Geçen sene kendi sahamızda 55.dakikasını 0-5 geride kapatıp, maçı 3-5 mağlup bitirdiğimiz Sivasspor ile karşılaştık dün.
Geçen sene maça;
İrfancan-Paluli-Marko-Atınç-Burekovic-Obinna-Zulj-Soner-Halil-Jahovic-Ndiaye ile başlamıştık. Yani aslında 5 yiyen kadronun iskeleti ana hatlarıyla korunuyordu diyebiliriz.
Maça 0 (SIFIR) yeni transfer ile başlayarak, tek opsiyonumuz olan Moubandjeyi de oyuna almadan SIFIR yeni transfer ile bitirdik.
Takımın son haftalardaki ekstra motivasyonu, mücadelesi ve El Maestro’nun da katkılarını bir tarafa koyarsak son 3 maçtaki şansımız da bu virajı 9 puanla dönmemizde önemli bir etkendi.
Antalyaspor’un Katar’da Türkiye kupası oynayarak gelmesi, Malatyaspor’un forvet hattındaki eksikleriyle, lisansını bir gün önce çıkarttığı futbolcuları aynı anda kadroya koymasının doğurduğu uyumsuzluk ve Sivasspor’un ilk maçta bize 2 gol atan Stoper Goutas ile Fajr,Gradel başta olmak üzere birçok eksik oyuncusu olması gibi…
Tabii ki de yukarıda belirttiğim gibi ‘biz hiçbir şey yapmadık, rakiplerin dezavantajlı durumlarından dolayı kazandık’ gibi bir durum asla söz konusu değil. Saha içi motivasyon, mücadele ve kazanma arzusu çok net bir biçimde gözüküyor.
Ama daha da önemlisi tribün camia ve kadro bütünleşmesi ve dayanışması…
Tribünün (BİR KISMININ) ; yere yatıp zaman geçiren rakip kaleciye, kritik pozisyonlarda VAR’a gitmeyen hakeme, çaktırmadan iten,çeken,dirsek atan rakip oyuncuya bile etmediği küfürleri, Göztepe forması giyen bir iki oyuncuya etmekten vazgeçmesi, onlara da ihtiyacımız olduğunu anlamış olmasının takıma katkısı net bir şekilde gözüküyor.
Bir yolda bir mücadeleye çıkılmışsa, herkesle birlikte Soner’in orta sahadaki mücadelesine ve asistlerine, Berkan’ın Atınç’ın kafasına keseceği ortalara, sonradan da oyuna girse Tijanic’in gollerine, 35’lik Adis’in sağ çizgiden attığı ve altın tepside sunduğu asistlere VE TABİİ Kİ YENİ TRANSFERLERİN KATKISINA çok ama çok ihtiyacımız olacak.
İşte bu yüzden maç sonlarında bağırıyoruz ya, HERKES GELSİN! diye…
Çünkü güzel olan GÖZTEPE forması giyen HERKESİN katkısı, HERKESİN tribünle bütünleşmesi, HERKESİN mücadeleye ortak olması…
Bir tavsiye de sana İrfancan kardeşim;
Şayet bu ligde adından söz ettiren bir kaleci olmak ve sonrasında da Avrupa hedefliyorsan mutlaka ama mutlaka penaltıları ekstra çalışmalısın.
Lige çıktığımız Eskişehirspor final maçı öncesi, şu an Gazişehir FK’nın kaptanı olan, o zamanki kalecimiz Günay, şayet maç penaltılara kalırsa, hangi Eskişehirsporlu oyuncu nereye atar diye saatlerce bunu çalışmış ve hatta notlar almıştı.
Penaltılar atılmadan önce Günay’ın rakibin forma numarasını kontrol edip kağıttaki notlarına bakmasını hala daha unutmam.
Belki de o penaltılar sayesinde bugün bu ligde 5.sezonumuzu geçiriyoruz.
Günay o işi önemsemese, rastgele köşelere atlasa belki de şu an halen bir alt ligde, bu lige çıkmak için mücadele veriyor olurduk…
Unutmamak gerekir ki hiçbir başarı tesadüf değildir.
Yaşasın GÖZTEPE mücadelemiz
Süleyman YENGİL