Özkan Cengiz
Dünya ekonomisi bambaşka bir dönemden geçiyor, geçenlerde Blomberg'te Japonya ekonomisi için yazılan bir makaleye denk geldim.
Makale uzun ama özünde anlattığı hikaye, kapitalist ekonomilerin, kendi içinde bir düzeni olduğunu, bu düzenin doğal akışında yaptıkları stratejik hatalar, borçlanma sorunları, kar ve değer yaratamama durumundaki şirketlerin, doğal seleksiyon sonucu iflas ettiklerini ve ekonomik ortamdan çekildiklerini anlatıyor.
Daha sonra da pandeminin yarattığı olağanüstü koşullar nedeniyle pandemiden zarar gören şirketler için finans kurumlarının ve devletlerin yarattığı ekstra imkanlar, doğal seleksiyon nedeniyle iflas etmesi gereken şirketlere de can suyu olduğunu ve olması gereken iflaslar olmadığı için piyasa da zombi şirket sayısı artığını ifade ediyordu.
Bu zombi şirketlerin sayısının artması ekonomiye kalıcı zararlar veriyor. Çünkü bu şirketler artık bir nevi ölü şirketler olduğu için hiçbir kurala uymadan piyasa ilkelerini dikkate almadan başlıkta yer aldığı gibi yaptıklarının sonunu düşünmeden hareket etmeleri piyasadaki rekabeti, piyasadaki ücret seviyelerini, piyasadaki fiyat düzeyini, piyasadaki hammadde kullanımlarını kısaca herşeyi bozuyor ve günün sonunda o ekonominin de sonunu getiriyor.
Japonlar kendi ekonomileri için böyle bir derde düşmüş, bizde kendi ekonomimiz için böyle bir derde fazlasıyla düşmeliyiz, hoş bizim için bu tarz zombi şirketlerin varlığı pandemi öncesine de dayanıyor o yüzden üstüne makaleler değil belki de kitaplar yazmak lazım.
Ama bu köşenin ana fikri Göztepe ve buna bağlı olarak futbol olduğuna göre lafa oradan devam edelim.
Türk futbolu ile yazdığım yazılara şöyle bir baktığımda esasında benzer konuları herhalde 15 yıldır yazıyorum, ve acıdır ki her defasında bir önceki yazımdan daha kötü bir ortamda ve daha da acıdır ki bir önceki de yazımızda bak bunlara önlem almazsanız, almazsak bak şöyle olacak dediğimiz herşeyinde olduğu günlere geldiğimizde yeniden yazıyoruz.
Kısaca bugünün durum tespitini yaparsak;
1) Türk Futbolu yayıncı bulamıyor,
2) Türk Futbol ekonomisinin en güçlüsünden en güçsüzüne transfer yapamıyor,
3) Türk futbolu Dünyanın artıklarını ucuza alabilmek için transfer dönemini kaydırıyor.
4) Türk Futbolcuları maaş almayı unutmuş, harçlık ve primlerle geçinmeye çalışıyor,
5) Bonservisler hep taksitli, birinci taksitten sonraki taksitler hep mahkemelik,
6) TFF’nin bırak yıllık planı haftalık planı yok, sabahları uyanıp o gün ne yapacaklarına karar veriyorlar.
7) Hakemlerin en iyi niyetlileri yeteneksiz kapasitesiz, biraz yetenekli olanları çakallık, eyyam, koltuk peşinde.
8) Türk Milli Takımı en basit turnuvalardan hezimetle dönüyor
9) Türk Kulüpleri Avrupa mücadelelerinde averaj takımına dönüştü.
10) Altyapılardan hiç bir şey yetişmiyor, Milyonlarca gencin futbolla yatıp kalktığı bir ülkede sene de 3 tane yetenekli futbolcu denk getirdik diye alt yapılarda gelişimden bahsediyoruz.
…
Ben daha çok yazarım da artık yazının okunası kalmıyor.
Bu olan bitene onlarca sebep yazabiliriz ama yazının başlığına bağlar isek, Zombi kulüpler hızla Türk futbolunun sonunu getiriyor.
Borçlansak ta bir şey olmuyor, olmayan gelirimizi harcasak ta bir şey olmuyor, takımın ihtiyacı değil popülist transferler yapsak bir şey olmuyor, alakasız hocalar getirsek te bir şey olmuyor, çok kötü olsak ta düşmüyoruz, Rakibimiz Türk takımı ise her türlü güç dengesizliğine rağmen bizi alt edecekse hakem, tff nasıl olsa devreye girer, biz düşersek düşme kalkar, biz batarsak kurtarırlar, biz düşersek kaldırırlar, bizsiz olmas anlayışı kısaca "Zombi Kulüplerin Varlığı" Türk futbolunu bitiriyor.
İkinci yarı ile beraber Türkiye Süper liginde iki takım yükselişe geçti, ortak özellikleri ne, altyapıları mı, transfer komiteleri mi, teknik direktörleri mi, taktikleri mi, teknikleri mi hayır hiç birisi değil, nedir biliyormusunuz. “Sepil ve Ciner”
Çünkü Süper ligteki 20 tane takımın ortalama 25 kişilik kadrosu var desek 500 tane futbolcudan ay sonunda maaşını alma garantisi olan, seneye de aynı Başkanla, çok büyük bir terslik olmaz ise aynı hocayla devam edileceğini, transfer olursa da, kalırsa da normal koşullarda gerçekleşeceğini düşünen, üç yıllık sözleşmesinin gerçekten üç yıl anlamına geldiğini düşünen 50 tane topçu varsa bu iki takımda oynayanlar. Başka benzer takımlar da var biliyorum ama onlar daha çok yolun başında o sebeple onların Sepil ve Ciner kadar zaman geçirdikten sonraki tutumlarını da izlemek lazım.
Madem bu tablo senin yazdığın gibiyse derdin ne işte siz yolunuza devam edersiniz diyebilirler, ama ne yazık ki Göztepe’mizi alıp başka bir ülkeye başka bir lige gitme şansımız yok, keşke alıp Championship ligine gitme şansımız olsaydı o zaman belki kendimizi daha adil bir rekabet ortamında deneyebilirdik.
Bizlerdeki sorun esasında Türk Futbolunun da sonunu getirecek sorun, Sepil ve Ciner’in madem öyle bende oynamıyorum demesi.
Makamı ne olursa olsun bu ülkenin futboluna gönül verenler biran önce trenin artık tünelin sonunda olmadığının burnumuza kadar geldiğinin ve vurup dağıttıktan sonra toparlamanın mümkün olmayacağını anlamalı ve aksiyon almalılar.
1) Eksiğiyle gediğiyle de olsa spor yasası biran önce çıkmalı,
2) birikmiş borçlar sorunu bir varlık yönetim şirketi ile mi olur başka bir şeyle mi olur borçsuzlarla borçluları eşit şekilde etkileyecek bir formülle bir an önce çözülmeli bir mali milat yaratılmalı,
3) şirketleşme modeli ile mi olur sorumluluk içeren kulüp modeli ile mi olur bir şekilde kulüp yöneticiliği bir sistematiğe bağlanmalı,
4) Süper lig, 1.lig, Türkiye Kupası başta olmak üzere yapılanmalar yeniden düzenlenmeli,
5) TFF düzenleyici kurum yapısına dönüştürülmeli, yönetmek ile düzenlemek birbirine karışmamalı, kulüpler birliği sistemi hukuki yapıya kavuşturulmalı, Sporcu birliği sistemi hukuki yapıya kavuşturulmalı ve futbolun yönetimi bu yapılara bırakılmalı,
Bütün bunlar ve daha fazlası artık kurulacak bir platformda tartışılmalı ilerlenmeli bir yol bulunmalı,
yoksa mevcut sistem bizler dahil tüm külüpleri zombi kulüplere dönüştürecek ve zombi kulüplerde Türk futbolunu yok edecek, bizde dünya markası stadyumlarımızda futbola benzeyen şeylere futbol diyerek yok olacağız.
Alayına İsyan İnadına Göztepe
Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.