TRİBÜNÜMÜZÜN GÜCÜ
Değişen ve mesafelerin giderek kısaldığı , iletişim teknolojisinin baş döndürücü bir hızla ilerlediği günümüz dünyasında , paylaşılan sadece mal ve hizmetler değil. İşin içinde kültür, diller, hayat tarzları, sanat ve estetik de var. Bunların arkasında ekonomide olduğu gibi güçlü destek kaynakları yok. İşin insani yanı yeni örgütlenmelere hayat veriyor. Daha çok inisiyatif alanlar sivil toplum kuruluşları. Dünya birbirine yaklaşırken kültürel temaslarda başı çekmenin ne kadar önemli olduğunu bilen çevreler sivil ve gönüllü kuruluşlar eliyle girişimlerde bulunuyorlar. Göztepe tribünleri bu örgütlenmelerin en saf , en temiz ve en homojen örneğidir. Neden homojen ?
Tribünde her görüşten , her ırktan , her ideolojiden , her meslekten bir çok insan vardır. Her şeye rağmen homojendir. Çünkü ; bir ateist ile bir dindar , bir faşist ile bir sosyalist , bir liberal ile bir Kemalist tribünde omuz omuza ; “ fedadır sana her bir damlası , ister kan olsun isterse göz yaşı “ şeklinde haykırırlar. Deplasmanlarda , yollarda, bir tas çorbayı , bir ekmeği , bir gofreti , yeri geldiğinde iftarlığını , yeri geldiğinde bir şişe birasını şarabını paylaşır bu insanlar. Ama iki esas unsur vardır daima : GÖZTEPE’Lİ OLMAK VE PAYLAŞMAK. İşte bu yüzden homojendir bizim tribünümüz.
Maç günleri , maç saatleri yaklaştıkça , ister içerde ister deplasmanda olsun maça giden gitmeyen dünyanın dört bir yanında yürekler aynı heyecanla çarpmaya başlar. Beyinler tek bir düşünceye yoğunlaşır. ARMANIN ZAFERİ. Tribündekiler ile Brezilya’daki Murat Bey’in , İstanbul’daki Gökhan Bey ile Antalya’daki öğrenci Burak’ın , Yunus’un , Uğur’un , Edirne’deki Batuhan ile Sofya Üniversitesi’ndeki Ekrem’in tüm düşüncesi artık armadır , onun atacağı goller alacağı puanlardır. Herkes tek bir hedefte tek bir düşüncede tek vücut olmuşlardır.
Gol gelir. Tribünlerde binlerce kişi , internetten takip eden milyonlarca kişi varsa yayın gurbet ellerde bir kafe ve ya restoranda toplanmış milyonlarca arma sevdalısı dünyanın dört bir yanında aynı anda haykırır : GOOOOOOOOOOLLLLL. Sarılır birbirine kardeşler. Aynı haykırışlar yükselir. Gol be gol be. Dünyanın dört bir yanından semaya kalkan yumrukların hedefi de aynıdır. Ve gökkubbeye çok şiddetli bir sada çarpar dünyanın dört bir yanından : GÖZ GÖZ GÖZTEPE. Sadece kutsal Alsancak Stadının açık-kapalı tribünleri yapmaz karşılıklı GÖZ GÖZÜ. İstanbul – Antalya , Kayseri Erciyes Üniversitesi – Aydın Adnan Menderes Üniversitesi - Santa Clara – Sao Paolo karşılıklı GÖZ GÖZ çeker. Tek bir ağızdan tek yürek tek bilek.
Bu bir hissedişin , duyuşun , bir haykırışın paylaşılmasıdır tüm kainat çapında. Armaya bir kez daha biat edişin , sevginin imanın tazelenişidir. Milyonlarca sevdalının aynı gerçeği dosta düşmana haykırışıdır : GÖZTEPE’nin seyircisi yoktur. Taraftarı vardır sevdalısı vardır.
Her maç yeni bir doğuştur. Her maç yepyeni bir isyanın başlangıcıdır. Her maç sorulacak hesapların sorulacağı güne bir adım daha yaklaşmadır. Her maç yeniden kenetlenmenin , doyasıya hissedişin tekrar tekrar yaşanmasıdır.
10 Nisan 2010 Cumartesi Saat 14.30. Göztepe Alsancak Stadyumunda sevgililer bir kez daha buluşuyor. Gurbettekiler televizyon başında , internet başında yüreklerini koyuyorlar. Bizans’a bir adım daha yaklaşılacak o gün. Havuzlarda tepinenlere bir adım daha yaklaşılacak. Hesap gününe bir adım daha bir adım daha…
BAKMAYIN BİZE ÖYLE ANLAYIN BİZİ
ÖLÜMÜNE SEVİYORUZ GÖZTEPE’MİZİ.
HAYAL DEĞİL Kİ BUNLAR GERÇEK OLACAK
BU EVREN BİZİMLE SARHOŞ OLACAK..
NOT : Antalya’da yaşayan GÖZTEPE’LİLERİN cumartesi buluşmaları her hafta tüm hızı ile artarak sürüyor. Maç günleri tv yayını olduğunda maç saatinde , tv yayını olmadığında her cumartesi saat 19.00 da Akdeniz Üniversitesi Karşısı Metropol kafede. Bu hafta cumartesi saat 14.00 de toplanıp birlikte maç izlenecek ve hasret giderilecek.
SAYGILARIMLA…
NE OLURSA OLSUN GÖZTEPE’MİZE BİR ŞEY OLMASIN…
MUSTAFA DALYANOĞLU…