Daha önce hem de birbiri ardına alt liglere düşmüş, hatta amatör kümeye kadar gerilemiş bir takımın taraftarlarının, 12 Mayıs’ta T.Linyit maçının son kısımlarında statda başlayan, sokaklardan kulüp binamıza ve tesislerimize kadar uzanan öfkesinin sebebi göz göre göre küme düşülmüş olmasıdır.
Bugünkü durumlara gelineceğinin emareleri geçen sezondan beri görülüyor iken kötü gidişatın engellenememiş olmasının sorumluluğunu biz taraftarlar olarak kendi üzerimize de almamız gerekiyor. Olan bitene, yapılan yanlışlara, yapılması gerekenlerin yapılmamasına ve sorunlara karşı biz taraftarlar olarak çözümün ne kadar parçası olduk veya çözüm olarak gördüğümüz uygulamaların hayata geçirilmesi için gerekli etkide yeterince bulunabildik mi?
İç ve dış saha maçlarında tribünde olmak, 90 dk. besteler söylemek, vefakar, cefakar ve kanaatkar olmak ne yazık ki çözüm üretmiyor. Çözüm üretmek ya da üretilmesini sağlamak için müdahil olmak gerekiyor. İşte asıl mesele de, Göztepe taraftarının kulüp yönetimine, takıma, teknik heyete kısacası Göztepe’mizle ilgili konulara, hadiselere müdahil olup olamamasıdır.
Kişisel görüşüm, Göztepe taraftarları olarak bu konularda müdahil ol(a)madığımızdır.
Göztepe’nin en etkili silahı olarak görülen taraftarı, ne yazık ki bu süreçte gerek kendi meselelerimizde gerekse de rakip takımlar, hakemler ya da tff için etkileyici, değiştirici, dönüştürücü bir rol oynayamadı.
Taraftarlar olarak kendi içimizdeki bölünmüşlüğümüz bizim en büyük zaafiyetimizi oluşturmaktadır. TEK SES olup TEK YÜREK olarak atamadığımız gibi bir de tribünlerimizi kaplayan şiddet ve aşırılıklar tribünsel etkimizi zayıflattığı gibi bizlerin yönetimden futbolcusuna, gazetecisinden semtimiz insanlarına kadar dikkate alınmamamıza sebep olmuştur.
12 Mayıs günü ve gecesi, olması ve olmaması gereken olaylarıyla yaşandı ve geçti. Geçen bir haftalık süreyi değerlendirdiğimizde söylenebilecek tek şey, yaşanılanların ve ortaya çıkan sonuçların Göztepe’mize bir fayda sağlamadığı, taraftarlar olarak bizlerin de elini güçlendirmediğidir.
“Bir musibet, bin nasihatten yeğdir” diyerek yaşanılanlardan gerekli dersleri çıkartarak hatalı ve yanlış davranışların tekrarlanmamasını sağlamalı ve ŞANLI GÖZTEPE TARAFTARIna yakışan duruş ve davranışların hayata geçirilmesi için kendi özeleştirimizi vererek yeni bir sayfa açmalıyız.
Şayet bizler kendi tribünümüze sahip çıkıp, kendi otokontrolümüzü sağlayamaz isek, başkaları (emniyet, holding) devreye mutlaka girecektir.
Yaz dönemini Göztepe tribünleri ve taraftarları olarak ÖZELEŞTİRİ ve YENİDEN YAPILANMA süreci olarak değerlendirmeliyiz.
Bu çerçevedeki tartışmalara katkı koymak maksatlı olarak görüş ve önerim şunlardır:
• Taraftarlarımız arasında, SEVGİ ve DAYANIŞMAYI ortak değerlerimiz arasında en başa koymalıyız.
• Sözlü ve fiziki şiddeti tribünlerimizden kesin bir dil ve tavırla dışlamalıyız.
• Kulübümüzün kurulduğu semt başta olmak üzere taraftarımızın olduğu her yer ve ortamda insanların Göztepe’mize ve taraftarına sempati duyacak şekilde “Göztepeli Duruşu” geliştirmeliyiz.
• Yönetimin karar süreçleri ve uygulamalarına müdahil olmanın araç ve yöntemlerini bulmalıyız.
• 2013-2014 eğitim ve öğrenim dönemi başından itibaren okul çağındaki çocuklara ve gençlere yönelik Göztepe sevgisini aşılamak için etkili ve sürekli bir çalışma yürütmeliyiz.
• Kulüp yönetimlerince taraftarın müşteri olarak görüldüğü günümüz endüstriyel futbol çağında, kendi gücümüzü doğru ve etkili şekilde kullanabilmeliyiz.
Ayrıca;
• Göreve getirildiği günden bugüne Göztepe’mize bir yararı olmadığı gibi bir de T.Linyit maçında şeref tribünü için kendi siyasi yandaşlarından “koruma duvarı” oluşturmak amacıyla 1000 bilet dağıtma skandalına imza atan Sabri Sadıklar’ın görevinden istifa etmesini ya da görevden alınarak kulübümüzle her türlü ilişkisinin derhal kesilmesini sağlamalıyız.
• Daha önce de kulübümüzden uzaklaştırılması istediğimizi birçok kere belirttiğimiz İsmail Hakkı Gül’ün, Göztepe’miz ile hiçbir işe ve sürece bulaştırılmamasını sağlamalıyız.
• Kemal Kılıç’ın görevinden istifa etmesini ve ya kulübümüzle ilişkisinin kesilmesini derhal sağlamalıyız.
• Saha içinde ve dışında takım arkadaşlarına ya da rakip oyunculara fiziki saldırı gerçekleştirmeyi bir alışkanlık haline getiren Veli başta olmak üzere takım arkadaşları arasında birlik ve beraberliği geliştirmek yerine husumet yaratan, kişilik ve futbol karakteri itibariyle Göztepe’miz ile doku uyuşmazlığı yaşayan futbolcular hakkında Göztepe’mizin menfaatleri doğrultusunda gereğinin yapılmasını sağlamalıyız.
• Taraftarlar olarak, yapılmasını istediğimiz bunlar ve diğer konulardaki adımlar atılana kadar, örneğin “TARAFTAR, GÖZTEPE İÇİN NÖBETTE” gibi bir kampanya süreci örgütlemeliyiz. Mesela, 14 Haziran’a kadar her gün 19.25’te bir araya gelip belirli bir süre oturma eylemleri, yürüyüşler ya da farklı eylem ve etkinliklerle taleplerimiz için demokratik tepkimizi göstermeliyiz.
Hasta Siempre* GÖZTEPE!
Devrim Cem
* Sonsuza Dek