10 Ağustos cumartesi günü saat 21.45 te, Antalya’da, muhtemelen 30 derece sıcaklıkta ve % 75 nem oranında bir havada Antalyaspor ile sezonun ilk maçını yapacak ve sezonu başlatacağız. Biz de 18 Nisan 1987 tarihinden bugüne kadar olduğu gibi misafir tribünlerde yerimizi alacağız. Başta yaşadığım güzel şehrin takımı Antalyaspor olmak üzere üç semirtilmiş İstanbul takımı ve taraftarları dışındaki tüm takımlara başarılar dilerim. Dilerim ki bir değişiklik olsun ve Trabzonspor, Bursaspor’dan sonra bu sezon da şampiyon, öncelik GÖZTEPE’miz olmak üzere Anadolu’dan bir takım olsun. Üç İstanbul takımı lig bittiğinde son üç sırada olsunlar ve neden olduğunu bilmeden onları tutan Anadolu’nun saf futbolseverleri de kendi şehirlerinin farkına varsınlar.
SR şirketi, kar etmek ve para kazanmak amacı ile GÖZTEPE hisselerinin % 70 ini alarak hâkim paydaş konumuna gelmiştir. Sayın Rasmus ANKERSEN’de başkan olmuştur. Bu şu demektir: SR ve Rasmus ANKERSEN, GÖZTEPE armasını cümle âleme karşı temsil etmektedir. Tekrar ediyorum: Sayın Rasmus ANKERSEN, arması, tarihi, tribünü, futbolcusu vs. GÖZTEPE’nin başkanı olarak, diğer takımlara, hakemlere, futbol federasyonuna, bakanlığa, devlet kurumlarına ve ülke dışındakilere karşı bizi temsil etmektedir. Bizler kendi aramızda bu temsilin hakkını verip vermediği konusunu konuşur, ölümüne tartışır ve diğer tüm başkanlarda olduğu gibi geçer karşısına çatır çatır söyleriz. Çünkü bu tribün bambaşka bir yapıya sahiptir. Bunun hakkını da her dönem vermiştir. Ancak, rakip tribünlerin alay edebileceği başkanımızla el alemin içerisinde biz alay etmeyiz, ettirmeyiz. GÖZTEPE ARMASI’nı temsil eden kişiliklere karşı, topçusundan malzemecisine, güvenlik görevlisinden en tepedeki başkanına kadar SAYGI DUYARIZ, SAYGI DUYMAYANA SAYGI DUYMASINI ÖĞRETİRİZ… Geçmişte olduğu gibi…
Bu tribün nasıl bir tribün mü ? Yaşları 18 ile 30 arasında olanlar çok farkında olmayabilir. Hatırlatalım: 2002 den 2006 ya kadar her sene takım küme düşerken tüm ülkede, TAKIM DÜŞERKEN TRİBÜN YÜKSELİYORDU dedirten , neresi olursa olsun peşinden giden , bugün tüm ülke tribünlerinin bilinçdışı arketiplerinde kazılı ve durduk yerde avaz avaz söylemeye başladıkları onlarca tezahüratı soğuk ve yağışlı deplasman yollarının buğulu camlarında besteleyen bir tribün.
Bu tribün, başarıya aşık olmadı. Armasına âşık oldu. Yıllarca alt liglerde, 104 il ilçe kasaba ve köylerin bazen portatif tribünlerinde sevdalarını haykırırken dönüp televizyondaki boyalı basın yemlemelerine bakmadı bile. Hatta o kadar ki ulusal takım kadrosu açıklandığında bu takımın sevdalılarının, hangi oyuncunun nerde oynadığını bilmediğinden dolayı alaya alındığı çok olmuştur. Çünkü İstanbul takımlarına göz ucu ile bile bakmayan, GÖZTEPE’miz ile yatıp GÖZTEPE’miz ile kalkan insanlardı onlar. En güzel pankartları el emeği göz nuru ile onlar astılar. Bu tribün Türkiye Cumhuriyet tribünlerinde sayısız ilke imza attı. Bunlardan birisi ilk hentbol deplasmanıdır. Antalya’dan Burdur’a. Hem de yaklaşık 100 kişi. Bu tribün bunları hep alt liglerde yaptı. UNUTMAMAK GEREKİR…
Tavşanlı maçı sonrası yaşanan olayları asla referans gösterip gözdağı vermeye de kalkmayın. O tepkiyi çok iyi okumak gerekir. Başarısızlık ardından gelen o tepki de , TEMSİLİN HAKKINI VERMEYENLER YERİNE ÖFKENİN KULÜP BİNASI MAĞAZA VE KULÜP MÜZESİ!!! Gibi cansız organizmalara yöneltilmesi idi. Sonraki sezon tribün aslanlar gibi yerini aldı ve HADİ BAKALIM OMUZ OMUZA deyip ilk düdükle beraber sevdasını haykırdı.
Bu tribün hiçbir zaman sessiz kalmadı. En üst kademede, nezaket sınırlarının defalarca aşılarak kim ne yanlış yapıyorsa çatır çatır söyleyip, sözlerini her defasında: ‘BURASI GÖZTEPE HERŞEYİ YAŞAYACAKSINIZ’ şeklinde bitiren bir tribün burası. ASLA GAZA GELMEZ. HERŞEYİ GÖRÜR. İNCE ELER SIK DOKUR. Ama herkesin de hakkını verir.
Bu noktada SR nin icraatlarının – ki bence çok yetersiz ve saçma sapan bir transfer politikası izliyorlar – hiçbir yerinde Sayın SEPİL ’in bulunmadığı, bu nedenle kendisinin de bu işleyişten rahatsız olduğunu bu tribün bilir ve bilmelidir de. Son düşüşümüzdeki anlamsız icraatları, ligin bitimine 10 hafta kala en iyi topçuların satılması, kendisinin ABD ‘ ye gitmesi gibi daha sayılabilecek onca hatasının üzerine basın toplantısında sevgili Simge YILMAZ Bağcı’nın (SEMPOL ABLA) sorusu üzerine NEDEN ÖZÜR DİLEYECEKMİŞİM? Cevabını vermesini tabi ki unutmadık. Bu incinme elbette unutulmaz. Ancak Sayın Sepil ’in, özellikle futbol dışındaki şubelerimizin yapılanmasındaki çabaları, idari yapılanmada gelinen durum ve her defasında elini cebine atarak birçok sorunu çözmesi karşısında saygı ile konuşulması gereken birisi iken cimri SR ’ nin yetersiz politikalarından sorumlu tutmak en hafif tabir ile acımasızlık olur.
Son olarak sakat sakat yarışarak Olimpiyat 5.olan sporcumuz evladımız FERHAT ARICAN kardeşimizi kutlar gözlerinden öperim. Bilmem farkında mısınız ama bu şu demek: GÖZTEPE OLİMPİK ŞUBELERİNİN yapılanması görevini üstlenen bu kardeşimiz kendi dalında dünyanın en iyi 5.sporcudur, GÖZTEPE ARMASI taşımaktadır ve bununla sonuna kadar GURUR DUYULMALIDIR. Sevgili ÖZKAN CENGİZ’in demesi ile : ‘2028 LOS ANGELES olimpiyatlarında bizi izlemeye devam edin…’
Bu konu çok daha su götürür. Sezon içerisinde Allah Korusun başarısız sonuçlarda değil başarılı sonuçlardan sonra bile SR’ nin bizimle ilgili politikasını yerden yere vurmaya devam edeceğiz. Ancak saygı sınırlarını aşmadan, GÖZTEPE düşmanlarına fırsat ve malzeme vermeden.
NE DİYORDUK ?
NE OLURSA OLSUN GÖZTEPE’mize BİR ŞEY OLMASIN…
NE DEDİK DEFALARCA ?
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ne ve GÖZTEPE’mize SADAKATİMİZ ŞEREFİMİZDİR…
Av.MUSTAFA DALYANOĞLU