau tarafından kaleme alınan "*Civil Disobedience*" (*Sivil
İtaatsizlik*) *(*) *ve onun yazılma hikayesi aklıma geldi. Meraklısına
Recep Şükrü'nün *Sivil İtaatsizlik *kitabını tavsiye ederek olayı kısaca
şöyle anlatayım:
*"Henry David Thoreau Meksika Savaşı yüzünden ki ona göre bu savaş sadece
köleliği geliştirmek içindi, ödemeyi reddettiği vergi sonucu hapiste
geçirdiği bir gece, onun "Sivil İtaatsizlik" isimli makalesini yazmasına
neden olmuştur. Bu arada dostu Ralph Waldo Emerson hapishaneye gelir ve
sorar: "Dostum, neden oradasın?", Thoreau yanıt verir: "Asıl sen neden
oradasın Waldo?"*
Bu düşüncelerle Mehlika Sultan'a aşık yedi genç misali
adliyeye 3 Şubat'ta herkese lazım olan ve olacak adalet için İzmir
Cumhuriyet Savcılığına bir grup taraftarımız suç duyurunda bulundu. Suç
duyurusu sonrasında başta İzmir Valiliği ve emniyetinden çeşitli kişilerle
irtibata geçildi. Maçta kamerasına el konulmamış ve kırılmamış olan
kardeşlerimizden kotarabildiğimiz video ve fotolarla güzel bir dosya
oluşturuldu. Bu dosya oluşturulurken adli sürece katkıda bulunma adına
Gürsel Aksel tesislerinde geniş katılımlı bir taraftar toplantısı
düzenlendi ve bu sürece tüm taraftarlarımız davet edildi. Bundan sonraki
savcılıktaki suç duyurusu da dâhil olmak üzere taraftar derneklerimizden
YALI grubunu ve GÖZTEPELİST Genel Yürütme Kurulu'nu her daim yanımızda
gördüğümüzü büyük bir teşekkür ve minnetle ifadeyi bir borç bilirim .
Sağ olsunlar var olsunlar. Süreç kendi temsilcilerini çıkardı ve bu grup
gerek internet üzerinden gerek telefon diplomasileriyle gerekse de mini
toplantılarla konuşuldu ve dosyalara konacak metin Antalya, İstanbul, İzmir
ve Bodrum güzergâhları üzerinden tartışıldı ve nihayetlendi. Bu metne
savcılıktaki basın açıklamamız da eklenip Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza,
TBMM Başkanımıza, İçişleri ve Spor Bakanlarımıza, İzmir Milletvekilleri
olma hasebiyle Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanımıza, Kültür ve
Turizm Bakanlarımız ile Tüm İzmir Milletvekillerimize, TBMM İnsan Haklarını
İnceleme Komisyonu Başkanlığına, AKP Mahalli İdarelerden Sorumlu Teşkilat
Yönetimi Birimine ve Emniyet Genel Müdürlüğü'ne (toplamda 32 adet olmak
üzere) dosyalarımız kargo ile gönderildi.
Dosyalarımız ilgili kişilerin % 95'ine ulaşmış durumdadır. Hatta dosya
ulaşım raporları gelmeye başladıktan sonra İzmir Milletvekilimiz Sayın
Mehmet Ali Susam tarafından arkadaşımız aranmış ve kendisine tüm olan biten
ilgili arkadaş tarafından aktarılmıştır. Bu konuda elinden geleni
yapacağını belirten İzmir Milletvekilimiz Sayın Mehmet Ali Susam İzmir
Valiliği ve İzmir il Emniyet Müdürü ile de konuşup bizlerle münasip bir
zaman ve zeminde görüşme ayarlanacağını da bildirmiştir. Kendisine bu
hassasiyetinden ve meseleyi ele alma hızından dolayı teşekkürü bir borç
biliriz.
Bundan sonraki süreç bizim açımızdan Göztepemizi her zemin ve zamanda
temsil etmeye elimizden geldiğince devam etmek olacaktır ve olmalıdır. Bu
sürecin başladığı ilk andan şu ana kadar bu süreci takip eden Avukat
kardeşimiz Efe Baki'ye, görüntülerin tedarikinde ortaklaşa gayret gösteren
YALI grubumuz nezdinde Behçet Şenözhür'e ve GÖZ GÖZ TV nezdinde Fırat
Yavuz'a, değerli katkılarını esirgemeyen Çağrı Erdem, Mustafa Dalyanoğlu,
Deniz Durmaz, Özkan Cengiz, Süleyman Yengil, Devrim Cem ve Oğuz Reşat
Sipahi'ye de sonsuz teşekkürler.
Bu teşekkür yazısını hazırlamadan az önce beni bu yazıyı yazmaya sevk eden
ve tüm bu sivil itaatsizlik dürtüsünü harekete geçirten şey değerli şair
Ataol Behramoğlu'nun AYKIRI RENKLER isimli şiiriydi.
AYKIRI RENKLER
Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü biri
Ve hiçbir şey yapmamaya karar verdi
...
Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü bir öteki
Ve yalnızlığının kuytuluğuna çekildi
Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü bir üçüncü
Ve tek başına düşünmeyi sürdürdü
Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü yüzbinler
Ve tek başınalıklarını sürdürdüler
Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü milyonlar
Milyonlarcaydılar
Ve tek başınaydılar
Bu arada birileri
Onlar adına
Karar vermekteydi
Tek başına olduklarını sananlar
Topluca ortadan kaldırıldılar...
Dilerim tüm bu yaşananlar hepimizin birlikte olma ve hareket etme adına
harekete geçirir bundan sonra. Binlerce olup tek başına olmak İzmir'e
yakışmıyor. Bundan sonra İzmir ve tribünlerinde umarım birçok şey daha
değişik olacak, bunun vasatını ve zeminini oluşturmanın en büyük şartı uzun
zamandır yitirdiğimiz sağduyuyu tribünlerimize davet etmek ve gelince de
ona sahip çıkmak olacaktır. Gerisi bir şekilde düzelir umudundayım.
Zira şiirin son mısraında da belirtildiği üzere: * "Tek başına olduklarını
sananlar / Topluca ortadan kaldırıldılar..." *
*(*)Sivil İtaatsizlik metninin tam çevrisini dilerseniz buradan
okuyabilirsiniz:*
http://www.scribd.com/doc/47785206/Haks%C4%B1z-Yonetime-Kar%C5%9F%C4%B1-Thoreau
KÖŞE YAZILARI
-
İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
10 May 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
-
Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
12 Nisan 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
-
Gözyaşları...
21 Nisan 2019Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
-
Göztepe TEK Büyüktür.
28 Nisan 2018Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...