2002-2003 Sezonu
Gs - Göztepe
- Ayrıntılar
Anlamadım
Rıdvan Dilmen
"Göztepe mi çok iyi, biz mi kötüyüz anlamadım." Bu cümleler Haluk Ulusoy’un oğlu, Saffet Ulusoy’a ait. Maçı tam arkamda izlerken, ilk yarı bütünüyle aynen bu cümleleri kullandı. Aslında ilk 45 dakikanın özeti de buydu.
Galatasaray’ın maça çok tempolu başlayacağını, Göztepe’nin de defans yapacağını düşünüyorduk. Ama maç başladığında ve devamında bunun yanlış olduğunu gördük. Göztepe takımı, Ali Sami Yen’de futbolu çirkinleştirmeden, hatta 3 - 4 oyuncuyla hücum yaptı. Özellikle ilk yarıda Galatasaray’dan daha fazla pozisyon buldu.
Geçen yılki maçın kahramanı Göksel, geçtiğimiz sezon belki Galatasaray’ın şampiyonluğunu sağlamıştı ve o yenilgi Galatasaray’ı kendine getirmişti. Dün de aynı şekilde oyun Göztepe’nin kontrolünde giderken, gereksiz bir şekilde topu elle aldı, penaltı kararı takımının bütün hesaplarını alt üst etti.
İkinci yarının hemen başında gelen ikinci penaltıdan sonra Göztepe defansı, orta sahaya kadar çıkarak oyunu tamamen riske etti. Araya atılan toplarla Galatasaray pozisyon bulmaya çalıştı.
Galatasaray’da artık ne sistemi, ne de sıkca değişen kadroyu konuşmak istemiyorum. Çünkü dünkü maç gibi, sezon başından beri Galatasaray’ın en büyük sıkıntısı SAVUNMANIN TOPU BİR TÜRLÜ OLUMLU KULLANAMAYIŞINDAN kaynaklanıyor. Dörtlü savunma ve onların önünde oynayan Ayhan bütün atak başlangıçlarında topu olumsuz kullandı. Zaten ilk yarıda Galatasaraylı defans oyuncuları topu rakibe vererek pozisyonlara neden oldular, ama rakip bunlardan yararlanamadı. 79. dakikada ise bu kez pas vermeden ıskalayarak pozisyon ikram ettiler. Zafer de affetmedi. Sarı - Kırmızılı ekipte biraz Ergün iyi oynadı, diğerleri vasatın altındaydı. Sezon başından beri kuvvetiyle dikkati çeken Batista dahi fizik olarak iyi değildi.
Ali Sami Yen’de bugüne kadar gördüğüm en iyi takım Göztepe’ydi. Hafta içinde antrenmana çıkmayan oyuncular, büyük dayanışma gösterdiler.
Eski Göztepeli futbolcu Mutlu Çelik, bana göre hakemlik resitali çekti. Mükemmel maç yönetti. Galatasaray’ın üçüncü golü ofsayttı ancak burada da hata yan hakemEkrem Kan’daydı.
Büyük İkramiye
Hakan Can
Galatasaraylılar için kabus gibi başladı maç. Sanki Lokomotiv, Galatasaray’ı yenmekle kalmamış, ruhlarını da ezmiş, parçalamış gibiydi. Göztepe, Galatasaray’ı gözünde fazla büyütmüş olmasa, son vuruşlarda da biraz başarı yakalasa kazanabilirdi. Göztepeliler kazanamadıkları gibi tamamen kendi hatalarından ürettikleri 3 golle yenildi. 3. dakikada Ercan’ın vuruşunu Mondragon kurtardı, misafir ekip 13. dakikada da neredeyse taçtan gol atacaktı. Defansta Ümit Karan’ı Sinan, Chirstian’ı Gökhan’la eşleyen Mustafa Fedai, Hasan’ın koşu yolunu Göksel, Batista’nınkini de Cüneyt ile kapatıp Tunç’un ön liberoluğunda Galatasaray’a nefes aldırmıyordu. Galatasaray’ın oyunu almış gibi gözüktüğü dakikalarda sağında solunda, önünde arkasında hiç kimse bulunmayan Göksel, acemice bir penaltı yapınca Cim Bom, sahanın en kötüsü Berkant’la 1-0 öne geçti, sonra da sadece birkaç cılız pozisyon üretti.
İkinci yarıda acemilik sırası kaleci Bülent’teydi. Tecrübeli kaleci (!) yarattığı penaltıyla Galatasaray’ı rahatlattı ama ne rahatlık... Beşe iki oynarken bile futbolcuların daha çok koşması, alan ve açı yaratması gerekir. Oysa Galatasaraylı futbolcular 11’e 11 oynarken pası verip kımıldamıyor, topu verdikleri arkadaşlarını ya geri oynamaya ya da top kaybına mahkum ediyorlar. Galatasaray maç boyu ne kanattan bindirdi ne de 70. dakikaya kadar ceza alanı dışından şut üretti. Bülent’in her sene yaptığı klasik ıskalardan biri gol olduğunda Galatasaray da yarı sahasına hapsolmuştu. Herkes korkuyordu ama Göztepeli Bülent bir kez daha imdada yetişti. Maçın bitimine daha 3 dakika varken gol atmaya giden kaleci İstanbul’da oynadığı hiçbir lig maçında 56. dakikadan sonra gol atmayı beceremeyen Galatasaray’ı sevindirdi. Maç eksiğiyle lider olan takımın oynadığı futbol bu iken Türkiye Ligleri’nin Avrupa’nın en kaliteli liglerinden biri olduğunu kimse söylemesin. Komiklik olur.
Rıdvan Dilmen
"Göztepe mi çok iyi, biz mi kötüyüz anlamadım." Bu cümleler Haluk Ulusoy’un oğlu, Saffet Ulusoy’a ait. Maçı tam arkamda izlerken, ilk yarı bütünüyle aynen bu cümleleri kullandı. Aslında ilk 45 dakikanın özeti de buydu.
Galatasaray’ın maça çok tempolu başlayacağını, Göztepe’nin de defans yapacağını düşünüyorduk. Ama maç başladığında ve devamında bunun yanlış olduğunu gördük. Göztepe takımı, Ali Sami Yen’de futbolu çirkinleştirmeden, hatta 3 - 4 oyuncuyla hücum yaptı. Özellikle ilk yarıda Galatasaray’dan daha fazla pozisyon buldu.
Geçen yılki maçın kahramanı Göksel, geçtiğimiz sezon belki Galatasaray’ın şampiyonluğunu sağlamıştı ve o yenilgi Galatasaray’ı kendine getirmişti. Dün de aynı şekilde oyun Göztepe’nin kontrolünde giderken, gereksiz bir şekilde topu elle aldı, penaltı kararı takımının bütün hesaplarını alt üst etti.
İkinci yarının hemen başında gelen ikinci penaltıdan sonra Göztepe defansı, orta sahaya kadar çıkarak oyunu tamamen riske etti. Araya atılan toplarla Galatasaray pozisyon bulmaya çalıştı.
Galatasaray’da artık ne sistemi, ne de sıkca değişen kadroyu konuşmak istemiyorum. Çünkü dünkü maç gibi, sezon başından beri Galatasaray’ın en büyük sıkıntısı SAVUNMANIN TOPU BİR TÜRLÜ OLUMLU KULLANAMAYIŞINDAN kaynaklanıyor. Dörtlü savunma ve onların önünde oynayan Ayhan bütün atak başlangıçlarında topu olumsuz kullandı. Zaten ilk yarıda Galatasaraylı defans oyuncuları topu rakibe vererek pozisyonlara neden oldular, ama rakip bunlardan yararlanamadı. 79. dakikada ise bu kez pas vermeden ıskalayarak pozisyon ikram ettiler. Zafer de affetmedi. Sarı - Kırmızılı ekipte biraz Ergün iyi oynadı, diğerleri vasatın altındaydı. Sezon başından beri kuvvetiyle dikkati çeken Batista dahi fizik olarak iyi değildi.
Ali Sami Yen’de bugüne kadar gördüğüm en iyi takım Göztepe’ydi. Hafta içinde antrenmana çıkmayan oyuncular, büyük dayanışma gösterdiler.
Eski Göztepeli futbolcu Mutlu Çelik, bana göre hakemlik resitali çekti. Mükemmel maç yönetti. Galatasaray’ın üçüncü golü ofsayttı ancak burada da hata yan hakemEkrem Kan’daydı.
Büyük İkramiye
Hakan Can
Galatasaraylılar için kabus gibi başladı maç. Sanki Lokomotiv, Galatasaray’ı yenmekle kalmamış, ruhlarını da ezmiş, parçalamış gibiydi. Göztepe, Galatasaray’ı gözünde fazla büyütmüş olmasa, son vuruşlarda da biraz başarı yakalasa kazanabilirdi. Göztepeliler kazanamadıkları gibi tamamen kendi hatalarından ürettikleri 3 golle yenildi. 3. dakikada Ercan’ın vuruşunu Mondragon kurtardı, misafir ekip 13. dakikada da neredeyse taçtan gol atacaktı. Defansta Ümit Karan’ı Sinan, Chirstian’ı Gökhan’la eşleyen Mustafa Fedai, Hasan’ın koşu yolunu Göksel, Batista’nınkini de Cüneyt ile kapatıp Tunç’un ön liberoluğunda Galatasaray’a nefes aldırmıyordu. Galatasaray’ın oyunu almış gibi gözüktüğü dakikalarda sağında solunda, önünde arkasında hiç kimse bulunmayan Göksel, acemice bir penaltı yapınca Cim Bom, sahanın en kötüsü Berkant’la 1-0 öne geçti, sonra da sadece birkaç cılız pozisyon üretti.
İkinci yarıda acemilik sırası kaleci Bülent’teydi. Tecrübeli kaleci (!) yarattığı penaltıyla Galatasaray’ı rahatlattı ama ne rahatlık... Beşe iki oynarken bile futbolcuların daha çok koşması, alan ve açı yaratması gerekir. Oysa Galatasaraylı futbolcular 11’e 11 oynarken pası verip kımıldamıyor, topu verdikleri arkadaşlarını ya geri oynamaya ya da top kaybına mahkum ediyorlar. Galatasaray maç boyu ne kanattan bindirdi ne de 70. dakikaya kadar ceza alanı dışından şut üretti. Bülent’in her sene yaptığı klasik ıskalardan biri gol olduğunda Galatasaray da yarı sahasına hapsolmuştu. Herkes korkuyordu ama Göztepeli Bülent bir kez daha imdada yetişti. Maçın bitimine daha 3 dakika varken gol atmaya giden kaleci İstanbul’da oynadığı hiçbir lig maçında 56. dakikadan sonra gol atmayı beceremeyen Galatasaray’ı sevindirdi. Maç eksiğiyle lider olan takımın oynadığı futbol bu iken Türkiye Ligleri’nin Avrupa’nın en kaliteli liglerinden biri olduğunu kimse söylemesin. Komiklik olur.
YORUMLAR
KÖŞE YAZILARI
-
İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
10 May 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund... -
Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
12 Nisan 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var... -
Gözyaşları...
21 Nisan 2019Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,... -
Göztepe TEK Büyüktür.
28 Nisan 2018Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar: