Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Enseyi Karartmayalım
Hafta içinde kaybettiğimiz, Yazar, Gazeteci, Köşe Yazarı, Oyun Yazarı kısaca fikir adamı Çetin Altan’ın belki de bizlere en büyük mirası olan sözü “İnsanlık kötüye gitmez, Türkiye de kötüye gitmez, enseyi karartmayın”. Kendisini rahmetle anıyoruz. Umarız toplumumuzun düşünce yapısında bir gram değişikliğe yol açmış herkes gibi ışıklar içinde yatsın.
Konuyu bugüne getirirsek ilk söyleyeceğimiz şey “Göztepe’de kötüye gitmez, enseyi karartmayalım”
Geriye her haftasında elli tane değişiklik olacak 25 hafta daha var. Bu 25 hafta boyunca çok büyük terslik olmaz ise ilk 5 içerisinde ineceğiz çıkacağız. İyi gidersek direk çıkacağız. İdare edersek play off oynayacağız. Çıkacağız veya çıkamayacağız.
Bugün klasik maç sonu geyiklerimizi yaparken sevgili Oğuz Reşat Sipahi ile sondan başa bir analiz yaptık. Çıksak orada kalabilecek miyiz yoksa düşmeye mi oynayacağız. Başkan ne kadar büyük kaynak aktarırsa aktarsın. Oynayacak stadımız yokken, her sene bambaşka bir yapıda faaliyet göstermiş olacak bir kulüp olarak açık söylemek gerekirse süper ligden düşme olasılığımız hiçte az değil.
Sportif başarı bir spor kulübünün her şeyi tabi ki her sene başarılı olmak en güzel şey. Ancak Türkiye gibi ligleri arası kalite farkı çok açık olan ülkelerde her sene çıkmak ve çıkışa kulübün diğer yapılarının uyum göstermesi hiçte kolay bir şey değil. Bir sene sonra çıkmak bir sene daha bu ligin havasını suyunu alıp, bir sene daha dişlileri yerine koymak bu sene çıkmaktan çok daha iyi bir seçenek olabilir.
Tabi ki bilerek isteyerek çıkmayalım demiyoruz. Ama şunu ortaya koymak istiyoruz. Çıkmamak dünyanın sonu değil, çıkmamanın olumlu yönlerini değerlendirebilmek için yapmamız gereken şeylerde az değil, kulübümüzün yapısını oluşturmak, bir süper lig kulübü gibi hocanın başkanın üzerindeki yükleri sistemlerin üzerine çekmek, yerel yöneticilerle, diğer kulüplerle, taraftarlarla, futbolcularla ilişkilerimizde bir süreç yaşamak ve her kademede her alanda taşların yerine oturduğu bir dönemi geçirmek en azından çıkmak kadar önemli.
İşin bir diğer avantajına dönersek, bizi yiyen bitiren çıkma stresinin önüne geçmek, bugün maç bittikten sonra şöyle bir etrafıma baktım, herkes burnundan soluyordu, gerginlik had safhadaydı. Hoca, başkan yönetici, taraftar hepsi pimi çekilmiş bomba gibiydi. Daha bir buçuk sene önce Göztepe gibi bir takımın olduğunun farkına varan Sepil Holding yöneticileri bile tef gibi gerilmişti.
Ne olmuştu ki bu kadar gerilecek altı üstü deplasman da bir lig maçı kaybettik. Kaybettiğimiz maçta m2 ye düşen yağmur belki de 10 kilo, bırakın top oynamayı ayakta durmanın zor olduğu bir sahada hata yapan kaybedecekti biz hata yaptık biz kaybettik. Büyütmenin dünyanın sonu gibi davranmanın lüzumu yok.
Gelin kurtulalım şu stresten, bu sene çıkmazsa yok olacak takım ruh halinden kurtulalım.
Bu sene bu ligi tanımaya gelmiş, renk katmaya gelmiş, yenilse de yoluna devam edecek, yapılanmasını yapmış takım hüviyetine dönelim. Sonuç odaklı değil güzel futbolu hedefleyelim, 1 puan 1 puandır hesaplılığını bırakalım çıkalım yenelim yenilelim. Bu oyundan zevk alalım.
Başkanın, hocanın, futbolcunun taraftarın, üzerindeki baskıyı kaldıralım. Beş sene de dört lig düşüp İnadına Göztepe diye yollara düşen inancımızla yola devam edelim.
Çetin Altan üstadın dediği gibi enseyi karartmayalım. Yarın sabahtan itibaren yeni bir gün yeni bir hafta bir sonraki deplasman ksk, yapacak çok iş var. Haydi hep beraber yeniden;
ALAYINA İSYAN İNADINA GÖZTEPE
Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.