2001-2002 Sezonu
FB-Göztepe
- Ayrıntılar
90 Dakika
Mehmet Demirkol
Cumhur, ceza çizgisi üzerinde Johnson’a topu kaptırdı. Ardından Ganalı oyuncuyla girdiği mücadelede Fenerbahçeli futbolcu yerde kaldı. Hafiften penaltı itirazları yükseldi. Ama bizce de Kuddusi Müftüoğlu penaltı vermemekte haklıydı. Zaten, ilk yarının uzatma dakikasında gerçekleşen bu pozisyonun üzerinde durmamızın nedeni de penaltı değil, kaptırılan top. Zira ilk değil, dördüncü. İlki yine Cumhur’un dörde bir durumda 16. dakikada akıl almaz şekilde kaptırdığı... Hani Revivo’nun alıp, Majdan’ın üzerinden gol yaptığı. İkincisi 30’da Emre’nin bomboş pozisyonda Andersson’a verdiği pas. İsveçli’nin bunu bile kontrol edemeyip tribünlerden protesto aldığı. Sonra 37’de Erkan’ın Ogün’e bıraktığı, Revivo’nun ofsayta takıldığı pozisyon var.
Fahiş, akıl almaz hatalar bununla kalmıyor, bir de üstüne ceza sahası çevresinde dördü gollük şutla sonuçlanan yedi faul yaptılar dün akşam. 7’de Revivo’nun soldan kullandığında Mirkoviç’in güzel kafa şutu, ilk yarının kahramanı Majdan’da kaldı. 11’de yine Revivo, yine serbest vuruşla Ümit Özat’ı buldu. Onun volesi Polonyalı kaleciden korner oldu. 15’te kullandığı serbest vuruş ise Andersson’un kafasından az farkla aut. 18’de Revivo, Ogün’ü gördü. O’nun şutu Majdan’dan döndü. Gelişine Andersson’un vuruşu yine Polonyalı kalecide. 20’de Majdan, Revivo’nun penaltısını kurtardığında Serhat’ı düşüren, ardından topu hakeme atan Emre’nin yerine Tayfun, sarı kart görmenin şokundan biraz olsun kurtulmuştu. Ama bu sevinç, Göztepe’ye iyi oyun morali getirmedi. 4’te Göksel’in getirdiği, vurduğu, sonra Mustafa’nın tamamlayamadığı pozisyondan sonraki gol şansını 45’te Servet’in kafasıyla yakaladılar ama golü bulamadılar. Dört oyuncu ile uyguladıkları adam adama markajda başarılı olamayınca, bolca pozisyon gördüler. 31’de Revivo, 41’de Andersson’un şutlarında şanslıydılar. 43’te İsrailli’nin uzak şutunda ise Majdan bir devdi.
İkinci yarı akıllara zarar, tufan gibi bir yağmurla başladı. Ve aynı şiddette bir tezahüratla: "...Beraber ıslandık yağan yağmurda". Beş dakikada saha top sürülemez bir hâl aldı. Pozisyonsuz geçen dakikaların ardından, Andersson, Türkiye’deki en hoş işini yaptı. Dalga geçer gibi bir gol attı. Revivo’nun ortasında iki savunmacı ve Majdan’ın arasından önce kayarak düştü, alışıldık homurdanmalar başlamışken birden topuğuyla su yastığının üzerinden topu kaydırdı direk dibinden 2 - 0.
Sonrası, Göztepe’nin iyice koptuğu, kaleci Oğuz’u hiç zorlayamadığı dakikalar. 64’te Serhat’ın yerine giren Ceyhun’un soldan dalıp, sıfırdan direğe vurduğu pozisyon pek şıktı. 67’de bu kez Hakan’ın sağdan girip, başlattığı şıklık Ceyhun’a gollük bir orta, onun şutuysa 90’a giden 3 - 0’dı. Yine her golden sonra olduğu gibi baskın tezahürat; "Ulusoy istifa". Ayrıca bulunması yasak tribünde oturan Yıldırım’a "Büyük başkan el salla". Bundan sonra Fenerbahçe’nin oynadığı güzel futbolun sık sık alkışlarla (tezahüratla değil) ödüllendirildiğini de söylemeli. Hatta en ilginci, 74’te yerini Simao’ya bırakan Ogün’e gösterilen sevgiydi. Hani istenmeyen Ogün’e.
Alışılmamış Tempo
Ömer Üründül
Fenerbahçe, Göztepe önünde ikinci yarıdaki temposuyla farklı bir skor yakalayıp, üç puanın sahibi oldu.
İlk yarıda oyun genelde karşı alana yıkıldı. Futbolcularda motivasyon ve kazanma arzusu açıkça hissediliyordu. Ancak hücum girişimleri her zamanki gibi kolektif olgunluktan uzaktı. Göztepe, kalabalık savunma kurgusunda sürekli pozisyon yanlışları yapıyordu. Çok sayıda da kişisel hatalar gündeme geliyordu. Bu elverişli ortama rağmen Fenerbahçe ilk yarıda tek gol bulabildi. Başta Revivo, Andersson ve Serhat olmak üzere, zahmetsiz girilen pozisyonlar, büyük beceriksizlikle harcandı. Bunlara bir de penaltı dahildi.
İkinci yarıda korkunç bir sağanak başladı. Tribünde sırılsıklam olan seyirci, inanılmaz bir tezahüratla itici güç oldu. Ve takım ağırlaşan sahada bugüne kadar alışılmamış bir tempo yakaladı. Formsuzluğu dolayısıyla adeta gol orucundaki Andersson, topukla şeytanın bacağını kırdı. Ve takım iki farklı skor avantajıyla iyice moral depoladı. Lorant da tam zamanında, yerinde bir değişiklikle Serhat’ın yerine Ceyhun’u sahaya sürdü. Ve ortaya tempolu futbolla birlikte Ceyhun’un da olumlu geniş alandaki katkılarıyla pozisyon zenginliği çıktı. Tabi tempo çok yüksek olunca, herkes koşup, kendini arkadaşlarına gösterince, kendiliğinden de özlenen kolektif bütünlük meydana geldi. Sonuçta da Fenerbahçe, farklı bir skorla maçı kazandı. Tabi ki en önemli artı, bugüne kadar görülmeyen tempo ve mücadeleydi. Böyle olunca da hücum gücünün yanında, savunma güvencesi de kusursuzdu. Abdullah, Ogün ve Hakan en sivrilen isimlerdi.
Göztepe, puan cetvelindeki rahatlığıyla sahaya stressiz çıktı. Önce savunma tedbirlerini ön planda tutup, sonra da kontratak planlarını işlerliğe koymak istiyordu. Ama takım savunmaları yerleşme düzeninde büyük arızalar gösterdi. Bunun yanında ofansif girişimlerde de hiç etkili olamadılar. İkinci yarıdaki Fenerbahçe karşısında da fazla yapacakları bir şey yoktu.
Bu senenin başarılı performans gösteren hakemlerinden biri olan Kuddusi Müftüoğlu, dün gece de mükemmel bir yönetim gösterdi.
Mehmet Demirkol
Cumhur, ceza çizgisi üzerinde Johnson’a topu kaptırdı. Ardından Ganalı oyuncuyla girdiği mücadelede Fenerbahçeli futbolcu yerde kaldı. Hafiften penaltı itirazları yükseldi. Ama bizce de Kuddusi Müftüoğlu penaltı vermemekte haklıydı. Zaten, ilk yarının uzatma dakikasında gerçekleşen bu pozisyonun üzerinde durmamızın nedeni de penaltı değil, kaptırılan top. Zira ilk değil, dördüncü. İlki yine Cumhur’un dörde bir durumda 16. dakikada akıl almaz şekilde kaptırdığı... Hani Revivo’nun alıp, Majdan’ın üzerinden gol yaptığı. İkincisi 30’da Emre’nin bomboş pozisyonda Andersson’a verdiği pas. İsveçli’nin bunu bile kontrol edemeyip tribünlerden protesto aldığı. Sonra 37’de Erkan’ın Ogün’e bıraktığı, Revivo’nun ofsayta takıldığı pozisyon var.
Fahiş, akıl almaz hatalar bununla kalmıyor, bir de üstüne ceza sahası çevresinde dördü gollük şutla sonuçlanan yedi faul yaptılar dün akşam. 7’de Revivo’nun soldan kullandığında Mirkoviç’in güzel kafa şutu, ilk yarının kahramanı Majdan’da kaldı. 11’de yine Revivo, yine serbest vuruşla Ümit Özat’ı buldu. Onun volesi Polonyalı kaleciden korner oldu. 15’te kullandığı serbest vuruş ise Andersson’un kafasından az farkla aut. 18’de Revivo, Ogün’ü gördü. O’nun şutu Majdan’dan döndü. Gelişine Andersson’un vuruşu yine Polonyalı kalecide. 20’de Majdan, Revivo’nun penaltısını kurtardığında Serhat’ı düşüren, ardından topu hakeme atan Emre’nin yerine Tayfun, sarı kart görmenin şokundan biraz olsun kurtulmuştu. Ama bu sevinç, Göztepe’ye iyi oyun morali getirmedi. 4’te Göksel’in getirdiği, vurduğu, sonra Mustafa’nın tamamlayamadığı pozisyondan sonraki gol şansını 45’te Servet’in kafasıyla yakaladılar ama golü bulamadılar. Dört oyuncu ile uyguladıkları adam adama markajda başarılı olamayınca, bolca pozisyon gördüler. 31’de Revivo, 41’de Andersson’un şutlarında şanslıydılar. 43’te İsrailli’nin uzak şutunda ise Majdan bir devdi.
İkinci yarı akıllara zarar, tufan gibi bir yağmurla başladı. Ve aynı şiddette bir tezahüratla: "...Beraber ıslandık yağan yağmurda". Beş dakikada saha top sürülemez bir hâl aldı. Pozisyonsuz geçen dakikaların ardından, Andersson, Türkiye’deki en hoş işini yaptı. Dalga geçer gibi bir gol attı. Revivo’nun ortasında iki savunmacı ve Majdan’ın arasından önce kayarak düştü, alışıldık homurdanmalar başlamışken birden topuğuyla su yastığının üzerinden topu kaydırdı direk dibinden 2 - 0.
Sonrası, Göztepe’nin iyice koptuğu, kaleci Oğuz’u hiç zorlayamadığı dakikalar. 64’te Serhat’ın yerine giren Ceyhun’un soldan dalıp, sıfırdan direğe vurduğu pozisyon pek şıktı. 67’de bu kez Hakan’ın sağdan girip, başlattığı şıklık Ceyhun’a gollük bir orta, onun şutuysa 90’a giden 3 - 0’dı. Yine her golden sonra olduğu gibi baskın tezahürat; "Ulusoy istifa". Ayrıca bulunması yasak tribünde oturan Yıldırım’a "Büyük başkan el salla". Bundan sonra Fenerbahçe’nin oynadığı güzel futbolun sık sık alkışlarla (tezahüratla değil) ödüllendirildiğini de söylemeli. Hatta en ilginci, 74’te yerini Simao’ya bırakan Ogün’e gösterilen sevgiydi. Hani istenmeyen Ogün’e.
Alışılmamış Tempo
Ömer Üründül
Fenerbahçe, Göztepe önünde ikinci yarıdaki temposuyla farklı bir skor yakalayıp, üç puanın sahibi oldu.
İlk yarıda oyun genelde karşı alana yıkıldı. Futbolcularda motivasyon ve kazanma arzusu açıkça hissediliyordu. Ancak hücum girişimleri her zamanki gibi kolektif olgunluktan uzaktı. Göztepe, kalabalık savunma kurgusunda sürekli pozisyon yanlışları yapıyordu. Çok sayıda da kişisel hatalar gündeme geliyordu. Bu elverişli ortama rağmen Fenerbahçe ilk yarıda tek gol bulabildi. Başta Revivo, Andersson ve Serhat olmak üzere, zahmetsiz girilen pozisyonlar, büyük beceriksizlikle harcandı. Bunlara bir de penaltı dahildi.
İkinci yarıda korkunç bir sağanak başladı. Tribünde sırılsıklam olan seyirci, inanılmaz bir tezahüratla itici güç oldu. Ve takım ağırlaşan sahada bugüne kadar alışılmamış bir tempo yakaladı. Formsuzluğu dolayısıyla adeta gol orucundaki Andersson, topukla şeytanın bacağını kırdı. Ve takım iki farklı skor avantajıyla iyice moral depoladı. Lorant da tam zamanında, yerinde bir değişiklikle Serhat’ın yerine Ceyhun’u sahaya sürdü. Ve ortaya tempolu futbolla birlikte Ceyhun’un da olumlu geniş alandaki katkılarıyla pozisyon zenginliği çıktı. Tabi tempo çok yüksek olunca, herkes koşup, kendini arkadaşlarına gösterince, kendiliğinden de özlenen kolektif bütünlük meydana geldi. Sonuçta da Fenerbahçe, farklı bir skorla maçı kazandı. Tabi ki en önemli artı, bugüne kadar görülmeyen tempo ve mücadeleydi. Böyle olunca da hücum gücünün yanında, savunma güvencesi de kusursuzdu. Abdullah, Ogün ve Hakan en sivrilen isimlerdi.
Göztepe, puan cetvelindeki rahatlığıyla sahaya stressiz çıktı. Önce savunma tedbirlerini ön planda tutup, sonra da kontratak planlarını işlerliğe koymak istiyordu. Ama takım savunmaları yerleşme düzeninde büyük arızalar gösterdi. Bunun yanında ofansif girişimlerde de hiç etkili olamadılar. İkinci yarıdaki Fenerbahçe karşısında da fazla yapacakları bir şey yoktu.
Bu senenin başarılı performans gösteren hakemlerinden biri olan Kuddusi Müftüoğlu, dün gece de mükemmel bir yönetim gösterdi.
YORUMLAR
KÖŞE YAZILARI
-
İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
10 May 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
-
Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
12 Nisan 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
-
Gözyaşları...
21 Nisan 2019Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
-
Göztepe TEK Büyüktür.
28 Nisan 2018Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar: