Benim nesil, bir sürü kötünün ve kötülüğün farkında olup BİLDİĞİ halde, GÖZTEPE’sinden hiç vazgeçmedi ve hep İNANDI. Şimdi de bu muhteşem erdemi yeni nesle aşılayabilmiş olmanın gururunu yaşıyor. Hatta amatör şubelerde adeta tarih yazan yöneticilerimiz, kahramanlarımız, kardeşlerimiz var. Hep söylediğim gibi : % 70 hissesi SR isimli, kar amaçlı kurulmuş ticari şirkete ait olan futbol şubemizin dışında, voleybol, hentbol, basketbol, yelken başta olmak üzere tüm amatör şubelere canı gönülden destek vermek gerekiyor. İNANMANIN ve İNANARAK sevmenin sonsuza kadar yaşatılabileceğini cümle âleme göstermeye devam edeceğiz.
MERT ARAS başkanımın isabetli bir şekilde dediği gibi : ‘Neredeeeen nereye ?... Türkiye standartlarının çok üzerinde bir spor kulübü olmak yolunda her geçen gün üzerine koyuyoruz…. Açık ara fark yaratan, yaratacak bir oluşum oluyoruz. Anadolu’da kokuşmuş İstanbul düzeninden bıkmış bunalmış çok insan bizim tarafımıza geçecek… Yeter ki inanmaya devam emek harcayanları desteklemeye devam imkân varsa bu yolculuğa destek yapmaya devam…’
Sivas maçı için bir değişiklik yapayım ve maçın başından itibaren not alayım dedim. Bu nedenle yazıyı maçı tekrar izlermiş gibi okuyun derim.
İlk 10 dakika Sivas, maçın başladığını fark edemeden 2-0 yaptık. Sonra da ağır çekim bir oyun. Bloklar arası mesafenin arttığı, Sivas beklerinin elini kolunu sallaya sallaya kalemize kadar geldiği bölümler. Can sıkıcı açıklar.
Bu noktada Allah’tan tribünlerimiz devreye girdi. 35.Dakikadan sonra art arda pozisyonlar bulduk ama atamadık. Özellikle 37. Dakikada 3 e 1 gidip te Juan’ın topu ezmesi anlaşılır gibi değildi. Sivas sağ bekinin Murat Paluli olması da bizim için büyük şanstı.
42. Dakikada Dennis yüreğimizi ağzımıza getirdi . Allah’tan ciddi bir sakatlık olmadı. Romulo’ya nazar değmesin . 46. Dakikada topu ısrarla takip edip köşe vuruşu alması sorumlu futbolcuya güzel örnek. Top ayağına yakışan oyuncularımız var ve ara ara seyir zevki zengin futbol oynuyorlar. Nasıl gol atabileceğimizi biliyoruz ama final paslarında ya çok yavaşız ya da başarılı değiliz. Gelin bize bir araba gol atın diyen Sivas savunmasına karşı ilk yarı sadece 2 gol bulabilmemiz düşündürücü oldu.
Takım olarak savunma yapmakta sorun yaşıyoruz. Bu durum devam ederse sezon boyunca bol gollü yenilgiler çok sürpriz olmaz. Orta sahayı koşarak ve paslarla geçmeyi başarabilen her rakip bizi çok rahat yener. Şimdiden söyleyelim.
İkinci yarıya da golle başlayabilirdik ama Romulo yararlanamadı. Sonrasında tam da beklediğimiz gibi Sivas yüklenmeye başladı. Takımımız da savunmaya daha doğrusu savunamamaya başladı. Tribünler tehlikenin farkındaydı ve cansiperane desteğine başladı.
Ve 55. Dakikada golü yemeyi başardık!!! Bütün topçularımızın kendi ceza sahamızda olduğu bir anda kendi kendimize golü yemeyi başardık. Yediğimiz gollerde stoperlerimiz bizim gibi izledi. İkinci golde Lis cepheden ve 20 metreden gelen topu çıkaramadı. Sonrasında da kâbus gibi bölümler. Tribünlerimiz de yenilen gollerin şaşkınlığı ile düştü.
72 de Fofana girdi ve biz tekrar yüklenmeye başladık. Oyun karakterimize geri döndük. En iyi oynayabildiğimiz oyun, rakibe ileride basıp kapılan toplarla hızlıca rakip kaleye gidebilmek. Anthony Dennis 78 de sarı kart görünce cezalı duruma düştü. 80. Dakikada yine 3 e 2 yakaladık rakibi yine atamadık. Bu kez kahramanımız Fofana. Son 10 dakikaya girerken tek beklentim tribünlerin çok güçlü bir şekilde maça girmesiydi. Onun yerine maçın bitimine 7 dakika kala Hugo girdi. Sanki Matsuki yerine Hugo daha önce girse daha iyi olur gibi geldi bize. En iyisini hoca bilir diyeceğim ama iki haftadır sanki biz bir adım öndeyiz.
….Ve bu ızdıraba son noktayı Premiyer Lig patentli Fofana koydu …97. Dakikada kaçan gole asla yorum yapmayacağım. Fofana tekrar premiere lige geri dönmek istiyorum fikrini kafaya koyar da ona göre çalışırsa konu çok farklı yerlere de gidebilir.
Önümüzdeki haftalardan beklentim öncelikle, 42 puanı bulalım. Sonrasına sonra bakalım…
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ne ve GÖZTEPE’mize SADAKATİMİZ ŞEREFİMİZDİR…
Av.MUSTAFA DALYANOĞLU