2001-2002 Sezonu
GÖZTEPE-RİZESPOR
- Ayrıntılar
Cem Can
Oynayacaksın
Düşmenin büyük adayları arasındaki Rizespor’un canla başla mücadele edeceği kesindi ama Göztepe’nin performansını, önünde beliren UEFA temsilciliği hedefine ne kadar inandırıcı buldukları belirleyecekti.
Ancak ilk yarıda herşey tam tersi biçimde gerçekleşti. Hasan Özer’in maçın daha ilk dakikasında hücum presle topu kaparak penaltı yaptırmasından sonra Rizeliler’in Göztepe’yi ciddi ölçüde rahatsız eden bir pres uygulaması olmadı. Özellikle orta dörtlü ve arkalarındaki Koray veteranlar gibi oynadılar. Bütün topları da 2. bölgede kaptırdılar.
Göztepe, maça yenik başlamasına rağmen hiç bocalamadı. Zafer Biryol’un orta sahaya gelerek yaptığı pas servisiyle orta saha oyuncularını hücuma dikey koşularla göndermesi, Rize’nin zaten mecalsiz koşularla gerçekleştirmeye çalıştığı direnci kırdı, Sarı-Kırmızılılar standartlarına yaklaştıkları anlardaki futbollarıyla aslında kolayca öne geçtiler.
İkinci yarıya oyuncu ve görev değişiklikleriyle başlayan Rizespor, daha ilk 10 dakikada Göztepe’yi sürklase etti. Sağda işlevsiz kalan Serkan’ın Göksel’in koridoruna alınmasından ibaret bir hamleyle savunma sıkıntısı önemli ölçüde halloldu. Erhan Namlı’nın oyuna girmesi, Ümit Ozan’ın da bu bölgeye çekilmesiyle orta saha hem dinamizm hem de beceri kazandı. Kıvrak ve kuvvetli Tetteh’in ileride yaptığı işlerle, Rizespor tam bir kazanıcı takım hüviyetine büründü.
Misafirinin yarattığı buhran karşısında Göztepeliler’in bilinçleri havaya, becerileri toprağa karıştı, yok oldu... Oyuncu değişikliklerinde ikinci maçtır karavana atılırken, Mkalele ve Cumhur çabaladılarsa da çevrelerinde takım arkadaşları yoktu...
Haluk Güney
Pabuç Pahalı
Puan cetvelinde İzmir'in plaka numarasını tutturduktan sonra, "hesabı kitabı" bırakıp, "Nasılsa bana birşey olmaz" diyen, hatta Avrupa rüyası gören "Göztepe", rahatlamanın bedelini, Çaykur Rizespor karşısında ağır ödedi. Oysa Kazım Erçakır'ın, 3.dakikada Majdan-Hasan Özer mücadelesinde verdiği "penaltı" kararı, sarı-kırmızılı takıma iyi bir uyarı olmuştu. Daha maçın başında yenik duruma düşerek, "pabucun pahalı" olduğunu öğrenen Göz-Göz, rakibi baskı altına aldığı ilk yarı boyunca, hem 2-1 öne geçmeyi başardı, hem de kalesinde tehlike yaşamadı.
Peki ya ikinci yarı?.. İşte orada, "futbolu futbol" yapan tüm faktörler devreye girdi. Önce Çaykur Rizespor Teknik Direktörü Koral Pecze'nin oyuna müdahalesi gündeme geldi. Ünal ile Fatih'i oyundan alıp, Tetteh ile Erhan Namlı'yı sahaya süren Pecze, "Beraberlik bile işime gelmez. Kazanmak istiyorum" mesajı veriyordu. Göztepe Teknik Direktörü Ümit Kayıhan, sol kanatta tükenen Mehmet'i, oyundan alıp, takıma biraz "nefes" vermek bir yana, tüm akınların o kanada yığılmasına müdahale etmedi. Kayıhan, değişiklikleri geç yapınca, bir yerde treni de kaçırmış oldu.
Sonra 2.yarı hakem faktörü de devreye girdi. Kazım Erçakır, belki sonuca direk etki edecek bir karar vermedi ama, öyle kritik noktalarda insiyatifini Rize'den yana kullandı ki, Göztepe'yi gerdi, içten içe kemirdi...
Ya sahanın içi?... Orada da "canını dişine takanlar" ile "yan gelip yatanlar" vardı. Rizespor'da Ümit Ozan, Recep, Oumar ne kadar çabaladıysa, Göztepe'de Mehmet, Mustafa, oyuna girdikten sonra Ersen Martin o kadar zırvaladı. Rizespor'da Hasan Özer çok gol kaçırmasına rağmen, çok çalıştı. Tetteh akıllı ve direk kaleyi düşünen futbol mantalitesiyle Göztepe savunmasını yıprattı. Rizespor, tamamen oyunu Ümit Ozan'ın üstüne yıktığı halde, bu futbolcuyu kilitlemek, Göztepe'de kimsenin aklına gelmedi.
Sonuçta bu maçtan yansıyan 2-3'lük skor, Rize'ye "cansuyu", Göztepe'ye ise "dikkat" komutu oldu. Yani Rize kurtuluş yoluna doğru önemli bir adım atarken, Göztepe "henüz işinin bitmediğini" anladı .
Hani "Bir musibet, bin nasihatten iyidir" derler ya, bu yenilgiyle nasihatlere aldırmayan Göztepe, musibetten payını aldı."
Şevket Özçelik
Değişiklik Hatasıyla
Ekrandan görüyorduk... Rizespor Karadeniz gibi hırçın, fırtınalı bir ekip. Ümit Kayıhan'ın böyle bir rakibe karşı "3 puan vermeme" stretejisini seçmesi, yüzde 100 doğru bir tercihti. Ancak, Kayıhan tercihini maç içi kararlarına yansıtamadı.
Göztepe 77. saniyedeki penaltı şokuyla yenik duruma düşmüştü. Hakem Kazım Erçakır, tüm yorumlarını Rize lehine yapıyordu. Göztepe buna rağmen 2-1 öne geçmeyi başardı. Ölüm-kalım savaşındaki Rize 2. yarıya, Erhan ve Tetteh'i oyuna alarak girdi. Film de burada koptu.
Zaten Hasan-Ümit forvetiyle de, yıpratıcı olan Karadeniz ekibi, hücumdaki çabuk adam sayısını 4'e çıkarınca, Göztepe defansı müthiş zorlandı.
52. dakika, garip bir rekorun dakikasıydı. Majdan, önce Hasan, sonra Ümit'in yüzde 99'luk gollerini önledi. Ama uzaklaştırılamayan top aynı dakika içinde, Ümit Ozan'ın ayağından fileleri buldu.
Kayıhan, Rize'nin şemsiyeyi tersine çeviren 46. dakika değişikliklerine refleks gösterebilse, bu görüntüler yaşanmayabilirdi.
Biz Göztepe'nin hem savunmada hem hücumda çabukluğa ihtiyaç duyduğu anlarda hep Kenan Arayıcı'yı düşünüyoruz. Ama Kayıhan onu nedense hiç düşünmüyor. Nitekim 60. dakikadaki gecikmiş operasyonunda da, oyuna Cem Baki ile Ersen'i soktu.
Ersen 3 net pozisyona girip kaçırırken, Rize, Göztepe defansına karşı ezici üstünlüğünü sürdürerek 3 puanı getiren golü de kazandı. Bence Kenan Arayıcı, savunmayı toparlayabilir, 1 puan da Göztepe'yi rahatlatırdı. Olmadı.
Sait Gürsoy
Parmak Hesabı
Galatasaray maçı galiiyeti ve sonrasında iki maçta çekilen sıfır puan... Bunların hepsi abartı ürünü... Özetle, büyüğü yenme hastalığı, yakalananların hepsinin geçirdiği doğal süreç ve karşılaştığı berzer tablolar.
Ne yazık ki iki maçtır Göztepe çaresiz. Bana göre tedavi süreci içerisinde umarım rahatsızlık giderilmiştir. Futbolcu kendi kafasında oluşan tetminsizliğe çare bulmuş ya da yok etmiştir.
Göztepe dün sürpriz bir sonuçla karşılaşmadı. Çoğu insan bu maçla ilgili tedirgindi. Nihayetinde de haksız çıkmadı. Göztepe, oyunun başında mağlup duruma düşmesine rağmen ilk yarıda ciddi bir efor sarfedip skoru kendi lehine çevirdi. Bunu yaparken tamamen eski hüviyetindeydi. Bire, birlerde etkili oldu. Rakibini sahanın her tarafında rahatsız etti. Kanatları kullandı ve sonuçta gücüyle üstünlüğü yakaladı. Ancak, istenilen sağlanmıştı. Göztepe takımı oynamayı arzu ettiği bir bölümde mağlup durumdan, galip duruma yükselmişti. Futbolcu anında tatmin oldu ve o an bu maçı kafasında bitirdi. Tipik bir megaloman ruh yapısı. Biraz daha irdelersek, hafif görgüsüzlüğe giren abartı. İkinci devrenin daha beş dakikalık bölümünden itibaren Göztepe'nin mağlup olacağı aşikardı. Çünkü oynamıyordu, oynayanı seyrediyordu. Müdahalelerin hepsinde geç kalındı. Saha içinde de, kenar yönetiminde de. Aslında bir şeyler de yapılacak gibi değildi. Futbolcu duyarsızdı maçı da bu şekilde çok fazla etkilenmeden tamamladı.
UEFA muhabbetleri şimdi yine yerini parmak hesabına bıraktı.
Oynayacaksın
Düşmenin büyük adayları arasındaki Rizespor’un canla başla mücadele edeceği kesindi ama Göztepe’nin performansını, önünde beliren UEFA temsilciliği hedefine ne kadar inandırıcı buldukları belirleyecekti.
Ancak ilk yarıda herşey tam tersi biçimde gerçekleşti. Hasan Özer’in maçın daha ilk dakikasında hücum presle topu kaparak penaltı yaptırmasından sonra Rizeliler’in Göztepe’yi ciddi ölçüde rahatsız eden bir pres uygulaması olmadı. Özellikle orta dörtlü ve arkalarındaki Koray veteranlar gibi oynadılar. Bütün topları da 2. bölgede kaptırdılar.
Göztepe, maça yenik başlamasına rağmen hiç bocalamadı. Zafer Biryol’un orta sahaya gelerek yaptığı pas servisiyle orta saha oyuncularını hücuma dikey koşularla göndermesi, Rize’nin zaten mecalsiz koşularla gerçekleştirmeye çalıştığı direnci kırdı, Sarı-Kırmızılılar standartlarına yaklaştıkları anlardaki futbollarıyla aslında kolayca öne geçtiler.
İkinci yarıya oyuncu ve görev değişiklikleriyle başlayan Rizespor, daha ilk 10 dakikada Göztepe’yi sürklase etti. Sağda işlevsiz kalan Serkan’ın Göksel’in koridoruna alınmasından ibaret bir hamleyle savunma sıkıntısı önemli ölçüde halloldu. Erhan Namlı’nın oyuna girmesi, Ümit Ozan’ın da bu bölgeye çekilmesiyle orta saha hem dinamizm hem de beceri kazandı. Kıvrak ve kuvvetli Tetteh’in ileride yaptığı işlerle, Rizespor tam bir kazanıcı takım hüviyetine büründü.
Misafirinin yarattığı buhran karşısında Göztepeliler’in bilinçleri havaya, becerileri toprağa karıştı, yok oldu... Oyuncu değişikliklerinde ikinci maçtır karavana atılırken, Mkalele ve Cumhur çabaladılarsa da çevrelerinde takım arkadaşları yoktu...
Haluk Güney
Pabuç Pahalı
Puan cetvelinde İzmir'in plaka numarasını tutturduktan sonra, "hesabı kitabı" bırakıp, "Nasılsa bana birşey olmaz" diyen, hatta Avrupa rüyası gören "Göztepe", rahatlamanın bedelini, Çaykur Rizespor karşısında ağır ödedi. Oysa Kazım Erçakır'ın, 3.dakikada Majdan-Hasan Özer mücadelesinde verdiği "penaltı" kararı, sarı-kırmızılı takıma iyi bir uyarı olmuştu. Daha maçın başında yenik duruma düşerek, "pabucun pahalı" olduğunu öğrenen Göz-Göz, rakibi baskı altına aldığı ilk yarı boyunca, hem 2-1 öne geçmeyi başardı, hem de kalesinde tehlike yaşamadı.
Peki ya ikinci yarı?.. İşte orada, "futbolu futbol" yapan tüm faktörler devreye girdi. Önce Çaykur Rizespor Teknik Direktörü Koral Pecze'nin oyuna müdahalesi gündeme geldi. Ünal ile Fatih'i oyundan alıp, Tetteh ile Erhan Namlı'yı sahaya süren Pecze, "Beraberlik bile işime gelmez. Kazanmak istiyorum" mesajı veriyordu. Göztepe Teknik Direktörü Ümit Kayıhan, sol kanatta tükenen Mehmet'i, oyundan alıp, takıma biraz "nefes" vermek bir yana, tüm akınların o kanada yığılmasına müdahale etmedi. Kayıhan, değişiklikleri geç yapınca, bir yerde treni de kaçırmış oldu.
Sonra 2.yarı hakem faktörü de devreye girdi. Kazım Erçakır, belki sonuca direk etki edecek bir karar vermedi ama, öyle kritik noktalarda insiyatifini Rize'den yana kullandı ki, Göztepe'yi gerdi, içten içe kemirdi...
Ya sahanın içi?... Orada da "canını dişine takanlar" ile "yan gelip yatanlar" vardı. Rizespor'da Ümit Ozan, Recep, Oumar ne kadar çabaladıysa, Göztepe'de Mehmet, Mustafa, oyuna girdikten sonra Ersen Martin o kadar zırvaladı. Rizespor'da Hasan Özer çok gol kaçırmasına rağmen, çok çalıştı. Tetteh akıllı ve direk kaleyi düşünen futbol mantalitesiyle Göztepe savunmasını yıprattı. Rizespor, tamamen oyunu Ümit Ozan'ın üstüne yıktığı halde, bu futbolcuyu kilitlemek, Göztepe'de kimsenin aklına gelmedi.
Sonuçta bu maçtan yansıyan 2-3'lük skor, Rize'ye "cansuyu", Göztepe'ye ise "dikkat" komutu oldu. Yani Rize kurtuluş yoluna doğru önemli bir adım atarken, Göztepe "henüz işinin bitmediğini" anladı .
Hani "Bir musibet, bin nasihatten iyidir" derler ya, bu yenilgiyle nasihatlere aldırmayan Göztepe, musibetten payını aldı."
Şevket Özçelik
Değişiklik Hatasıyla
Ekrandan görüyorduk... Rizespor Karadeniz gibi hırçın, fırtınalı bir ekip. Ümit Kayıhan'ın böyle bir rakibe karşı "3 puan vermeme" stretejisini seçmesi, yüzde 100 doğru bir tercihti. Ancak, Kayıhan tercihini maç içi kararlarına yansıtamadı.
Göztepe 77. saniyedeki penaltı şokuyla yenik duruma düşmüştü. Hakem Kazım Erçakır, tüm yorumlarını Rize lehine yapıyordu. Göztepe buna rağmen 2-1 öne geçmeyi başardı. Ölüm-kalım savaşındaki Rize 2. yarıya, Erhan ve Tetteh'i oyuna alarak girdi. Film de burada koptu.
Zaten Hasan-Ümit forvetiyle de, yıpratıcı olan Karadeniz ekibi, hücumdaki çabuk adam sayısını 4'e çıkarınca, Göztepe defansı müthiş zorlandı.
52. dakika, garip bir rekorun dakikasıydı. Majdan, önce Hasan, sonra Ümit'in yüzde 99'luk gollerini önledi. Ama uzaklaştırılamayan top aynı dakika içinde, Ümit Ozan'ın ayağından fileleri buldu.
Kayıhan, Rize'nin şemsiyeyi tersine çeviren 46. dakika değişikliklerine refleks gösterebilse, bu görüntüler yaşanmayabilirdi.
Biz Göztepe'nin hem savunmada hem hücumda çabukluğa ihtiyaç duyduğu anlarda hep Kenan Arayıcı'yı düşünüyoruz. Ama Kayıhan onu nedense hiç düşünmüyor. Nitekim 60. dakikadaki gecikmiş operasyonunda da, oyuna Cem Baki ile Ersen'i soktu.
Ersen 3 net pozisyona girip kaçırırken, Rize, Göztepe defansına karşı ezici üstünlüğünü sürdürerek 3 puanı getiren golü de kazandı. Bence Kenan Arayıcı, savunmayı toparlayabilir, 1 puan da Göztepe'yi rahatlatırdı. Olmadı.
Sait Gürsoy
Parmak Hesabı
Galatasaray maçı galiiyeti ve sonrasında iki maçta çekilen sıfır puan... Bunların hepsi abartı ürünü... Özetle, büyüğü yenme hastalığı, yakalananların hepsinin geçirdiği doğal süreç ve karşılaştığı berzer tablolar.
Ne yazık ki iki maçtır Göztepe çaresiz. Bana göre tedavi süreci içerisinde umarım rahatsızlık giderilmiştir. Futbolcu kendi kafasında oluşan tetminsizliğe çare bulmuş ya da yok etmiştir.
Göztepe dün sürpriz bir sonuçla karşılaşmadı. Çoğu insan bu maçla ilgili tedirgindi. Nihayetinde de haksız çıkmadı. Göztepe, oyunun başında mağlup duruma düşmesine rağmen ilk yarıda ciddi bir efor sarfedip skoru kendi lehine çevirdi. Bunu yaparken tamamen eski hüviyetindeydi. Bire, birlerde etkili oldu. Rakibini sahanın her tarafında rahatsız etti. Kanatları kullandı ve sonuçta gücüyle üstünlüğü yakaladı. Ancak, istenilen sağlanmıştı. Göztepe takımı oynamayı arzu ettiği bir bölümde mağlup durumdan, galip duruma yükselmişti. Futbolcu anında tatmin oldu ve o an bu maçı kafasında bitirdi. Tipik bir megaloman ruh yapısı. Biraz daha irdelersek, hafif görgüsüzlüğe giren abartı. İkinci devrenin daha beş dakikalık bölümünden itibaren Göztepe'nin mağlup olacağı aşikardı. Çünkü oynamıyordu, oynayanı seyrediyordu. Müdahalelerin hepsinde geç kalındı. Saha içinde de, kenar yönetiminde de. Aslında bir şeyler de yapılacak gibi değildi. Futbolcu duyarsızdı maçı da bu şekilde çok fazla etkilenmeden tamamladı.
UEFA muhabbetleri şimdi yine yerini parmak hesabına bıraktı.
YORUMLAR
KÖŞE YAZILARI
-
İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
10 May 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
-
Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
12 Nisan 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
-
Gözyaşları...
21 Nisan 2019Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
-
Göztepe TEK Büyüktür.
28 Nisan 2018Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar: