Dün facebookta bir paylaşım düştü ekranıma. YALI facebook sayfasından paylaşılmıştı. Anlamlı , düşündürücü , tam anlamı ile uygulanıp özellikle dem ve damarlarımıza nüfus edecek kadar hissedilip yaşanıldığında , değil Türkiye Cumhuriyeti tüm dünyanın ürkerek , dudaklarını ısırarak , gıpta ederek baktıkları ve mutlaka çıplak gözle bir kez görmek için can atacakları bir tribün oluruz. Tövbe. Ne tribünü. Kardeşler takımı oluruz. Sonrasında stadımız olmuş olmamış , takım iyiymiş kötüymüş çok ta önemli olmayacak. Benim yaşım 43. Ben geçmişte başarıya endeksli olmaksızın , ancak başarıyı , özveriyi sahada oynayan oyuncudan , protokolde oturan yönetimden daha çok isteyen bir tribünün neler başarabildiğini gözlerimle gördüm ve yaşadım. Halihazırdaki tribünlerin içerisinde yine aynı şeyleri başarabilecek insanlar var . Sete çıkanından bir köşede haykıran cengaverlerine kadar. Ama var. Biliyorum. Biliyoruz .
Paylaşım şu şekilde : “Hayatlarında bir sefer bile İstanbul'a gitmemiş insanların İstanbul takımlarını tutup, kendilerini taraftar sanması çok komik...
Biz deplasman yollarında ömrümüzü paylaştığımız ARMA için yollara düşen insana "KARDEŞ" diyoruz. Siz kahvelerde, cafelerde tv karşısında maç izlerken yanınızdaki aynı takımı tuttuğunuz insana ya da facebook'ta durumunu/fotosunu beğendiğiniz, twitter'da retweetlediğiniz/favorilerinize eklediğiniz kişileri... Ama biz tribündeyken bir yanımızda Göztepeli kardeşimiz varken diğer yanımızda da Göztepeli başka kardeşimiz oldu. Sizler gibi bir yanım o takımlı bir yanımda bu takımlı yada herhangi bir takımlı birisi olmadı, her biri Göztepeli, hepsi de delikanlıydı...
y a ş a s ı n G Ö Z T E P E m ü c a d e l e m i z . . . “
23 aralık pazar gecesi 04.45 te toplanmaya başladı ANTALYA TAYFA. 9 kişi ilk buluşma noktasından hareket etti . BURAK AVCI - MUSTAFA DALYANOĞLU - ERDAL DENİZ - CANER DUMRAL - NURİ KALYONCU - UYGAR KOCAMAN - ANIL GENCER - MUSTAFA YILDIRIM - ÖZKAN AKIN . Uygar , o saatte Manavgat'tan geldi. CANER DUMRAL - NURİ KALYONCU - ANIL GENCER - MUSTAFA YILDIRIM deplasmana geç kalırız korkusu ile geceden hareket noktasında sabahladılar. HALİL EVCİ Çallı meydandan alındı. Yağan yağmurdan sabahın 05.00 inde sırılsıklım olmuş vaziyette. ALİCAN AKINCI Kepezspor tesislerinden alındı.Yağan yağmurdan sabahın 05.10 unda sırılsıklam olmuş vaziyette . EGEMEN ŞENYURT öğretmenimizin kendisi gibi kıymetli bir eğitimci olan eşi SEVGİ hanım gecenin bir vakti şiddetli yağan yağmura aldırmadan 5M migros önünde bekleyen FIRAT BALBOZAN kardeşimizi ve EMRAH SÜREKLİER kardeşimizi de alarak CEM TEMEL 'in beklediği Antalya İl Jandarma Komutanlığı önüne bıraktı. Deplasman arabamız bu dört arkadaşımızı da alıp son olarak KAYHAN YALDIRAN kardeşimizi ANTALYA OTOGARI karşısındaki kavşaktan alıp yola revan oldu. Hem de ne revan olmak. Herkes sırılsıklam ama mutlu ve coşkulu. Bucak'ta araca binen SELÇUK ÖZÇELİK ise kardeşlerinin kahvaltı yapmamış olabileceğini düşünerek 30 tane sıcacık gevrek almış. Bucak garajında yapılan çay-gevrek kahvaltısı ile yola devam.
Araca binen herkese istisnasız sordum : “Oğlum manyak mısınız ? Ne işiniz var bu havada ? Hem de gidilecek yer Kütahya. Karın kışın içine gidiyoruz ? Neden kardeşim neden ? “ Cevap belli : “Sen bizden büyüksün. Sen bilmiyorsan bu sorunun cevabını biz nerden bileceğiz ?
Ama cevap belli : GÖZTEPE. Bol eğlenceli , bol kahkahalı neşeli ve sorunsuz bir yolculuk oldu kardeşlerin yolculuğu. Kütahya ya 60 km kala AHMET isminde KÜTAHYA lı bir abiyi aldık araca. 55 yaşındaymış. Bir arkadaşım rahatsız da ziyarete gidiyorum dedi ama biz inanmadık. Arkadaşlar başka niyetlerle gittiğini düşündüler :)
İzmir'den iki otobüs , 9 adet volt , İstanbul'dan bir volt ve diğer il ve ilçelerden onlarca özel araçla , otobüslerle ,trenlerle gelen 500 kadar KARDEŞ. Sağımızdaki kardeş , solumuzdaki kardeş. Tekrar yukarıdaki metnin sonuna dönecek olursak ...”Ama biz tribündeyken bir yanımızda Göztepeli kardeşimiz varken diğer yanımızda da Göztepeli başka kardeşimiz oldu. Sizler gibi bir yanım o takımlı bir yanımda bu takımlı yada herhangi bir takımlı birisi olmadı, her biri Göztepeli, hepsi de delikanlıydı...”
Maçla ilgili çok şey söylemeye gerek yok. Yazılarımı takip edenler bilir zaten. Sezon başından beri bu kadro çok büyük hayal kırıklığı yarattı çok acılar çektirdi. Kızgınlığımın sebebi , Kalpar hoca ne kadar yetersiz olursa olsun bu kadronun bu kadar ruhsuz oynamasının herhangi bir mazeretinin olmaması idi. Mücadele etmediler . Kemal Hoca geldiğinde de son 4 maçta 9 puan alan aynı takım. Ne demeli bilemiyorum . Belki üzerimizdeki kara bulutlar dağıldı son haftalarda ve ilk yarıyı düşme hattının üzerinde tamamladık ama bazı şeyleri düşününce de insan sinirden ne yapacağını bilemiyor. Örneğin Türkiye Profesyonel liglerinde mücadele eden 144 takım içerisinde tek gollü Mardinspor'un önünde 9 golle 143.sıradayız. Umarım ikinci yarı yapılacak 3-4 transfer ile daha güzel bir mücadele görürüz. Sevdamız başarıya endeksli olmadığı için , şampiyon olmuşuz olmamışız , puanlar alınmış alınmamış işin orasında değiliz. Kütahya Dumlupınar Stadında verilen mücadelenin aynısını kalan 17 maçta da görmek istiyoruz. Bunu yapmak zorundasınız beyler. Yapabileceğinizi de çok iyi biliyoruz.
Tekrar kardeşlere dönelim . 0 derecede 3 puan alarak Kütahya'dan güle oynaya ayrıldı 500 kadar kardeş. Kırmadan dökmeden. Tribünlerdeki kardeşlerimize şöyle biraz geri çekilip baktığımda şunu görüyorum : Değil Türkiye'yi tüm dünyayı yerinden hoplatacak bir bünye var. Kişisel eğilimleri , kabulleri , yaşam tarzları ne olursa olsun. Omuz omuza olduğumuzda tribüne bir kez bakın. Gözler çakmak çakmak olduğunda herkes omuz omuza durduğunda emin olun önümüzde durabilecek Hiçbir güç yok. Göreceksiniz ikinci yarının başlaması ile birlikte önce tribünlerimiz şampiyonluğa oynayacak sonra da takım. Ne demiş atalarımız : AT SAHİBİNE GÖRE KİŞNER . Bu takımın sahibi biziz ve bu takım bize göre oynayacak. Biz on numara olacağız onlar da peşimizden gelecek. Artık hala bu tribünü kategorize etmeye , parçalara ayırmaya , tribündeki her hangi bir kardeşini hor görmeye devam edecek olan varsa ikinci yarı ile birlikte lütfen tribünlerimizden elini ayağını çeksin .
SAYGILARIMLA...NE OLURSA OLSUN GÖZTEPE'MİZE BİR ŞEY OLMASIN...
MUSTAFA DALYANOĞLU