Taraftar Hakları Derneği, Süper Kupa Finali'ne ilişkin olarak kararlaştırılan 'Davul Yasağı' uygulamasının iptali için mahkemeye başvurdu.
“TRİBÜNLERDE DAVUL YASAĞI”NI KABUL ETMİYORUZ!
Galatasaray - Fenerbahçe futbol takımları arasında 11 Ağustos 2013 tarihinde Kayseri İli Kadir Has Stadı'nda oynanacak olan Süper Kupa final maçına ilişkin olarak toplanan Kayseri İl Spor Güvenlik Kurulu toplantısı sonuçları kamuoyuna duyurulmuştur. Anılan toplantıda, tribünlere "davul sokulmaması" yönünde karar alındığını kamuoyuna yapılan açıklamalardan öğrenmiş bulunmaktayız.
Ülkemiz tribünlerinde derbi maçlar başta olmak üzere Avrupa Kupalarındaki maçlar dahil tüm maçlarda taraftarlar, tuttukları takıma destek gösterilerinde bulunmak için davulları da kullanmaktadırlar. Böylesi bir yasak, tamamen keyfi bir uygulamadır ve taraftarların takımlarını destekleme ve rakip takımı etkileme haklarının kısıtlanması anlamı taşımaktadır. Süper Kupa Finali adlı bu maç için, başta İstanbul olmak üzere Türkiye'nin dört bir yanından maça gelecek taraftarların, takımlarını destekleme ve rakip takımı etkileme haklarını kısıtlayacak bu kararın iptali gerekmektedir.
Görsel bir şölen olan futbolda tribünler, şenlik alanıdır. Dünya Kupası maçlarının oynandığı ülke ve coğrafyaların kendine özgü folklorik motifleri (giysi, enstrümanlar vd.), tribünlere ayrı bir renk ve coşku katmaktadır. Örneğin, Güney Afrika'da oynanan 2010 Dünya Kupası maçlarına damgasını vuran, yörenin üflemeli çalgısı Vuvuzela olmuştur.
Ülkemiz tribün kültüründe de, davul vazgeçilmez bir araçtır. Taraftarların kendi takımlarını desteklemek ve rakip takımı etkilemek için besteledikleri tezahüratlarda davulun varlığı büyük önem taşımaktadır. Büyük bir emek ve yaratıcılıkla bestelenen tezahüratların onbinlerce taraftarın birlikte söylemesi için ortak ritmin tutturulmasında davullar ve davulcular büyük rol oynamaktadır.
Müsabaka güvenliğine ilişkin konuları görüşerek önlemler alması gereken İl Spor Güvenlik Kurulu'nun, taraftarların takımlarını desteklemek ve rakip takımı etkilemek amacıyla kullanacakları davulları tribünlere sokmamak yönünde karar alması, bir yandan da taraftarları tahrik etmek anlamı taşımaktadır. Kendi takımlarını desteklemek için hem kendi ülkesinde hem de dünyanın birçok ülkesinde tribünlerde yer alan taraftarların, böylesi bir keyfi davul yasağı uygulamasını kabul etmesi ve bu yasağa karşı sessiz kalması mümkün değildir.
Özellikle, Gezi Parkı direnişi ve dayanışma eylemlilikleri sürecinden sonra medyada sıkça taraftarlara yönelik önlemler hakkında haberler yer almışken uygulamaya sokulacak böylesi bir yasak taraftarların tepkisine sebep olacaktır. Taraftarlar, ülkemizin içinde bulunduğu toplumsal ve siyasal olaylardan bağlantısız insanlar değildir. Taraftarlar bu ülkenin birer yurttaşıdır ve tribünler de toplumun minyatürüdür. Hal böyleyken, taraftarlarca anlaşılır ve kabul edilebilir hiçbir yönü olmayan davul yasağı uygulaması yeni bir toplumsal gerilimin kaynağı olması kuvvetle muhtemeldir.
Tribünleri ve taraftarları baskı altına alıp, ceza ve yasaklarla bu alandaki şiddetin önlenmesine yönelik 'güvenlikçi' anlayışın sorunları çözmediği, tribünde şiddeti sonlandırmadığı, bilakis daha da arttırdığı görülmelidir. Topluluklar baskı, yasaklar ve cezalarla ancak daha fazla aşırılıklara yönelirler. Demokratik toplumlar, haklar ve özgürlüklerin güvence altına alındığı koşullarda gelişirler.
Bu bağlamda Taraftar Hakları Derneği olarak, dernek tüzüğümüzün Madde 2: Derneğin Amacı kısmında yer alan “Ayrım gözetmeksizin tüm spor kulüplerinin taraftarlarının, haklarını ve çıkarlarını savunmak, ortak taleplerinin gündeme getirilmesini sağlamaktır” giriş cümlesinden hareketle Kayseri Valiliği hakkında Kayseri İl Spor Güvenlik Kurulu’nun “Davul Yasağı” kararının öncelikle yürütmesinin durdurulması ve yargılama sonunda da iptali istemiyle dava açıyoruz.
Özet olarak; dava konusu işlem bir hak ihlalidir ve açıkça hukuka aykırıdır. Karşılaşmanın 11 Ağustos 2013 günü oynanacak olması göz önüne alındığından, açıkça hukuka aykırı olan işlemin savunma alınmadan yürütmesinin durdurulmasına karar verilmelidir. Kısacası dava konusu işlem "Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlem" dir. Bu nedenle 2577 Sayılı Yasanın 27/2.maddesi gereğince, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep eden dava başvurumuzu İzmir Nöbetçi İdare Mahkemesi kanalıyla Kayseri İdare Mahkemesi Başkanlığı’na yapmış bulunuyoruz.
TARAFTAR HAKLARI DERNEĞİ
