Güçsüz olanların sebepleri de bitmez bahaneleri de…
Güçlü olanı güçlü olan yapan en önemli olgu; sorunların üstesinden kısa sürede gelecek çözümler bulabilmesi ve bunu uygulayabilme yeteneğidir.
Taraftar ve camia üzerindeki bu karamsarlık iddiasızlıktan değil, tamamıyla alınan yanlış kararların, kişisel kaprislerin, ‘sadece ben en doğrusunu bilirim’ tarzı yaklaşımların sonuçlarının, takımı ve bizleri negatif yönde etkilemesindendir.
Aksi taktirde kaybedilmiş bir şey yoktur.
Bugün zirveye oynayan üç takım da kalan maçlarının tamamını kazandığı takdirde; bir üst lige çıkacak olan takım Göztepe’dir.
Ancak burada asıl problem bu inancın bizlere maalesef aşılanamamış olması ve camianın tam anlamıyla kenetlenememiş olmasındandır.
Bunda şüphesiz ki 28 haftadır istikrarlı bir takım kurulamamasının yanında sistemin her maçta değişmesinin de etkisi büyüktür.
Ancak,
Unutulmamalıdır ki karşınızdaki bir insanı suçlarken ona işaret parmağınızı tutup;
SEN… derken bile sadece bir parmağınız onu gösterir, üç parmağınız ise SİZE bakar.
Burada tek bir şahsı hedef göstermek, diğer suçu olanları aklamak ya da kendi kabahatinizi görmemek anlamına gelecektir.
Başarısızlıkta sürekli bir suçlu arar ve her şeyi ona yıkmak isteriz. Peki bizde suçlu kim?
Kim olduğunu ben size söyleyeyim;
Tek bir suçlu var, o da ;
BİZ…
Kimden mi bahsediyorum;
Başka önemli işi olmadığı halde veya biraya, sigaraya para bulabilirken, iki haftada bir kere 5 lira verip maça gelmeyen taraftar (gelemeyen demiyorum),
Tonla para döküp takımını izlemeye gelmeyen, takım içersinde neler olduğu takip etmeyen başkan,
Sebepli sebepsiz üç hafta banko oynattığı adamı diğer hafta kadroya bile almayan teknik direktör,
Hepsini izleyip aldım, kefilim dediği oyuncuların birçoğu kayıp olan ve bunları sorgulamayan Futbol Direktörü dahil olmak üzere hepimiz suçluyuz.
Çünkü burada BEN değil, BİZ varız…
Kimse EDİLGEN değil, hepimiz ETKEN’ iz.
Taraftarın sahaya attığı yabancı madde,
Futbolcunun kaçırdığı gol,
Başkanın ödemediği taksit/prim,
Teknik direktörün küstürdüğü oyuncu,
Futbol direktörünün aldığı kararlar…
Bunların hepsi bir bütündür ve sene sonunda kaderimizi belirleyecek olan da budur.
Ne sadece bir tanesi, ne üçü… HEPSİ…
Mevcut durumda yapılması gereken basittir.
Ben veya Sen olgusundan sıyrılarak, BİZ olmak…
Her maçtan sonra eleştirdiğimiz, görevini iyi yapmıyor dediğimiz,
Bir türlü takımda bütünlüğü, ahengi sağlayamadı dediğimiz Özcan Kızıltan dönüp bize dese ki;
Tamam ben yapamadım bunları, ama siz yapabildiniz mi 28 haftadır?
Biz tribünde sağladık mı o bütünlüğü, ahengi?
Kim suçlu, kim güçlü, kim haklı, kim haksız, grup, dernek, tayfa orasında değilim…
Hala BİZ olamadık, asıl sorun bu. Hala kendi içimizde ‘Ötekileştiriyoruz’ bazı insanları ve grupları…
Hala işaret parmağımızla tek bir yeri gösterme amacındayız, diğer üçünün nereye baktığına dikkat etmiyoruz bile.
Gerçekten taraftarımızla, yönetimimizle, teknik heyetimizle BİZ olmayı başardığımız gün başlayacak güzel günler.
Aksi halde hala düşünmeye devam edeceğiz…
Buca, Tavşanlı, Akhisar, Güngören, Kartal nasıl oluyor da bizim üst ligimizde oynuyor biz buralarda sürünüyoruz diye…
Süleyman YENGİL