Göztepe’de neler oluyor?
Süper Lig’deki 15. Hafta Sivasspor-Göztepe maçındaki bir pozisyonun anatomisini ve o pozisyonun neleri götürüp getirebileceğini analiz edeceğim.
Dakika 58. Maç 0-0. Konuk Göztepe’nin iki son adamı, Kadu ve Titi’nin sarı kartı var. Göztepe korner kullandı ve rakip takımın kontratağına sahne oldu maç. Kadu ceza alanına giren Rybalka’nın takibinde. Topa ayak koyayım derken bu son derece riskli pozisyonda arkadan, rakibini sendeletiyor ve Emre yerde. VAR kararıyla penaltı ve gol; Sivasspor:1-Göztepe:0. Sadece o kadar mı? Kadu pozisyondan dolayı ikinci sarıdan kızarıyor ve takımını 10 kişi bırakıyor!
PEKİ 58’DEN ÖNCE NE OLMASI GEREKİYORDU?
Bayram Hoca maça orta sahayı kalabalık tutan ve fizik-kondüsyon ve mücadele gücü yüksek, kayıp topları kovalayacak bir on birle önce beraberliği, sonra da rakibin yorulmasıyla birlikte kenardaki iki atak silahı Yasin ve Halil’i oyuna alarak galibiyeti hedefleyerek çıkmıştı. Üst üste üç maçını kaybeden Göztepe için bu yaklaşımı yabana atamayız. En azından Yasin ve Halil’den birisini kenarda tutmak normaldi bu zorlu deplasmanda.
Devreyi 0-0 tamamladınız ve ikinci stoperiniz de ikinci yarının başında sarı kartı gördü. Bayram Hoca’nın yerinde olsam o anda hemen Kadu ya da Titi’den birisini ikinci sarıdan kırmızı riskini bertaraf etmek için Poko ile değiştirerek kenara alır; Alpaslan’ı stopere çeker ve Poko’yu da Alpaslan’ın yerine monte ederdim. Dakika kaç olursa olsun (Bu gibi kararlar stratejiktir ve maçın ayrıntılarıyla kıyaslanmayacak kadar değerli kararlardır. Hızla karar verip hemen harekete geçmek gerekir bu gibi durumlarda)! Böylelikle takımı hücum için hareketlendirdiğim gibi kırmızı kart riskini de bertaraf ederdim.
Hadi bunu yapamadınız. Penaltı öncesinde defans güvenliğini ve derinliğini neden o kadar ihmal ediyorsunuz? Son derece önemli ve en azından beraberlikle ayrılınması gereken bir maçta kademeyi nasıl ihmal edersiniz? Kenar yönetimi kadar saha içi liderlik de çok önemli (Kaptan Selçuk geçen sezon saha içi liderliğini çok iyi yapıyordu).
VE O “AN”…
Gelelim tam o “an”a, dakika 58’e… Kadu; arkadan müdahale çok riskli, son adamsın, sarı kartın var… Ateşle oynama! Takımı ateşe atma! Bırak bari Emre çeksin şutunu. O zaman ne olurdu? 1) Şut kötü bir vuruşla dışarı çıkabilirdi 2) Beto, topu çelebilir ya da ayakla uzaklaştırabilirdi. 3) Emre’nin vuruşunda top direkten dönebilirdi. 4) En kötü ihtimali de düşünelim; Emre golü yapabilirdi ve Sivasspor 1-0 öne geçebilirdi.5) 11 kişisin sahada ve daha önünde 32 dakika var, kenarda Yasin ve Halil var. Maçı beraberliğe çevirmek için 32 dakika ve uzatmalar var.
Bunların hiçbiri olmadı ve Kadu’nun arkadan müdahalesine (haklı-haksız; ki Arda kardeşler o ana kadar tercih haklarını hep Göztepe’den yana kullandı belki de geçmişteki haksızlıklarını telefi etmek istercesine) maruz kalan Emre penaltıyı aldı! Rybalka golü yaptı. Kadu ikinci sarıdan atıldı ve Göztepe 10 kişi kaldı!
ZAMANLAMA VE HIZLI KARAR ÖNEMLİ
Sonradan Yasin’i, 2-0 olduktan sonra Poko ve Halil’i almışsınız ne yazar? İkinci sarıdan hemen sonra maç 0-0 iken hiç beklemeden önce Poko’yu, 60’ta ve gerekirse 75’te de risk alacak zamanda risk alıp Yasin ve Halil’i alıp maçı üç puanla tamamlayacak hamleleri yapacaksınız.
İşte o “an”, Kadu’nun yolaçtığı penaltı ve gördüğü ikinci sarı kart sadece maçın kırılma anı olmadı. Göztepe ile Bayram Hoca’nın da kırılma anı oldu.
OLMADI, OLAMADI
Göztepe, geçen sezon altıncı olan takıma önemli takviyeler yaparak ve başına Bayram Bektaş’ı getirerek Lefter Küçükandonyadis sezonuna başlamıştı. Bu sezon camia ve taraftarlar daha fazla başarı bekliyordu. FB, Trabzonspor ve BJK’yı parçalayarak yenebilen Göztepe son altı maçından beşini kaybetmişti ve üst üste dördüncü yenilgisini almıştı. Üst üste üç yenilgi sonrası tat tuz kalmamıştı ve Sivasspor maçının sonucu önemliydi. Göztepe dört maçta 12 puanı ıskalamış ve 18 puana çakılarak tehlike bandına yaklaşmış, üst sıralar hedefinden uzaklaşmıştı.
Bu böyle gidemezdi ve gelinen nokta sürpriz olmadı. Belki de hem Göztepe hem de Bayram Hoca için hayırlı olacak.
Bayram Hoca daha çok genç. Daha çok zamanı var. Göztepe’ye samimiyetle katkıda bulunmak istedi ama olmadı. Bundan sonraki serüveninde, “güzel oyun futbol”a katkı vereceği uzun yıllarda başarılar diliyorum.
Muzaffer Ayhan Kara
(odatv.com sitesindeki yazısından alıntılanmıştır.)