"Her imparatorluk çökmeye mahkumdur." Böylesi bir tespit kötümser gözükebilir. Bununla birlikte tarihteki bütün imparatoruklar için geçerli olmuştur. Peki bu tespitin futbol imparatorluğunu da içine alma riski var mıdır? Hiç kuşkusuz bütün imparatorlukların, ölümlü de oısalar aniden yok olmaları ender rastlanan bir durumdur; Roma İmparatorluğu örneğinde görüldüğü gibi ko ma durumu yüzyıl1arca sürebilir. Bununla bırlikte Sovyet İmparatorluğu'nda tersine tanık olunmuştur. Birçok gözlemciye göre korku saçan, çok güçlü bir imparatorluk birkaç ay içinde çôküvermiştir. Futbola gelirsek; bu yüzyılı bile çıkarabileceğinin, yüzyıllardır olduğu gibi uluslararası toplumun en güçlü çimentosu olmaya devam edeceğinin garantisi var mı? Yirmi yıla kadar değişip değişmeyeceğini, çocuklarım daha küçükken nasılsa bugün de aynı şekilde birlikte maç seyrederken duyduğumuz zevkin ileriki yıllarda da sürüp sürmeyeceğini nereden bilebilirim?
Bir impatarorluğun, egemenliğini sürdürebilmesi için sürekli kabul görmesi, arzu edilir olması gerekir. Futbol fetih yoluyla değil, kabullenme, katılım yoluyla geliştiğinden, onun imparatorluğunun silahla kurulan imparatorluktan daha kalıcı olduğu iddia edilebilir. Efendileri aşırı güç gösterisine kalkışmadıkça, iktidar sarhoşluğuna kapılmadıkça engeller
kalkacak, olumsuz eleştiriler olmayacaktır. Kısacası tartışmaya açık oldukları, kendilerini yeniledikıeri sürece davayı kesinlikle kazanacaklardır.
Futbola yatırılan paralar, başarısının işaretleridir. Ama bu paralar onun ölümünün habercileri de olabilir. Bilet fiatlarında aşırı artışlar olursa mütevazı ailelerin hep birlikte maçlara gitmeleri mümkün olacak mıdır? Eğer spor alanlarına sadece sponsorların davet ettiği takım elbiseli, kravatlı insanlar giderse, bunlar takımını sadece gösteriş olsun diye alkışlarsa, stadarda şarkılar söylenmez, dans edilmezse ortama ne olacaktır? Stadlara giden yüksek düzeydeki yöneticiler sadece maç seyretmek ya da ceşitli ilişkiler kurmak için değil,ordaki havanın keyfini sürmek için de gidiyorlar maçlara. Bu havayı sağlayan, kesinlikle halkın doldurduğu tribünlerdir. Stadara sadece yüksek düzeyde yöneticiler gittiğinde nasıl bir ortam olacaktır?
Futbol, eğer gücünü sağlayan değerleri korursa yaşayabilir. Bütçe savaşına dönmez ve insani değerleri olabildiğince ) taşıyan kolektif bir spor olarak kalabilirse ... Bu amacın gerçekleşmesi için kulüpler arası maçlar kadar uluslararası maçların da sürdürülmesi esastır. Gerçekten de milli takımlar arasındaki maçlarda belirleyici olan para değildir. Bir
maçın sonucunu dikte eden, bir ülkenin gayri safi milli hasılası değildir sadece. Buna karşılık kulüpler arası maçlarda şu ya da bu kişinin toparladığı bütçe, sportif hiyerarşi alanında gitgide daha fazla belirleyici olmaya başlamıştır büyük olasılıkla. Dolayısıyla milli maç takvimlerinin ön plana çıkarılması ve kulüplerin bu takvimlere uygun biçimde yapılan sportif karşılaşmalarda efendiliğe soyunmalarının engellenmesi gerekir. Öte yandan önemli olan bir başka konu da milli takımlar bağlamında futbolcuların dur durak bil
meden çeşitli ülkelerin vatandaşlığına geçmelerinin önlenmesidir. Nedir sözkonusu olan? Futbolun bu konuyla ilgili olarak FIF A tarafından belirlenen mevzuatı son derece açık
ve öteki spor dallarına göre de çok katıdır. Genç takımlar da dahil olmak üzere bir ülkenin formasını giyen oyuncu, başka vatandaşlığa geçse dahi futbol hayatı boyunca başka
bir milli formayı giyemez. Bu kural yumuşatılmıştır bereket versin. Öncelikle, çifte vatandaşlık durumunda, 21 Yaşından önceki ilk tercihini reddedebilme şansı vardır. Bu
istisnayla Avrupa'da yaşayan ama özellikle Afrika kökenli olan gençler doğdukları ve ilk vatandaşı olduklan ülkenin milli formasını giyebiliyor. Dolayısıyla Güney ülkelerini ko-
ruyor bu istisna. Öte yandan, FIFA 1 Ocak 2004'ten itibaren başka bir ülkenin milli takımında oynamayan yabancı oyuncuların kolayca vatandaşlık değiştirmesine sınırlamalar getirmiştir: Bu iş için adayolan futbolcunun kendisinin ya da ebeveynlerinden birinin veya büyük ebeveynlerinden birinin o ülkede doğmuş olması, hiç değilse o ülkede iki yıl
sürekli ikamet etmiş olması gerekiyor.
Bu açıdan bakıldığında düzenlemelere gitmek, olasılıkları düzenlemektir. Parasal amaçların gitgide artan baskısını hafifletmektir. Sonuç önceden bilinecekse, maçı kimin kazanacağını öğrenmek için karşılıklı oynanan takımların bilançolarına bakmak yeterli olacaksa futbol aynı heyecanı verir mi? Halk her zaman aynı tutkuyla bağlanabilir mi futbala? Norbert Elias'ın deyişiyle "the quest for excitement'" [heyecan arayışı] mümkün müdür her zaman? Dünyanın en popüler sporunun, paranın ve paragözler imparatorluğunun etkisi altına girmesi ihtimali; taraftarlık tutkusunun ve maçların dramatik yoğunluğunun öylesi bir gelişmeden ölümcül biçimde etkilenmesi ihtimali korkuruyor. Maçın önceden oynanmış olduğu, hiyerarşilerin tartışılamayacağı, küçüğün büyüğü yenebileceğine dair en küçük bir umudun kalmadığı, yorumcunun, fanatiğin, taraftarın, televizyon seyircisinin sürprizle karşılaşması ihtimalinin olmadığı kanaati yaygınlaşırsa bu durum sadece yatırımcıları rahatlatır. Futbolun tüm öteki aktörleri ya da aşıkları umutsuzluğa düşerler. Bu noktaya gelindiğinde statlar boşalacak, yatırımcılar davayı kaybedecektir.
Patrick Boniface, Futbol ve küreselleşme, NTV yayınları, 2007:193-196.
Her imparatorluk çökecek midir?
- Ayrıntılar
YORUMLAR
KÖŞE YAZILARI
-
İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
10 May 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
-
Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
12 Nisan 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
-
Gözyaşları...
21 Nisan 2019Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
-
Göztepe TEK Büyüktür.
28 Nisan 2018Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar: