Oğuz Reşat Sipahi
Sene başından beri takım iç ve dış saha farketmeksizin gol atmakta zorlanıyor.
Evet bunda Hüseyin Kalpar'ın da, oyuncuların da payı var.
Ya yönetim?
Forvet transferinde bu kadar geç kalın diye Hoca mı söyledi?
Hadi bunların hepsi oldu...
İlk altı haftanın kanser edici olacağı da belliydi ve etti...Bu kanser sürecinde evet takım gol atamadı, atamıyor... Lakin, kötü oynadığını söylemek de zor. Hatta bence çoğunlukla iyi oynadı. Pozisyona giriyor bazı bazı zor olsa da ama hep kolay kaçırıyor. Ki evet bu maçta Samsun ve Rize açına göre daha az pozisyona girdik. Girdiklerimizi de ya hakem yedi, ya oyuncular...
Hakem nasıl yedi? Yine penaltı vermeyerek... Yine kırmızı kart kullanmayarak...
Hakemler sürekli hakkımızı yiyorlar... Yönetim ise "mute" tuşuna basılmış gibi...
İnsan Bilgin dönemini anmadan edemiyor ki hakemler hakkımızı yemeye cüret bile edemezdi.
Evet altı maçtır pekçok penaltımız verilmedi. Bu maçta da verilmedi.
Tüm bunlara Hüseyin Kalpar'ın cılız sesi dışında kimse tepki vermedi.
Yönetim sessiz kaldı, kulağının üstüne yattı, yatmaya devam ediyor.
Bir de şu var. Alsancak Stadı olsa o penaltılar bu kadar kolay es geçilemezdi.
6500-7000 taraftar takımı ileriye gitmeye, hücum prese çok daha kolay iterdi.
O kırmızı kartın üstüne yatılamazdı...
Hakemler taraftarı tahrik etmeye bu kadar cesaret edemezdi.
İlla ki Atatürk Stadı diyenler kimlerse... İşte sonucu... Üç maçta dört puan, beş puan kayıp. Verilmeyen penaltılar, kırmızı kartlar.
Hakkımızı avurduyla götürdüler, yemeye devam ediyorlar...Bu gidişle aksırıncaya, tıksırıncaya kadar yiyecekler.
Taraftara gelince... Cefakeş Göztepe taraftarı yine işin başındaydı. Elinden geleni yaptı. Ne mutlu ki kapalının sağı ve solu karşılıklı tezahürat yapmayı başardı. Takım da bu dakikalarda hareketlendi. İronik olarak tribün durunca, takım da durdu. Neyse ki protestolar esnasında gol yenmedi. Kendi adıma maç bitmeden yapılan protestolara katılamıyorum. Futbolda son dakikaya kadar herşey mümkün (Bakınız Rizespor maçı). Bu ülkede de hiçbirşey oluncaya kadar olmuş sayılmaz. Taraftar teknik direktör Hüseyin Kalpar'a protestoda haklı olabilir ama keşke protesto maçtan sonra yapılsaydı...
Takımdan bahsedecek olursak, defans giderek oturuyor. Son dört maçta tek gol yediler. Bu maçta da net pozisyon vermediler. Ofans ise yerinde saymaya devam ediyor. Kulelerimizi birarada oynatmayıp (ya da 10 dk oynatıp), oynayanlara da isabetli orta yapamamaya devam ediyoruz. Şut çekme özürümüz de fazla geçmedi. Maçın flaş adamı Halil son vuruşa ya da ortaya kadar harika ötesi ama o noktada kendini geliştirmesi gerek. Sağ ayağını daha da geliştirebilmek için de önünde uzun seneler var, umarım kullanır. Dilaver'den herkes çok daha fazlasını bekliyor. Kaptan İlhan elinden geleni yapıyor ama agol yollarına daha fazla yaklaşmaya çalışırsa kısırlığa belki tekrar çare olmaya başlar. Ali'nin sakatlığı umarım ciddi değildir. Twitter'ını da kapatıysa kötü olmamş. Bu arada bu lige göre çok "light" ya da "çıtkırıldım" bir hücum tarzımız devam ediyor. Şaban ve Bedi ile başlasak ya da daha uzun süre çift forvet oynasak farklı olur muydu? Bu noktada Hoca değiştirmenin faydası olur mu? Olma olasılığı da, olmama olasılığı da var. Tahmin etmek zor. Hayat kontrol grubu olmayan, tek kollu, ileriye dönük olarak çeşitli müdahalelerin sonuçlarının tek yönde yaşandığı ve sonuçlandığı bir süreç. Ben kendi adıma istikrardan yanayım. Bununla birlikte şampiyonluk sözde değil özde isteniyorsa, Göztepemizi yönetenler tarafından, stad değiştirmenin ve hakemlerin bu olumsuz tavrı konusunda sert tepki vermenin faydalı olma olasılığının çok daha yüksek olduğunu düşünüyorum. İsteyenin bir yüzü kara... Alsancak Stadı tribünün takımı ileri itmesinin daha kolay olduğu bir mekan... Verilmeyen penaltıların hesabını Hoca kadar yönetim de sormalı. Şampiyonluk isteniyorsa olmazsa olmazlar; hakkını savunabilen yönetim, başkanlık yapan bir Başkan ya da görevini yapacak Ali Gültiken benzeri bir kişi gerekiyormuş gibi gözüküyor.
Evet altı haftalık bekleme süresi bitti. Takım an itibariyle ikincinin 9 puan gerisinde. Şampiyonluğun tarifi maç başı iki puansa, takımın deplasmanlardan puan almayı öğrenmesi (Hüseyin Kalpar daha geçen senenin sonundaki Bucaspor maçı hariç deplasman puanı yok) ve içeride kazanmayı öğrenmesi gerek. Hiçbirşeye müdahale edilmezse bu çok zor. Bu süreçte başta hakkını savunabilen ve futbolcularla daha yakından ilgilenen bir başkan ve/veya yönetim ve/veya idari menajer olmak üzere, teknik direktör, kadro, TFF-hakemler ve stad değişkenlerinden bir ya da tercihen fazlası müdahale gerektiriyor. Yok "Biz memnunuz, zaten programımızda şampiyonluk yok, izleyelim." diyorsanız, söyleyin bize, boşu boşuna kendimizi üzmeyelim, kahrolmayalım.